
Aradan iki gün geçmişti , Mesut'u kaçırmamın ardından iki gün geçmiş ve onu en son arabada baygınken görmüştüm , odamda oturmuş , düşünüyordum , çocuklar Mesut 'dun yanındaydılar sürekli sadece arada uyumak için geliyor bir kaç saat sonra kalkıp gidiyordular , kim bilir neler yapıyorlardır zavalıcık adam bir şey öğrenmek için.
Yerimden kalkmış kendime bir şeyler hazırlamak için mutfağa geçtim ama hiç bir şey bulamadım , sürekli evdeydim , evdede kimsecikler yoktu çok sıkılıyordum biraz dışarıya çıkmak iyi gelirdi belki de , odama geçip Ademin aldığı kıyafetler arasında olan siyah uzun kabanı giydim uzun krem elbisemin üstüne , siyah hafif topuklu botumu giydim ve dışarıya çıkmaya hazırdım , makyajdan pek hoşlanmıyordum açıkcası .
Dışarıya adımladığımda buz gibi hava yanaklarıma çarptı eve küçük bir not bırakmıştım olurda çocuklar eve dönerlerse beni merak etmemeleri için ,
siyah kabanımın önünü sıkıca bağlayıp çıktım evden , kaldığımız yer sahil kenarıydı ama ne ev vardı etrafta ne de insanlar , biraz ilerledikten sonra ana yola çıktım , biraz yürüdükten sonra yoldan geçen taksiyi fark ettim ve elimi kaldırdım , sarı taksi ilk başta beni fark etmemiş gibi biraz ilerledi ve durdu sevinçle hızlı bir şekilde taksiye doğru gittim , arabaya bindim sıcacıktı " Ayvalık sahiline gidicem" dedim şöfür aynada biraz bana baktıktan sonra "tabi efendim" dedi ve sürmeye başladı .
Sessiz geçen bir yolculuğun sonunda sahildeydim , yavaş yavaş yürürken olanları düşünüyordum acaba doğru yoldamıydım , denizin dalgalarının çıkardığı ses o kadar huzur vericiydi ki kumlar arasına oturup düşünmeye devam ettim , elimde hiç bir şey yoken bana kalacak yer , yeni kıyafetler ve kardeşimi bulabilmem için bir şans vermiştiler bence şu an doğru yoldaydım, kendimi kumlara bırakıp dalgaların sesini dinlemeye başladım gözlerimi kapatmış huzurlu bir şekilde yatıyordum.
Arkadaki dükkanşardan birinden Sibel Bilgeç'in alışamadım şarkısı çalıyordu dudaklarımı aralayıp mırıldanarak eşlik ettim "seni sordum dalgalara ,martılara,sandallara , kahroldum, sensizim,yoksun yoksun " Huzur içinde uzanırken koluma çarpan yumuşak bir cisimle gözlerimi açtım , hemen yanıma uzanan biri vardı hızlıca başımı yerden kaldırıp yanıma uzanan kişiye baktım , gördüğüm yüz ile küçük bir şok geçirdim,
Gürkan orman yeşili gözleriyle beni inçeliyordu " seni beklediğimden de çabuk buldum tavşancık " dedi ve oda uzandığı yerden kalkıp tam önüme oturdu , ben hayla şaşkın şaşkın ona bakarken o bana bakıp yüzümdeki şaşkınlağa gülüp denize dönüp dalgaları izlemeye başladı , kalbim deli gibi atıyordu , ne işi vardı burda niye beni bulmaya çalışıyordu ve en önemliside , neden kalbim bu denli hızlı çarpıyordu ?
Kendimi sakinleştirmeye çalışıp sakin bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım "anlayamadım , neden beni bulmaya çalışıyordunuz ?" denizde olan yeşilin en güzel tonunda olan gözlerini bana çevirdi, bakışları üstünde o kadar yoğunlaştı ki istemsizce sertçe yutkundum " ne yapmaya çalıştığını öğrenmek için bulmam gerekiyordu seni tavşancık " dedi ve devam etti " Musa yı ortadan kayıp ettin , nerde ne durumda sen biliyorsundur , sonraki hedefin hangimiz bilmiyorum ama senin gibilerini çok gördüm merak ettme , bizi bitirmek imkansızdır " dedi ve tekrar denize döndü.
Vucüduma akın eden korku tüm tüylerimi ürpetmişti anlamamış gibi yapıp konuşmaya devam ettim " gerçekten ne dediğinizi anlayamıyorum gürkan bey ?! , biz Musa bey ile o gece birlikteydik daha sonra sabah erkenden bir telefon geldi acil dedi ve çıktı sonra hiç birbirimizi görmedik " umutla gözlerinde bana inandığına karşı bir şeyler aradım " seni daha yakından tanımak isterim İlayda " dedi ve ayağa kalktı , elini bana uzatı , ne yapıcaktım hayır dersem benden daha çok şüphelenicekti , evet dersem başım derde girecekti bu seferde ama yapacak bir şey yoktu en azından o gerçekleri öğrenmeden ben kardeşimi alabilirdim belkide , uzatığı eli tutum ve ayağa kalktım .
Hava kararmıştı henüz yemek yememiştim gürkanla bir bankta oturmuştuk " ben kalksam iyi olur , geç oldu " hemen bana döndü " olmaz ben bırakırım seni " korku dolu bir şekilde hemen hayır anlamında başımı saladım " yok teşekür ederim , ben biraz atıştırıp öyle eve geçicem sen bana bakma lütfen " dedim ve hızlıca ayağa kalktım tam gideceğim sırada sıcacık bir el elimi tutu arkamı dödüm , gürkan elimden tutmuş gitmemi engeliyordu , ayağa kalkıp karşıma geçti.
O kadar güzel bir koku geliyordu ki anlamdıramadım bir türlü bu kokuyu rüzgar saçlarına vurdukça gürkanın kokusu burnuma doluyordu ve benim kalbim bu kokuyu duydukça dahada hızlı atıyordu , daha fazla dayanamayıp elimi çektim " bende sana eşlik ediyim , bir şeyler yiyelim gel " dedi ve yürümeye başladı , nasıl bir belaya bulaşmıştım ben , bir şeyler öğrenmeden peşimi bırakmıcağı çok açık ortadaydı.
Beni zorla soktuğu balıkçıda oturmuş siparişlerimizi bekliyorduk , sahil kenarı olduğu için tüm yol balıkçılarla doluydu yiyecek başka bir şey yoktu mallesef " eee ilayda biraz kendinden bahsettsene bana , nerelisin , kimsin , nesin , kimlerdensin , okurmusun , çalışırmısın anlat bakalım " tamam bunlar kolay sorulardı fazla detaya girmedikçe böyle konuşabilirdik " Balıkesirliyim ama aslen Bursalıyım , ismim İlayda Yazgı, okumuyorum bıraktım , yer altı dünyasına girmek isteyen biriyim hepsi bu " dedim ve arkama yaslandım " peki ilayda o gün seni davet eden kimdi " diye sordu işte bunu bende bilmiyordum gürkançığım " ne öğrenmek istiyorsun bilmiyorum ama aradığın şey ben değilim " o kadar emin bir şekilde söylemiştim ki bunu ben bile kendime inanmıştım ve önüme gelen sıcak balığı yemeye başladım .
Yemekten sonra dışarıya çıkmış yine aynı banka oturmuştuk , gürkan yayıla yayıla banka oturmuş gözlerini kapatmıştı , ne düşünüyordu acaba , o tehlikeli beyninde eminim benim hakkımda bir çok şey vardı yoksa neden şu an yanımda olsun ki ?
Daha fazla dayanamayıp sordum " ne düşünüyorsun öyle derin derin ?" kapalı gözlerini açtı , yerinde dikleşip bakışlarını bana çevirdi , bakışlarında bu sefer gerçeklik vardı , yorgunluk vardı her zaman olduğu gibi sertlim ve öfke değildi bu " açık olmak gerekirse seni düşünüyorum , iyi niyetlimisin değilmisin henüz tam emin olmamış olsam bile sana karşı farklı bir şeyler hisediyorum , ne olduğunu bilmiyorum ama seni kendime yakın istiyorum , çiçeksi kokun sürekli bulunduğum ortamda olsun istiyorum " dedi ve arkasına yaslanıp tekrar gözlerini kapatı.
Şaka yapıyordu yada beni çok pis bir planın içine atıyordu , şok içindeydim ne demek istiyordu ne yapmamı bekliyordu gerçekten hiç bilmiyorum "yanlış anlama sana karşı her hangi bir şey his etmiyorum şu anlık ama sana karşı büyük bir merakım var Mesut ta ne yaptın hiç bilmiyorum ama umrumda da değil bize , yer altındaki adamlarımıza zarar vericekmisin bilmiyorum ama sana karşı nedensizce bir güven , sana karşı bir çekim his ediyorum ve buna engel olamıyorum " dedi dürüstçe.
Aslında aynı şeyi bende his ediyordum sanki yılardır birbirimizi tanıyor ve birbirimize hasret yaşamışız gibi bir duyguydu ama tabikide bunu ona belli etmicek ve hep diken üstünde duracaktım taki kardeşime kavuşana kadar sonra herkesten , her şeyden uzak bir dünya hazırlıyacaktım ona sadece ben ve minik kardeşim uğur.
Gece şehri karanlığa boğmuş sahilde kimsecikler kalmamıştı bizden başka , dalga sesi huzur veriyordu öylece sesizce oturuyorduk ne o kalkıyordu nede ben , bir kaç defa acaba uyudumu diye düşünmedim değil çünkü hayla kafası arkada gözleri kapalıydı , daha fazla dayanamayıp yerimden kalktım , hayla uyuyordu, uyandırsam beni asla bırakmazdı eve götürmek için ısrar edicekti ve eve götürürse yerimizi öğrenecekti bu hiç iyi olmazdı ama onu burda bırakmakta olmazdı hava buz gibiydi , onu burda bırakmak vicdansızlık olurdu.
Daha fazla dayanamayıp üstümdeki kabanı çıkardım ve üstüne attım güzelce üstünü örtüm ve yavaşca onun kabanının cebine soktum elimi , parmaklarıma değen telefonu hızla çektim ve aldım tam tahmin ettiğim gibi şifre yoktu çok şükür telefonu hiç karıştırmadan saate girip onbeş dakika sonrası için alarm kurdum ve tefonun sesinin yüksek olduğuna emin olduktan sonra tekrar yavaşca telefonu cebine attım , son kez beni kendine çeken güzel yüzüne baktım , kalbim ağzımda atıyordu uyuyan yüzüne bakıyorken , zaman kayıp etmemek için hemen arkamı dönüp taksi bulmak için sokak aralarına girdim , buz gibi hava artık yüzüme tek değil tüm vucüduma vuruyordu , kaban oldukça sıcak tutmuştu beni .
Sonunda bulduğum taksiye bindim soğuktan titreye titreye elerimle kendimi sarmış sıcak tutmaya çalışıyordum , şoföre evin adresini verdim hemen gidip sıcak bir duş alıcaktım , biraz olanları düşünmekte iyi olucaktı .
Eve vardığımızda elimi cebime attım ama parayı bulamadım , lanet olsun ki kabanımın çebinde çüzdanımı unutmuştum , fazla takmayıp arabadan indim " bir dakika beklermisiniz lütfen hemen paranızı getiricem " dedim ve hızlı adımlarla eve girdim odama girip dolaptan bir miktar para aldım ve dışarıya çıkıp bekleyen şoföre verdim , sağ olsun adem ne olur ne olmaz para bırakmıştı yanıma , eve dönüp banyoya doğru gittim kapı kolunu tutum açmak için ama duyduğum su sesi ile bıraktım kapıyı , çocuklardan biri gelmiş olmalıydı , odama geçip yatağıma yüz üstü attım kendimi ve düşünmeye başladım .
Tek amacım kardeşime kavuşmaktı ve bunun için her şeyi yapabilirdim , bugün olanları düşündüm gürkan ın karşıma çıkması tesadüfmüydü yoksa takip mi edilmiştim , çocuklara ondan bahsetmelimiydim hiç bilmiyorum , peki ya söyledikleri? doğrumuydu acaba benim nedensizce ona karşı olan bu hislerimi oda bana karşı his ediyormuydu ? ilk karşılaşmamızda oldukça sert ve öfkeliydi ama bu sefer çok farklıydı sanki bam başka biriydi ve bu bambaşka gürkan kalbimin deli gibi atırıyordu tek bir bakışıyla .
Daha fazla düşünceler içinde boğulmak istemediğim için ayağa kalktım ve tekrar banyoya doğru gittim kapısı açıktı , büyük ihtimalle gelen Aras tı çünkü Adem ve Hakan gelince bana bir selam vermeden odalarına geçmezdiler.
Duşa girip üstümü çıkardım aynadan kendimi incelerken elim istemsizce omuzuma gitti küçük bir ben vardı aynısı annemde de vardı , canım annem ne çok özlemiştim babamla annemi , burnumda tütüyorlardı keşke onlarıda kurtarabilecek şansım olsaydı , onlardan kalan tek şeydi Uğur , ona bile sahip çıkamamıştım nerde ne durumda hiç hanerim yoktu bile , göz yaşlarım yüzümü ıslatırken dayanamayıp sesli bir şekilde ağlamaya başladım .
Bir süre hüngür hüngür ağladıktan sonra kapının sesi ile hemen sustum " Erva ? iyimisin " Aras tı bu tamda tahmin ettiğim gibi , ama ben uyuduğunu sandığım için hünhür hüngür ağlamıştım " iyiyim sadece biraz " ne söyleçeğimi bile bilmiyordum ne yalan söylicktim , hiç iyi değildim daha çok ağlamaya başlamıştım içimde tutamayıp yine sesli bir şekilde ağlamaya başladım " Erva kapıyı açarmısın lütfen " sesimi duymaması için elimle ağzımı kapatmış ağlıyordum ama sesim istemsizce çok çıkıyor ve eminimki sesim ona gidiyordu , asılı olan havlulardan birini alıp çıplak vucüduma sardım ve kapıyı açtım.
Aras anlamsız gözlerle bana bakıyordu "neyin var anlat bana " kendime yüklediğim yükten kurtulmak için ona anlatmaya karar verdim ve yanaklarımdan akan göz yaşlarımı silip anlatmaya başladım , artık çok dolmuştum içimde tutamıyordum , sanki bu yükün altında ölecekmişim gibi his ediyordum " aile-ailemi özledim " dedim hıçkırıklarımın arasında beni banyo kapısının önünde yere oturtmuş oda hemen yanıma oturmuş pür dikkat beni dinliyordu " urazın adamları , annemi ve babamı öldürdü , geriye bir tek kardeşim ve ben kaldık ama kardeşim onlarda ve nasıl alıcam hiç bilmiyorum , çok özledim onları Aras " dedim ve tekrar hüngür hüngür ağlamaya başladım Aras yavaşça elerini kaldırdı ve bana sarıldı başımı omuzuna yasladı , saçlarımı okşuyordu sakinleşmem için " sakin ol Erva , sana yardım edicez biliyorsun konuştuk seninle hepimizin amacı o adamı indirmek" saçımdaki elleri güzen veriyor sakinleşmemi sağlıyordu .
Biz dertleşip konuşurken Aras bir sigara yakmış içiyordu , uzun kemikli parmakları arasındaki sigaraya baktım "bende içebilirmiyim" dedim burnumu çekerek , ağlamaktan gözlerim şişmişti , normalde sert olan bakışları şu an o kadar yumuşaktı ki bana karşı bakışları altında tüm vucüdum ürpermiş ve titremişti resmen , parmakları arasında tutuğu sigarayı hiç bir şey demeden bana uzatı , sigarayı ondan alıp derin bir nefes çektim , çiğerlerime dolan kirli hava ile aniden öksürmeye başladım , bunu kesinlikle beklemiyordum , öksürkler içinde Arasın kahkaha sesini duyabiliyordum ,nefes alamıyor çiğerlerim yanıyordu , rezil olmuştum utançla kızaran yanaklarımı elerimle tutup ayağa fırladım , sigarayı hızlıca Arasın eline verdim tekrar ve hiç bir şey söylemesini beklemeden , banyoya girdim ve kapıyı kilitledim , yanaklarımı bırakıp aynaya baktım , domatesle eş değer bir şekikde aynı renk olmuştuk ah nasıl bakıcaktım yüzüne artık nasılda havalı bir şekilde derin bir nefes çekmiştim içime hayla gülme sesi geliyordu kapı önünden.
Sonunda Aras gülmeyi bırakmış odasına gitmişti, sıcak bir duş alıp banyodan çıktım sıkıca kendime sardığım havluyu tutum sıkıca ne olur olmaz diye , odama geçtim karanlıktan dolayı hiç bir şey göremiyordum ama , aşırı soğuk bir hava vardı içeride , duvarda lambanın düğmesini aradım bir süre ve bulunca hemen açtım odaya baktığımda pencerenin açık olduğunu gördüm , kapalı olduğuna emindim , en son odadan çıkarken kapalıydı eminim ama kendimi korkutmak istemediğim için fazla üstünde durmadım ve pencereye doğru gidip bahçeye bir göz attım kimse varmı yokmu diye , kimseyi göremeyince pencereyi kapatık güzelce kilitledim perdeyi önüne çekip arkamı döndüğümde , gördüm şeyle yerimde durakaldım.
Düzgünce yatağımın üstüne koyulmuş siyah kabanım , Gürkanın üstüne attığım kabanım yatağımın üstündeydi , nasıl bulmuştu beni , odama hızlıca baktım kimse varmı diye ama kimsecikler yoktu kabanımı dolaba asmak için kaldırdığımda üstünden düşen bir kağıt parçaşı yerde ayağımın dibine düştü , kabanımı tekrar yatağa bıraktım ve yerden kağıdı aldım beyaz kağıta mavi kalem ile yazılan dört satır vardı;
Güneşi,
doğumamacısına batırmış
günebakandım ben...
gözlerindeki güneşin
gülüşünü görene dek...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |