18. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 17.BÖLÜM: NEFES

17.BÖLÜM: NEFES

Dilan Özçelik
dilanzclk

Bir hafta sonra…

 

Ruhumda bir yanardağ misali yandıkça tutuşan acı, beynimin içinde yarıklar oluşturan düşüncelerime sıçradığın da uykumdan adeta sıçradım. Kalbimdeki gümbürtüyle beraber nefes nefese gözlerimi araladığımda göğsümde sisli bir gece vardı. Ne ara uyuduğumu bilmesem de karanlığa araladığım gözlerimi açmakta zorlandım. Dışarıda neredeyse fırtına kopuyordu, cama şiddetle vuran yağmurun sesine uyanmış olmalıydım.

 

Derin bir nefes aldım yattığım yerde.

 

Zaman dilimini yavaş yavaş yetirmek üzereydim. Beni kilit altına aldıkları evdeydim ve beşinci günden sonra saymayı bırakmıştım. Kapıdaki iki koruma dışında kimseyi görmemiştim, benimle kesinlikle konuşmuyorlardı.

 

O kadar yalnızdım ki, kollarımla kendime sarılırken çaresizlik ruhuma yapışmıştı.

 

Boran’ı deli gibi merak ediyordum.

 

Yeniden dolan gözlerimi hızlıca sildim. O sırada kapının önünden sesler geldi, küçük bir gürültüyle kapım açıldığında, içeri sızan ilk önce buz gibi hava olmuştu.

 

“Nerde lan karım, nerde?” Bu Boran’ın sesiydi. Adeta bir arslan gibi kükrüyordu. “Kimsiniz lan siz, kimsiniz de benim karımı kapı ardına kilitliyorsunuz?”

 

“Ağam Sevda hanım emretti.”

 

“Benim lan senin ağan, benim ben! Sen benim olanı benden habersiz nasıl götürürsün?”

 

 

İrkilerek kapıya döndüm ve karanlığa rağmen onun kehribar gözlerini gördüm. Alev alevdi. “Hepinizle sonra hesaplaşacağım.” Diye kükreyerek kapıyı kapatıp içeri girdiğinde şaşkınlıkla yattığım yerden doğruldum.

 

“Boran…”

 

Kapıyı ardında kapatırken gözyaşlarımı hızlıca sildim. Yüzüne nasıl bakacağımı bilemesem de onu deli gibi görmek, iyi olduğunu hissetmek istiyordum. Sonunda gelmişti. “Dila!” dediğinde titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

Hızlı adımlarla yanıma gelirken ona bakmak, onunla göz göze gelmek içimdeki dinmiş yangını yeniden harlandırmıştı. Gözyaşlarım sicim sicim yanaklarımdan dökülürken bana doğru gelen adımlarında ayaklarının altında ezilen yer değil kalbimdi sanki. O an sadece o vardı, Yaşadığım yıkımda ayakta kalan tek şey Boran’dı.

 

Önümde durduğunda, pencereden sızan ışık yüzüne vurmuştu. Çökmüş bir haldeydi.

 

Ne yapacağımı bilemez halde titreyen gözlerimi gözlerine diktim. Gözleri üzerimde dolanırken bakışları alev alevdi. “Hepsini sikeceğim.” Dedi tükürür gibi. “Seni bu hale getiren herkesi geberteceğim.” Ben de bitik bir haldeydim. Hıçkırarak ona doğru uzandım ve beni kollarının arasına çekmesine izin verdim.

 

“İyisin.” Derken ona sımsıkı sarıldım. Ayakta kalan tek yanıma sıkı sıkıya tutundum. Boran belime dolanarak beni kendine çekerken hapishaneden çıkmış bir mahkum gibiydim. “Özür dilerim, çok özür dilerim.”

 

“Dila…” yüzümü ellerinin arasına aldığında “Beni bırakmadığın için teşekkür ederim.” Diye fısıldadım. Boran göz yaşlarımı silerken, avuçlarımı yüzüne bastırdım. Yaşadığını hissetmek göğsüm kafesime baharları getirmişti. “Beni sakın bırakma Boran!” O kadar aceleci o kadar savruktum ki, Boran’ı içime alıp saklamak kendimden bile korumak istiyordum.

 

“Bırakmam.” Burnumu çekerken gözlerine kaldırdım gözlerimi. “Bırakamam.” Diye fısıldamıştı. “Seni sana rağmen bırakmam.”

 

“Ben, nasıl oldu bilmiyorum.” Sesim titriyordu ve Boran onu vuran ben değilmişim gibi bana sarılıyordu. “Bir anda oldu. Ben sana zarar gelsin istemezdim ama canımı çok yaktın. Bana çok büyük bir yalan söyledin.”

 

“Dila…” sakinleştirici bir sesle baş parmağını dudağıma yasladığında kahrolmuş bir şekilde başımı yana yatırdım. “Affet beni Boran.”

 

Dudağımın üzerindeki parmağından öptüm. Boran istemsizce kaşlarını çatarken gözlerini kapatıp açmıştı. Ona biraz daha yaklaştım. “Beni affet.” Dibine kadar girmiştim, nefesim yüzünü okşuyordu. “Beni affet Boran Safir.” Sesim, emredici bir şekilde çıktığında belimdeki ellerini etime bastırmıştı. Boran kaskatı kesilmişti. “Beni affetmen için ne yapmam gerekiyor?” Burnumu burnuna değdirerek yanağına dudağımı bastırdım. Bir şey söylemesini beklerken bir eli yanağıma dokundu ve bir hafta önce annesinin tokatlayarak morardığı yere okşadı. “Ben sana kendimi nasıl affettireceğim Dila?” Sesi kızgındı.

 

Burukça gülümsedim. “Önemli değil.” Yanağında olan dudaklarımı dudağının kenarına doğru sürttüm. “Yaşıyorsun. Gerisi mühim değil.”

 

Dudaklarını dudaklarımın arasına aldığında Boran önce irkildi, kaskatı kesilmişti. “Seni özledim Boran Safir!” Dudaklarının üzerinde bekledim. İlk adımı atmıştım ama sonrasını getirecek kadar cesaretli değildim. Boran şaşkınlığını bir kenara bırakarak susamış bir vaziyette beni öpmeye başladığında içimdeki tüm savaşlar bertaraf bir haldeydi.

 

Nefes nefese alnımı alnına yasladığımda “Şimdi vurdun ya beni, karım olduğunu kanıtladın.” Demişti. Acı bir tebessümle yeniden dudaklarına sokuldum. Acısına karışmak, hatta içime çekmek istiyordum. Boran çenemden tutarak beni durdurdu. “Dila…” dedi acılı bir sesle. “Dur yoksa kendimi tutamayacağım güzelim.”

 

Baş parmağımı dudaklarına sürterken alnımı alnına değdirdim. “Durmanı istemiyorum ki.”

 

“Dila?” Boran şaşkınlıkla adımı fısıldarken, acı bir tebessümle dudaklarına yeniden sokuldum. Zincirlerimi teker teker parçalarken hasretle onu kendime çekmiştim ve Boran ilk defa karşılaştığı tavrım karşısındaki şaşkınlığı sonunda bir kanara bırakmıştı.

 

Belimi tutarak bedenimi bedenine yasladığında üzerindeki kabanı ve hırkayı hızlıca çıkarıp yere attım. Alt dudağımı dudaklarının arasına alarak ezdiğinde üzerindeki kazağıda çıkarmak için uzandım. “Yavaş.” Derken yüzü acıyla kıvranmıştı. Kazağı çıkarmak için bana yardımcı olduğunda, gözlerim sargılı göğsüne gitti.

 

“Acıyor mu?” titreyen ellerimi yarasına götürüp, derin bir nefes aldım. Her an yeniden göz yaşlarına boğulabilirdim. “Dila Safir’in açtığı yara nasıl hemen kapansın?” Dudaklarında acı bir tebessüm geçmişti.

 

“Özür...” diye başladığım kelimeleri dudaklarımı öperek kesti. “Özür dileme, vururum dedin, seni dinlemedim sende vurdun. Bunu ben istedim.” Beni rahatlatmak için öyle konuştuğuna adım kadar emindim. Bu kalbimi biraz daha acıttı mümkünmüş gibi. “Ya sana bir şey olsaydı?”

 

“Ölümün senin elinden olsun Dila.” Dudaklarımı uzunca öptü. “Eğer yaran acıyorsa duralım.” Dedim nefes nefese. “Durmak mı?” kaşının biri havaya kalkmıştı. “Bu saatten sonra seni benim elimden hiç kimse alamaz.”

 

Elleri yavaşça hırkamın ucuna gittiğinde sertçe yutkundum. Hırkayı başımdan yukarı çekerken saçlarım omuzlarımdan aşağı sallandı. Uzun boyundan dolayı eğilmek zorunda kalırken onu yardımcı olmak için parmak uçlarımda yükseldim.

 

Boran bu kez sert bir şekilde dudaklarımı esir aldığında buz gibi elleri sıcak tenimi kavramıştı. Dokunuşu irkilmeme neden olurken beni kucağına aldı ve yatağa oturdu. Dudaklarımdan ayrılan dudakları boynuma doğru yol alırken nefes nefese başımı yukarı kaldırdım ve dudakları için daha çok alan hazırladım.

 

Her zamankinden daha fazla cüretkar ve serti. Dudağının değdirdiği yerlerde kanım çekiliyordu. “Dila…” diye fısıldadığında köprücük kemiğimden göğüs oluğuma doğru kaymıştı dudakları. Bacaklarımı belime doladım ve kucağına yerleştim.

 

Yağmur şiddetini artıkça gök gürlüyordu. Boran eşofmanımın lastiğine uzandığında kalçamı hafifçe kaldırarak ona yardımcı oldum. Üzerimde sadece iç çamaşırlarımla kalakaldığımda kehribar gözleri şehvetle kararmıştı. Sutyenimin üzerinden sağ göğsümü dudaklarının arasına aldığında damarlarımdaki kan daha hızlı akmaya başladı. Boran eline şeker verilmiş bir çocuk gibi göğüslerime dişlerini geçirdiğinde acıyla “Boran…” diye inledim.

 

“Güzelim.”

 

Nefes alışverişlerim sıkılaşmıştı. Elleri sırtıma dolandığında omuzlarına tutundum. Gözlerini gözlerime kaldırdı ve izin ister gibi gözlerimin içine baktığında elleri sutyenimin kopçasının üzerindeydi. Sertçe yutkundum ve alık alık suratına baktım.

 

Başımı korkuyla aşağı yukarı salladığımda kopçayı ustalıkla çözdü. Ortaya çıkan göğüslerimi ellerimle kapatma isteğiyle boğuşurken Boran saçlarımı kulağımın ardına atarak önündeki her şeyi ortadan kaldırdı. Nefes almakta güçlük çekiyordum.

 

Bakışları dibi görünmeyen bir göle dönmüştü. Ellerinin arasında titreyemeye başlarken aynı zamanda yanıyordum. Beni sakinleştirmek ister gibi dudaklarımdan öptüğünde altımdaki erkekliğinin varlığıyla huzursuzca omuzlarına tutundum. “Sana öyle şeyler yapmak istiyorum ki Dila!” dudaklarıma fısıldadığı sözler karşısında gözlerimi kapattım. Dudaklarını dudaklarıma sürttüğünde, burnum burnuna değmişti. Bu istemsizce gülümseme neden olurken ona biraz daha sokuldum. Çıplak göğsüm çıplak göğsüne dokunduğunda ikimizin de tüyleri diken diken olmuştu.

 

Boran sırtımı yavaşça yatağa yatırdı ve üzerime tırmandı. Elleri her yerimde dolanıyor, dudakları değdiği yeri cayır cayır yakıyordu. İnlemelerim gök gürültüsüne karışırken, göğüslerimden çektiği dudaklarını göbeğime indirmişti. “Neden bu kadar güzelsin?” derken sesi acı çekiyor gibiydi. Onun gözünde nasıl göründüğümün farkında değildim ama bana bakarken içi içini yiyordu.

 

“Beni sadece göğsümden vurmadın Dila Safir. Ben sana her anlamda vuruldum.”

 

Nefes nefese başımı geriye attım ve adını haykırırken altında yay gibi kıvrıldım. Boran durdu ve tutkuyla bir süre beni izledi. Başımı yana yatırıp soluk soluğa kehribarlarına baktım.

Doğruldum ve sessizce öptüm onu. Sonra tekrar ve tekrar. Dudaklarının tadı güzeldi. Öptükçe daha çok öpmek istiyordum. Dudaklarından ayrılıp boyun girintisine sokuldum. Yarasından öptüm, ellerinden öptüm. Yeniden boyun girintisine daldığımda saçlarımı avucunun arasına alıp geriye doğru çekti. “Dila…” cüretkar tavrım karşısında şaşkındı. Arslan’la olan ilişkimde de her zaman cüretkar olan taraf bendim, Boran sadece bu yüzümü ilk defa görüyordu.

 

“Boran…” dudaklarımı kulağının arkasındaki bir noktaya bastırdım ve nefesimi oraya bıraktım. “Küçük bir benin var burada, biliyor musun?”

 

“Hayır” Dediğin de sesi hırlar gibi çıkmıştı. “Görebileceğin bir noktada değil, biri söylemediği sürece bilemezdin.”

 

“Hiçbir kadının bana bu kadar dokunmasına izin vermedim.” Başka kadınlar? İstemsizce kaşlarımı çatarken dudaklarımı değdirdiğim yere dişlerimi geçirip ısırdım. “Boran bu hareketimle sabrı bitmiş bir şekilde beni yüz üstü yatırdığında “Boran…” diye cırladım. Dudakları omuriliğimde dolandı. “Söyle güzelim.”

 

Sırtımda gezinen dudaklarının etkisiyle konuşamadım. Sessizce yutkunurken yanağımı yastığa yasladım. Dudakları bel oyuntumda gezinirken adını inledim. Bir süre sonra beni kendine çevirdiğinde hızla onu kendime doğru çektim.

 

Ağırlığını üzerime vermeden hemen önce altındaki pantolona uzandım. Boran üzerinden çıkarmama yardım etti. İkimizde tamamen çıplak kalana kadar soyunurken, yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerimden öptü. Tıpkı onun gibi bende gözlerinden öptüm.

 

Bugün içinde bulunduğumuz mezarda benim nefes aldığım ilk gündü.

 

Boran izin ister gibi gözlerimin içine baktığında, başımı yavaşça aşağı yukarı doğru salladım. Bacaklarımın arasına yerleşip kendini içime iterken dudaklarıma uzandı ve bu kez çığlığımı kendi ruhuna hapsetti.

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 24.12.2024 21:32 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 17.BÖLÜM: NEFES
Dilan Özçelik
SAFİR

99.14k Okunma

4.97k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...