25. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 24.BÖLÜM:ZİNCİR

24.BÖLÜM:ZİNCİR

Dilan Özçelik
dilanzclk

 

Boran gözü dönüş bir şekilde Savaş’ı dövmeye başladığında uğradığım şokun arasında “Boran!” diye bağırdım. “Boran dur artık, öldüreceksin adamı!”

 

 

Durmaya asla niyeti yoktu. Döve döve öldürecekti Savaş’ı. Boran’ın omzuna dokunup onu geriye çektiğimde Savaş çoktan bayılmıştı. Ona acıyacağım aklıma gelmezdi fakat ölmesi bizi yeni bir savaşa sürüklerdi. “Boran dur, onu öldürmen bizim zararımıza olur. O annemin akrabası, bizi yeni bir savaşa sürüklersin. Ne olursun dur!”

 

 

“Karışma Dila!” Boran’ın kükreyişle bir adım geriledim ama kolunu bırakmadım. “Sakın!”

 

 

“Karışmak zorundayım. Ölürse yine ortalık karışacak. Artık gücüm kalmadı benim. Sana da bir şey olmasına izin veremem!”

 

 

Bir kaç saniye sonra düşündükten sonra ağza alınmayacak bir kaç küfürü savurdu mezarlığın içinde. Boran nefretle Savaşı yere attıktan sonra ayağa kalktı. “Yürü, seninle de evde hesaplaşacağız.” Bileklerime sarılıp beni ardında çekiştirdiğinde son kez Arslan’ın mezarına baktım. Vedamız bile yarım kalmıştı. Biz bu dünyada asla tamamlanamayacak olan iki kişiydik. Yol boyunca sessizliğimizi korurken arabayı evin önünde durduğunda, kafamdaki soru işaretleriyle birlikte arabadan indim.

 

 

Beni birazdan haşlayacaktı ama odaya kadar sessizliğini korudu.

 

 

Korumaları dışarda bırakarak kapıyı sertçe kapattığında telaşla dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Odaya kaçıp kapıyı kilitlesem ne kadar işe yarardı. Elimden tutarak beni ardında sürüklerken bizi gören Miran telaşla ayağa kalktı. Konaktan çıkmama izin verdiği için Boran onu da mahvedecekti. Odasına kaçarak giden Miran’ın ardından Boran kimseyi umursamadan bağırdı. “Kaç Miran efendi kaç!” Bahçede Sevda hanım ve kız kardeşi vardı. Larin ve Yaseminde bir üst katın balkonunda kahve içiyorlardı. Anlaşılan Larin de Yasemin’in tarafını tutuyordu. Bize olan kıskanç bakışları arasında merdivenleri çıkarken Boran’ın adımlarına yetişip, koluna sarıldım. O kadar sinirliydi ki yakınlığımı görmedi bile. Beni odanın içerisi tıkar tıkmaz kapıyı kapattı. En azından insanların tartıştığımızı görmesine izin vermiyordu.

 

 

“Ne yaptığını sanıyorsun?” Boran’ın sesi kaskatıydı. “Derdin ne lan senin?”

 

 

Korkuyla ona döndüm. “Nasıl benden habersiz evden çıkarsın, iznim olmadan nasıl mezarlığa gidersin?”

 

 

“İzin vermeyeceğin için senden isteyemedim.” Dedim. “Hadi ya, ne güzel bir açıklama!” delirmiş bir vaziyette odanın içinde gelip gitti. “Neden sana söz geçiremiyorum ben, neden lan neden?”

 

 

“Sakin olur musun?” Gözlerinde fırtınalar kopuyordu. “Sakin mi olayım?” sinirle ellerini saçlarına daldırıp, bağırarak öfkesini kusmaya başladı. “Sana evden çıkmayacaksın dedim, çıktın. Sana mezarlığa gitmeyeceksin dedim, gittin. Sana Arslan yasak dedim, koşa koşa abime sarıldın. Yetmezmiş gibi sana takıntılı sapıkla karşı karşıya gelmiş laf anlatmaya çalışıyorsun! O manyak sana bir şey yapsaydı, ne olacaktı?” O kadar haklıydı ki, sesimi çıkaramadım.

 

 

“Söylesene Dila, sana bir şey yapsaydı ne olacaktı?”

 

 

“Haklısın.” Derken, gözlerine sakince baktım. “Yanlış yaptım ama gitmem gerekiyordu.”

 

 

“Neden gitmem gerekiyormuş Dila hanım?” beni korkutuyordu, onu ilk defa bu kadar gözü dönmüş bir vaziyette görüyordum. “Sakin olur musun artık.” Dedim zar zor.

 

 

Boran kırık bir şekilde gülümsediğinde ona doğru bir adım attım. “Bana sakin olmamı söyleyip durma. Elin manyağı sana gelip seni sevdiğini söylemişken bana sakin olmam gerektiğini sakın söyleme.” İşaret parmağını bana doğru salladığında “Onu öldürmem gerekiyordu.” Diye devam etti. “Benim karıma kimse yaklaşamaz.”

 

 

“Boran.” Diye bağırdım. “Yeter.” Ölüm lafından bıkmıştım artık. “Onu öldürsen yanan biz olacaktık.”

 

 

“Yandık zaten yanacağımız kadar. Biraz fazlası öldürmez.”

 

 

“Ama yaşatmaz da.” Baharıma gelen kışa, elimdeki ateşle dokundum. Hiç düşünmeden parmak uçlarımda yükselip, yüzünü ellerimin arasına aldım. “Benim senden başka kimsem yok.” Diye fısıldadım dudaklarının üzerine. “Benim senden başka kaybedeceğim hiçbir şey yok.”

 

 

Boran gözlerini kapatıp daha sakin bir şekilde araladığında kehribarlarına biraz daha yaklaştım. “Seni de kaybedemem.” Sessizce yutkundum. O sırada pencerenin önünde birinin gölgesini gördüm. Perdeye yansıyan görüntü Yasemin’e aitti. Bizimi izliyordu? Yok artık!

 

 

“O zaman karım gibi davran artık.” Boran’ın sert sözleri karşısında dikkatimi ona vermeye çalıştım ama aklım hala Yasemin’deydi. Kavgamızı duysun istemiyordum. “Boran…” dedim, onu nasıl susturacağımı bilemeyerek. “Ne Boran Dila, sen değil miydin beni vuran? Kurtulmak isteyen?” Boran bir adım geriye atıp benden uzaklaşmak istediğinde hızla onu kendime çektim. ”Senden kurtulmak istemiyorum.”

 

 

Boran beni ciddiye almadı ve gülerek kapıyı gösterdi.“Şimdi kapıyı aralasam çıkıp gideceksin ardına bir an bile bakmadan.”

 

 

Her cümlesi etime bıçaklar saplıyordu, üstelik Yasemin de onu duyuyordu. Onu nasıl susturacağımı bilemeyerek dudaklarına baktım. Nasıl yapacağımı bilmiyordum ama hem Boran’ı susturmak hem de Yasemin ders vermek istiyordum. Hiç düşünmeden dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda, bilerek sırtına cama doğru ittirdim ve Boran’ın boynuna sarıldım.

 

 

“Gitmeyeceğim.” Diye fısıldadım, dudaklarımı dudaklarından çekmeden. Boran neye uğradığını şaşırmış bir şekilde gözlerini araladığında, bakışları sisliydi. Bir saniye kadar şaşkınlığın ardından boynumu kavrayıp kendine çekti ve beni öpmeye başladığında, parmaklarımın ucunda yükseldim.

 

 

Nefes dahi almadan dudaklarımı içine çeker gibi öperken “Boran.” Diye inledim. Zincirleri kopmuş gibiydi. Bedenimi bedenine yasladığında “Dila…” diyerek boğuk bir ses çıkardı. Dudaklarımdan ayrıldığı gibi boynuma indiğinde bedenimi yukarı doğru çekti. Boran beni kucağına aldığında avuçlarımı pencereye yasladım ve boynuma sokulmasına izin verdim. Daha yüksek bir sesle “Boran.” Diye inledim bilerek.

 

 

“Beni her anlamda çıldırtıyorsun Dila!” O sırada pencereden hızla uzaklaşan giden ayak seslerini zorda olsa işittim. Yasemin arkasına bakmadan çekip giderken Boran’dan ayrılmanın vakti geldiğini düşünerek ellerimi göğsüne yasladım.

 

 

Fakat Boran’ı durdurmanın kolay olmayacağını bilmem gerekirdi, üstelik o zinciri ben koparmıştım. Yerlerimizi değiştirip sırtımı cama yasladığında nefes nefese başımı geriye attım. Boynuma öyle şeyler yapıyordu ki, ağzımı açıp dur bile diyemedim. Yasemin’e ders vereceğim diye kendimi Boran’ın ateşine atmıştım.

 

 

 

Boran daha fazlasını isteyen bir tutkuyla elbisemin fermuarına uzandığında kalbim gümbür gümbürdü. Fermuarımı açamayınca, yırtığını hissettim. “Yenisini alırım.” Dedikten sonra boydan boya yırtılma sesini işittim. Elbisemin sırt kısmını komple yırtmıştı. Çıplak sırtımı cama yasladığı gibi yeniden dudaklarımı dudaklarının arasına aldı.

 

 

Sırtımda hissettiğim soğuk ve onun dudaklarının yüzünden tüylerim diken diken olmuştu. Elbiseyi omuzlarımdan aşağı çekiştirdiğinde, açtığı her yere dudaklarını değdiriyordu. Aklımı kaybetmiş bir vaziyette gözlerimi kapatıp, başımı cama yasladım.

 

 

O kadar iyiydi ki bana şu an istediği her şeyi yaptırabilirdi. Köprücük kemiğimde hissettiğim dilinin darbesiyle nefes almayı bıraktım. Boran aynı noktaya bir morluk bırakacak şekilde yoluna devam ederken bacaklarımı beline doladım. Eli bacaklarıma gittiğinde gözlerini yüzümde hissederek gözlerimi araladım. Bakışı karşısında yanaklarım sıcacık olmuştu.

 

“Yeterli mi?” diye fısıldadı, mahvolmuş halimde gözlerini gezdirirken. Nefesimi düzene koymaya çalışırken gözlerinin içine baktım. Ne demek istediğini anlamamıştım ayrıca neden durmuştu? Bacaklarımı parmaklarının içinde ezdi ve sertçe yutkunduğunu hissettim. Adem alması aşağı inip kalkmıştı. “Yasemin’e yaptığın gövde gösterisi yeterli mi?”

 

 

“Boran…” diye fısıldadım. Nasıl anlamıştı? Boran bacaklarımdan ellerini çekti ve darmadağın olmuş bir şekilde beni serbest bıraktı. Göğüslerime kadar inen elbisemin ucundan hızlıca yakaladım.

 

 

 

“Konuşma Dila.” Diyerek bana sırtını dönüp banyoya girdiğinde o kadar mahcup olmuştum ki, kendimi dövmek istedim. Banyoya girdikten hemen sonra kapıyı suratıma kapattığında yüzümü ellerimin arasına alıp sertçe nefesimi dışarı verdim. “Aferin sana Dila! Aferin!” ,

 

 

Boran banyodan uzun bir süre çıkmazken, üzerime yeni bir elbise geçirmek yerine zaten bir gecelik takımı giyinip yatağın üzerine oturdum. Zaten akşam olmuştu, dışarı çıkıp Safir aile üyelerini görmek gibi bir planım yoktu.

 

 

Ayrıca çıkarsam Yasemin’e de istediğini vermiş olurdum. Boran belinde havlu parçasıyla kapıda göründüğünde utancımı bir kanara bırakıp gözlerimi üzerinde gezdirdim. Karın kasları gözlerimin parlamasına neden olurken “Özür dilerim.” Diye fısıldadım. Bana kısa bir bakış atıp önüne döndü.

 

 

 

Dolabın içindekilerle bakıştığı sırada “Dışarı mı çıkacaksın?” diye sordum bu kez de. “Hayır, merak etme Yasemin’e oynadığın oyunun ortaya çıkmasına izin vermem.” Bir tişört ve şort alıp dolabın kapağını kapattığında istemsizce sırıttım. “Bu kadar kısa sürede işimi bitirmeyeceğimi biliyordur.”

 

 

İstemsiz bir şekilde dudaklarımı ısırdığımda, gözlerimi karın bölgesine indirip derin bir nefes aldım. Boran benim aksime gayet rahat bir şekilde karşımda soyunup giyinirken ateşimin çıktığını hissettim ama gözlerimi ondan asla çekemedim.

 

 

Ona alışmam gerekiyordu, alışmak zorundaydım.

 

 

Islak havlusunu banyodaki sepete bırakmak için gittiğinde yataktan çıkıp televizyona doğru yürüdüm ve kumandayı elime aldım. Onunla aynı odada sabaha kadar kalacak olmak şimdiden beni germişti. Boran odaya geri döndüğünde hiç konuşmadan tekli koltuklardan birine oturup ayağını sehpaya doğru uzattı. Televizyon kanalları arasında dolaşırken yabancı bir filmde duraksadım.

 

 

“Aç mısın?” acıktığımın farkında değildim ama o sorunca karnım anında açım diye kıvranmıştı. Boran evet dememe gerek kalmadan “Tabi ki de açsın.” Diyerek kaşlarını kaldırdığında “Evet, açım.” Dedim dürüstçe. “Üzgünüm ama daha sonra yiyeceksin.”

 

 

“Neden?”

 

 

“Çünkü şu an başka bir şey yapıyor olmamız gerektiği için yemek yiyemiyor olman gerekiyor.”

 

 

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarken ikili koltuğa uzanıp televizyonun sesini dışarı gitmeyecek şekilde açtım. İkimizde ilgimizi filme vermeye çalıştık ama aklım hala bana yapabileceği şeylerde dolanıyordu. Oflayarak bakışlarımı ona çevirdim ama bir şey söylemedim. O sadece televizyona bakıyor arada da telefonunda göz gezdiriyordu.

 

 

“Savaşla tanışıyor muydunuz?” Boran sorum karşısında kafasını hızlıca bana çevirdi. “Burası büyük bir yer değil.”

 

Öyle der gibi başımı salladım. “Kolundaki yara sana ait?”

 

Boran konunun nereye gideceğini anlayarak huzursuzca yerinden kıpırdadığın da bende hafifçe doğrulup oturur pozisyona geldim. “Evet.” Sesinde hiçbir renk yoktu. “Neden?”

 

 

“Seni ilgilendirmiyor.”

 

Başımı hafifçe yana eğip kaşımın birini kaldırdım. “Gayet de beni ilgilendiriyor gibi duruyor.”

 

“İlgilendirmiyor dediysem ilgilendirmiyor.” Sesi anlamsız bir şekilde sertti ama konuyu kapatmaya niyetim yoktu.

 

“Savaş benim yüzümden onu dövdüğünü söyledi.”

 

 

Bölüm : 03.01.2025 13:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 24.BÖLÜM:ZİNCİR
Dilan Özçelik
SAFİR

98.95k Okunma

4.97k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...