31. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 30.bölüm

30.bölüm

Dilan Özçelik
dilanzclk

 

 

Boran’ın olmadığı bir yatakta gözlerimi araladığımda baş ucumda Hicran vardı. Uyandığımı görünce “Oh, çok şükür.” Diyerek yanıma geldi. “Boran?” diye sayıkladım.

 

 

“Kapının önümde bekliyor. Bütün gece kıpırdamadı.” Saat kaçtı ki, pencereye doğru baktım. Dışarda gün maviydi. Hicran’ın sesi neşeliydi, abisinin düştüğü durumdan keyif alıyor gibiydi. “Kaya ve Baran ne durumda?”

 

 

“Birkaç yumruk yediler ama bir şey olmaz.” Gözlerimin içine şefkatle baktı. “Asıl sen nasılsın?”

 

 

“Bilmiyorum.” Derken doğruldum. Dağılmış saçlarıma ellerimi geçirip derin bir nefes aldım. İkimizde birbirimize soru işaretleriyle bakıyorduk. Sonunda “Hamile olmadığına emin misin?” diye sorduğunda bilmiyorum dercesine omuzlarımı indirip kaldırdım. Hicran gülümseyerek ayaklandı. “Neyse ki bunu öğrenmek için evde bolca test çubuğu var.” Anlamayarak kaşlarımı çattığımda “Baran ilk test pozitif çıktığında emin olmak için bir kutu almıştı.” Dedi, gülerek. Odadan çıkıp elinde bir kutuyla geri geldiğinde utançla kutunun içinden bir test çubuğunu alarak yataktan çıktım. Çıkacak sonuç ödümü koparıyordu.

 

 

“Korkma hepimiz yanındayız.” Dünyanın en iyi görümcesi olduğun daha önce söylemiş miydim? “Sonuç ne çıkarsa çıksın, biz her zaman yanındayız.”

 

 

Gülümseyerek banyoya gittim, Hicran ne yapmam gerektiğini kapı arkasında anlatırken söyledikleri yaptıktan sonra kapıyı açıp avucumda tuttuğum testin vereceği cevabı beklemeye başladık. Tedirgin bir şekilde dudaklarımı dişledim. “Kalbim deli gibi atıyor.”

 

 

“Ay bende çok heyecanlandım.” Üç yaşındaki çocuklar gibi içimiz kıpır kıpırdı. Hamile olduğumu gösteren bir şekilde iki çubuk kırmızılaştığında gözlerimiz kocaman oldu. Titreyen ellerimi karnıma bastırıp “Hamileyim değil mi?” diye fısıldadım, emin olmak için.

 

 

Hicran heyecanla başını evet anlamında aşağı yukarı salladı. “Hala oluyorum.” Çığlık atarak boynuma sarıldığında Kaya ve Baran koşarak çığlıklarımıza yetişmişti. “Ne oluyor?”

 

 

Korkuyla Kaya’ya baktım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. “Sanırım gerçekten dayı oluyorsun?”

 

 

“Ne?” Kaya bir karnıma bir bana bakarken vereceği tepkiyi sessizce bekledim. “Bu sefer kesin mi?” diye sorduğunda tedirgin bir şekilde başımı aşağı yukarı salladım. Tam Boran’dan kurtulacağımı düşündüğüm bir anda yeniden ortaya çıkan bebeğim, zincirlerimi yeniden Boran’a doğru atmıştı.

 

 

“Yanındayım.” Dedi sadece, beni kolunun altına alıp sararken “Her zaman yanınızdayım.” Dedi. Kaya benim her daim en çok güvendiğim limanım olacaktı.

 

 

Zamanında kesin bir bir şekilde karşı çıktığım bebeğime dokundum, karnımda bir mucize vardı. İstemsizce yanaklarımdan düşen yaşları silme gereği duymadan Kaya’nın kollarının altına sığınmaya devam ettim.

 

 

Boran’a söylemeli miydim, bunu sonra düşünmeye karar vererek sadece bebeğime odaklandım. O gece de ne ben dışarı çıktım nede Boran kapının önünden gitti. ikimizde uykusuz bir şekilde geceyi gündüze çevirirken yüzümdeki gülümsemeyi asla kesemiyordum. Kalbim pır pır atıyordu. Tüm ümidimi kaybettiğim zamanda güneş gibi doğmuştu hayatıma, can bulmuştu rahmimde.

 

 

Sabaha karşı Hicran’ın suyunun gelmesiyle hepimiz ayaklanırken, telaşla toparlanıp hastaneye gittiler. Kapıda bekleyen Boran yüzünden ben evden çıkamazken Kaya evin iç kapısına bile güvenlik koyarak Baran’ın yanında gitmişti. Hicran’ın yanında olamadığım için canım sıkılırken Boran’ın arabasını gören pencerenin bulunduğu odaya gittim.

 

 

Arabası bulunması gereken yerde değildi. Hicran’la gitmiş olduğunu düşünerek perdeyi geri kapatıp salona indim. Karnım yine gurulduyordu açlıktan. Çalışanlar uyuduğu için mecburen karnımı kendim doyurmalıydım. Dünden kalan yemekleri tezgahın üzerine hızlıca dizip, tıka basa karnımı doyurdum. Her zaman çok yerdim ama bu aralar içimde bir canavar vardı ve her şeyi kendine saklıyordu.

 

 

Karnımı ovalayarak oturduğum sandalyede geriye doğru yaslandım ve içimdekiyle ilk defa konuşmaya başladım. “Benden beter çıktın yahu.” Derken sırıttım. “Safir ailesini bu hızla batırırız, benden söylemesi.” Beni ne kadar duyuyordu, gerçi ne kadar büyümüş olabilirdi ki?

 

 

Karnım hala aynı kalınlıktaydı. Karnımı okşayarak bebeğime seslendim. “Hoş geldin, umudum.”

 

 

“Hoş bulduk güzelim.” Bebek bana cevap mı vermişti, yoksa ben mi yanlış duymuştum? Ama ses tanıdıktı. Babasının sesiydi. Ne olduğunu anladığımda kocaman gözlere arkamı döndüm ve kehribar gözlerle karşı karşıya geldim. “Boran?”

 

 

“Karıcım?”

 

 

Nasıl girmişti içeri, kalbim ağzımda atıyordu. Usulca sandalyeden kalkıp etrafıma bakındım. Demir kaplı pencereden girmesinin imkanı yoktu. “Sen asıl girdin içeri?” Ayrıca beni ne kadar duymuştu? “Çalışan kapısından.”

 

 

“Burada olmaman gerekiyor.” Derken, onu görmüş olmanın verdiği şaşkınlığı üzerimden atmaya çalıştım. “Senin de öyle.” Derken, daha fazla sabredemeyerek yanıma geldi. Beni anında kollarının arasına çekerken ne yapacağımı bilemeyerek ondan kurtulmaya çalıştım. Kaya benim için bu kadar tehlikeyi göze alırken, onun izni olmadan gidemezdim. Bu kez onu çiğnemeyecektim. “Boran bırak beni.”

 

 

 

“Asla.” Ne olduğunu anlamadığım bir şey burnuma değdirdiğinde yavaşça çırpınmayı bıraktım. Boran beni omzuna atarken, tepki veremediğim gibi sesimi de çıkaramadım. Birkaç saniye sonra dünyam karardığında Boran’ın sert adımlarının sesi kulağıma doldu.

 

“Seni asla bırakmayacağım.”

 

 

 

 

 

 

 

….

 

 

 

“Boran, lütfen beni geri götür.” Boran yüzüne küfür etmişim gibi gözlerimin içine bakarken, gözlerimi devirerek, pes etmiş bir vaziyette başımı cama doğru çevirdim ve hızla ana yolda akıp giden yolu izlemeye başladım. Beni resmen bayıltarak kaçırmıştı, hem de omzuna atarak. Kırk yıl düşünsem bunu yaşayacağım aklıma gelmezdi. Üstelik kendi kocam tarafından kaçırılıyordum.

 

 

Nereye gittiğimizi bilmemek canımı daha çok sıkarken “İzin ver Kaya’ya haber vereyim. Bir kez ona karşı geldim, elini tuttum. İkinci defa ihanet edemem Boran.”

 

 

“Sen benim karımsın. Karımı alıp götürürken Kaya’dan mı izin alacağım?” diyerek homurdandığında gözlerimi devirmemek için kendimi zar zor tuttum. “Annen karını kapı önlerine atarken neredeydin Boran?” dedim, hiçbir suçunun olmadığını bilmeme rağmen üzerine gitmekten kendimi alamamıştım. “Haberim yoktu, Dila. Duyar duymaz sana yaptıkları her şeyin bin mislini onlara yaşattım.” Hala bitmemiş öfkesiyle gözlerini yumdu ve derin bir nefes alarak açtı. “Saçının teline zarar verenin dünyasını başına yıkarım, hala anlamıyor musun?”

 

 

“Anlıyorum ama hazmediyorum. Sende beni anla! Annen resmen Yasemini gözüme soka soka kuma diye önüme sunarken sen hiçbir şey demedin!”

 

 

“Demediğimi nerden biliyorsun lan!” diye kükrediğinde irkilerek bakışlarımı yüzüne sabitledim. Boynundaki damalar belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştı. “Hem sen değil miydin kuma getir üstüme diyen, ne oldu da bu kadar öfkelendin?”

 

 

Ne olduğunu bende bilmiyordum. Konu Yasemin diye düşünmüştüm, Arslan’la da evlenmek için elinden geleni yapmış ama becerememişti. Arslan yüzüne bile bakmamıştı. Huzurumu bozmasına asla izin vermemiştim ama Boran Arslan değildi. Boran mantıklı düşünürdü, eğer hamile olmasaydım ve bana dokunmasına izin vermeseydim eninde sonunda oda torun için herhangi bir kadına evet demek zorunda kalacaktı.

 

 

Düşüncelerim içimi sıkarken derin bir nefes alıp verdim. “İstemiyorum.” Dedim dümdüz bir sesle. “Ne Yasemini nede başka birini kabul etmiyorum.” Tepkini görmek için yan gözle çaktırmadan ona bakmaya çalıştım. Dudağının kenarı hafifçe kıvrılmıştı, sözlerim hoşuna gitmiş gibiydi. “Ya ben istersem?”

 

 

Hemen sözünü kestim. “İsteyemezsin.”

 

 

“Ya çocuk?” Ne çocuğu der gibi yüzüne baktım. “Torun istiyorlar.” Diye açıklarken bana bakmıyor, akıp giden yola bakıyordu. Karnımdaki bebekten haberi olmadığı için böyle konuşuyordu, ona hemen söylemek istemediğim için hamile olduğumu söylemedim. “Sen istiyor musun ki?”

 

 

“Evet.” Cevabı yeteri kadar net ve yalındı. Üstüne biraz daha gitmeye çalıştım. “Gerçekten istediğin için mi, yoksa sırf bir torun verebilmek için mi?”

 

 

“Her ikisi de Dila ama en çok senin için. Üzerine gelmelerini istemiyorum. Ben yokken Dila ne durumda diye endişelenmek istemiyorum. Sırf çocuk vermedin diye seni benden almalarına asla izin vermem. Sana kırk yıl dokunmasan bile benden gitmene izin vermem.”

 

 

“Ama kumayı kabul edersin.” Derken başımı önüme eğdim. “Bunu da sırf sana zarar gelmesin diye kabul ederim.”

 

 

İçimde dizginlenemeyen bir ateşle kıvrandım. “Benim için başkasıyla mı yatacaksın?”

 

 

“Sana zorla dokunacak değilim.” Evet, bunu hiçbir zaman yapmamıştı ama yine de kabul edilir değildi. “İyi, kimi alıyorsan al benim de yakamdan düş.”

 

“Dila!”

 

 

“Evime götür beni.” Dedim kaskatı bir sesle. “Evindesin zaten Dila, senin yuvan benim.” Normal şartlar altında bu cümleyi kalbimin kapısına asardım ama olanlardan sonra, içim onu nasıl alacaktı?

 

 

O sırada anayoldan çıktık ve toprak bir yola girdik. “Nereye gidiyoruz?”

 

“Olaylar yatışana kadar, biraz uzak kalacağız..."

 

“Kaya’nın gelip beni almaya çalışmasından mı korkuyorsun Boran Safir?”

 

 

Boran başını iki yana sallarken bir dağ evinin önünde durduk. El frenini kaldırırken “Hayır karıcım, Karımın kardeşini öldürmek zorunda kalmak istemiyorum.” Dedi, soğukkanlı bir şekilde. Arabadan indiğinde bende ardından indim. “Kaya’ya zarar verirsen seni asla affetmem.”

 

 

“Gördüğün gibi elimden geleni yapıyorum.” Diyerek beni peşinden dağ evine sürükledi.

Bölüm : 10.01.2025 00:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 30.bölüm
Dilan Özçelik
SAFİR

98.97k Okunma

4.97k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...