41. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 40.BÖLÜM: GERÇEKLER

40.BÖLÜM: GERÇEKLER

Dilan Özçelik
dilanzclk

MULT: KAYA BARBAS

 

“Gerçekten hamile misin?” dedi, “Boran abim biliyor mu?”

 

Yalanlamayacak kadar fark etmişti. “Evet.” Derken, tedirgindim. Ona ne kadar güvenebilirdim emin değildim. “Hamileyim, Boran biliyor ama kimseye söylemememi istedi. Bu yüzden, o söyleyene kadar bilmiyormuş gibi yap lütfen.”

 

Larin önce ne diyeceğini bilemedi, sonra gülümseyerek karnıma dokundu. Başını tamam dercesine aşağı yukarı sallarken “Hala oluyorum.” Diyerek sevinçle bir kez daha sarıldı bana.

 

Hicran o sırada “Tamam yeter bu kadar duygusallık, toplanın da gidelim artık. Geç olmadan döneriz. Larin hadi sende git üstüne bir şeyler giyin, Nasıl olsa neredeyse kayınvaliden olacak kadının yanına gideceksin.” Larin kızarıp morardı. “Abla.” Diye kızarken Hicran “Kaya’a dua et.” Diyerek odadan çıktı. Kaya eğer evet deseydi şu an Larin’de bir Barbas olacaktı. Annemi düşündüm, Kaya’ya hiç kimseyi laik görmeyen kadın Larin için nasıl tepki verirdi, tahmin bile edemiyordum. Şehirde bir kıyamet koparmaktan asla çekinmezdi annem.

 

Hepimiz hazırlandıktan sonra aynı arabaya binerken ailemin evinin yolunu tuttuk. Evimizin bahçesi çok büyüktü. Kaya ve babam atın üzerinde gidiyorlardı, Kaya babamı kızdırmak için ufak ufak hızlanışlar yaparken babam onu uyardı. Atları çok severdi ikisi de, onları huzursuz etmeyi istemezdi.

 

Larin ve ben onları izlerken bakışlarımı hafifçe Larin’e çevirdim. Gözleri Kaya’nın üzerindeydi. Kaya hala bizi fark edemezken babam bizi gördü, gözleri bana takılı kalırken göğsümüm içinde büyüyen özlemle nefes alamadım. Nasıl bir tepki vereceğini bilemeyerek gözlerinin içine takılı kaldığımda atını durdurdu, bize doğru yönünü çevirdi. Kaya babamın bize doğru gelmesiyle duraksarken oda bize döndü ve babama baktı. Atını hızlandırıp babama yetiştiğinde ona bir şeyler söyledi ama anlamadım fakat hissettim. Bana karşı anlayışlı davranmasını söylemişti kesinlikle. Babam ona sert bir bakış atarak bize doğru gelmeye deva etti. Tam önümüzde durarak elini bana uzattığında, göğsüm kalbimden fışkıracak sandım.

 

Gözlerim hızla doldu, küçükken beni hep arkasına bindirir gezdirirdi. Her zamanda aynı şu an olduğu gibi beni tutup arkasına çekerdi. Tereddüt etmeden uzattığı ele tutundum ve beni beş yaşındaki halim gibi kolaylıkla çekip arkasına aldı. “Babam.” Diyerek beline sarıldığımda, elimin üzerine üç kez vurup “Hoş geldin kızım.” Dedi, ata yön vererek sürmeye başladığında yüzümü sırtına yaslayıp mutlulukla göz yaşlarımı akıtmaya devam ettim. Babamın bana surat asamayacağını biliyordum ama bir yanım hep tedirgindi. Çünkü onlara sırt çevirmiştim.

 

“Baba ben hamileyim, o yüzden yavaş sür olur mu?”

 

“Dede mi oluyorum.” Derken yavaşladı, kollarımı daha sıkı sardım. Huzurla doluydum. “Dede oluyorsun, babam.” Dedim mutlulukla. Babam atın üzerindeki gezintiyi kısa tutarak geri döndüğünde diğerleri içeri geçmişti. Babam kolunun altına alıp saçlarımdan öptüğünde endişeyle bu kez beni evin içinde bekleyen anneme gözlerimi çevirdim. Camdan bizi izliyordu. Ne düşündüğünü anlayamasam da babamdan güç alarak içeri girdim. “Annen ne derse alttan al kızım.” Diye öneride bulundu babam, onu başımla onayladım. Başka çarem yoktu.

 

 

İçeri girdiğimde Larin gergince salonda oturuyordu. Kaya küçük Arslan’la ilgileniyordu. Hicran ‘da onları izliyordu. İçeri girdiğimizde babam banyoya gideceğini söyleyerek uzaklaştı. Annem o sırada Kaya’ya seslendi. “Kaya sende git duşunu al, terli terli hasta olacaksın.”

 

Bu git ve bizi yalnız bırak demek oluyordu, gözleri bu kez de Larin’e döndü. “Arslan’ı biraz gezdirmek ister misin?” Larin annemin otoriter ricası karşısında gıkını çıkarmadan ayaklanırken Hicran’a peşinden ayaklandı. “Bende kızlara kahve yapmasını söyleyeyim.” Dedi ve birlikte salondan çıktılar.

 

Baş başa kaldığımızda derin bir nefes aldım. Annem tekli koltuklardan birine oturup zarif bir şekilde bacaklarını birleştirdi. Bir elini bir elinin üzerine koyup, gözlerini bana diktiğinde ufacık bir çocuk gibi boynumu bükmüştüm. “Çok mu kızacaksın?” diye fısıldadığımda, annem dümdüz bir ifadeyle dudağının kenarını kıvırdı.

 

“Çok kızmak istiyorum, önce sana sonra kendime. Neyi yetiremedim acaba diye düşünmekten bazen kafayı yiyecek gibi oluyorum. Ne istersen verdim, parada sevgide, özgürlükte. Seni bu eve sığdıramayan neydi, asla anlamadım.” Diyen annem, kaşının birini kaldırıp kafasını iki yana salladı. “Senden tek istediğim iyi bir kariyerdi ama sen aşkı seçtin.”

 

“Sen olsan, hangisini seçerdin.” Dediğimde, annem histerikli bir şekilde gülümsemesin büyüttü. “Ben, kendim olmayı seçtim. Bana kendim olmama izin veren adamı seçtim. Ya sen…Söylesene, yurt dışında okumayı gerçekten istemedin mi, yoksa Arslan üzülür diye mi vazgeçtin?” ağır konuşacaktı, kalbimi söke söke beni sözleriyle duvardan duvara vuracaktı.

 

“Şimdi evlendiğin adam senin elinin tersiyle ittiğin okulda okuyup geldi ama sen abisiyle evleneceğim diye Boran’ın sıkı sıkıya tutunduğu okuldan vazgeçtin. Arslan iyi çocuktu, seni de gerçekten seviyordu ama seni sadece güzel olduğun için seven bir adamlaydım. Yanına yakışıyordun, dışardan çok güzel görünüyordunuz ama onun seçtiği kıyafetlerle, onun istediği saç şekliyle. Onun izin verdiği ölçüde özgürdün.” Eliyle evin içine gösterdi. “Sana bu evde sonsuz özgürlük ve güven varken, sen kendini Safir konağına sığdırmayı seçtin. Ben buna kızdım. Arslan için kendinden vazgeçişine kırıldım.”

 

 

“Ben…” dedim ama konuşamadım, kendimi hiç onun gözüyle yargılamamıştım. “Böyle konuşma lütfen…” diyerek dolan gözlerimi kırpıştırdım. “Haklı olduğumu biliyorsun Dila, beni bu kez anladıysan en çok sen kendine kızacaksın.” Gözleri karnıma indi. “Yapabileceklerini ne kadar yapabilirsin bu saatten sonra…”

 

Karnıma dokundum. Göz yaşlarım yanaklarıma doğru yol aldı, hızlıca sildim. “Boran yanımda…” dedim. “O her zaman yanımda.”

 

“Biliyorum.” Diyen annem, gözlerini üzerimde gezdirdi. “Seni ne kadar sevdiğini de biliyorum. Yıllar önce daha sen lisenin ilk yılındayken her gün seni eve kadar takip ederdi. Tabi sen farkında değildin, her gün bıkmadan gelirdi. Sen eve sağ salim girdikten sonra giderdi.”

 

“Nasıl?” derken, sertçe yutkundum. Annemin bile farkında olduğu şeye ben nasıl kör olmuştum. “O çocuk abisinin aksine sana senin için yaklaşmıyordu. Çünkü senin farkındaydı, yapabileceklerinin farkındaydı. Engel olmak istemedi, cesaret edemedi. Sana zarar vereceğini düşündüğü Savaş’ı bile senin haberin olmadan ortadan kaldırdı. Bizim kızımızı el kadar çocuk korudu. Abisi de onun gözünden sakındığı kıza göz koydu.”

 

“Ne demek istiyorsun?” derken bir adım geriledim. “Arslan Boran’ın seni sevdiğini bile bile sana yaklaşmaktan alı koyamadı kendini.” Dedi annem, dünyam bir anda hızla aktı, nefes alamadım. Yutkunamadım. Hareket edemedim. Kendim için değil, Boran için üzüldüm. Arslan bunu nasıl yapabilmişti.

 

“O okula gitmen için elimden geleni yaptım. Sırf Arslan’dan uzaklaş ve Boran’a git diye ama o engel oldu. Neden engel oldu. Kıskandığı için, sırf Boran’da o okulda diye izin vermedi.”

 

Bu kadarı çok fazlaydı, hızla tutunacak bir şey aradım, bulamayınca hemen koltuğa oturdum. Annem nasıl olurda her şeyi biliyordu. “Safir’leri hiçbir zaman sevmedim ama Boran’ın sana olan sevgisine her zaman saygı duydum Dila.”

 

Ağrıyan göğsüme tutundum. “Anne, canım çok ağrıyor.” Buğulu gözlerimin arasından annemin ayaklandığını ve yanıma geldiğini gördüm. “O kadar kördün ki.” Derken kollarını bana sardı. Kızgındı, kırgındı, anlam veremiyordu. “Hepimize kör oldun, Arslan için hepimizi sildin attın.”

 

 

Arslan Boran’ın beni sevdiğini bile bile yaklaşmıştı, bunu nasıl yapardı? Sevdiğim adam nasıl böyle biri olabilirdi. Yurt dışında okuma fikrine nasılda karşı geldiğini hatırlayınca yutkunamadım. Beni sevdiği için değil, kardeşinden kıskandığı için göndermemişti. Bana güvenmemişti, Çünkü kendisi de bile bile kardeşinin sevdiği kıza göz koymuştu. Hıçkırarak annemin omzuna yaslandığımda ona bana sarılmıştı ama paramparçaydım ve bu kez kendim için değil, Boran için çok üzgündüm. Sıkı çıkıya sarılmak istediğim annem değil, Boran’dı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 14.02.2025 14:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 40.BÖLÜM: GERÇEKLER
Dilan Özçelik
SAFİR

91.51k Okunma

4.83k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...