45. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA

44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA

Dilan Özçelik
dilanzclk

 

LARİN’DEN…

 

 

-Mekanın arka sokağında seni bekliyorum.

 

 

Telefonuma kayıtlı olmayan numaradan düşen mesajla, bir telefona birde etrafıma bakınarak gözlerimi salonun içinde gezdirdim ve o sırada masadan ayrılıp dışarı yürüyen Kaya’yı görmemle kaşlarımı çatarak tekrardan telefona baktım.

 

 

Kaya olabilir miydi mesajı atan? Numarası olmadığı için bilemediğimden ötürü numarayı kayıt ederek whatsapp profiline bakmak istedim ama profilinde herhangi bir resim yoktu.

 

 

Masadan kalktığı an mesajın gelmesi tesadüf olamazdı herhalde. Tekrardan ailesinin olduğu masaya baktım. Annesi ve Hicran sahnedeki Barbas ailesinin başını dinliyorlardı. Abim ve Dila’da dip dibe girmiş sohbet mi ediyorlardı yoksa kavga mı ediyorlardı belli değildi. İç çekerek kendi anne ve babama baktım. Onlarda sakince konuşmaları dinliyorlardı. Miran telefonda kız arkadaşlarından biriyle mesajlaşıyordu. Evin bütün çapkınlık kotasını kendinde tutuyordu beyefendi!

 

 

Anneme biraz yaklaşarak “Ben lavaboya gidiyorum.” Diyerek onay beklediğimde başını aşağı yukarı sallayıp “Tamam, oyalanmadan geri gel.” Diyerek gitmeme izin verdi. Yaman tehlikesi yüzünden ayrı bir dikkatliydiler bana karşı, gülümseyerek ayağa kalktım ve uzun elbisemin eteklerini düzelterek salondan ayrıldım. Dışarı çıktığımda gençler kendi aralarında şakalaşıp sigara içiyorlardı, her ailenin korumaları bahçeyi doldurmuştu. Kaya görünürde yoktu, dikkat ederek kapıdan çıktım ve temkinli adımlarla arka sokağa yürüdüm. Kaya değil de başka biriyse eğer çığlığı basardım, korumaların duymama ihtimali yoktu.

 

 

 

Arka sokağa geldiğimde ne Kaya vardı nede başka biri. Hayal kırıklığıyla biraz daha ilerledim ve kısık bir sesle “Kaya!” diye seslendim.

 

 

“Kaya nerden çıktım güzelim.” Diyen sesle hızla arkamı döndüm ama yine kimse yoktu. “Buradayım.” Aynı hızla sesin geldiği tarafa döndüm, yanımdaki duvarın üzerinde duran Yaman hızla duvardan atlayıp yanıma geldiğinde dehşetle “Senin burada ne işin var?” diyerek bağırdım.

 

 

“Seni almaya geldim.” Dedi, pişkin pişkin.

 

 

“Beni almaya mı geldin, sen kafayı mı yedin?”

 

 

Yaman sözlerimle yüzündeki gülümsemeyi sildi ve karşımda durdu. “Yemedim ama yemek üzereyim.” Dedi, kaskatı bir sesle. “Seni istiyorum.”

 

 

“Sen Davran’ı vurdun, farkında mısın? Abimi öldürdün. Sence ben aileme bu kadar zarar veren birinin peşinden gider miyim, ayrıca seni sevmiyorum bile!”

 

 

“Devranı vurdum ama Arslan’ı öldüren ben değildim.” Dediğinde ona inanmayan gözlerle bakakaldım. “Brovo!” derken sinirle gözlerinin içine baktım. “Defol git yoksa herkesi buraya toplarım, cesedini bile parça parça ederler.” Onu abimlerden önce polisler yakalamalıydı yoksa, böyle bir pislik yüzünden onlarında başı belaya girecekti.

 

 

“Seni almadan bir yere gitmeyeceğim.” Diyen Yaman bileğimden yakaladığı gibi onu sertçe iterek kendimden uzaklaştırdım. “Sakın sürme o pis ellerini bana!”

 

 

“İnat etme Larin, senden vazgeçmeyeceğim. Ya güzellikle ya da zorla.”

 

 

“Ölsem de sana varmam Yaman.” Diyerek bağırdım. “Sakın çıkma karşıma.”

 

 

“Larin!” bir kez daha kolumdan yakaladığında bu kez yüzüne sert bir tokat attım daha Yaman bir adım geriye düşmeden, biri önüme geçti ve Yaman’a geçirdiği yumrukla birlikte yere düştüler, Yaman altta Kaya onun üzerinde suratına ardı ardına yumruklar geçirmeye başladı.

 

 

“Kaya!” şaşkınlıkla bir adım geriledim. Kaya küfürler ederek Yaman’ı haşat ettiği sırada yardım çağırmak için sokağın diğer ucuna koşmaya başladım, aynı anda polisini arıyordum. Tam mekanın olduğu tarafa döneceğim sırada Yaman’ın amca çocuklarının karşıma dikilmesiyle “İmdat!” diye bağrındım. Tekrar koşarak Kaya’nın yanına gittiğim sırada polis telefonumu cevapladı. Aceleyle durumu anlatırken topuklu ayakkabılarımdan kurtularak Kaya’nın yanına vardım. Kaya Yaman’ı mahvetmişti. “Kaya, kalk geliyorlar.” Diyerek omzuna dokunduğumda “Bırak, geberteceğim bu şerefsizi.” Diyerek elimi itekledi. “Kaya, korkuyorum kalk. Akrabaları geliyor.”

 

 

“Gelsinler.” Diyerek Yaman’ın boğazına sarıldı. Öldürecekti neredeyse. “Kaya hadi dedim, kalabalıklar. Beni ellerine geçirirse çok kötü şeyler olur. Lütfen kalk gidelim. Adımı lekelemelerine izin veremem.”

 

 

Kaya bir an dönüp bana baktığında gözlerimdeki korkuyu gördü , Yaman’ı bıraktı ve ardıma baktı. Amcaoğulları bize doğru koşarak geliyorlardı. “Seni almalarına izin vermem.” Diyerek Yaman’ın üzerinden kalktığında Yaman ağzından kanlarla birlikte öksürerek yan döndü. “Onunla gidersen adını çıkarırım Larin.” Diyen Yaman’a Kaya bir kez daha saldırmak için yöneldiği sırada hızla elinden tuttum. “Kaya lütfen hadi.”

 

 

Kaya bir bana, birde ellerini tutan ellerime baktığı sırada, onu çekiştirdim. “Hadi Kaya, lütfen… Yalvarırım.”

 

 

Kaya’yı ardımda sürüklemeye başladığım sırada Yaman amcaoğullarına “Peşlerini bırakmayın.” Diyerek biz koştuğumuz sırada herkesi peşimize saldı. Kaya adımlarımızı hızlandırarak silahına uzanırken peşinden gelen adamları yavaşlatmak için silahını havaya sıkmaya başladı. Kulağımın dibinde patlayan silahlarla çığlık atarak Kaya’nın koluna sarıldım.

 

 

 

O kadar hızlı koşuyorduk ki, ayaklarımın paramparça olduğuna emindim. Sokakları peşi sıra atlatırken Kaya, birini aradı. “Arabayı getirin bana, hemen.” Diyerek yerini tarif ederek daha hızlı koşmaya başladı. Adamları ardımızda bırakmıştık ama o kadar korkuyordum ki, ayaklarımın ağrısına rağmen daha hızlı koşuyorduk. Tam kurtulduğumuzu düşündüğümüz sırada biri yolumuzu kesti, Kaya hiç düşünmeden adamın ayağına sıktı, sonra sert bir yumrukla adamı iki büklüm etti.

 

 

Dayanamayarak göz yaşlarına boğulduğum sırada Kaya “Hadi.” Diyerek beni sürüklemeye devam etti. Adam etkisin bir şekilde yerde yatıyordu. İki sokak daha koştuktan sonra bizi bekleyen araca vardık. Kaya adamının elinden anahtarı kaptığı gibi beni ön tarafa attı daha sonra kendi yolcu koltuğuna geçti. Arabayı köklemeden önce adamı cama doğru eğilip “Ağam bu Yaman şerefsizinin tarafı senin Larin hanımı kaçırdığını bütün herkese duyurdu, sizi uygunsuz bir şekilde yakaladıkları söylediler. Haberin olsun ağam!”

 

 

“Ne?” diyerek ağzımı kapattım. Kaya “Bir bu eksikti.” Diyerek sertçe direksiyona vurduğunda göz yaşlarım ardı sıra yanaklarımdan yuvarlanmaya başladı. Mahvolmuştum, ben bitmiştim. Ben ne yapacaktım şimdi? “Sen bizi gördüğünü kimseye söyleme.” Diyerek adamı uyaran Kaya gaza yüklendiği gibi yola koyuldu.

 

 

 

“Kaya ben bittim.” Derken kafayı yiyecek gibi oldum. “Kaya ben, ne yapacağım.” Üstelik Kaya sadece beni kurtarmaya çalışmıştı, bana yardım ederken düştüğümüz durumda hiçbir suçu yoktu. O olmasa Yaman beni kaçırırdı ve beni kendine mecbur bırakırdı. “Kaya beni öldürürler.”

 

 

“Larin sakin ol.” Diyen Kaya, benden daha beter bir haldeydi ama farkında değildi olacakların. İnsanın bir kez adı çıktımı bir daha asla hiçbir şey eskisi gibi olamazdı. “Sakin ol, büyükleri arar durumu anlatırız.”

 

 

“İnanmazlar.” Diyerek telaşla göz yaşlarımı sildim. “Onlar inansa bile diğerleri asla inanmayacak. O şerefsiz adımı çıkardı, hayatım mahvoldu benim. Sana bir şey olmaz ama ben bittim.”

 

 

“Sana bir şey olmayacak.” Diyen Kaya siyah gözlerini yeşil gözlerime dikerek, sakinleştiren bir ifadeyle gözlerimin içine baktı. “Söz veriyorum, hiçbir şey olmayacak.”

 

 

Ondan nefret etsem de güveniyordum. “Söz mü?” diyerek yutkunduğumda, başını aşağı yukarı sallayarak “Söz.” Dedi boğuk bir sesle.

 

 

Araç Kaya’ın evin önünde durduğunda Kaya önce inip sağa sola baktı, daha sonra yanıma gelip kapıyı açtığında korumalar direk ön kapıyı açmıştı. Acıyan ve kanayan ayaklarımla yüzümü buruşturarak Kaya’ya baktığımda Kaya’da direk ayaklarıma baktı ve kanadığını gördü. “Ayakların, mahvolmuş.” Derken, bana uzandığı gibi kucağına aldı. Göz yaşlarımın içinden ona şaşkınlıkla baktığım sırada yürümeye başladı. “Yürüyemezsin böyle, mikrop kapar.” Diyerek bakışlarını kaçırdı.

 

 

O kadar ağrıyordu ki, bende üzerine basamayacağımın farkındaydım. Hıçkırarak göğsüne sığındım ve içimde biriken her şeyi hıçkıra hıçkıra dökmeye çalıştım. Evin kapısını Lal açmıştı. Kocaman gözlerle bakışlarını üzerimize diktiğinde “Abi, ne oldu?” diyerek geçmemiz için kapıdan uzaklaştı.

 

 

“Hiç sorma çiçeğim.” Diyen Kaya adımlarını merdivenlere yönlendirdi ve beni kendi odasına değil kızların odasına çıkardı. Lal’e “Temiz bir havlu ve terlik getirir misin güzelim.” Diyerek banyoya götürdü beni. “Ayaklarını yıka, sonra saralım.” Diyerek beni kapağını kapattığı klozetin üzerine oturdu. Başımı usulca sağa sola sallayıp, başımı önüme eğdim.

 

 

Kaya beni birkaç saniye izledikten sonra derin bir nefes vererek dışarı çıktı. O çıkar çıkmaz daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Hayatım kaşla göz arasında mahvolmuştu. Ben bitmiştim.

 

 

Ağlaya ağlaya ayaklarımı yıkadım, o kadar acıyorlardı ki… Daha fazla göz yaşı dökmek için belki de bahane arıyordum kendime. Banyodan çıkmayacağımı anlayan Kaya kapıya vurup “Hadi Larin.” Diyerek, beni uyardığında “Acıyor.” Diye bağırdım. “Canım çok ağrıyor Kaya.”

 

 

Kaya sözlerimle birlikte hızla kapıyı açtığında beni iki büklüm olmuş şekilde yakaladı. Telaşla yanıma gelip beni yeniden kucakladığında küçük bir kız çocuğu yeniden ona sığındım. Beni Lal’ın yanına taşıyıp, oturduğunda “Kaya, çok korkuyorum.” Diyerek, yüzümü ellerinin arasına gömdüm.

 

 

Kaya öfkeyle verdiği nefesin ardından kısık ama net bir sesle tısladı. “Senin ne işin vardı o itin yanında Larin?” Kirpiklerimin altından buğulu gözlerle ona baktım. Odanın içinde bir sağa bir sola gidip geliyordu. “Ne diye o itin ayağına gidiyorsun, Ne diye gece gece o adamla buluşuyorsun? Ne olmasını bekliyordun, hangi kafayla onunla karşı karşıya geldin. Abini vurdu lan o herif, sen nasıl yaparsın bunu?”

 

 

“Ben ona gitmedim.” Titreyen ellerimi dizlerime bağlayıp bacaklarımı kendime doğru çektim. “Ben ona gitmedim, yemin ederim o olduğunu bilmiyordum. Bana bir mesaj geldi, seni arka sokakta bekliyorum diye. Ben sandım ki…”

 

 

Kaya bir anda durarak bakışlarımızı buluşturdu. Hayretler içinde bana bakakaldı. “Kiminle buluşacaktın Larin, birde başka biri mi var?”

 

 

“Hayır hayır…” diyerek onu susturdum. “Ben, sensin sandım. O sırada dışarı çıkıyordun sende. Ben sandım ki mesajı sen attın.”

 

 

Kaya sözlerimle kaskatı kesilirken “Ben seni niye çağırayım Lan?” diye kükredi. “Benim ne işim olur seninle?” Kalbim acıyla burkuldu ve ben ne diyeceğimi bilemeyerek araladığım dudaklarımı geri kapattım. Hissettiğim şeyin ne olduğunu bile bilemedim.

 

 

“Ben olsam bile sen ne diye geldin, kafayı mı yedin sen. Ha ben ha başka biri. O saatte bir erkekle buluşacaksın ve bunu bir kişinin görmesi bile nerelere gideceğini bilmiyor musun?” Küçük bir çocuk gibi benden küçük adamdan azar yiyordum ama o kadar haklıydı ki. Küçük olan o olmasına rağmen ben salak biri gibi hareket etmiştim. Nasıl gitmiştim, ne diye gitmiştim.

 

 

Nefret ettiğimi söylediğim Kaya’nın bir gel deyişine nasıl koşa koşa gitmiştim? “Yeter.” Diye fısıldadım. “Yeter, gelme üzerime.”

 

 

Tam o sırada Lal kapıya vurarak içeri girdi ve telaşlı gözlerle ikimize birden bakarak “Dışarda bir sürü adam var, Babamlar, eniştemler…. Herkes dışarıda abi!” dedi.

 

 

Kaya’yla göz göze geldik. Bilinmezlik ikimizi de ellerinin arasına aldığında yanağımdan düşen bir damla yaşla sertçe yutkundum. Aynı sırada telefonum yeniden titredi. Mesaj beni tuzağa çeken numarayla aynıydı.

 

 

Kaya yüzümün ifadesinden bir şey olduğunu anladı ve yanıma gelip “Aç mesajı.” Dedi. Titreyen ellerimle mesajı açtım. Kaya telefona doğru eğilirken ve mesajı benimle birlikte okudu.

 

 

 

 

-Beni buna sen mecbur bıraktın güzelim. Adını çıkarmak zorunda bıraktın beni. Artık kimse seninle olmak istemeyecektir. Sanma ki Kaya da alsın seni karısı yapsın. Senden nefret ettiğini hepimiz çok iyi biliyorsun. Bu saatten sonra bana mecbursun. Benim dışımda seni kabul edecek hiç kimse yok. Olanı da öldüreceğimden emin olabilirsin.

 

 

 

“Oruspu çocuğu.” Kaya telefonu aldığı gibi duvara fırlattı. Lal korkarak irkilirken Kaya sinirle saçlarını karıştırdı. Tutunacak hiçbir şeyim kalmamış gibi kendime tutundum. Her an düşecekmişim gibi hissediyordum ama zaten yerin bin kat altına girmiştim bu gece.

 

 

Kaya durdu bana baktı, sonra gözleri Lal’e kaydı ve o an anladım ki, Kaya’nın korkusu ne bendim nede oydu. Düşündüğü tek şey Lal’di.

 

 

Lal abisinin bakışlarındaki şeyi anlamadı ama ister istemez gözleri doldu. “Abi iyi misin?” derken ne yapacağını bilemeyerek abisin yanına gitti. Kaya kardeşini kollarının arasına çekerken yeniden bana döndü. “Allah kahretsin.” Derken Lal’i göğsüne öyle bir bastırıyordu ki, kalbim ağzımda atmaya başladı.

 

 

 

Kaya ya namusumu iki paralık ederek işin içinden çıkacaktı yada benim karşılığımda Lal’i kaybedecekti.

 

 

Lal daha ön iki yaşındaydı.

 

 

Çocuktu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 27.02.2025 23:25 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA
Dilan Özçelik
SAFİR

90.96k Okunma

4.83k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...