Bin bir yüzü olan bir adamla evliydim. Bir an benim için öleceğini söylerken bir an beni kendi elleriyle öldürüyordu. Bu nasıl bir şeydi, bu nasıl bir cehennemdi. Nasıl bir yarayı deşmekti?
“Sen kafayı yemişsin.” Derken onu hırsla ittim. Gücüm onu yerinden kıpırdatmazken beni cevapsız bırakarak sadece gözlerimin içine bakıyordu. “Sen nasıl bir insansın Boran!” Kafayı yiyecektim artık, akıl sağlığımı onun yüzünden yetirmek üzereydim. “Lal daha çocuk ya çocuk!”
“Şimdi değil, büyüyünce evlenecekler Dila.” Dedi sakince. Sanki az önce babamın evinde yıkıp döken o değilmiş gibi, eve gelince bambaşka birine dönüşmüştü. “Hadi ya, ne kadar çömertsiniz.” Dedim alayla. Bir kez daha onu itekledim ve işaret parmağımı yüzüne diktim. “Asla Lal’i size vermem.” Dedim keskin bir sesle. Boran sıkılmış bir nefes aldı ve verirken gözlerimin için keskin bir bakış attı. “Vazgeçeceksin. Duydun mu beni Boran, Lal’den vazgeçeceksin!”
Boran ona doğrulttuğum ele göz ucuyla bakarak kaşlarını çatarken “Bana vazgeçtiğini söyle Boran.” Diye bağırdım. “Lal’den uzak dur.”
“Dila yeter.” Diyerek banyoya yürümeye kalktığında hızla önüne geçtim. Kaçıyordu. “Beni duymuyor musun sen?” derken, omuzlarından itekledim sertçe. “Dila sabrımı zorlama. Bu davadan ölsem de öldürsem de dönmem.”
“Döneceksin.” Dedim diklenerek. Boran sabrı tükenmiş bir vaziyette beni tuttuğu gibi yatağa sürükledi. “Yeter dediysem yeter, sus dediysem sus.” Derken beni yatağa doğru savurdu, bunu yaparken yavaş olmaya çalışmıştı ama becerememişti. Aynı hızla üzerime çıkarken “Burnunun dikine gitmeyi kes Dila.” Dedi. Çenemi tuttuğu gibi başımı yatağa sabitledi. Kalçası bacaklarımın üzerindeydi. “Kaya’yı öldürmemi istemiyorsun, sus!”
Başımı iki yana sallayarak çenemi kurtarmaya çalışırken “Asla susmayacağım.” Diyerek dikleşmeye devam ettim. “Sen vazgeçtim diyene kadar seninle kavga etmeyi bırakmayacağım.”
“Öylemi?” derken tehditkar bir şekilde tek kaşını kaldırmıştı. Öyle der gibi başımı salladım. “İstediğin gibi bağır çağır Dila hanım. Nasıl seni karım yaptıysam Lal’ide öyle Devran’ın karısı yapacağım. Hiçbir güç buna engel olmayacak.”
“Seni boşarım Boran.” Dedim, aniden. Alayla güldü. “Bu evden ancak cesedin çıkar.” Derken gülüşünü kesti ve parmakları arasında çenemi neredeyse ezerek kendine çekti. Canımın ağrısıyla inlediğimde “Kalk üzerimden, dokunma bana.” Diyerek onu itmeye çalıştım. Onu itmeye çalıştığım kollarımdan bu kez de yakaladı. Kıpırdayacak bir alan bırakmadığına emin olduğunda “Kabul edip susacaksın.” Dedi tehditkar bir ses tonuyla. “Anladın mı karıcığım?” Benden itaatkar olmamı beklediği sırada başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Asla, asla kabul etmeyeceğim. Ne gerekiyorsa yapacağım Boran! Lal’i korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.”
“Ne yapabilirsin Lan?” Kötü görünüyordu, bakışları karardığında “Yaptığımda görürsün.” Diyerek ona meydan okumaya devam ettim. “Seni pişman edeceğim Boran.”
Boran sinirle yüzümü bıraktığı nefesiyle boynuma doğru eğildi. “Dila, beni delirtme!” Boynuma dokunmasına engel olmak için çırparak başımı geriye doğru itekledim. “Dokunma bana.” Dedim sert bir sesle. Midemi bulandırıyordu. “Dila, çıldırtma adamı.”
Yüzümü yüzüne sabitlediğinde ona tiksinerek baktım. Bakışım onu çıldırdı, yüzümü kavradığı gibi dudaklarımı dudaklarının arasına aldı. Tiksintiyle ondan uzaklaşmaya çalışsam da buna izin vermedi. Hoyratça kavradığı dudaklarımı öfkeyle dudakları arasında ezerken pes etmemi ve ona karşılık vermem için elinden geleni yapıyordu.
Ama hissettiğim tek şey mide bulantısıydı. Boran ona karşılık vermedikçe daha çok delirdi. Nefes alamıyordum artık. “Dila.” Diye kükredi nefes almak için dudaklarımın üzerinde durduğunda. “Karşılık ver lan.” Dediğinde dolan gözlerimi kırpıştırdım. Beni daha fazla nasıl kırabilirdi ki! “Bırak beni.” Diye fısıldadım. Sesim paramparçaydı ve sesimin tonu onu öfkelendirdi. Kendine olan öfkeyi de resmen benden çıkarıyordu.
“Asla, asla bırakmam seni Dila.”
Dudaklarımı yeniden dudaklarının arasına aldığında gözlerimi kapattım ve yanağıma düşen göz yaşına izin verdim. Boran dudaklarımdan boynuma kaydı, etimi resmen dudaklarının arasında ezerken inlememek için dudaklarımı dişledim. Boran bir karşılık alana kadar vazgeçmeyecekti ama ona eğilmeyecektim bu kez.
Elleri tulumumun fermuarına uzandığında “Boran bırak.” Diyerek onu engellemeye çalıştım ama onu resmen fermuarı yırtarak aşağı kadar çekiştirdi. Kollarımdan çekerek çıkardı tulumu, bacaklarımdan indirirken hırıltılı bir nefes aldı. Hızla yatakta geriye doğru kaydırdım vücudumu. “Sakın.” Derken serçe yutkundum. Dizini yatağın başına bastırıp üzerindeki ceketi ve gömleği çıkardı. Gömleği çıkardığında kasılan kollarına bakarken sertçe yutkundum ve bacaklarımı kendime doğru çektim.
Boran açıkta kalan bacaklarımdan kaldırdığı gözlerini karnıma çıkardı. Adem elması göbeğimdeki şişkinlikle yukarı doğru kalkerken “Boran uzak dur benden.” Diye bağırdım. Durmadı ve yatakta üzerime tırmanırken ayak bileğimden yakaladığı gibi vücudumu vücudunun altına çekti. Omuzlarımdan öptü, saçlarımdan öptü. Boynumu yeniden istila ederken göz yaşlarım göz bebeklerimde dolup taştı. Köprücük kemiğimde dilini gezdirdiğini hissettiğimde sert bir nefesle belimi yukarı kaldırdım. Etim etine değdiğinde “Dila.” Diye inlemişti. Eğildi ve sutyenimden taşan göğüslerimi öptü. Gittikçe büyüdüğü için eski sutyenlerime sığmıyorlardı. Bu durum Boran’ın daha çok hoşuna gittiği için oldukça memnundu bu durumdan. “Boran, istemiyorum.” Diye inledim, boğuk ve sancılı ses tonum kulaklarına iliştiğinde gözlerini gözlerime kaldırdı.
“İstemiyorum, bana dokunmanı istemiyorum.” Dedim. Göz bebeklerindeki karanlık kehribarlarını lekeledi. Birkaç saniye gözlerimin içine ve oradan düşen yaşlara bakarak bekledi. “İstemiyorsun?” derken tek kaşını kaldırdı.
“İstemiyorum, senin karın olmak istemiyorum.”
“Sen istedin diye karım olmadın Dila, sen isteyince de karım olmaktan vazgeçemezsin.” Kırgınlıkla yutkundum, beni seven adam neredeydi. Kim almıştı onu benden?
“Kardeşlerimi korumak için kabul etmek zorunda kaldım.” Dediğimde bende onun canını yakmak istedim. “Yoksa iki cihan bir araya gelse seninle evlenmeyi asla kabul etmezdim.”
Sözlerimle birlikte güldü, göğüs oluğuma yaklaştırdığı dudaklarını temine aniden değdirdiğinde irkilerek omuzlarına tutundum. Dişleri göğüs uçlarıma sürtündü, göğüs kafesim telaşla inip kalktığında dişlerini göğsüme geçirmişti. Nefesim göğüs kafesimde patladı, dudaklarımın kopan iniltiyi durduramadığım sırada “Altımda adımı sayıklarken pekte zorlanmış gibi değildin Dila hanım.” Diyen Boran göğsümü çekiştirdi. Parmakları sutyenimin içine kayarak göğüslerimi kavradığında gözlerim kaydı. Nefes nefese “Yalvarırım dur.” Derken sesim fısıltıdan ibaretti ama duydu. Fakat umursamadı. Duyacak durumda değildi. Erkekliği karnıma batıyordu, dönüşünün olmadığı bir noktadaydı. Sutyenimin bir tarafını çekiştirerek göğsümün birini dışarı çıkardığında, tırnaklarımı omuzlarına sardım. Vücudu vücuduma sürtündü, sırtım yay gibi kıvrıldı. “Boran.” Dedim boğuk bir sesle. “Dur artık.”
Göğsümün ucunu öptü, tüylerim diken diken olmuştu. “Boran, ah! Dur..” Dudaklarının yerini dişleri aldığında kavradığım omuzlarını tırnaklarımı geçirerek kollarına kadar çizdim. “Siktir.” Diyerek acıyla inlediğinde, onu omuzlarından iterek yatağa yatırdım. Yerlerimizi değiştirdiğimizde nefes nefese karnına oturdum. “İstemiyorum.” Dedim keskin bir sesle. “Anlamıyor musun, istemiyorum.”
Boran belimden yakaladığı gibi beni üzerine sabitledi. Nefes nefese beni izledi. Hızlıca sutyenimi düzelttim. “Uzak dur benden.” Diyerek üzerinden kalktım. Boran küfür ederek doğrulduğun da aynı hızla bileklerim yakalayıp kendine çekti. Son önde göğsüne tutunduğum sırada dudakları dudaklarımın üzerine kapandı. Bu kez zorlayarak değil, yavaş yavaş öpüyordu. Ondan uzaklaşmamdan korkar gibi, ağır ağır içine çekiyordu. Karşılık vermiyordum. Ama iteklemiyordum. Pes ederek durdu ve beni bıraktığında koltuğa geçerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. “Sen benim karımsın.” Diyen Boran’la göz göze geldim. İki yana araladığı bacaklarından birini kendine doğru çekerek dirseğini dizine yasladı. Birbirine giren saçlarını düzeltme gereği durmadan gözlerini üzerimde gezdirdi. Çıplak bacaklarımı kendime çekerek cenin pozisyonu aldım.
“Fakat sen benim kocam değilsin.” Dedim. “Sen sevmek istediğim adam değilsin artık.” Alnını sıvazlayarak derin bir nefes aldı. “Kabulleneceksin.” Dedi sakin bir sesle. “İstediğin kadar burunun dikine git Dila, varacağın tek yer yine de ben olacağım.”
Aklımdan geçenleri bilse böyle düşünür müydü acaba. Lal’i alıp defolup gittiğimde konuşabilecek miydi böyle? Yataktan kalkarak banyoya gittiğinde oturduğum yerde küçüldükçe küçüldüm. Duş alarak geri çıktığında belinde sadece havluyla odaya girdi. Dolabın önüne giderken bana bakmadı, içinden çıkardığı şortu giyinmeden önce havluyu çıkarıp omzuna attı. Şortunu giyerken bana sırtını dönmüştü. Yutkunarak gözlerimi ona ve gergin sırtına sabitledim. Üzerine bir şey giyme gereği duymadan tekrar yatağa geçtiğinde “Orada mı yatacaksın?” dedi kaşlarını çatarak. Evet anlamında başımı salladığımda sabır dilercesine gözlerini kaydırdı. “Yarı çıplak mı duracaksın böyle karşımda?” dedi bu kezde.
Hafifçe güldüm. “Evet, gerekirse çıplak dolanacağım evin içinde ama sen pes edene kadar bana dokunmayacaksın. Senin de cezan bu olacak.”
“Ben asla vazgeçmeyeceğim Dila.” Diyen Boran karanlık gözlerini üzerimde gezdirdi. Koltuktaki yastıklardan birini elime alarak başımın altına koydum ve koltukta boylu boyunca uzandım. Boran küfür ederek başını yatağın başına yasladı ve derin bir nefes aldı. İçerisi sıcak olduğu üşmediğim için sıkıntı yoktu. Benim en büyük sınavım nasıl oysa bende onun en büyük sınavı olacaktım.
“Ömür boyu böyle gösterip dokundurmayacak mısın yani?” Ömür boyu yanında olmayacağım diyemediğim için yalnızca başımı onaylarcasına salladım. “Seni aldatmamdan korkmuyor musun?”
Sözleriyle gözlerimi kocaman açarak yattığım yerde hızlıca doğruldum. Damarlarımda kan fokurdadı sanki. “Gerçi aldatma da sayılmaz. Sonuç olarak karı koca olmayacağız. Bana başka kadınlara gitmekten başka çare bırakmayan sensin.”
Derin bir nefes alarak yumruklarımı sıktım. “Değil mi Dila hanım, haksız mıyım?”
“Haksız değilsin.” Derken ellerimi saçlarıma daldırdım ve ön tutamlarımı kulağımın arkasına yerleştirdim. “İstediğine gidebilirsin. İkimizde istediğimiz insanlarla birlikte olmakta özgürüz.”
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
92.51k Okunma |
4.84k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |