54. Bölüm
Dilan Özçelik / SAFİR / 53.BÖLÜM: DÜĞÜM

53.BÖLÜM: DÜĞÜM

Dilan Özçelik
dilanzclk

Dünya’ya bir Safir kanı daha gelmişti. Cesur Mirza Safir. Aynı Boran Safir’in kopyası olan bir bebek bırakmışlardı kucağıma. Sanki sadece onun genleriyle yapılmıştı ve ben sadece onu karnımda taşımıştım.

 

Kaşı, gözü, dudakları, mimikleri, tepkileri. Her şeyiyle babasıydı ve Boran karşı karşıya kaldığı kopyası olan küçük adama bakarken bile gözleri titriyordu. O kadar güzel bir bebekti ki ailenin en sert adamını bile çocuk gibi yapıyordu karşısında.

 

Sevda hanımın Arslan’dan sonra ilk defa gülümsediğini görmüştüm. Tabi ki benimle konuşmuş hatta yaptıkları için özür dilemişti. Bunu yaparken gururuna yenik düşmesi zor olmuştu ama yapmıştı. Hatalı olduğunu herkesten daha iyi biliyordu. Sadece kabul etmesi zor olmuştu.

 

 

Hepimiz hatalı ve yanlıştık. Doğru yapılan hiçbir şey olmamıştı. Sadece bazılarımız kurban bazılarımız cellat olmuştu. Fakat Cesur dünyaya geldiğinden beri aylardır içinde olduğum cehennem tuzla buz olmuş yerini bir cennete bırakmıştı.

 

 

Bütün ömrüm boyunca almadığım değeri şu üç ayda almıştım. Bunun sebebi tabiki de verdiğim erkek torundu fakat, sadece buda değildi. Arslan’dan sonra Safir ailesi bir yas evine dönmüştü. Herkes suskundu, herkes yastaydı ama Cesur’un nefesi hepsine nefes olmuş, gülüşü herkesin kahkahasına neden olmuştu.

 

 

Oğlum sadece bana değil herkese umut olmuştu.

 

Bazen onu yeniden içime sokup orda saklamak istiyordum.

 

“Abla, Cesur yine kusmuş eniştemin üzerine.” Diyen Lal’in sesiyle gözlerimi devirerek oturduğum yerden doğruldum. Boran çocuğu rahat bırakmıyordu ki, her yediği ağzından geri çıkmak zorunda kalıyordu çocuğun. “Şaşırdık mı, tabiki de şaşırmadık.” Diyerek Lal’in omzuna dokunup önünden geçip gittim. Yaz tatilinde oldukları için annem Lal’i bana yardım etmek için sürekli gönderiyordu. Tabi ki Devran’ın Lal evdeyken kapıdan içeri geçmemesi şartıyla yaptığı bir şeydi.

 

Gelen giden misafir artık durulduğu için biraz daha rahattım ama bir süre Lal’in yardımına ihtiyacım vardı. İç merdivenlerden direk yatak odasına çıktığımda Cesur atağın üzerinde etrafında kurulmuş yastık duvarının içindeydi. Boran ise üstünü değiştiriyordu. Boran’ı es geçerek direk Cesur’un yanına geçtim. Ardımdan kapattığım kapının sesiyle Boran yüzünü bana dönerken “Oğum.” Diyerek Cesur’un yanağına dokundum. Neyse ki üstü kirlenen yalnızca Boran’dı. Oğlum tertemiz görünüyordu. Eğilip koynundan öptüğümde gülümsemesi genişledi ve kulağıma hoş mırıldanmalar bıraktı.

 

 

“Midende bir şey kaldı mı oğlum, aç mısın?”

 

“Bütün yediğini kustu.” Diyen Boran’ı duymazlıktan geldim. Bu süre zarfında bir saat bile ayrılmamıştı evden ama ondan öncesi o kadar şüpheliydi ki. Yüzüne bakmak çok zor bir şeydi, kendi gurumu yerler altına almayacaktım. Cesur küçük mırıltılarla süt istediğini açıkça belli ederken yanına kendi yerimi hazırlayarak kucağıma aldım. “Sen yeter ki iste oğluşum.”

 

Kucağımda bir melek taşıyordum sanki. Göğsümü emmeye başlayan Cesur anında gözlerini kapatarak kucağımda rahatlarken göz ucuyla Boran’a baktım. Üzerine beyaz bir tişört geçirmişti. Yedi yirmi dört evin içinde olmasını anlamıyordum. Neyse ki ev büyüktü ve onu görmek istemediğim zamanlarda kaçacak yerlerim çoktu.

 

Giyindikten sonra yatağa doğru yürüdüğünde huzursuzca yerimden kıpırdandım, Önümde durduğunda ona bakmamak için tüm mücadelemi verdim ama eğilip Cesur’u öpmek için üzerimize eğildiğinde gergince başımı başka tarafa çevirdim. “Oğlum.” Diye fısıldayarak Cesur’un saçlarından öptüğü sırada göğüs kafesime çarpan nefesiyle sertçe yutkundum ama gerginliğimi ona belli etmemek için elimden geleni yaptım. Yakınıma gelmesi hala beni mahvediyordu.

 

Boran Cesur’u öpmesine rağmen hala aynı noktada beklerken artık dayanmayarak “Uyumak üzere…” diye uyardım çekilmesi gerektiğini açıkça dile getirerek. “Biliyorum.” diye fısıldadığında ikinci kez saçlarından öptü Cesur’u fakat bu sefer daha da yaklaşmış saçlarını göğüs oluğuma sürtünmek zorunda kalmıştı. İrkilerek gözlerimi araladım. “Öyleyse rahat bırak.” Diye söylendim. Başını göğsümden kaldırıp yüzlerimiz karşı karşıya kalacak şekilde durdu. “Çocuğumu rahat bırakmamı istiyorsun seni mi?” Bilerek yaptığını zaten farkındaydım. Bile bile yaklaşıyordu.

 

“Beni.” Diyerek doğruca yüzüne söyledim. “Beni rahat bırak, yalnız bırak. Altı ay boyunca nasıl yok olduysan şimdide uzak dur.”

 

“Karımdan uzak durup durmayacağıma ben karar veririm.” Dedi fısıltıyla. Cesur’u rahatsız etmemek için kısık sesle konuşmaya çalışıyordu. “Ben senin karın değilim ki?” dedim kısık bir sesle. Gözlerimi gözlerine dikmiştim. Bir ateş vardı göz bebeklerimde ve bununla ömrü boyunca savaşmak zorunda kalacaktı.

 

“Kiminle yatıp kalktıysan onu karın yap.”

 

 

“Seninle yatıp kalktım, bak oğlumuzda bunun meyvesi.” Diyerek Cesur’a baktı. Dalga mı geçiyordu benimle. “Bu yüzden karım sensin.”

 

Öfkeyle nefesimi dışarı verdim. “Sen değil miydin artık karım değilsin diyen?”

 

“Dila.” Diye mırıldandı. Tüm sakinliğinin nedeni kucağımdaki Cesur’du. Çoktan uykuya dalmıştı. “Sen değil miydin kocanı ardında bırakıp çekip giden.” Ondan gitmemi kabul edemiyordu ama oydu beni buna mecbur bırakan.

 

“Sendin beni senden gitmeye mecbur bırakan.”

 

“Kararlarıma saygı duymayı bilmen gerekiyordu.” Sesi üsten bir tavırla düştü kulağıma, yerini bilmen gerekiyordu dercesine demişti bunu. “Ben yönetiyorum bu aşireti. Benim kararlarımı sorgusuz sualsiz kabul etmek zorundasın.”

 

“Değilim.” Dedim dümdüz bir sesle. “Anlıyor musun, değilim. Beni mahvettin, ailemi, kardeşlerimi… kardeşini… Hepimizi yok ettin.” Sesim daha yüksek çıkmaya başladığında eliyle beni hızlıca susturup “Çocuğu korkutacaksın.” Diye uyardı. Anında Cesur’a bakarak sindim ve sustum. Tüm gücüyle göğsümü emiyordu ama aynı zamanda uyuyordu da.

 

Boran yavaşça geri çekildi. “Sonra tartışacağız.” Diyerek bana arkasını döndüğünde ardından öfkeyle bakmaya devam ettim. Neyi tartışacaksak? Bu saatten sonra neyi çözebileçektik? Bir düğümden ibarettik. Kendi elleriyle attığı düğümlerdi, kendisinden başka kimse çözemezdi.

 

Kucağımda uyuya kalan Cesur beşiğine bırakarak, minik yastığına başını yasladım. Boran’ın çıktığı gören Lal kapıyı çalarak içeri gelmişti. “Gel güzelim.” Diyerek elimle işaret verdiğimde sakince yürüyerek yanıma geldi. Yatağın ucuna emanet gibi otururken gözleri gözlerime dikti.

 

Çok güzeldi, çok masumdu. “Lal.” Diye mırıldandım. “İçinden nasıl geliyorsa, ne yapmak istiyorsan onu yap. Seni soktukları durumun esiri sakın olma, şu an bunları düşünme bile. Halledeceğiz tamam mı, okulu en iyi şekilde bitirmeye bak güzelim. Üniversiteyi yurt dışında okuman için elinden geleni yapacağım.”

 

“İzin verirler mi?” diye sordu, çekingen bir sesle. “Devran abi izin verecek mi?” Vereceğine söz vermişti.

 

“Verecek, oldu da vermedi… Yeniden kaçarız ama sana istemediği hiçbir şeyi yapmalarına müsaade etmem.” Dedim, acı çeken bir gülümsemeyle. “Abimlere zarar gelsin istemiyorum.” Derken bakışlarını ellerine indirdi. “Kaya abimde çok kötü, Larin abla ile sürekli tartışıyorlar. Annemler bilmiyor ama ben duyuyorum seslerini. Larin abla sürekli ağlıyor, sen sürekli ağlıyorsun. Ya bende aynı şeyleri yaşarsam… Sevmediğim bir adamın karısı olmak zorunda kalırsam, abi dediğim adama kocam nasıl derim ki? Korkuyorum.”

 

“Bu asla olmayacak.” Dedim, duyduklarım üzerine. “Seni kimse hiçbir şeye zorlayamayacak.” Lal hafifçe güldü, sanki söyledikleri inanmıyormuş gibiydi. Sanki senin başa çıkamadığını ben nasıl başaracağım der gibiydi. Hala Boran’la evli oluşum sözlerimi gerçekçi kılmıyordu. “Neyse Lal, şu an dediğim gibi sadece okulunla ilgilen. Başka hiçbir şeyi düşünme. Sen Cesur’un yanında kal biraz. Ben gidip bir gidip Boran beyi bulayım. Sesimiz yükselse de korkma tamam mı? Sadece tartışıyor olacağız.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 19.03.2025 17:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 53.BÖLÜM: DÜĞÜM
Dilan Özçelik
SAFİR

98.97k Okunma

4.97k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...