57. Bölüm

56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ

Dilan Özçelik
dilanzclk

Larin’den…

Lale hanımın önünden geçerken eğdiğim başımı Kaya’nın yanına varana kadar yerden kaldırmazken babasını saygıyla selamlayıp bahçe kapısını aralayarak Kaya’yla birlikte evden çıktık. Annesinin nefreti gözle görülür bir şekilde bir yıldır gram azalmadan devam etmişti ama neyse ki çenesini tutarak bana ikinci bir işkence yaşatmıyordu. Kadın haklıydı, o kadar haklıydı ki. Bağırıp çağırsa gıkımı çıkaramazdım. “En büyük oğlunu nefret ettiği ailesinin kızıyla evlendirmek zorunda kalmıştı. İstemediği ot olarak kadının burnunun dibinde bitmiştim.

“Neredeydi bu veterinerlik?” diye soran Kaya’ya derin bir nefes alarak baktım. Düğün gecesi söylediği gibi ne okul hayatıma ne de iş hayatıma engel olmuştu. Aksine her gün kapıdan almış geri kapıya bırakmıştı. Tabi bunu Yaman’dan dolayı güvenlik amaçlı yapıyordu ama her ne olursa olsun beni korumak için elinden geleni yapıyordu. Şimdide başvuruda bulunduğum veteriner kliniğinin ön görüşmesine kabul edilmiştim ve beni oraya götürüyordu.

Üzerime giydiğim gayet modern gözüken lacivert takımın ceketinin ön düğmelerini sıcaktan dolayı açarken “Merkezde hemen.” Diye cevapladım onu. Kaya göz ucuyla gözlerini üzerimde gezdirip başıyla beni onayladı, sonra korumanın araladığı araç kapısının şoför koltuğuna geçti. Onu bekletmemek adına topuklu ayakkabılarımla zorlansam da adımlarımı hızlandırıp yan tarafına geçtim.

Günlük konuşma tozumuz bu kadar olduğu için arabadaki yolculuğumuz sessiz sedasız son buldu veterinerliğe gelen kadar. O arabayı park ederken aracın ayna kısmını aralayıp son bir kez kendimi inceledim. Düzleştirdiğim saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken dudağımdaki kahve tonlarındaki rujun üzerinden geçtim. Aynayı kapatıp ona döndüğümde gözlerini bana dikmiş olduğunu görünce “Şey…” diye mırıldandım bir şey söyleme gereği duyarak ama ne söyleyeceğimi de bilemedim.

“Gelecek misin yoksa araçta mı bekleyeceksin?” diye sordum, o sırada rujumu çantama yerleştirmekle oyalandım.

“Geleceğim.” Diye mırıldandı ama sanki planı değişmiş gibi konuşmuştu. “Kapıya kadar mı yoksa içeride mi gireceksin?”

Normalde kapıya bırakıp giderdi her zaman. Benle ne kadar az zaman geçirirse onun için o kadar kardı. “İçeri girmemde bir sakınca var mı?”

Çantamın fermuarını ağır bir hareketle çekerek yüzüne baktım. “Hayır, neden olsun?” dedim. “İyi, in hadi o zaman.” Diyerek kapısına uzanıp, açtığı gibi indi. Onun aksine ayakkabılarımdan dolayı yavaşça indiğimde o çoktan arabanın etrafında dolanıp yanıma gelmişti.

“Nerden buldun burayı?” Derken veteriner kliniğine doğru yürümeye başladık. Yan yana ama temasız bir şekilde ilerliyorduk. Kaya onu tanıyan esnafın selamına karşılık verirken sıkılmış olacak ki tanınmamak için güneş gözlüğünü takmıştı. Ona çok yakışan güneş gözlükleriyle bana döndüğünde “Okuldan arkadaşım önerdi, o da burada başlamış stajına birini daha alacaklarmış. Oda beni önermiş.” Dedim, kısaca anlatarak.

Gözlüğünün altında kaşının birini kaldırdığını hissettim. “Seni önermiş demek.”

“Evet.” Diyerek onayladım ve önüme döndüm. Sanki ben önerilmeyecekmişim biriymişim gibi bir tavırdaydı. “Arkadaşının adı ne?” Bana ilk defa bu kadar çok zoru soruyordu. “Evren.” Dedi dümdüz bir sesle.

Verdiği nefesin sesini duydum. Keskin ve sertti. “Anladım.” Dedi ama ne anladığını ben anlamamıştım. Kliniğin önünde geldiğimizde ben önde o arkada içeri girdik ama o saniyeye kadar vazgeçip gider diye ummuştum her zaman yaptığı gibi.

Resepsiyon kısmındaki karşılama kıza görüşme için geldiğimi söyledikten sonra kız telefonla birilerini ararken Kaya arkamda bekliyordu. Tavırları gergin bir hal almıştı.

“Evren bey ve Hakan bey sizi bekliyorlar. İkinci kat, daire üç. Asansörle çıkabilirsiniz.” Kızın yönlendiği asansörden içeri girerken “Evren yetmezmiş gibi birde Hakan’ımız var.” Dediğini duydum Kaya’nın. İstemsizce kaşlarımı çatarken duymamış gibi yaptım. Neye sinirlenmişti bu kadar. Erkeklerle çalışamazsın demezdi değil mi? Karışmayacağına söz vermişti.

İkinci kata geldiğimizde üçüncü dairenin kapısına gelip zile bastığımızda kapıyı Evren açmıştı. Evren uzun boylu, çok yakışıklı olmasa da düzgün tipli bir çocuktu. Çok iyi bir dille konuşur karşısında ki en sert adamı bile ikna ederdi.

“Larin, hoş geldin.” Evren arkamdaki adı gibi kaya gibi duran Kaya’yı fark ettiğinde “Hoş geldiniz.” Diye evirdi cümlesini. Bana uzattığı eline tam selamlaşmak için uzanacakken benden önce bir el Evren’in elini tuttu ve sert bir şekilde aşağı yukarı salladı.

“Hoş bulduk kardeşim.” Diyen Kaya, Evren’i elini sertçe indirerek boşta kalan elini bana uzattı ve eli belime doğru sahiplenici bir şekilde kaydı. Şaşkınlıkla aralanan gözlerimi önce eline sonra yüzüne diktim ama o bana değil Evren’e dimdik bakıyordu. Bu ilk temasımız olduğu için küçük dilimi yutmak üzereydim resmen.

Evren Kaya’nın tavrından dolayı bir adım gerileyerek geçmemiz için yer açtığında benim aklım sadece Kaya’nın belimdeki elindeydi. “Hakan abi odasında seni bekliyor. Merak etme çok iyi biridir. Senin gibi birini de asla kaçırmak istemez.”

Dikkatimi Evren’e vermeye çalışsam da Kaya’nın belimdeki elinin sıkılaştığını hissettim. Anlaşılan Evren’i sevmemişti. “Teşekkür ederim Evren.” Diyerek gülümsedim minnetle. Yavaşça Kaya’ya döndüm, umarım ofise girmek istemezdi. Göz göze geldiğimizde “Burada bekliyorum.” Dedi. Gözlerinden gözlerinden uzun bir süre alamadığım sırada “Burada bekliyorum karıcığım.” Demesiyle ikinci bir şokla sarsıldım. O ise rahat bir tavırla elini belimden çekip bekleme salonundaki koltuklardan birine oturup bir bacağını diğerinin üstüne attı.

Toparlanmam zor oldu. Kaya’dan gördüğüm ilk yakınlık ve duyduğum tek güzel sözdü bunlar. Kalbimde boğazımda atmaya başladığını hissederken hızlıca Evren’in yönlendirdiği ofise girdim. İçeri girdiğimi gören Hakan bey hemen ayaklandı. “Hoş geldiniz Larin hanım”

Kırklı yaşlarda oldukça yakışıklı bir adamdı. Kaya bunu görse çıldırırdı herhalde. Adamın uzattığı eli sıktım. “Hoş geldim.”

Masasının önünde tekli koltuğu oturduğumda adamda saygı gereği kendi koltuğuna değil karşımdaki diğer tekli koltuğa oturdu. “Gönderdiğin CV inceledim. İyi derecelerle mezun olmuşsun. Staj notlarında gayet iyi. Seninle çalışmak tabiki de isterim ama başlangıç kısmında maaşlarımız asgari düzeyde oluyor maalesef. Eğer kabul edersen yarın hemen gel başla.”

“Maaş hiç önemli değil.” Derken gülümsedim. Buradan gelecek paraya ihtiyacım zaten yoktu. Tek isteğim okuduğum okulun hakkını verip çalışmaktı.

“Öyleyse anlaştık.” Diyen Hakan beyi başımla hızlıca onayladım. “Anlaştık.”

“O halde yarın görüşürüz. Diğer her şeyi Evren’le halledersin nasıl olsa.” Bu kadar hızlı olacağını tahmin etmediğim için şaşkın ama mutluydum. “Tabiki.” Hakan beyle anlaştıktan sonra beni kapıya kadar uğurlamak için çıktığında gülümseyerek adamın uzattığı eli sıktım. “Yarın görüşürüz.”

“Görüşürüz Larin.” Bunu derken elimi gereğinden fazla tutmuştu ama elimi çekemedim. Sertçe yutkunarak Kaya’ya baktım ve burnuna kadar indirdiği gözlüğünün üstünde kalan kara gözlerindeki öfkeli bakışlarla karşı karşıya kaldım. Hızlıca ellerimi çektim ve zoraki bir gülümsemeyle Evren’i de selamladım. Kaya zaten çoktan ayaklanmıştı. Bir şey demesine fırsat vermeden hızlıca dışarı çıktım.

Neyse ki oda ters bir hareketle bulunup bizi küçük düşürmemişti. Bu davranışları tabi ki de kıskandığından değildi, tamamen karısı olduğum için yapıyordu. Kıskandığı için değil de onun soyadını taşıdığım içindi.

Arabaya gidene kadar ikimizden de çıt çıkmazken araca bindiğimiz gibi yola koyuldu. Bir şey demiyordu ama direksiyonu tutan parmak boğumları direksiyonu sıkmaktan kızarmıştı. İyice sıcakladığımı hissedince uzanıp ceketimi çıkarıp üzerimdeki askılı beyaz bluzla kaldım sadece.

“Hemen anlaştınız mı.” Dedi en sonunda. Dayananmış olacak ki, konuşmaya karar vermişti. “Evet, bende şaşkınım ama hemen işe aldı.”

“Neden acaba?” derken ses tonu garipti. Soru sormuyormuşta sorunun cevabını biliyormuş gibi bir tonda çıkmıştı.

“Bir sorun mu var?” diye sordum, yüzüme düşen saçlarımı geriye doğru attım. Hava niye gittikçe ısınıyordu. “Yok mu?” diye cevapladı beni, kızgın bir tonla söylemişti bunu.

“Var mı?” ben ona soruyordum oda bana. “Var.” Dedi, dolandırmadan. “Orda çalışmanı istemiyorum.” Bunu zaten anlamıştım.

“Neden?” dedim, bir açıklamaya ihtiyacım vardı. Gözlükten dolayı gözlerini göremediğim için sinirlendim. “Sen Barbas gelinisin Larin, akşama kadar iki adamla çalışman hoş değil. Hele o adamlarla hiç değil.”

“İş hayatıma karışmayacağım demiştin.” Dedim onun aksine ben sakindim. “Ben iş hayatına karışmıyorum zaten, iş arkadaşlarına müdahale ediyorum.”

Kaşlarımı çatarak “Ne varmış adamlarda?” dedim.

“Sen görmedin mi adamın bakışlarını? Sence seni niye aldı adam. Daha bir haftalık çalışma deneyimin bile yok ama seni hemen aldı. Neden acaba?” Neden hemen bu kadar kötü düşünüyordu. Evren’le yıllarca aynı sınıftaydım hiçbir zaman ileri gidecek bir şey yapmamıştı, zaten tüm sınıf ailemi bildiği için bana karşı her zaman dikkatli davranmışlardı. Hakan beyi tanımıyordum ama Kaya daha tanımadan yargılıyordu.

“Neden?” diye sordum. “Nedenini biliyorsun Larin.” Dedi kızgınlıkla. Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Bilmiyorum Kaya, Nedenini bilmiyorum… Söyle de bileyim!”

“Seni sadece güzel olduğun için hemen aldı işe Larin!” Normalde ağır bir cümleydi. Anlamı sen vasıfsız birisin ve sadece güzel olduğun için kabul gördün, diyordu. Bir yerde hakarete de giriyordu ama benim o an duyduğum tek şey, güzel olduğumu söylemesiydi.

Beni güzel gördüğünü itiraf etmişti.

Kızmak yerine gülümsediğimi gören Kaya, söylediği şeyin sonrasında farkına varmış olacak ki bir anda yolun kenarına çekip durdu ve sanki söylediği şeyden konuyu dağıtmak istercesine “Orda başlamayacaksın işe Larin.” Dedi.

Sırf gıcıklığına “Başlayacağım.” Dedim. Tepkilerinin hoşuma gittiğini inkar edemezdim. “Bana karşı çıkabileceğini mi sanıyorsun.” Onu başımla onayladım. “Bak zaten çok az veterinerlik var. Hepsi de dolu, buradan başka seçeneğim yok.”

“Senin paraya mı ihtiyacın var Larin, son seçenekmiş!” kızmaya başlamıştı. “Hayır ama işi öğrenmeye ihtiyacım var!”

“Öyleyse ben sana bir yer açar sana işi öğretecek başka bir veterinerde bulurum. İki kadın veteriner güzel güzel çalışırsınız.” Yapamazsın diyemedim bile, yapardı ama “Yok artık.” Demekten kendimi alı koyamadım.

“Var var.” Dedi alayla. “Ne güzel hem bir veterinerlik kliniği daha açmış olursunuz. Ayrıca paraya ihtiyacın olmadığı içinde hayrına yapmışta olursun. Sokak hayvanlarıyla falan ilgilenirsiniz.” Çoktan plan programını yazmış çizmişti paşam.

“Sana inanamıyorum.” Dedim. Gözlüğünü indirdi ve keyifle gözlerimin içine baktı. “Anlaştık değil mi Larin hanım?” o sırada elini uzatmıştı. “Sanki anlaşmasak bana izin verecek misin?” Çıkladı. “Vermeyeceğim karım.”

Karım kelimesini öyle güzel söylemişti ki, bana istediği her şeyi yaptırabilirdi. Titremeye başlayan ellerimi avucuna bıraktım. “Anlaştık öyleyse, kocacım.”

 

Tek kaşını kaldırdı, avucumdaki elini parmaklarının arasına sıkıştırarak tutuşunu sıklaştırdığında sertçe yutkunarak derin bir nefes aldım.

Bildirimlerden haber almak için instagram hesabımız @dilaninsatirlari sayfamızı takip edebilirsiniz.

 

Bölüm : 22.03.2025 03:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dilan Özçelik / SAFİR / 56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ
Dilan Özçelik
SAFİR

98.97k Okunma

4.97k Oy

0 Takip
68
Bölümlü Kitap
1. BÖLÜM ARSLAN SAFİR'İN ÖLÜMÜ2. BÖLÜM: KARARKARAKTERLER3.BÖLÜM : KAÇIŞ4 BÖLÜM: DİLA SAFİR5.BÖLÜM: BORAN SAFİRİN KARISI DİLA SAFİR6. bölüm: KUMA7.BÖLÜM: SENİN KAPINA ÖLMEYE GELDİM8.BÖLÜM: KAVUŞMAK9.BÖLÜM :İNTİHAR10.BÖLÜM: YAMAN ÇINAR11.BÖLÜM: KANA KARŞI12. BÖLÜM: "Vurmazsan karım değilsin."13.BÖLÜM: YENİLGİ14.BÖLÜM: CEHENNEMİN DİBİ15.BÖLÜM: SİLAH16.BÖLÜM: KATİL17.BÖLÜM: NEFES18.BÖLÜM: DUA19.bölüm: Yalancı20.BÖLÜM: İNATÇI21.BÖLÜM: DEDİKODU22.bölüm : BACIM DİYECEKSİN23.BÖLÜM: YILLAR ÖNCE24.BÖLÜM:ZİNCİR25.BÖLÜM: KONU SEN DEĞİLSİN26.BÖLÜM: YARA27.BÖLÜM: BOŞ OL28.BÖLÜM: EV29.BÖLÜM: KARIM30.bölüm31.BÖLÜM: CENNET32.BÖLÜM: SEVDİM33.BÖLÜM:NİNNİ34.BÖLÜM:LAL35. GİDİP DE DÖNMEMEK36.BÖLÜM: MAHVETMEK37.BÖLÜM: YANALIM O ZAMAN BORAN AĞA38. BÖLÜM: BERDEL39.BÖLÜM: KARDEŞ40.BÖLÜM: GERÇEKLER41.BÖLÜM: KAÇMAK42.BÖLÜM: ZARİF43.BÖLÜM: İMKANSIZ44.BÖLÜM: LARİN VE KAYA45.BÖLÜM:KURBAN46.BÖLÜM:ALDATMAK47.BÖLÜM: DAVRAN SAFİR48.BÖLÜM:İHTİLAL49.BÖLÜM: ARTIK KARIM DEĞİLSİN50.BÖLÜM: SAFİR KIZI51. BÖLÜM: ŞEHİR52.BÖLÜM:DOĞUM53.BÖLÜM: DÜĞÜM54.BÖLÜM: AFFETMEYECEĞİM55.BÖLÜM: HİÇBİR ZAMAN56.BÖLÜM: BARBAS GELİNİ57.BÖLÜM:DELİRİYORUM58. ZALIMIN KIZI59.BÖLÜM: İTİRAF60.BÖLÜM: GÜZEL OLAN SEDACE SENSİN61.BÖLÜM:SENİ SEVMEK KADAR İMKANSIZ DEĞİL62.BÖLÜM: KARDEŞİMSİN63.BÖLÜM:TORUN64.BÖLÜM:MEYDAN65.BÖLÜM:HÜKÜM66.BÖLÜM:İNANMAK67.BÖLÜM: GİDEMEM
Hikayeyi Paylaş
Loading...