
Banyodaki işimi halledip geri çıktığımda tamda tahmin ettiğim gibi Kaya bey yoktu, gitmişti. Canıma minnet, aşağı indiğimde kurulmuş yemek sofrasındaydı. Gözleri dümdüz önüne bakıyordu ve yanına oturana kadarda bana bakmamıştı. Sessizce babasının gelmesiyle yemeğimizi yedik, keyfim oldukça yerinde olduğu için bütün tabağımı bitirdim.
Herkes yorgun görünüyordu. Yemekten sonra herkes kendi köşesine çekilirken bende yeniden odama döndüm. Kaya gece odaya gelmemişti, kesin Karan’ın odasında uyukluyordu. Bende üstelemeyerek bütün gece mışıl mışıl uyumuştum. Sabah dolabın açılıp kapanma sesiyle gözlerimi açtım. Kaya üstünü değiştiriyordu. Gözlerimi ovalayarak yatağın içinde ona doğru döndüm. Gömleğinin kollarını geçirirken uyandığımı fark ederek omzunun üzerinden bana baktı. Sarı saçlarımı elimle karıştırarak doğruldum.
Giydiği gömleğin önünü inekleyerek bana döndüğünde gözlerimi göğüs kaslarını diktim. “Aşağıda bekliyorum.” Dedi manzarımı kapatırken. Aval aval bir bakışla başımı salladım ve hızlıca yataktan çıktım. Kaya odadan çıkıp giderken hemen dolaptan bir şeyler seçerek pijamalarımı çıkardım. O sırada artık gecelik giymeyi aklıma not ederek dolabın kapağını kapattım ve sırıttım. Kaya’nın benden daha çok çekeceği vardı. Kot pantolonda üzerine güzel bir gömlek geçirip, topuklu ayakkabılarımı giydim. Saçlarımın yarısını başımın yukarısında toparlayarak yarısını da omzuma saldım. Tamamen hazır olduğumda çantamı da alarak evden çıktım. Bahçe kapısından çıkmak üzereyken Lale hanımın sesiyle duraksadım. Kaya aracın içinde beni beklerken Lale hanım onu camda resmen kıstırmıştı.
“Şehrin en güzel kızlarından biriyle evlisin oğlum. Diyeceğim başkasını seviyorsun oda yok. Karına bakarken için gidiyor, nedir senin derdin?” Kayınvalidemi sevmeye başlıyordum galiba.
“Yok benim bir derdim anne, Allah aşkına rahat bırak beni. Karışmadığınız bir yatak özelimiz kalmıştı. Ona da müdahale ediyorsun. Kendi çocukların neyine yetmiyor, doğurmuşsun üst üste. Git kendi çocuklarınla ilgilen beni de karımı da rahat bırak.”
“Torun istiyorum ben Kaya! Larin’in okulu var dedin bekledik, oda bitti bu sefer kariyer yapacak dedin. Ona da tamam dedik bekledik ama artık yeter. Çocuk yapmanızın zamanı geldi de geçiyor, bana bak valla insanların diline düşersiniz. Kısır damgası yersiniz haberiniz ola!”
“Yok artık anne, yeter vallahi yeter!” Resmen kaynanam içimin yağlarını eritiyordu. “Doğru söylüyorsun yeter, bana en yakın zamanda torun haberi vermeyin bak bakalım neler yapıyorum ben sana!”
Kayın validem son sözünü söylerken sanki yeni çıkıyormuş gibi yaparak kapıdan çıktım. “Görüşürüz.” Diyerek saygıyla gülümseyerek yanından geçtim ve arabanın içinde kızarıp morarmış kocamın yanına oturdum. Kaya yüzüme dahi bakmadan gaza yüklendi. Çok sinirli görünüyordu. Öfkesi bana patlamasın diyerek sesimi çıkarmadım. Araç kliniğin önünde durduğunda Kaya biraz daha sakinleşmiş bir vaziyette “Bugün biraz erken kapat, beş gibi gelip alacağım seni.” Neden diye sormadım ve tamam dercesine başımı sallayarak araçtan çıktım. Ben kliniğe girene kadar beklemiş daha sonra gitmişti.
Gün sakin geçmişti, birkaç aşı dışında gelen olmamıştı. Bu yüzden Hatice hanımı öğleden sonra göndermiştim. Hazır ve nazır bir şekilde Kaya’nın gelmesini bekliyordum. Telefonumla oyalandığım sırada sosyal medya hesabıma düşen bildirimle sayfaya girdim. Gelen bir mesaj vardı. Profil resimsiz adı da saçma sapan bir şeydi.
Merak ederek mesajı açtım.
-Bugün yine çok güzelsin. Seni özledim. Yaman.
Telefon hızla ellerimden kayarak düşerken. Korkuyla ağaya fırladım ve kapıya koştum. Gözlerim delicesine etrafı tararken görünürde Yaman’ın olmayışı beni de daha da çok korkuttu. Geri mi dönmüştü, belki de hiç gitmemişti? Ne kadar yakınımdaydı şu an?
Kalbim deli gibi atıyordu, Kaya’ya söylemeli miydim? Telaşla tekrar içeri koştum ve düşürdüğüm telefonu yerden alarak Kaya’yı aradım. Telefonu açan sesi sakin ama katıydı. “Kaya, hemen gelir misin?”
Endişeli sesim kulaklarına iliştiğinde “Ne oldu Larin?” dedi, ve arabanın tekerlek seslerini duydum. Her nereye gidiyorsa hızlı bir u dönüşü yapmış olmalıydı. “Yaman, sanırım burada bir yerde, lütfen çabuk gel. Korkuyorum!”
“Tamam, tamam endişelenme. Hemen geliyorum. Sen kapılarını kapatıp meydana çık. Yalnız kalma içerde. Beş dakikaya ordayım. Bu arada, odandaki en alt çekmenin arkasına silah saklamıştım. Onu da al yanına!”
Çekmecemde bir silah mı vardı? “Silah mı?”
“Evet.” Diye bağırdı. “O şerefsiz yanına yaklaşmaya kalkışırsa durma ve sık kafasına.”
Ben birine zarar veremezdim ki, ama bana zarar vermek için her şeyi yapıyordu. “Duydun mu beni Larin?”
“D-duydum.” Diyerek kekelediğimde “Yaklaşmak üzereyim.” Dedi. Aceleyle odama döndüm ve dediği çekmeceyi açarak elimi çekmecenin arkalarına götürdüm. Dediği gibi silah elime geldiğinde, titreyen avuçlarıma silahı aldım ve çantamın içine sokarak hızlıca dışarı çıktım. Kapıları kilitlerken her yerim zangır zangır titriyordu.
Can havliyle meydana koştum ve Kaya’yı beklemeye başladım. Gözlerim her yerde dolanıyordu ama yoktu lanet olasıca manyak herif. Yaklaşık beş dakika sonra önce Kaya’nın aracını daha sonra bana koşarak gelişini gördüm.
Endişeyle yanıma vardığında, beni kendine çekerek kollarının arasına aldı. Ben bana sarılmasıyla bu kez şokla sarsılırken “İyi misin?” dedi, sesi gerçekten endişeli geliyordu. Sertçe yutkundum ve “İyiyim.” Diye fısıldadım. Beni yavaşça kendinden ayırıp “Nerde o it?” diye sordu.
Omuzlarımı bilmiyorum dercesine indirip kaldırdım. “Bilmiyorum.” Telefonumun ekranını açarak bana attığı mesajı gösterdiğimde Kaya’nın gözlerinin feri resmen uçup gitti. Onun ağzından ilk defa duyduğum küfürlerle etrafını gözleriyle taradığında esnafta merakla yanımıza gelmişti. Kaya belindeki silahı çıkarıp havaya ateş attığında çığlıklar duydum.
“Lan şerefsiz, neredeysen çık ortaya!” diyerek resmen kükredi. İnsanlar korkuyla etrafa saçılmıştı. “Kaya sakin ol.” Onu sakinleştirmek için elimden geleni yapsam da nafileydi. “Korkak it, saklanmaya devam mı edeceksin oruspu çocuğu.”
“Kaya yalvarırım, ne olursun sakin ol. Ne olur gidelim.”
Kaya’nın çıldırmış kara gözleri gözlerimi bulduğunda “Lütfen.” diye fısıldadım. Ağlamak istiyordum ama kendimi tutmayı başardım. “Polise yakalanmadan gidelim.”
“O şerefsizi bulmadan hiçbir yere gitmiyorum. Kimse benim karıma yaklaşamaz, göz dikemez, güzel diyemez.”
“Saklandığı delikten çıkacağını mı sanıyorsun, belki burada bile değil. Lütfen gidelim. Şimdi olmaz, bu şekilde hiç olmaz.” Etrafımızı saran esnafa bakarken Kaya sertçe bir nefes verdi ve beni bileğimden tutarak arkasında sürüklemeye başladı. Bir elinde ben diğer elinde silahıyla insaların arasından geçerken arabaya binene kadar esnafın bir sürü sorusuna maruz kalmıştık. Kaya hepsini cevapsız bırakarak araca bindiğimizde hızla yola girdi.
Onu böyle görmek beni daha çok korkutuyordu. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştığım sırada Kaya daha çok öfkeleniyordu. “O şerefsiz ölmeden bana huzur yok bu saatten sonra.”
Arabayı öyle hızlı sürüyordu ki, az önce yaşadığımız korku yetmezmiş gibi bu kez de kaza yapacağız diye ödüm kopuyordu. “Kaya yavaşla, çok hızlı gidiyorsun.”
“Öldüreceğim o şerefsizi.” Dedi sanki beni duymamış gibi, gerçi gözünün beni gördüğü yoktu ki, Sesimi duysun! Kemerime uzandım ve bağladığım sırada tavandaki tutma yerini de sıkıca tuttum. “Kaya Allah aşkına yavaşla!”
“Parça parça edeceğim o şerefsizi!”
Dayanamayarak bu kez bağırdım. “Kaya, yavaşla diyorum. Delirdin mi! İkimizi de öldüreceksin.” Sesim sonunda ona ulaşmış olacak ki, göz ucuyla bana baktı ve gözlerimin içine baktığı sırada kara gözlerindeki ateş yavaşça sönmeye başladı.
Korkunun okunduğu gözlerime bakarken içini çekerek yavaşlamaya başladığında derin bir nefes alarak ardıma yaslandım. Bir şey söylemedi, bende öyle. Onu böyle görmek istemiyordum, Yaman umurumda değildi ama Kaya’nın katil olmasına müsaade edemezdim.
Yaklaşık bir saat sonra araç bana mehir olarak verdiği çiftlik evinin önünde duraksadığında başımdaki inanılmaz ağrıyla birlikte ona baktım ve neden buraya geldiğimizi sorarcasına tek kaşımı kaldırdım.
“Bu gece burada kalacağız.” Dediğinde hala neden burada olduğumuzu söylemediği için bakışımı devam ettirdim. “Hadi, neyi bekliyorsun.”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 98.97k Okunma |
4.97k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |