“Larin.” Dedi, sert bir yumru geçmişti boğazından. “Konuşsana Larin, cevap versene bana!”
Konuşmak zordu, dilim tutulmuş gibiydi. Yaman manyağın tekiydi fakat bu sefer çok fazla ileri gitmişti. Attığı mesajla resmen onunla yattığımı ima ediyordu. Kalçamdaki beni biliyordu, bunu nasıl biliyordu? Nerden biliyordu?
Şu an umurumda olan sadece Kaya’nın tepkisi değildi, O sapığın benim kalçamdaki benden nasıl haberi olduğuydu! Beni görmüş müydü yoksa? Evimde bir kameramı vardı yoksa girdiğim lavabolarda mı… Bilmiyordum. Benim annemin bile bilmediğini o nasıl biliyordu.
“Larin ben sana inandım.” Kaya hala benden bir cevap bekliyordu. Gözlerinde kopan fırtına daha diline vurmamıştı ama göz bebekleri cayır cayır yanıyordu. “Larin sen bana kimseyle birlikte olmadım dedin, ben sana inandım. Larin ben sana inandım.”
Gözlerindeki fırtına içine sığmamaya başlamıştı. Dudaklarımın arasından dökülen titrek nefes kulaklarıma bir uğultu halinde dolaşmıştı. “Ben…” diye fısıldadım başımı iki yana sallayarak, Yalan diye bağırmak istedim. Yalan söylüyor, öyle bir şey yok diye bağırmak istiyordum ama Kaya’yı nasıl inandıracağımı bilmiyordum. “Sen, Ne Larin? konuşsana! Bana kafayı yedirtme. Larin konuş, Bak kendimi zor tutuyorum. Konuş, Yalan de!”
Gözlerimi gözlerine kaldırdığımda bakışlarım bulanıklaştı ve kirpikleri kırpıştırdığım an yaşlar gözlerimden dolup taştı. Gözleri bana yalan söylüyor de, diyordu. Yaman’ı yalanlamamı bekliyordu.
Dudaklarıma değen yaşı silerken gözlerimi kocaman açarak başımı iki yana salladım. “Ben sana yalan söylemedim.”
“Yalan?” diye tekrarladı beni, ama bakışlarımda yer edinen tereddüttü de ne yaparsa yapsın engel olamadı. Ona resmen yalvaran gözlerle bakarken sertçe burnumu çektim. “Yemin ederim yalan Kaya, ben onunla değil öyle bir şey yapmak aynı yerde bile bulunmadım tek başıma. Kaya yalan, yemin ederim yalan.”
“Larin.” Gözlerini gözlerimden kaçırdı. “Soyun.”
“Soyun Larin, kalçanı göreceğim.”
“Kaya, yalan diyorum.” Diyerek sertçe yutkundum. O ben oradaydı ve Kaya onu gördüğünde kesinlikle bana inanmayacaktı. “Kaya.” Dedim korkarak.
“Larin soyun, sana dokunmak istemiyorum. Çıkar pantolonunu.” Başımı hayır dercesine sağa sola salladım. “Bana utandığını söyleme, daha dün önümde çırılçıplaktın.”
“Sana yalan diyorum Kaya, bana mı inanıyorsun yoksa ona mı?”
“Lan o adam senin en mahrem yerindeki beni nerden biliyor, görmemişse nerden bilecek?” Haklıydı ve beni korkutan şey buydu. Yaman bunu nerden biliyordu. “Yok orda ben falan Kaya, yok!”
“Öyleyse göster, neyden çekiniyorsun.”
“Yapmayacağım.” Sertçe yutkunarak yataktan kalmaya çalıştığımda Kaya sert bir nefesle üzerime adımladı ve ayak bileğimden yakaladığı gibi yatağın ucuna kadar çekiştirdi. “Kaya, dur! Saçmalama! Delirdin mi Kaya? Dur diyorum sana, dur!” Ondan kaçmak için elimden geleni yaparken pantolonumun düğmesini ve fermuarını kolaylıkla açmıştı. Kulağıma dolan fermuar sesiyle korkuyla irkildiğimden Kaya vücudumu yatakta ters çevirerek göğsüme yastığa bastırdı.
“Delirdim, en sonunda ben de delirdim.”
“Kaya yalvarırım.” Derken artık her şey için zaten çok geçti. Kaya pantolonumu kalçamın altına kadar çekerken kalbim deli gibi atıyordu. Çırpınışlarım elinin iç çamaşırımın üzerinde duraksamasıyla dururken gözyaşlarım ardı ardına yatağa düşüyordu.
Kaya tereddütle iç çamaşırım ip kısmını tutarken “Benin var mı Larin?” diye sordu çok kısık bir ses tonuyla. İç çamaşırımı çıkarmak istemediği için soruyordu. Doğru söylemek çok zordu, çünkü Yaman’ı haklı kılıyordu. Zaten yalan söylesem de inanmayacaktı. Sessizliğim onu daha fazla gererken, benden bir cevap alamayacağını anlamış olacak ki sonunda iç çamaşırını kalçamdan sıyırdı ve sol kalçamın üzerindeki beni gördü.
Öylece kaç saniye kaldığımı bilmiyorum. Kaya şoka girmiş gibiydi. “Yapmadım Kaya, onunla birlikte olmadım.”
“Nerden biliyor lan o zaman benim karımın en mahrem yerindeki lekeyi.” Kaya öfkeyle üzerimden çekilirken yüzümü ellerimin arasına alarak alnımı yatağa bastırdım. Çıkmaz bir sokağın sonundaymışım gibi hissediyordum. “Larin, kafayı yiyeceğim. Larin… Bana bak!”
Gözyaşlarım hıçkırıklara dönüşmüş vaziyette titreyen ellerimi iç çamaşırıma uzatarak düzelttiğim de Kaya sabrı tükenmiş bir vaziyette beni yeniden yakalayıp yatağın içinde yüzümü yüzüne çevirdi. “Larin, yalan söylemeyi bırak artık. Bana doğru konuş.”
Sırtımı yeniden yatağa verdiğinde bacakları iki yanımdan geçmişti. “Ben zaten doğru konuşuyorum.” Dedim ama kendimi nasıl kanıtlayacağımı da bilmiyordum. Çaresizlik içinde gözlerinin içine baktım. “Ben Yaman’la hiçbir şey yaşamadım. Yalan söylüyor. Beni nerden biliyor bilmiyorum, Nasıl öğenmiş olabilir bilmiyorum. Asıl ben kafayı yiyeceğim Kaya, Bana inanmak zorundasın. Öyle olsa ne diye onunla olmayı red edeyim Kaya. Yaman’ı seviyor olsam şu an seninle değil onunla olurdum.”
Kaya allak bullak bir vaziyette ellerini saçlarını atıp sertçe çekiştirdiğinde “Nasıl inanacağım sana?” dedi. “O adamla birlikte olmadığına nasıl inanacağım?”
“Ben onunla birlikte olmadım. Eğer sözüme güvenmiyorsan o halde…”
Çaresizliğim içine ilk defa utançta eklenince ürkek gözlerimi ondan kaçırdım ve derin bir nefes aldım. “Ben kendimden eminim Kaya, ben hiç kimseyle birlikte olmadım. Kanıtlamam da çok zor değil ama sen o kadar korkaksın ki…”
Ne dediğimi anlamış olacak ki “Sana dokunmam.” Dedi, başımı iki yana sallayarak burukça gülümsedim. “Öyleyse doktora gideriz. Sırf sen bana inan diye gururumu ayaklar altına alacağım.”
“Öyle bir şey olmayacak, duyarlar.”
“Öyleyse ömrü boyunca ya benim günahımı alacaksın ya da o şüpheyle yaşayacaksın.”
“Ben sana inandım.” Dedi boğuk bir ses tonuyla. Doğruydu. Bana inanarak kendi kanını akıtmıştı o çarşafa. “O it senin mahremini biliyor, nerden biliyor.”
“Bilmiyorum.” Dedim keskin bir şekilde. “Yemin ederim ben günahsızım.”
“Değilsin.” Dedi, başını yan yatırmış yüzüme yaklaşmıştı. Kendini nasıl bu kadar tutabiliyordu, iradesi nasıl bu kadar güçlüydü. “Sen bir yangınsın Larin, ben de senin yangının altında kül olmuş bir cenazeyim. Sen benim katilimsin.”
“Sensin be asıl katil, ben seni bir kez öldürdüysem sen beni bin kez vurdun. Her sabah, ve her sabahın akşamı. Gözünün gözüme değdiği anlarda bile beni yerin bin kat dibine soktun. Keşke diyorum bazen… Keşke Yaman’a yem olsaydım da senin bu cehenneminin mahkumu olmasaydım.”2
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
92.12k Okunma |
4.84k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |