17. Bölüm

Bölüm 16

Dilara
dilara.papatya0130

Rahul sinirlerine hakim olamayıp herkesin içinde kolumdan tutup kendine doğru çekince yumruğumu suratına monte etmemek için kendimi zor tuttum çünkü Raj Bey ve Surayya Hanıma olan saygımdan sesimi de çıkarmadım. Olacakları izlemekle yetindim sadece...

 

"O gün Shanti'yi düğünden kaçırmış olsanda bugün benim karım oldu. O bana ait. Onun evinde de artık yerin yok. Şimdi defol git bu evden." dedi yüksek sesle bir yandan da kapıyı işaret ediyordu eliyle.

 

Raj Bey hemen ayağa fırladı.

"Sen hangi hakla evimdeki insanı kovarsın?" dedi elini kaldırmıştı tokat atmak için.

 

Tam vuracak ki, Shanti babasının kolunu tuttu ve dudaklarını aralayıp söze girdi.

 

"Damadın ve bu evin üyesi olarak hakkı var baba." dedi sesini biraz yükselterek.

 

"Damat mı? ne damadından söz ediyorsun sen. O benim damadım ve bu evin üyesi değil." dedi sinirlendiği elini yumruk yapmış elinden ve boynundan çıkan damarların belirginleşmesinden belliydi.

 

Sakinleşmeye çalışarak sözlerine devam etti.

 

"Bu evin tek üyesi olacaksa o da Samar'dır. Senin hayatını hiçe sayan değil, seni her daim koruyan, kurtaran adamdır bu evin üyesi." dedi koltuğa oturmuş stres ve sinirin etkisiyle bu seferde ayağını sallıyordu.

 

Surayya Hanım yanına oturdu ve bacağından tutup sakinleşmesi için su uzattı.

 

Shanti bana döndü. "Babamın ve annemin kalbini kazanmış olabilirsin ama ben seni burda istemiyorum. Çek git burdan." dedi gözleri dolu doluydu yine.

 

Bu sefer o masum gözlerinde göremiyordum kendimi. O gözlerde nedenini açıklayamadığım bir şey vardı ama ben yoktum...

 

"Gitmem en iyisi olacak Raj Bey. Söyledikleriniz içinde teşekkür ederim sadece görevimi yaptım. Her zamanda hizmetinizdeyim." diyip önce Raj Bey'in sonrada Surayya Hanımın elini öptüm ve kapıya doğru yöneldim.

 

Evden bir hışımla çıkıvermiştim.

Benim Shanti'me ne olmuştu da bana karşı bu kadar acımasız ve gaddarlaşmış hatta beni görmeye tahammül edemeyen birine dönüşmüştü anlamıyordum.

 

Rahul'un tehditleri mi bu hale getirmişti aceba? Düşünceler zihnimi esir almıştı. Delirecek gibiydim ki telefonun sesi kendime gelmemi sağladı. Arayan Salman'dı.

 

"Merhaba kardeşim nasılsın?" dedi gülümseyerek.

 

"İyiyim.Siz nasılsınız?" dedim buruk bir ses tonuyla.

 

"Neyin var doğru söyle bişey olmuş belli sesinden?" dedi sesi telaşlı gelmeye başlamıştı.

 

"Korkma iyiyim gerçekten. Sadece..." diyebildim Devamını getirmek

istemiyordum.

 

"Sadece ne Samar? Ne oldu anlatsana?" diye çıkıştı.

 

"Raj Bey'in evindeydim, Shanti ve Rahul geldi. Shanti ona yine 'kocam' dedi ve üstüne üstlük babasına karşı da onu savundu. Sevdiğim kadın gözlerimin önünde babası Rahul'e tokat atmasın diye önüne geçip kolunu tuttu ve beni evden kovdu." dedim.

 

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Salman dediklerim karşısında şok olmuştu.

 

" Shanti nasıl bu kadar değişebilir anlamıyorum. Hele ki sana karşı. " dedi sinirlendiği ses tonundan anlaşılıyordu.

 

Rasika'nın sesi duyuldu sonra telefondan.

 

" Samar, istersen yarın buluştuğumuzda Shanti'ye bugün niye sana böyle yapmış sorayım, sebebini öğreneyim." diye sordu.

 

"Şimdi çocuk gibi size şikayet ettiğimi düşünür. Beni düşündüğün için çok teşekkür ederim ama gerek yok." dedim buruk bi gülümsemeyle.

 

"Şimdi neredesin kardeşim? Yanına gelelim mi?" diye sordu Salman.

 

" Eve geçiyorum şimdi. Gelmenize gerek yok, yatıcam zaten kardeşim." dedim.

 

" Tamam ama bir şeye ihtiyacın olursa söyle hemen gelelim." dedi Rasika.

 

" Teşekkür ederim size. Iyi ki varsınız."

 

"Sende iyi ki varsın." dediler aynı anda.

 

Telefonu kapatıp evime doğru yürüdüm. Cebimden anahtarı çıkarıp deliğe yerleştirdim ama olmadı. Sinirle anahtarı yere fırlatıp bağırmaya başladım.

 

'Neden Allah'ım neden başıma bunlar geliyor. Neden tam mutlu olacakken mutluluğum elimden kayıp gidiyor needeeen.' diye bağırdığım anda şansıma yağmur yağmaya başladı.

 

Yağmurun yağmasını fırsat bilip bağıra bağıra ağlamaya başladım. Sakinleşene kadar yağmurun altında saatlerce bağırarak ağladıktan sonra anahtarı yerden alıp deliğe yerleştirdim ve içeri girdim.

 

Montumu bir koltuğa kendimi diğer koltuğa atıverdim.

 

Bugün olanları düşünüyor, Shanti'nin tavırları beni çıldırtacak, delirtecek hale getiriyordu. Islak olan üstümü değişmek hemde biraz rahatlamak için duşa girdim ama orda da aklımdan bir saniye çıkmadı olanlar ve suyun altında yine ağlamaya başladım bağırarak.

 

ERTESİ GÜN

 

RASİKA'NIN GÖZÜNDEN

 

Sabah kahvaltı'yı hazırladım.

Önce çocukları sonra uyuşuk kocamı uyandırmak için odaya girdim.

 

"Hadi kalk aşkım. Sabah oldu, kahvaltı hazır." dedim.

 

Yatağın içinden homurtuları geliyordu.

 

"Hadii" diyip yorganı üstünden çektim.

 

"5 dakika daha lütfeeeen." diye baktı masum ve çocuksu bakışlarıyla.

 

"Abdullah ve Esma senden daha olgun. Çocuksun yeminleee." diyip güldüm elimi alnıma vurarak.

 

"Eveeet senin biricik büyümeyen çocuğunuuum." diyip elimden tuttu ve yatağa yatırdı. Sonra yanaklarıma öpücükler kondurdu.

 

"Koca bebek yaramazlık peşindesin yine anlaşıldı." diyip güldüm yine.

 

"Eveeeet." dedi yüksek ama çocuklarında duymayacağı şekilde ve diğer yanağımı sonra alnımı ve gözlerimi öpmeye başladı nazikçe.

 

Salman benim hayatım boyunca karşılaştığım tek şansımdı. O olmasa ben hayatta olamazdım, biz olamazdık diye düşündüm yine.

 

"Iyi ki hayatımdasın aşkım." diyip yanağını öptüm.

 

"Şşş. Yine aynı konuyu açma. Geçmişte kaldı herşey." diyip sakallarını yanağıma getirdi yine yanağımı gıdıklamaya başladı sakalları.

 

Gıdıklandığımı bildiği halde devam ediyordu.

 

"Yapmaaa, gıdıklanıyoruum." dedim.

 

"Bananeee, bananeee." diye gülmeye başladı. Gülüşü cennetim olanımdı o.

Kapı tıkandı.

 

"Kimsiin?" dedi mutsuz ses tonuyla, ortamı bozulduğu için moralide bozulmuştu..

 

"Kim olacak baba bizizz. Hadi anne acıktııık." dediler ikisi birden.

 

"Tamam geliyorum. Siz geçin oturun." dedim yataktan kalkarak.

 

"Ahh ya, bu çocukları keşke yapmasa mıydık. Güzel anların katili olmaya başladılar iyice." dedi yüzü asılmıştı.

 

"Aa çok ayıp Bay Khan." dedim muzurnaz bir gülümsemeyle göz kırparak.

 

"Bay Khan haa. Akşama görürsün Bay Khan'ı. Çocuklara dua et sen." dedi odadan çıkarak.

 

Bende çıktım ve kahvaltıyı ettik.

Esma sofrayı kaldırmama ve evi temizlememde yardım etti ve çabucak hazırlanıp evden çıktım.

 

Shanti'yle her zamanki restorantta buluşacaktık.

 

Hemen arabama bindim ve yola koyuldum...

 

1 SAAT SONRA...

 

Shanti beni restorantta bekliyordu.

Sarıldık.

 

"Çok özlemişim seni çok." diyiverdi sımsıkı sarılarak. Hiç bırakmak istemiyormuş gibiydi.

 

"Bende seni çok özledim canım." diyip gülümsedim sarılmasına karşılık vererek.

Yerimize oturduk sonra.

 

"Ee ne içersin? Garson bakar mısın?" diye kolunu kaldırdı.

 

Şaşkın gözlerle koluna bakakaldım. Kolunda morluk vardı. Dayanamayıp sordum.

 

"Kolundaki morluk nasıl oluştu?" dedim kolunu tutarak.

 

"Önemsiz yaa, düştüm dengemi kaybedip." dedi kolunu kapatmaya çalışarak.

 

"Düşmekle olacak iş değil bu, ezilmeler var kolunda. Doğruyu söyle?" dedim kaşlarımı kaldırarak sinirlenmiş ve aynı zamanda üzülmüştüm.

 

Israrlarım sonucunda anlatmaya karar vermişti.

 

"Gözünden de hiç bir şey kaçmıyor. Sana anlatacağım ama aramızda kalsın ne Salman Abi ne de Samar bilmesin. Özellikle de Samar.." dedi üzgün ve korkmuş ses tonuyla.

 

"Tamam söz. Şimdi anlat bakalım." dedim gözlerimle işaret ederek.

 

"Rahul yaptı. Dün Samar'ın bizim evde olmasına dayanamadı ve hırsını benden çıkardı. Her ne kadar Samar'ın yanında, ailemin yanında onunla olduğumu göstermeye çalışsamda ikna olmamış olacak ki. Eve gittiğimizde yaptı yapacağını." dedi gözleri dolu dolu oldu.

 

Ağlamak için kendini zor tutuyordu ama bir damla yaş süzülüverdi yanağından.

 

" Ne diyorsun sen yaaa. Hangi çağda yaşıyoruz da kadına şiddet uygulanıyor. Hemen hastaneye gidiyoruz darp raporu alıp onu hapse mahkum ediyoruz." dedim yüksek sesle. Kolundan tutup.

 

"Olmaz abla. Yapamam." dedi boynunu büküp.

 

"Ne olmazı yaa, ne yapamamı yaa." diyip kaşlarımı iyice çatmıştım.

 

"Abla, o beni Samar'la tehdit ettiği sürece, onun yanında kalmak zorundayım. Samar'a bişey olursa ben yaşayamam." dedi daha fazla dayanamayıp ağladı boynuma sarılarak..

 

Göz yaşlarını silip bir suyundan bir yudum aldı.

 

"Abla bu konuştuklarımız aramızda kalsın lütfen. Salman abi ve Samar bilmesin. Samar duyarsa katil olur." dedi sesi titreyerek..

 

"Tamam dedim ya, bilmeyecek kimsee ama tek bir şartım var. Her gün beni arayacaksın." dedim.

 

"Tamam abla söz." dedi.

Sohbet etmeye başladık.

 

" O nasıl?" demeye kalmadı telefonu çaldı. Korkarak telefonu açtı.

 

"Efendim Rahul?" dedi sesi titriyordu korkudan.

 

"Tamam geliyorum canım." diyiverdi sonra.

 

"Ne oldu ne istiyormuş?" dedim sinirle.

 

"Eve gelecekmiş. Benim gitmem gerek abla." dedi ve koşarak arabasına binip hızlıca gözden kayboldu gitti..

 

Hesabı ödeyip bende eve geçtim.

Shanti'nin dedikleri aklıma geldikçe sinirleniyor ve üzülüyordum.

 

Neden yaa, ne suçu vardı ki bunlar Shanti'nin başına geliyordu. Ne suçu vardı ki Samar'la ayrı düşmüşlerdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 19.03.2025 21:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...