18. Bölüm

Bölüm 17

Dilara
dilara.papatya0130

Sabah erkenden telefonumun alarmı çalmaya başlamıştı.

Saatin alarmını kapatıp telefonunkini kapatmayı unutmuştum.

 

Yataktan kalkmak istemesem de kalkıp duş aldım ardından da üstümü giyindim.

 

Saçlarımı kurutuyorken önce Salman'dan sonrada Rasika'dan mesaj geldi.

 

Bugün onlarda kahvaltı etmemi istediklerini çocuklarında beni özlediklerini yazmışlardı.

 

'Tamam geliyorum.' diye yazıp saçlarımı kurutmaya devam ettim.

 

Siyah kartalıma atladım. Motor sürmeyi hep daha çok sevmişimdir.

 

 

Salmanların evine gittiğimde çocuklar beni kucakladı.

 

Beni yalnız bırakmak istememelerini ve bu yüzden de kahvaltıya çağırma sebeplerini anlıyordum bu yüzden de sesimi çıkarmadım.

 

Çocuklarla şakalaşmaya başladık. Kahkahalar havada uçuşuyor bir yandan da sohbet ediyorduk.

 

Birden Salman'ın telefonu çaldı.

"Buyurun kimsiniz?" diye açtı.

 

Kahvaltı ettiği için telefonu hoparlöre almıştı bu sayede bizde rahatça duyabiliyorduk.

 

"Ben hastaneden arıyorum. Sonia Hanım yoğun bakımdan çıktı. Bir kaç saatede uyandırılacak."dedi telefondaki ses.

 

"Tamam geliyoruz." diyip kapattı Salman..

 

"Hastaneye gitmeden önce mağazaya girelim. Rasika, Sonia'ya lazım olacak bi şeyler al sonra geçeriz." dedi çayından büyük bir yudum alıp.

 

"Hadi Samar, gidelim." dedi ayağa kalkıp bir eliyle de işaret ederek.

 

"Benim gitmeme gerek yok siz gidin. Hem işlerim var." dedim gözlerimi istemsizce devirmiştim ve evden çıktım.

 

BİR KAÇ SAAT SONRA.

 

Cebimden evimin anahtarını çıkarttım. Deliğe yerleştirdim. Tam çevirip eve girecekken telefonum çaldı.

 

"Neredesin?" dedi Salman. Sesi telaşlı idi.

 

"Ne oldu? Birine mi bişey oldu yoksa?" diye sordum. Korkmuştum istemsizce.

 

"Sonia uyandı ama kimseyi hatırlamıyor sadece Samar'ı ıstiyorum diyip duruyor. Doktor ve hemşirelere engel oluyor. Buraya gel çabuk." dedi.

 

"Sonia adına üzüldüm ama gelemem. Ailesini ara onlar ilgilensin. Beni bir daha konusu Sonia olan hiç bir şeyde arama." diyip sinirle telefonu yüzüne kapattım.

 

Onun suçu yoktu biliyordum ama sinirlerime de hakim olamıyordum. Sonia yüzünden bugün sevdiğim kadından ayrı düşmüştüm çünkü.

 

Eve girdiğimde doğruca mutfağa yöneldim. Acıkmıştım karnımdan gelen seslerde beni doğrularcasına gurulduyor hatta davul çalıyordu.

 

Bu yüzdende çabuk olacak bişeyler yapmam gerekiyordu. Hemen çekmeceden makarnayı çıkarttım. Suya koyup haşlanmasını beklerken yoğurtlu ve salçalı sosunu hazırladım bi yandan da.

 

Makarna hazır olunca sosu üstüne döktüm.

Bardağa da dolaptan çıkarttığım buz gibi kolayı doldurdum. Hemen koltuğuma geçtim.

 

Yemek yerken Tv izlemeyi seviyordum. Bu yüzden ilk kanalı açtım. Şansıma o günde Tv'de Shahrukh Khan'ın filmi vardı. Benim ona benzediğimi söylerlerdi bu yüzden de bu aktörü çok seviyordum.

 

Bir yandan yemeğimi yiyip, kolamı yudumladım diğer yandan da Tv'deki filme bakıyordum.

 

En heyecanlı yerinde kapı çalıverdi. Her zamanda öyle olmaz mıydı ki zaten. Filmlerin en heyecanlı yerinde ya telefon çalar ya da kapı çalardı.

Tv'yi durdurup koşar adımla kapıya gittim.

 

Kim o dedim ama ses gelmedi. Kapıyı açtığımdaysa Sonia yarı baygın karşımda duruyordu.

 

"S-Samar." der demez önümde bayılıverdi.

 

Hemen kucağıma alıp içeri taşıdım.

O sırada da Salman'dan bana mesaj geldi.

 

"Sonia hastaneden kaçtı. Bulamıyoruz."

 

Hemen aradım

 

"Sonia yanımda ama şuan baygın yatıyor. Evimin adresini nereden öğrendi?"

 

"Bilmiyoruz. Hemen doktoru alıp oraya geliyoruz."

 

"Tamam bekliyorum." diyip kapattım.

Sonia bişeyler sayıklıyordu.

Birden korkuyla sıçradı uykusundan uyanarak.

 

"Sakin ol. Kötü bir rüya görmüş olmalısın." diyip ona bir bardak su uzattım.

 

Sudan bir yudum aldı.

 

"Teşekkür ederim aşkım." dedi gülümsemeye çalışarak.

 

"Aşkım mı? Sonia ben başkasını seviyorum unuttun mu?" dedim bir kaşımı havaya kaldırıp.

 

"Ne sevmesi yaa. Biz nişanlıyız. 5 gün sonra düğünümüz var asıl sen unuttun mu?" dedi şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

 

O sırada kapı çaldı. Salman, yanında doktorla hemşireyi de getirmişti.

 

"Samar Bey, Sonia Hanım hafıza kaybı geçiriyor. Hangi dönemi hatırlıyor bilmiyoruz ama."dedi doktor.

 

"Ben biliyorum galiba. Düğünümüze 5 gün kalasına dönmüş." dedim doktora bakarak.

 

"Ne diyorsun sen ya. Kötü olmuş." dedi üzülerek Salman.

 

"Durum çok ciddi Samar ve Salman Bey. Sonia Hanım'a bir şeyleri hatırlatmak için zorlayamayız.

Zorlarsak ters tepebilir ve ebediyen o dediğiniz yılda kalabilir. Herşeyi hatırlayana kadar ne üzülüp ne de stresi girmemesi gerekiyor. O yılda olduğu gibi mutlu olması gerek. Hiç bir şey olmamış gibi yaşamalı ki kendine gelip herşeyi hatırlayabilsin."dedi.

 

Bu durum benim için çok kötü olmuştu.

 

Kalbim, aklım hatta ve hatta düşüncelerim bile başkasına aitken Sonia iyileşene kadar onun nişanlısı rolü yapmak zorunda kalacaktım.

 

Her ne kadar istemesem de evime geldiğinde ailesi de beni bu işe zorladı. Mecburen bu rolü yapmalıydım.

 

İçeri gittiğimizde doktor onu muayene etti.

 

"Sonia Hanım'ın durumu iyi ama yinede rahat uyuması için hemşire iğne yapsın." dedi.

 

Hemşire iğneyi yapar yapmaz uyumaya başladı. Kendine geldiğinde yanı başında ben ve ailesi duruyorduk.

 

Bana sımsıkı sarıldı. "Aşkım çok kötü bir rüya gördüm. Sen bana başkasına aşık olduğunu söylüyordun. Kabustu demi?" dedi.

 

"Evet canım korkunç bir kabustu." diyip her ne kadar istemesem de bende ona sarıldım.

 

Ailesi Sonia'yı evlerine götürdüler.

Bende hemen kendimi yatağıma attım.

Tüm bu olanlar beni hem ruhen hemde bedenen yormuştu.

 

ERTESİ GÜN

 

Sabah kapı çalındı ısrarla peş peşe zile basılıyordu.

 

Saate baktığımda daha sabahın 6 sı idi.

 

Bu saatte kim olabilirdi ki diye düşündüm ve bi anda Raj Beylere bişey olmuş olabilme korkusuyla yataktan fırladım.

Hemen altıma pantolonumu, üstüme de siyah gömleğimi geçirdim. Masadaki silahımı da alıp kapıya koştum.

 

Kapıyı açtığımda Sonia'yı gördüm. Mutlulukla havalara uçuyordu.

 

"Uykucu Şirin. Kalk hadi düğün alışverişine gideceğiz." dedi.

 

"Ne düğünü, ne alışverişi yaa." dedim saçlarımı karıştırarak.

 

"Oohooo. Senin afyonun patlamamış aşkım yaa." diyip yerdeki su hortumunu bana doğru tuttu.

 

Her yerim ıslanmıştı.

 

Bir hamlede elinden alıp bende onu ıslattım. Suyun altında çocuklar gibi gülüp eğlenmeye başladı.

 

O sırada Raj Beylerin evine Shanti geldi. Bizim bu halimizi görüp.

 

" Ohh mutluluklar Samar Bey." dedi.

 

"Teşekkür ederim Bayan Arora. Sizede mutluluklar." dedim.

 

Gıcıklık değil mi, o beni nasıl kızdırdıysa bende onu kızdırmak istemiştim.. Tahmin ettiğim gibi söylediklerim hiç hoşuna gitmemişti evin kapısını öyle bir kapatmıştı ki yer sarılmıştı adeta.

 

"Oh olsun öyle olmaz böyle olur." diye kahkaha attım.

 

"Samar, sırılsıklam olduk. Hastalanmadan gel üstümüzü değiştirelim. Kahvaltı edip çıkarız." dedi.

 

Tamam diyip kafamla onayladım.

Üstümüzü değiştirdik.

 

"Sonia kahvaltıyı dışarıda edelim. Bildiğim bir restorant var." dedim saatime ardından da pencereden dışarı bakarak. Shanti'nin de oralarda olacağını da bilerek.

"Harika fikir aşkım." diyip boymuma sarıldı.

Restoranta vardığımızda onu görmüştüm. Yine yanılmamıştım.

 

Shanti restorantta bi şeyler yemek yemek için gelmişti bile çoktan.

 

Sonia'nın sandalyesini çekip yerime oturdum.

 

Garsonu çağırıp bi şeyler sipariş ettikten sonra

 

Sonia'dan izin isteyip telefon görüşmesi yapmak için başka yere geçtim.

 

Telefonla patronu arayıp durumu anlattım ve bir kaç haftalık izin istedim.

 

Masaya doğru giderken Sonia'nın biriyle konuştuğunu gördüm.

 

Beni görür görmez "Görüşürüz Rahul. Amerika'da kendine iyi bak." diyip kapatmıştı.

 

"Kimle konuşuyordun?" diye sorduğumda hafif korkmuş bir hali vardı. Sanki benden bişeyler saklıyor gibiydi.

 

"Rahul, kardeşim biliyorsun ya kaç senedir yurt dışında." dedi gülümseyerek.

 

Bir süre düşündükten sonra hayal meyal hatırlamıştım erkek kardeşi olduğunu ama yüzünü görmemiştim teleofnda konuşuyorduk o sıralar.

 

Shanti diğer masada ben başka masada oturduk öylece.

 

Hesabı ödeyip çıkmak için merdivenlere doğru yöneldik ama Sonia telefonunu masada unuttuğunu fark edince telefonunu almak için geri gitti.

 

Bende merdivenlerde onu beklemeye başladım. Aynı zamanlı Shanti'de merdivenlerdeydi ve tam adım atacakken eteğinin ucuna basıverdi.

 

Dengesini kaybedip düşeceği sırada tuttum belinden.

 

Öylece birbirimize bir süre bakakalmıştık.

 

Transa girmiş gibiydik ki bu transı bozan maalesef onun sesi oldu.

 

"Karımı çabuk bırak. Hangi hakla onu tutarsın?" diyip sinirle kolundan çekti Shanti'nin.

 

Shanti her ne kadar açıklamaya çalışsa da Rahul anlamamakta ısrar etti ve orda Shanti'nin kolunu çok kötü sıkıverdi. Bıraktığında parmaklarının izlerini görmüştüm.

 

Bunu yere düşen kırık bileziklerinden de anlamıştım.

 

Onu orda öldüresiye dövmek istiyordum. Benim gözlerinin içine bakmaya kıyamadığım kadının kolunu incitmiş ve ben hiçbir şey yapamamıştım.

 

Sonia gelir gelmez onu evine bıraktım. İşim olduğunu söyleyip önce eve üstümü değişmeye sonra da sinirimi atmak için spor salonuna yola koyuldum.

 

Öyle sinirlenmiştim ki motorumun gazına bastıkça basmıştım.

Spor salonuna bir hışımla girdim.

Hemen boks eldivenlerimi takıp kum torbasını Rahulmuşcesine yumrukladım durdum.

 

 

Ben oraya gittiğimde saat 13.30 du şimdi baktığımdaysa 22.30 olduğunu gördüm.

 

Saatler geçmiş sinirimse zerre azalmamıştı.

 

Spor salonundaki duşa girdim hemen. Sonra da hazırlanıp evime geçtim.

 

Telefonu elime aldığımda Sonia'dan, Salman'dan bir sürü mesaj vardı.

Salman'ı aradım önce.

 

Telefonu açar açmaz soru yağmuruna tutulmuştum.

 

"Sonia ile ne yaptınız? Neler oldu? Anlatsanaaa?" dedi meraklı bakışları yine üzerimde idi.

 

"Sonia ile restorantta kahvaltı ettik ama şansa Shanti de oradaydı. Kahvaltıyı edip çabucak çıkmaya çalıştım ama yine karşılaştık, karşılaşmaklada kalmadık. Eteğinin ucuna bastı tam düşeceği sırada tuttum. Vee o sırada da Rahul denen gereksiz geldi bir ton laf saydı.

Ve önemli yere geleyim. Shanti'min kolunu incitti. Ben gözlerinin içine bakmaya kıyamazken o incitti. " dedim gözlerimden alevler fışkırıyordu adeta.

 

" Sakin ol kardeşim. Elimizden bişey gelmez."dedi ama onunda bu duruma fazla sinirlendiği her halinden belliydi.

 

"Onu orda öldürmediğime şükretsin." dedim kaşlarımı kaldırarak.

 

Sohbet ederken esnemiştim.

"Bugün çok mu yoruldun?" dedi kafasını kaldırarak.

 

"Sonia'dan sonra kendimi spor salonuna attım. Orada yorulmuşum." dedim esnemeye devam ediyordum.

 

Gülmeye başladı. Ben sinirlenince gülmeyi bırakmıştı.

 

" Tamam tamam sustum. Sana iyi geceler o zaman. Sabah görüşürüz." dedi.

 

"Görüşürüz." diyip kapattım.

 

Uyumadan Sonia'ya da işlerimin yoğun geçtiğini bu yüzden yorgun olduğumu uyuyacağımı yazmıştım.

 

Bişeyler atıştırıp hemen kendimi yatağa atıverdim.

 

Rahul'un yaptığı hala aklımdan çıkmıyor daha da sinirleniyordum. Bir daha karşıma çıkarsa cezasını verecektim söz vermiştim kendime bu konuda.

 

Shanti'yle anılarımızı düşüne düşüne uykuya daldım...

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 19.03.2025 21:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...