20. Bölüm

Bölüm 19

Dilara
dilara.papatya0130

1 HAFTA SONRA DÜĞÜN GÜNÜ

Sabah olmuş alarm durmadan çalıyordu.

 

Elimle alarmı kapatıp tekrar uyumaya başladım.

 

Dün görevdeydim bu yüzden de geç yattığım için hemde bugün istemediğim düğün günü olduğundan yataktan çıkmak istemiyordum.

 

Uykumun en güzel yerinde bu seferde beni telefonun sesi uyandırdı.

 

Sonia arıyordu, uzun ısrarlar sonucunda kapattı.

 

Tekrar uyumaya ve rüyamın devamını görmeye çalıştım çünkü rüyamda Shanti'mi görüyordum ve ona kavuşacağım sırada uyanmıştım.

 

Aradan 30 dakika geçmemişti ki bu seferde kapı çaldı. Bir hışımla ve sinirle yataktan kalktım.

 

Kim bu saatte alacaklı gibi kapımı vuruyor.

 

"Geldiiim, geldiiiiim yeterrr!" dedim merdivenleri üçer beşer atlarken.

 

Kaşlarım çatık, gözlerimde alev kapıyı açtım.

 

Karşımda Sonia'nın babası duruyordu.

 

"Düğünün var bugün evlat. Bu kadar uyku yeter. Giyin gidiyoruz." dedi içeri gidip.

 

"Efendim ben Sonia ile..." derken sözümü kesti.

 

İçeri geçip salondaki siyah koltuğa oturdu ve konuşmaya başladı.

 

"Samar, seni severim ama beni zorlama. Kızımla evlenmek zorundasın yoksa sonuçlarından ben sorumlu değilim." dedi tehditkar bakışlarını atıp belindeki tabancayı gösterirken.

 

"Efendim bu oyun fazla uzadı. Kızınız artık iyi. Sizinle yaptığımız anlaşma burada bitmek zorunda." dedim kaşlarımı kaldırıp karşındaki koltuğa otururken.

 

"Samar Anand. Bugün evleneceksin dedim. Bu da son sözüm. Damatlığını giy gel arabada bekliyorum." dedi kapıyı çarpıp giderken.

 

Saçlarımı karıştırıp hemen banyoya girdim.

 

Bana alınmış olan simsiyah damatlığı giyip arabaya bindim.

 

Arabada Sonia aradı.

 

"Kızımı üzecek bir şey söylersen bende seni üzerim." diye tehdidini savurdu yine..

 

"Tamam efendim." dedim ve telefonu açtım.

 

"Efendim canım?" dedim zoraki gülümsemeyle.

 

"Neredesin aşkım sabah aradım açmadın. Merak ettim." sesi korkmuş geliyordu.

 

"Merak etmene gerek yok canım. Dün gece geç saatlerde eve döndüğüm için sabah kalkamadım telefonun da sesini duymamışım. Şimdi geliyoruz babanla düğün salonunun oraya." dedim ve kapattım.

 

İçimden bu işten nasıl sıyrılmam gerek diye düşündüm durdum. Bir mucize gerek yoksa Sonai ile cidden evleneceğim.

 

Düğün salonunun etrafı çiçeklerle süslenmiş önünde beyaz bir gelin arabası arkasında 'S&S sonsuza değin' yazıyordu.

 

Düğün salonuna gittiğimizde beni Sonia'nın ailesi arkadaşları karşıladı.

 

" Ooo enişte yakıyorsun." dediler hep bir ağızdan.

 

"Kızlar Sonia nerede?" diye sordum çünkü ona bu durumu anlatmalıydım onunla evlenemezdim ve beni de anlayacağını düşünüyordum.

 

"Odada hazırlanıyor." diyip kikirdemeye başladılar.

 

"Tamam. Görüşürüz." diyip el salladım ve odaya giden beyaz trabzanları rengarenk tüller ve çiçeklerle bezenmişti.

 

Beyaz siyah merdivenleri hızlıca çıkmaya başladım.

 

Kapısı dahi süslenmiş odanın karşısındaydım.

 

Tam kapıyı tıklatıp içeri girecektim ki telefonla biriyle görüntülü konuştuğunu gördüm.

 

Telefon konuşması bitsin öyle girerim diye düşünüyordum ki telefondaki ses bana tanıdık gelince telefona bakmaya başladım.

 

Ne! Olamaz bu. Rahul'le mi konuşuyordu yoksa ben mi yanlış görüyordum?

 

Telefon konuşmalarına kulak kesildim ve kapıyı aralayıp dinlemeye başladım.

 

"Abi, sen Shanti'ne kavuştun. Bende bugün Samar'a kavuşuyorum." diyordu sevinçle.

 

Abi mi diyordu o yoksa ben mi yanlış işitiyordum.

 

Ve sözlerine devam etti konuşmaya kendini o kadar kaptırmış olacaktı ki benim onları izlediğimi fark etmiyordu.

 

"Keşke sende bu güzel günümde yanımda olsaydın diyorum ama bu seferde tüm oyunumuz ortaya çıkar Samar benimle asla evlenmezdi." dedi.

 

'Ne oyunu oynuyorsun sen bana Sonia.' diye düşündüm o an.

 

Rahul'un yüz ifadesi bir anda değişiverdi.

 

Gülen yüzü bir anda fırtınalar saçıyordu.

 

Birden sesi yükseldi ve bağırmaya başladı kaşlarını çatmış bakarak.

 

" Ne kavuşması yaa. Lafta evliyim ama karıma evlendiğim günden beri dokunmadım bile. Evlenmemiz de biliyorsun ki bir anlaşmadan ve dokunmalarımda uyguladığım şiddetten ibaret." derken gözlerinden alevler çıkıyordu.

 

"Shanti'me uyguladığın her şiddetin cezasını keseceksin Rahul Arora." derken ellerimi sıkmaya başladım.

 

"Kavuş o zaman abi. Güzellikle olmuyor madem zorla senin olsun. Unutma sen bir gangterin oğlusun. İstediğini almalısın." diyip gülmeye başladı ciddi ses tonuyla.

 

Duyduklarım karşısında daha fazla dayanamayıp odaya daldım.

 

"Siz Arora kardeşlerin oyunu artık bitti. Benim Sonia'ma ne yaptın bilmiyorum ama artık sana duyduğum saygı da sevgi de bitti. Bir daha karşıma asla çıkma. Yüzünü görmek istemiyorum. " diyip parmağımdaki prangayı yani yüzüğü çıkartıp yüzüne attım.

 

"Aşkım sen bizi yanlış anladın. Sana her şeyi anlatabilirim. Lütfen beni terk etme." derken ağlamaya başladı.

 

"Tüm anlattıklarını duydum. Shanti'mi sizin elinizden kurtarmaya gidiyorum." diyip telefonu aldım çıktım.

O da peşimden çıkmış beni durdurmaya çalışıyordu.

 

Telefonu elime aldığımda çoktan kapanmıştı.

 

Tekrar tekrar aramaya başladım ama açan olmamıştı.

 

Koşar adımlarla salondan çıkmaya başladım.

 

Sonia'nın babası bana silah doğrultunca yerimde durdum.

 

" Efendim şimdi sırası değil." dedim.

 

"Yerine geç evlat yoksa silahımdaki kurşun yerini bulacak." dedi öfke saçarak.

 

"Efendim Shanti'mi oğlunuz Rahul'un elinden kurtarmam lazım. Onu kurtarır kurtarmaz söz geleceğim karşınıza. Beni isterseniz öldürün, isterseniz işkence edin umrumda değil." diyip bir adım öne çıktım.

 

"Neyden söz ettiğini anlamadım ama sözüne güveniyorum evlat. Gidebilirsin." dedi silahı beline koyarken.

 

"Sonia'ya sorun isterseniz efendim o anlatsın. Ve teşekkür ederim." diyip arabaya bindim.

 

Sonia'nın telefonundan ev adresinin konumunu bana attığım için evi bulmam zor olmamıştı.

 

Kapıya vurdum defalarca ama açan olmamış, Shanti diye defalarca bağırmama rağmen ses verende olmamıştı.

 

Tam arabaya binip gidecekken bir kadın çığlığı duydum.

 

Arabadan çıkıp kapıyı kırmaya başladım ama olmadı.

 

Arka bahçeyi dolandım ve camı kırıp içeri girdim. Shanti'min acı çığlıkları evde yankılanıyordu.

 

Koşarak ahşap merdivenleri çıkmaya başladım.

 

Belimdeki tabancayı çıkartıp sessizce odaları tek tek gezmeye başladım.

 

Son odaya doğru adım atmaya başladığımda ses daha da yakın geliyordu.

 

"Yapma Rahul." diyordu.

 

Her adımımda Shanti'min yakarışları kulaklarımda doluyordu.

 

"Dokunma bana noluuur." diye yalvarışını duyduğumda adımlarımı hızlandırdım.

 

"Yeter Shanti. Kağıt üzerindeki sahte evliliğimiz bugün gerçeğe dönecek. Zorla da olsa bugün karım olacaksın." diyordu.

 

İçki içtiği ses tonundan anlaşılıyordu ki Shanti'nin sesi beni doğruladı.

 

"Sen böyle biri değilsin. Kör kütük sarhoşsun sen. Ayılınca konuşalım lütfen. Korkuyorum." derken ağlamaya başladığını duyduğumda iyice delirdim.

 

Odaya girdiğimde Shanti'mi taciz ediyordu. Üstünü yırtmıştı.

 

Ensesinden silahımın şarjör kısmıyla vurdum.

 

Tuttuğum gibi yumruklarım yüzüyle buluştu.

 

" Seni o gün öldürmeliydim." diyip göz ucuyla Shanti'ye baktım.

 

Korkmuştu bir kedi yavrusu gibi yorganın altında ağlıyordu.

 

"Shanti'min gözünden akıttığın her inci tanesi için cezanı misliyle ödeyeceksin." diyip yerde yatan şeref yoksununa tekmeler savurdum.

 

Hıncımı alamayıp silahı ona doğrulttum.

 

"Bu silahtaki tüm mermiyi sana boşaltacağım." diyip çektim.

 

Tam vuracakken Shanti silahın önüne geçti.

 

"Samar bu pisliğin kanıyla ellerini kirletme. Gel gidelim nolursun." diyip başını göğsüme yasladı.

 

Ceketimi üstüne verip Salman'ı aradım ve ekipler gelip Rahul'u götürdüler.

 

Evliliğe zorlamak, taciz ve eve hapsetmekten fazlasıyla ceza yiyecekti.

 

Shanti'yi alıp Rasika'lara götürdüm.

 

" Salman gel kardeşim. Tutuklamamız gereken sadece Rahul değil. Tüm Arora ailesi." diyip arabaya bindik.

 

Elimde onları da hapiste tutacak yeteri kadar delil olduğundan ilk mahkemede çabucak cezaevine gönderildiler.

 

Günler geçmiş her şeyi Shanti'ye anlatmıştım.

 

Shanti'yle barışmış yine eskisi gibi mutluluğumuza kavuşmuştuk. Bende huzuruma tabi ki.

 

İlk duruşmada hapse giren Rahul ikinci mahkemede Shanti'yle boşandırıldı.

 

Shanti yaşadığı olay yüzünden geceleri kabus görmeye başlamış ve dokunan(elini uzatan vs.) yabancı herkesten korkmaya başlamıştı bu yüzdende bir süredir psikolojik tedavi görüyor bende ona eşlik ediyordum.

 

Tedaviler olumlu sonuç vermiş, Shanti kullandığı ilaçlardan kurtulmuştu. Doktorda evlenmemize bir mani olmadığına karar vermişti sonunda.

 

Shanti'min ellerinden tutup öptüm. Gözlerime yeniden aşkla bakması ve gözlerindeki yerimi tekrar görünce rahatlamıştım.

 

Her ne kadar istemesem de Shanti'yi Raj Bey'in evine bıraktım bende kendi evime geçip uzun zamandır uyuyamadığım huzurlu ve mutlu uykuma daldım...

 

 

 

 

 

Bölüm : 20.03.2025 23:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...