20. Bölüm

NE ZAMAN KAVUŞACAĞIM SEVDA'MA?

Saliha Dilaranur Özdemir
dilarad070512

(Oğuz'un Anlatımıyla)

İçimde bilmediğim bir duygu var, il kez yaşadığım. Neden bu duyguyu yaşıyorum? Bu duygu ne, bana ne anlatmaya çalışıyor? Biraz öfkeli biraz hüzünlüyüm. Dokunsalar ağlayacak gibiyim.İçimdeki bu duygu Sevda'ya karşı mıydı? Ama Sevda'ya olsaydı ona kızmaz mıydım? Kimdi bana bu duyguyu yaşatan? Yaşadığım olayları düşünmeye başladığımda bir şeyler bağdaştırdım yaşadığım duyguyla. Ben Ali'ye öfkeliydim, Sevda'ya karşı hissettiğim duyguda kırgınlık gibiydi. Ali benim daha dokunmaya çok cesaret edemediğim Sevda'ya dokunmuştu. Ali benim için artık dost değildi sadece arkadaştı. O sırada kapının çalındığını duydum. Oturduğum yerden kalktım ve kapıyı açtım. Sevda ile Derya Hanım gelmişti. Sevda'yı anlarım da Derya Hanım neden gelmişti?

"Sevda, Derya Hanım!" dedim şaşkınlıkla

"Yüzbaşımız dalgın!" dedi Derya Hanım gülerek.

O an Sevda'nın bana kaşıyla içeri buyur et dediğini fark ettim.

"Buyurun geçin ayakta kalmayın!" dedim şaşkınlığımı hala üstümden atamayarak.. İlk önce Derya Hanım içeri geçti. Sevda ile o an karşı karşıya durduk. Ne oluyor diye baktım.

"Her şey olabilir yüzbaşı, her şey!" dedi bana gülerek. Sevda'da içeri geçtiğinde ona arkasından baktım. Ben bu kıza her zaman hayran oluyordum. Siyah bir kazak altına siyah kot pantolon giyinmişti Sevda. Derya Hanım ise Sevda'nın aksine krem rengi bir kazak altına kahverengi kot pantolon giyinmişti. Yanlarına gidip Sevda'nın oturduğu koltuğun karşısına oturup biraz eğilip ellerimi önde birleştirdim. Derya Hanım söze başladı:

"Sen buraya nasıl sığıyorsun ya minicik?" dedi etrafı inceleyerek.

"Bana yetiyor Derya Hanım" dedim net bir şekilde.

"Yüzbaşı sen bana sadece görevinde Derya Hanım de ya. Gerçekten çok değişik hissediyorum." dedi Derya Hanım bıkkınlıkla.

"Benim görevim 7/24 Derya Hanım." dedim net bir şekilde.

"O zaman nasıl yapalım?" biraz durdu ve ardından devam etti. "Kız, Sevda nasıl yapalım?" dedi Sevda'ya dönerek.

"Kaleden döndükten sonra ve misafirin olduğu zaman Derya Hanım desin" dedi Sevda aşağıya doğru eğdiği kafasını kaldırarak.

"Çok güzel fikir!" dedi Derya Hanım heyecanla,sonra devam etti" Duydun Sevda'yı yüzbaşı!" dedi bana dönerek

"Tamamdır Derya Han..." dedim sonunu söylemeyerek.

"Alışman biraz zor olacak Oğuz" dedi Sevda bana bakarak

"Aynen öyle Sevda sana katılıyorum. Çok haklısın." dedim hepsini hızlıca sıralayarak.

Biraz sessizlik olduktan sonra aklıma bir şey geldi. Sordum.

"Bir şey içer misiniz? Çay , kahve gibi?" dedim Sevda ve Derya'ya bakarak

"Zahmet etme yüzbaşı" dedi Derya

"Olsun Derya sen söyle." dedim

"Sevda'ya sorayım bir!" dedi ve Sevda'ya döndü. "Sevda sen bilirsin yüzbaşı hangisini daha iyi yapar?"

"Kahveyi güzel yapar Oğuz." dedi bana bakarak. O benim gözlerime bakarken bende onun güzel ela gözlerine bakıyordum. O ela gözler var ya ne çok şey anlatıyordu kim bilir? O an Derya'nın sesiyle irkildim.

"O zaman kahve yapsın." dedi

"Tamam ben yapıp getiriyorum!" dedim ve mutfağa gittim. Kahveyi çıkarttıktan sonra arkamı döndüm ve Sevda'nın ela gözleriyle buluştu gözlerim. Aramızda ki mesafe azdı.Onu karşımda görünce biraz şaşırdım.

"Bir şey mi oldu Sevda?" dedim onun ela gözlerine bakarak. İlk önce ela gözlerini üzerimde gezdirdi ve son olarak gözlerime baktı.

"Nasıl kahve yapıyorsun onu merak ettim" dedi

"Sadece onun için gelmiş olamazsın asker hanım " dedim elimi kolunun üstüne koyarak

"Başka ne için gelmiş olabilirim yüzbaşım?" dedi güzel sesiyle

Gözlerimi onun zarif bedeninde gezdirdikten sonra ela gözlerine baktım. Gözleri o kadar güzeldi ki insanı kendisine çekiyordu. Gerçi Sevda baştan aşağıya çok güzeldi.

"Seni biraz tanıdıysam bana bir şey soracaksın asker hanım!" dedim gözlerine bakıp hafifçe başımı sallayarak.

"Beni biraz tanımışsın yüzbaşım" dedi güzel sesiyle ve gülümseyerek. O gülünce ben tüm dünyayı unutuyordum. O an sanki zaman duruyor sadece o ve ben yani biz kalıyorduk. Ben onun o güzel ela gözlerinde hayallere dalıyordum. Ona bakarken iç sesini de merak ediyordum. O ne düşünüyordu benim hakkımda?

"Sevda senden bir şey isteyebilir miyim?" dedim mavi gözlerimi ela gözlerinin üstünde gezdirirken.

"Yapabileceğim bir şeyse tabii ki!" dedi dudakları aralandı ve güzel sesiyle bana bunu dedi. Yapamayacağın bir şeyi senden asla istemeyeceğim asker hanım.

"Ben senin ela gözlerine bakarken çok şey görüyorum" dedim konuya başlamak için.

"Bende senin mavi gözlerinde güzel şeyler görüyorum." dedi güzel sesiyle ve başını sallayarak. Başını salladığı zaman öndeki saçları da çok güzel sallanıyordu.

Kendini görüyorsun asker hanım!

"Mesela nasıl güzel şeyler asker hanım?" dedim merakla.

"O mavi gözlerin altında yatan çok iyi bir kalp mesela. Çok seven bir kalp" dedi tüm güzelliği ile. O bunu söyledikten sonra uzun uzun birbirimize baktık. Aramızda ki mesafe dahada azalmıştı. Sonra Sevda kendini biraz geri çekerek:

"Kahve yapmayı unuttun" dedi.

"Senin yüzünden!" dedim gülerek

"Ne benim yüzümden! Sen benle uzun uzun konuştun" dedi gülerek ve itiraz ederek

"Sende cevap verdin!" dedim itiraz ederek

"Sen konuşturdun beni!" dedi gülerek ve itirazını devam ettirerek. Ben o sırada kahveleri yapıyordum.

"Tamam sen kazandın!"dedim gülerek.

"Ben kazanmayıp kim kazanacaktı, sen mi?" dedi arkadaki tezgaha yaslanmıştı ve gülüyordu.

"Ben senin karşında nasıl kazanayım asker hanım?" dedim gülerek. Kahve pişerken bende Sevda'nın tam karşındaki tezgaha yaslandım. Yine gözlerimiz birbirini bulmuştu.

"Sen Ali'ye kızgınsın değil mi?" dedi bana bakarak.

"Neden olayım ki?" dedim ona bakarak ve yüzümü yan çevirerek.

"Sen anladın nedenini beni uğraştırma!" dedi hafif sinirle

"Evet Ali'ye kızdım!" diye itiraf ettim

"Umarım dostluğunu bitirme gibi bir şeye kalkışmazsın Oğuz!" dedi öfkeli bir sesle. Yapmıştım öyle bir şey. Sevda'ya yalan söyleyecektim.

"Yok canım ya yapmam öyle bir şey!" dedim başımı aşağıya eğerek ve başımı kaşıyarak. O sırada tam karşıma geçip beni kendine çektiğini gördüm.

"Oğuz bana yalan söylüyorsun!" dedi her şeyi anlamıştı.

"Evet! Zoruma gitti Sevda anlamıyor musun?" dedim itiraz ederek

"Seni anlıyorum ama çok abartıyorsun." dedi kaşlarını çatarak. Kaşlarını çattığında bile çok güzeldi.

"Abartmıyorum Sevda!" dedim net bir sesle

"Bak Oğuz, Ali sadece bileğimden tutup engelledi. Bunun daha kötüsünü yapanlarda var! Örnek vermeme gerek yoktur umarım" dedi sert bir sesle

"Yok!"dedim iç çekerek

"Şimdi Ali ile arandaki dostluğu bozmuyorsun. Ve kahveyi unutuyorsun!" dedi son cümleyi gülerek demişti. Sonra bende ona gülerek kahveyi alıp fincanlara koydum. Sonra fincanları koyduğum siyah tepsiyi alıp salona geçtiğimde Sevda arkamdan geliyordu. Sevda oturduğunda ilk önce Derya'ya sonra Sevda'ya fincanını verdim.

"Kız isteme gibi oldu! Kim kimi istiyor?" dedi Derya gülerek. O sırada Sevda'nın gözlerini devirerek Derya'ya baktığını gördüm. Ben de o an ona baktım. Bir gün gelip seni isteyeceğim asker hanım. Kahveleri içtikten sonra Derya şunu dedi:

"Yüzbaşı kahvesi güzel oluyormuş"

"Oğuz güzel yapar demiştim ben Derya!"

"Ben gideyim artık siz ikiniz baş başa yan yana kalın!" dedi Derya dediklerini bastırarak.

Sevda Derya'yı dövecek gibi bakıyordu. Derya ise Sevda'ya gülerek evden çıktı. O an Sevda'da bende ayaktaydık. O an birbirimizin gözlerine baktık. Onun gözlerinde huzuru ve hayallerimi buluyordum. Aklımda sorular vardı kendime. Ben ne zaman itiraf edecektim Sevda'ya deliler gibi aşık olduğumu? Biz kazayla tanışmıştık. Kaza gibi girdiğimizi düşünmüştüm. Ama çok yanılmışım. Sevda benim hayatımı güzelleştiren insan olmuştu. Sen bunu nasıl beceriyorsun be güzellik? Ben ona döndüm o da bana. Vücutlarımızda birbirine dönmüştü. Ben ona bir adım yaklaştım. O da bana. Ama hala aramızda baya mesafe vardı. İçimden bir ses itiraf et artık diyordu. Diğer bir ses ise daha vakit var diyordu.

 

Bana o lazım ne kadar vakit var iç sesim?

Ne zaman kavuşacağım ben asker hanımıma?

Ne zaman ben onun o benim olacaktı?

Ey zaman ver bana cevap! Ne zaman kavuşacağım Sevda'ma?

Bölüm : 03.01.2025 23:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...