PARTİ

(Oğuz'un anlatımıyla)

Göreve başlayalı 5 gün olmuştu. Bugün Derya Hanım arkadaşlarından birinin doğum günü partisine katılacaktı.

Evden hemen takım elbise giyip çıktım ve Derya Hanım'ın evindeki büyük görkemli ve yemyeşil bahçesinde beklemeye başladım. Bahçede beyaz etrafı iple sarılmış bir masa etrafında dört sandalye vardı. Evin sağında çok derin olmayan bir havuz vardı. Ben bahçeyi hayranlıkla izlerken Sevda ile Derya Hanım evden çıktılar. O anda onlara döndüm.

"Hazır mısınız diye sormayacağım çünkü ikinizde hazırsınız."

"Ama sen pek hazır değilsin gibi Oğuz"

Nasıl yani hazırdım ben. Sevda ne farketti.

"Gayet hazırım Sevda!"

"Kravatnız öyle demiyor ama"

Deyip tam önüme geçti ve kravatı düzeltti. Kalbim elden gidiyor a dostlar! O ela gözlerine uzun uzun baktım. Giydiği mavi takımın üzerine düz kahverengi saçlarını atmıştı. Makyajı yoktu. Makyajsız hali çok güzel bu işleri yapmayı sevmiyordu belli. Kravatımı düzelttikten sonra benden biraz uzaklaştı. Keşke bu an hiç bitmeseydi ben Sevda'nın o güzel ela gözlerine uzun uzun baksam,o güzel saçlarını seyretsem. Tüm gün oturup onun güzelliğini izlesem yine doyamazdım bu güzelliğe.

"İşte şimdi tamamsın Oğuz" dedi gülümseyerek.

"Teşekkür ederim Sevda" Gerçekten gülümseyip bir şey söylediği zamanlarda bir kez daha hayran kalıyorum ona. O güzel gülüşü bana tüm dertlerimi unuttuyordu. Onlar yürürken bende hayranlıkla arkalarından yürüdüm. Sevda kapıyı Derya Hanım'a açtı ve Derya hanım oturdu. Sürücü koltuğuna ben geçtim sağda Sevda. Derya Hanım nereye gideceğimizi söylemişti. Hızlıca Derya Hanım'ı oraya götürdük. Araba durduğunda Sevda inerek Derya Hanım'ın kapısını açtı ve Derya Hanım aşağıya indi. Bende aşağıya indim ve kafeye doğru yürümeye başladık. Sevda o an bizi durdurdu ve şöyle dedi:

"Derya Hanım siz burada bekleyin biliyorsunuz hedeflerde siz varsınız. Ben içeriyi kontrol ediyorum. Bu kanıbozuklar sizi vurabilmek için tüm sivillerin canına kıyabilir. Oğuz sen Derya Hanım'ın yanında kal."

"Tamam dikkat et Sevda" dedim arkasından. 5 dakika sonra Sevda içeriden çıktı ve

"Temiz. Güvenli giriş yapabilirsiniz"

(Derya'nın Anlatımıyla)

İçeri giriş yapmıştık. Sağımda Sevda solumda Oğuz Bey vardı. Bizimkilerin olduğu masaya yakın Sevda ile Oğuz Bey'e burada beklemelerini söyledim. Bunu kabul ettiler bizimkilerin olduğu masaya geldim.

"Hanımefendimiz teşrif buyurdu sonunda" dedi Zeynep

"Hemde yanında iki kişiyle" diye ekledi Salih

"Sahi kim onlar Derya?" dedi Merve

"Aynen. Kim bu güzel kız?" dedi Semih

"Korumalar!" dedim bıkkınlıkla. Bunu yapacaklarını biliyordum.

"Adam çok yakışıklı yanlız!" dedi Zeynep

"Kızda çok güzel" dedi Semih

"Sevda'nın seninle konuşacağını hiç sanmıyorum Semih"

"Ne alaka ?"

"Kız asker!"

"Asker mi!"

"Ayrıca Oğuz Bey'de seninle konuşmaz Zeynep."

"Neden ya?"

"O da asker!"

"Sevda'nın rütbesi ne?"

"Binbaşı!"

"Şansımı denesem mi acaba?"

"Git dene bakalım. Bu arada arkadaşlar Semih şimdi giderse 30 saniyeye yerde buluruz ama ağır yaralı bir şekilde"

"Zeynep sen sormadan söyleyeyim Oğuz Bey yüzbaşı. Şu ana kadar hiçbir kızla konuşmamış ve konuşmayıda sevmiyor. Zaten ikinizinde şansı yok. Sevda ile Oğuz Bey birbirlerini daha önceden tanıyorlar."

"Olsun ben gidip deniyeceğim."

"Semih'e elveda. Ağır yaralı olduğunda ambulansı ben aramam."

(Yazarın anlatımıyla)

Semih Sevda ile Oğuz'un olduğu yere doğru yürüdü. Sevda fark etmişti.

"Biraz konuşabilir miyiz acaba?" dedi Semih Sevda'ya kibar bir sesle.

"Buyurun"

"Böyle gelmez misiniz?

"Tabii"

Sevda Semih'le bir kenara gidip konuşmaya başladıklarında Oğuz içinde bir şeyin yaralandığını hissetti. Sevda'yı başka bir erkeğin yanında görmeye dayanamıyordu yüreği. O anda Sevda'nın Semih'e güçlü bir tokat yapıştırdığını gördü. Derya masadan kalkarak şöyle dedi

"Ben dedim ama sana kız seni döver gitme diye!"

O anda Sevda Oğuz'un yanına başı dik kızgın bir şekilde döner. Oğuz içinden şöyle geçirir"Bu kız sinirliyken bile çok güzel".

"Sevda ne oldu kötü bir şey mi dedi?"

"Edepsiz ahlaksız kişilerin soyu çürüsün. Ben sana nasıl diyeyim şimdi ne dediğini?"

Oğuz öfkelendiğini hissetmişti.

"Bir kıza böyle bir şeyi utanmadan söyleyebilenler neyin kafasını yaşıyor!"

"Kıt beyinliler işte. Ama sana teşekkür ederim."

"Ne için?" Oğuz teşekkürün ne için olduğunu merak etmişti.

"Seninle o kadar gündür aynı görevi paylaşıyoruz ama aklından hiç böyle bir şey geçirip belli etmediğin için. Ben biraz hava almaya çıkıyorum. Sen burayı idare et."

"Tamam sen rahatça nefes al buralar bende."

Sevda saçını savurarak dışarı çıkarken Oğuz tebessüm ediyor ve hayranlıkla Sevda'ya bakıyordu. Sevda da tebessüm ediyordu. Sevda kabullenemesede Oğuz'dan hoşlanmıştı. Sarı saçlarını mavi gözlerini çok sevmişti. Birde kaslı olması onu istemsizce çok etkilemişti. İstese bile ona kötü davranamıyordu. İkiside birbirini seviyor ama kabulenemiyor...