2. Bölüm

2.Bölüm: Sadece

•ölebiriişte•
disdunyali

                                                                     

2.BÖLÜM SADECE

Yatağımdan kalkıp dolabıma doğru ilerledim.Dolabın kapağını tek seferde açtım. Eh biraz dağınıktı fakat bu benim için pek sorun değidi.Kıyafetleri yanımdaki bavula düzlemeye başladım... Bir kaç tane kıyafeti bavula düzlemeyi bitirmiştim. Bir alkış alayım lütfen. Çok sağolun! 2,3 adet pijama,sweatshirt ve birkaç çorap aldım. Bence gayet yeterliydi. Zaten gerisini annem halleder diye düşünürken , birden kapı çaldı.

"Tık,Tık ,Tık! Girebilir miyim kızım?" bu annemdi. İyi insan lafın üstüne gelirmiş. "Evet Anne!" Annem elinde bir meyve tabağı ile odama girdi. Bavulları görünce gülümsedi. "Yerleştitrebildin mi kızım?" "Evet anne" "Çok üzülmedin değil mi? yapmak zorundaydık biliyorsun." "Yok annecim iyiyim" "Ah, çok sevindim annecim" gelip yanağımı öptü. "Al bakalım biraz ara ver ve şu meyvelerden ye" elindeki tabağı aldım ve çalışma masamın üstüne koydum. " hadi bakalım ben seni meşgul etmeyeyim" "Peki anne" annem odadan çıktıktan sonra meyveleri yemeye koyuldum çok acıkmıştım.Eğer yemessem oda toplamaya odaklanamam.(biraz kendimi böyle avutuyorum)

4 SAAT SONRA

Odama şöyle bir baktım, bomboştu.Tabi sadece kıyafetleri toplamadım.Masamdaki her bir zerreyi kolilere koydum. Bir kaç adım atarak pencereye doğru ilerledim. Aşagıya baktım. Küçük çocuklar yakar top oynuyorlardı. Çok umursamadım. İçeriye doğru yol aldım, ev bomboş kalmıştı.Gözlerim annemi aradı ama göremedim. Dış kapının pemceresine baktım annem telefonla konuşuyordu. Kapıyı açtım,kapıyı geri kapattım. Annemin yanına doğru ilerledim. "Anne" dedim sessizce. Bana eli ile bir dakika işareti yaptı. Biraz sonra konuşmasını bitirmişti. "Ne oldu canım" " Ben okula kadar gidip geleceğim.Sıkıntı olur mu?" "Hayır,hayır sen keyfine göre takıl hayatım" gülümledim ve sitenin dışına doğru ilerledim. Çantamdan kulaklığımı çıkarıp taktım. Kulağımda "Peter McPoland'ın Digital Silence" şarkısı çalıyordu. Sözlerine dudaklarımla eşlik ede ede metro durağına doğru gidiyordum. Metro durağına geldiğimde yanımda benim gibi bekleyen çoğu kişi daha vardı.Geçenlerde gördüğüm o çocuk buradaydı.Neden hep göz göze geliyorduk? Yakışıklı da değidi bir kere. 2 veya 3 dakika sonra metro gelecek yazıyordu neon tabelada. O sırada Tumblr'a girdim. İki üç fotoğraf sonrasında bir de ne göreyim, O ÇOCUK. Yine. Neden heryerde onu görüyorum yada bu artık şizofren olduğumu kanıtlıyor.Evet evet kesinlikle şizofrene bağladım. Çünkü bu normal DEĞİL. Biraz sonra metro geldi ve insanlar metroya bindi. Boş turuncu bir koltuk vardı, oraya geçip oturdum. Kapılar kapandı ve Üsküdar'a doğru gidiyordu metro. Gözlerim kalabalığa baktı. Ve yine o aklımı mı kaçırıyordum? Gözlerimi kaçırdım ve bir daha bakmayacağım diye kendimi tembihledim...

Bir süre sonra okula varmıştım. Buraya neden geldiğimi bilmiyordum sadece ve sadece gelmek için geldim. Çok mantıklı bir cümle değil mi? Evet, Lina cümlesi.Okulun kapısının önüne geldim. Biraz bakındım,bakındım,bakındım çok sıkıldım. Geri hiç uğraşamadım girmeye, karşıda bir kahveci vardı.Oraya doğru gittim. Dükkanın kapısını açtım ve içeriye girdim. Siparişlerin verildiği yere doğru gidip. "Buyrun ne istersiniz?" "Ben bir tane latte alabilir miyim?" " Hemen geliyor efendim." Bir kaç dakika sonra kahvem gelmişti. Mutlu bir şekilde kaldırımda yürüyordum. Sonra yanlışlıkla birine çarptım. Tam pardon diyecekken bir baktım O ona mı çarptım Allah'ım. Kahvenin birkaç damlası üzerine gelmişti."Ah çok üzgünüm,size parasını verebilirim." çok telaş yapmıştım gereksiz yere. "Ah, hayır ben üzgünüm,önüme bakmıyordum kusura bakma" ehh şeyy burda tam olarak ne diyeceğim? " Hiç sorun değil" "Gel istersen tanışalım" bu ne diyordu böyle? " Peki, ben Lina" "Bende Oğuz seni neden hergün görüyorum ki? "Bende seni?"

Bölüm : 03.12.2024 21:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...