16. Bölüm

16. Bölüm

Djdjdjdj
djdjdjdjdjdjk

Herkeslere selam, arkadaşlar bildiğiniz üzere ben yaklaşık 2 aydır yeni bölüm atamıyordum. Baya Bi yoğundum ama bugün final bölümüyle bu kitabı bitireceğim. Biliyorum kitap biraz kısa oldu ama ilerlemiyor. Yani bir kurgu bulurdum oda bir yere kadar. Yeni bir kitap daha yazacağım hatta 1. Ve 2. bölüm taslakları bile hazır. Yazacağım kitabın konusu başka birinden ilham alarak yazdım ama yazma ve gelişme örgüsü, konusu vb. Bana ait yani. Bu sitede değil sosyal medyada gezinirken karşıma çıktı. Diğer kitapta görüşmek üzere🧸✨🪐

 

Düğündeydim ve şuanda takı töreniydi düğün boyunca yerimden kıpırdamamıştım. Düğünler bana göre değildi.

 

Gözüm elaya takıldı bir yere odaklanmıştı.odaklandığı yere baktığımda genç bir adamla bakışıyordu. Ela birden kafasını dışarı der gibi hafif yana kaydırdı. O ve genç adam aynı anda kalktı. Eğer bende menesaysam burada bir şeyler dönüyordu.

 

Ela defneye "Ben lavaboya gidiyorum canım" dedi Defne "Hıhım tamam" dedi hoşnut olmayan bir şekilde çünkü elayı sevmiyordu. Ela ilerlemeye başladı. Onun elbisesini o kadar incelememiştim. Buradan bakılınca çok miniydi.

 

Ela lavabo yerine dışarı çıktı arkasındanda o adamda arkasından, defneye bakış atıp peşlerinden gittim. Tenha bir yere doğru ilerliyorlardı. Duvardan sola dönünce duvarın köşesinde durdum. Ve kafamı oraya çevirdim.

 

Ahh hayır ela ve o adam . Hemen telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çektim bu benim işime yarardı. Daha fazla bu saçmalığı izlememek için geri döndüm. Masadakiler toplanıyorlar. Defne beni görünce hemen yanıma geldi "Sen neredesin hayatım." dediğinde İbrahim abi "kim lan hayatın?" diye sinirle döndü buraya. Gülerek "Sakin ol İbrahim abi Defnenin hayatı ben oluyorum" dedim

 

"İyi" dedi. İbrahim abiyle Defne hakkında konuşacaktım.

 

 

"Hadi, hadi gidelim sıkıldım" dedi. Emirhan

 

Mahalleye gelmiştik. Bizimkiler parka gidelim deyince ailelerimiz geç olmadan gelmemiz şartı ile kabul etmişlerdi. Evlerimize gidip rahat bişeyler giyip parka gittik.

 

Defne, "ayyy böylemi bekleyeceğiz. Durum doğruluk cesaretlik oynayalım." dedi ve dörtte biri dolu şişesini bitirdi. Selma"Aynen hadi çember yapalım"dediğinde abilerim başta çocukça buldukları için oynamak istemediği için kabul etmediler bizim ittirazlarımla kabul etmişlerdi.

 

Beni karşımda ela vardı. Defnenin karşısında emirhan. Selmanın karşısında İbrahim abi, canın karşısında melekvardı, balık abinin karşısında Uraz abi vardı. ayaz abim ve leyla ablam eve gitmişlerdi.

 

Defne şişeyi çevirdi, soruya emirhan cevaba Defne gelmişti.

 

Emirhan" doğruluk mu? Cesaretlik mi? "diye sordu

 

" Immm, cesaretlik"dediğinde Emirhan istediği olmuş gibi gülümsedi"Ahh hayır ben bu gülüşü biliyorum"dediğinde Emirhan şap diye" İbrahim abiye tokat at"dediğinde İbrahim abi" gel Defne "dediğinde Defne istemeyerek geldi

 

" Acısa söyle acısın istemem"dediğinde İbrahim abi öyle Bi bakış attık acı çeken kişiler anlardı ve ben anlıyordum'benim canım çok acıdı sen vursan merhem olur yarama'der gibi bakıyordu.

 

Defne hafif bir tokat attı, ay ben olacaktım varya...

 

Bu sefer ela" Ayy ben çeviricem"dedi yapmacık bir cilveyle

 

Soruya o cevaba ben gelmişti" D mi? C mi? "diye sorunca" Doğruluk"dedim

 

"Şahit olduğun veya yaşadığın en kötü, iğrenç olay?" diye sordu, muhtemelen önceki sözde ailemi kaybetmeden falan bahsediyordu, ama bilmiyorduki onlar beni kaybetti

 

"Seni ve bir adamı Uraz abiyi aldatırken görmem dışında yok" dedim

 

Uraz abi "Menesa iftira atma, bir daha böyle bir şey duymıcam" dediğinde "Duymazsın ama gerçek bu, dur hatta yaklaşık iki saat önce oldu bu olay değilmiş Ela?" diye sordum

 

"İftira, bir kanıtın bile yok" dediğinde kahkaha attı"en eşeğimi sağlam yere bağlarım tabii ki kanıtım var" dediğimde bir yutkunma sesi duydum.

 

"Göster" dedi Uraz abi "Göstermiyorum. Duymak istemeyen sendin duymak istemeyen görmekte istemez" dediğimde sinirle "Menesa göster şu kanıtı!!!" diye bağırdı.

 

Bağırması üzerine ayağa kalktım ve bir tokat yapıştırdım"Haddini bil ben diğer kızlara benzemem, ayrıca benim diğer kızlar gibi olmamam onlara bağıracağın anlamına gelmez. Hele Bi kadına bağır bak nasıl ses tellerini yırtıyorum, ha kanıt mı istiyorsun"dedim ve telefonumu açtığımda fotoğraflara girdim en üstteydi açtım ve uraza gösterdim.

 

Uraz biraz inceledikten sonra. Elaya baktı "Bitti" dediğinde ela gülerek "Sen bir kuklaydın, bunların arasına girmek için seni kullandım. Mal olmasayd..." sözünü Selmanın vurduğu tokat kesti ve elanın saçını çekmeye başladı. "Bana bak o**** seni gebertirim anladın mı beni. Şimdi s***** o***** git buradan dedi.

 

Ela gidince bana bir bakış attı. Kafamı biraz sağa kaydırdığımda dedemi gördüm. Ayağa kalkıp koşarak dedemin yanına geldim" Dede? "diye sorunca dedem bana hayal kırıklığıyla baktı. Sana söylediğim öğütler hatırlıyorsun değilim?" diye sordu.

 

 

"Evet" dedim.

 

"Bence hatırlamıyorsun, ama ben sana hatırlatayım, hatırlıyormusun sen on üç yaşındaydın seni Sivasta ormanlık ama merkeze yakın bir yere götürmüştüm. Bir çocuk vardı diğer çocuğun oyuncağını almıştı çocukta ağlıyordu. Sen gelip bana söylemiştin. Bende asıl sahibine değilde alan çocukla konuş dedim. Çünkü sahibine söyleseydin oyuncağın sahibi alan çocuğu kırabilirdi.ve sen hiç kimseyi kırmazsın"dedi ve uyandım.

 

Dedimin rüyamda söyledikleri son sözü çok düşündüm. Dedem doğru söylüyordu ben kimseyi kırmazdım, onlar beni kırmadıkça , ama dedem bir şeyi unutuyordu. Bazı insanlar kişiyi her kırdıklarında, kişi içinde bir savaş verir, beyni ve kalbi arasında kim kazanırsa bir puan alırdı. Beyin intikam derdi, kalp ise takma onların yüreği pis senin ki temiz olsun derdi. Eğer beynin dediğini seçersen kalbin taş olur, eğer kalbin söylediğini seçersen beynin işlevsiz olur. Ama yürek bilmiyorki insanın vucudunda atmasını sağlayan beyin olduğunu ama yürek bilmiyorki beynin işlevini yitirirse insan hiç birşey yapamaz. İşte bu yüzden dedem yanılıyordu ve ben kalbimle sohbet edelim çok olmuştu.

 

Fkat Bunları Uraza söylemeyecektim. Elaya da söylemeyecektim sanki görmemiş gibi yapacaktım. Her şeyi zaman gösterecekti. Ne olursa olsundu.

 

Sabahın beş kırk beşinde kalktığım için birazdan kahvaltı hazırlayacaktım. Herkes yeni bir sayfa açabiliyorken ben niye açmıyayım ki. Yatağımı topladım odamı havalandırdım ve banyoya gidip rutinlerimi yaptım. Öyle böyle derken saat altı otuzdu. Ayaz abimin gece nöbeti olduğundan kırk-kırk beş dakikaya evde olurdu. O yüzden merdivenleri inip mutfağa girdim. Ve çaydanlığa su koydum. Kahvaltıları masaya dizdikten sonra patatesleri doğramaya başladım ve kızartmaya başladım aynı zamanda yumurtaları haşladım. Çay kaynamıştı çayı koyup kapağını kapattım ve demlenmesinini bekledim. Patatesler hazırdı patatesleri servis tabağına koydum. Masadaki son işlemleri yaparken kapı kilidi açılma sesi geldi. Hemen kapıya doğru koştum Ayaz abimdi. "Günaydın abi, hoşgeldin" dediğimde hem şaşkın hemde gülerek "Günaydın, hoşbuldum fındığım"

 

Annem merdivenlerden iniyordu. "günaydın, hayırdır sabah sabah Menesa sen çok çok çok fazla uyumazmıydın" diye gülerek.

 

"Ya ya annecim bugün bir değişiklik yapayım dedim"

 

"Belli oluyor" dedi Leyla ablam."Günaydın abla" dedim. "günaydınn" dedi ne harfini bastırarak.

 

Annem mutfağa geçti ve eline çaydanlığı aldı su koymak için musluğu açacakken elimi musluğa koydum "masaya bak anne" dediği de masaya baktı.

 

Emirhan"Allaaaah yemek"dedi ve masaya koştu. Hepimiz gülerek masaya oturduk, babamda bize katıldı. "Menesa senin okulun için bugün benimle gel kaydını yaptıralım, sonra dershane işlerini halledelim. Bu arada senin derslerin nasıldı?"

 

"Derslerim iyi ama dershaneye gerek yok" dediğimde itiraz istemeyen sesiyle "Tanıdık zaten dershaneyede gideceksin, sen ne okumak istiyordun?" diye sorunca "Doktor" dedim.

 

10 yıl sonra

 

 

"Hadi kızım, geç kalıyoruz"

 

"Tamam anne geydim işte" dedi fındığım.

 

"Ooo kızım ne güzel olmuşsun öyle" dedi Uraz. Pardon benim hattam anlatmadım. Uraz ve elanın nişan gününden bir gün önce ela uraza her şeyi anlatmıştı yani uraza yaptıklarını. Sonra zamanla birbirimizden hoşlanmaya başlamıştık. Daha sonrası böyle işte. Ben doktor olmuştum. Uraz avukatı. Ama bugün iş yerlerimize değil mahalleye gidiyorduk.

 

Mahalleye geldiğimizde bizimkilerin burada olduğunu gördüm. Defne yanıma gelip sarıldı bana. "Özlemişim" dedi "Bende" dedim

 

İbrahim abi ve Defne evlenmişlerdi. Tabi ki İbrahim abi duygularını anlatmıştı, benim sayemde. Defnenin de bir şeyler hissettiği barizdi. Önlerinde Bi engel yoktu. Hatta bir sayeleride vardı. Benimde elzemim.

 

 

Ayaz abim,hale yengemle çok mutluydu Bi çocukları yoktu ama mutlulardı işte. Leyla ablam kendine göre birini bulamamıştı.Emirhanı soracak olursanız inanmayacaksın ama Emirhan şuanda bilgisayar mühendisliği stajyeri. Benim hikayem böyleydi umarım sizi kide dilediğin gibi biter.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.02.2025 23:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...