
ALAZ’IN AĞIZINDAN
Kollarımda bayılmış olan Gaye’yi kucağıma alıp yavaşça yukarı odama çıktım. Kapıyı açarak içeri girip onu yatağa yatırdım. Anlına bir öpücük koyup hafif uzaklaştım.
“Her şey senin için güzelim. Sen tehlikeye girme diye her şeyi yaparım.” Deyip ayağa kalktım. Odanın kapısını yavaşça kapatarak çıktım. Aşağı indiğimde Kaan yanıma gelerek “Abi yerlerini bulduk.”dedi.
“Hazırlanın o zaman yengeniz bana kendini göster dedi. Bizde kendimizi gösterelim.”deyip cebimdeki telefonu çıkararak Polat’ı aradım.
Birkaç dakika sonra açmış sesi duyulmuştu.
“Efendim”dedi yorgun sesiyle
“Buldum onları.”
“Bende buldum. Şimdi hazırlanıyoruz.”
“Bizde hazırlanıyoruz orda görüşürüz.”deyip kapattım. Çocuklar hazırlanmış yola çıkmıştık. Yolda giderken bunca zaman olan şeyleri düşünüyordum. Bunca zaman aşkı zayıf bulan ben şimdi Gaye’ye bir şey olacak diye bütün dünyayı yıkmaya hazırdım. O benim zaafımdı. Düşmanlarım onu öğrendikleri an tepeme binerlerdi. Yer altından çoğu kişinin duyduğunun haberi gelmişti. Özellikle Gaye’nin dayısı ufak bir ayar vermeye çalışmıştı. Fakat karşısındakinin kim olduğunun farkına varıp özür dilemişti.
Birkaç dakika sonunda gelmiş Polat’ı bekliyordum. Ormanın bir ucunda ıssız bir yerde fabrikada onları saklamıştı. Her yer koruma kaynıyordu. Arkasındakinin kim olduğundan emin olamıyordum. Ama benden daha güçlü olamazdı. Benim her yerde kuşum vardı. Her düşmanımın olduğu yerde ajanım olur. Onlar plan yapmadan bana haber uçardı. Ama ilk defa bu kadar zorlanmıştım. Bu adam yer altından kesinlikle değildi. Güçlüymüş gibi gösterip güçlü olmayan normal zenginlerdendi. Herkese kendini yer altından gibi göstermişti. Ama ben yememiştim. Bu kadar acemi olamazdı. Çünkü yer altında bendim oluşturduğum bir kural vardı. Ne olursa olsun asla birbirimizin karısını kızına annesine sevgilisine zarar verilmeyecekti. Bugün kadar öyle devam etmiş olan kural şimdi mi bozulacaktı? Asla benden korkanlar buna tereddüt etmezdi. Bulacağım o adamı ve doğduğuna pişman edecektim. Ben düşüncelere dalmışken arka arkaya gelen arabalara dikkatimi çekti. Polat’ın arabasını görünce geldiğini anladım. Arabasını park etmiş aşağı inmişti. Diğer yanında da Berkan vardı. Onunla ilk başlarda anlaşamamıştık ama ikimizinde ortak noktası Gaye olduğundan mecbur anlaşmak zorunda kalmıştık.
Polat ve adamı yanıma doğru gelirken Berkan drone çıkarmış havaya uçuruyordu. Ondan gözlerimi çekip Polat’a baktım.
“Ne iş?”dediğimde
“Yakından bir bakalım ne kadar adam var diye getirdim.”
“Senin sorumluluğunda o zaman.”
“Evet”
“Neyse ben bir adam gönderdim. En az 30 kişi varlar.”
“Yuh amk bu kadar olmaz. Kesinlikle bizim geleceğimizi bildiğinden dolayı bu kadar adam topladı.”
“Beynini nerde unuttun bilmiyorum ama kendine gel Polat. Eski halini istiyorum.”
“Tamam gelmeye çalışacağım sadece aklım Gaye’de eğer o buraya gelmiş olsaydı sanırım..”
Konuşmasına fırsat vermeden hemen böldüm.
“Sakın o kelimeyi kullanma Polat. Yoksa çok köyü şeyler olur.”dedim o ise ne dediğinin farkına varmış gibi gözlerini kaçırdı. O deli zaten gelecekti ama benim tilkilerimle savaşamayacağı için şuan mışıl mışıl uyuyordu. Birkaç dakika sonra Berkan yanıma gelmiş alanı bize kameradan gösteriyordu. Planı kurup harekete geçtik. İlk Polat girecekti. Sonra biz harekete geçecektik. Planımızdaki gibi ilk Polat girdi. Kulağımızda kulaklık ile birbirimizle iletişim kurarak ilerliyorduk. Adamları öldürerek içeri girerken Haluk denilen herif piyasada yoktu.. Herkesin öldüğünden emin olduktan sonra hemen Burakla Mira’yı çözmüş ilk yardımı yaptırmıştım. Burak’ın durumu pek iyi değildi. Tam fabrikadan çıkmaya hazırken bir kurşun sesi gelmesiyle kolumda bir acı hissettim. Hemen yanımda olan duvara siper oldum. Koluma baktığımda ise kurşunun sıyırdığını gördüm. Ortalık savaş alanına dönmüştü. Herkes birbirine ateş ediyordu.
“Abi biz çıktık.”diyen Denizle artık rahatlamış ve bunların üzerine binayı yıkacaktım.
“Kimse burdan sağ çıkmayacak!”diye bağırdım adamlarıma. Birkaç dakika sonra çatışma bitmiş adamı elimizden kaçırmıştık. O yüzden sinirlerim tepemdeydi. Ama bir adamını sağa almıştık.
“Kaçtı yine Alaz.”
“Bu son kaçışı bir dahakine onu direk öldüreceğim.”dedim dişlerimi sıkarak o şerefsiz elimden kurtulmuş olabilirdi ama bu sefer ensesindeydim. Çekirge 3 kere zıplardı. O 2kere elimden kurtulmuştu ama 3.üde bitmişti. Polat kolumu fark etmiş tedavi ettirmem için hastaneye zorluyordu. Ama olmazdı beni evde bekleyen bir deli sevgilim vardı. Arkadaşları hastaneye gitmişti. Cadı uyanana kadar onların yanına gidip kontrol edecektim.
“Polat sen benim eve geç ben Berkan’la Burakların yanına gideceğim. Gaye uyanırsa evi Kaan’ın başına yıkar. “
“Tamam ama haber verin.”
“Tamam”
Bize ve ortama hala şok içinde bakan Berkan’ın kolundan tutup arabaya yönlendirdim. İlk onu bindirip sonra kendim bindim. Hareket etmeye başlamamızla Berkan sanki transtan çıkmış gibi hemen bana baktı.
“Biz daha demin ne yaşadık öyle?”
“Bizim hayatımızı yaşadın Berkan.”
“Siz çok güçlüsünüz.”dedi şok olmuş şekilde ona pis bir sırıtış atarak “Öyleyiz”dedim
“Gaye’yi size emanet etmemin daha iyi olduğunu şimdi anlıyorum.”
“Onun için en iyisi buydu Berkan.”
“Evet ama şimdi sizi daha iyi gördüm bir yandan da onun için yine endişeliyim. Sizin yaptığınız işlerden dolayı onun başına bir şey gelirse diye?”
“Korkma ben olduğum sürece ona bir şey olmaz.”dedim o ise başka bir şey demeyip önüne dönüp yola baktı. Bir süre sonra hastaneye gelmiştik. Burak’ı ameliyata almışlardı. Mira ise korkup bayıldığı için müşahade altındaydı. Tam 1 saat sonra Burak’ı normal odaya almışlar uyanmasını bekliyorduk. O sıra evi arayıp durumu öğreniyordum. Ama Gaye daha uyanmamıştı.
Dışarda beklerken korumalara haber vermiş odaların önünde ve hastanenin etrafında olmalarını söylemiştim.Bir tehlike daha kaldıramazdık. Sonunda doktor Burak’ın uyandığını söylediğinde içeri girdik. Hafif gözlerini oynatarak direk Berkan’a baktı.
“Mira o nasıl iyi mi?”
“İyi merak etme, sen şimdi kendini düşün.”
“Ben iyiyim. Peki o pislik ne oldu?”
“Elimizden kaçtı.”dedim suratımı asarak ama onu elinde sonunda yaklayacaktım.
“Korumaları ve polisleri çoğaltmamız lazım.”
“Sen kendini düşünür müsün? Başkalarını düşünmenin zamanı değil.”dedi Berkan kızarak Burak ise başka bir şey demeyip önüne dönmüştü. Ben ise derin bir nefes alarak koltuğa oturdum. Birkaç saat daha durup eve geçmiştim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |