37. Bölüm

Büyük Bir Aşk Var [I-II]

Marcus Bruce Marshall
dr.mert

I

2015 yılının Eylül ayı, buralarda serin geçer. Hava, güneşlidir ama yüksek rakımı nedeniyle öğle saatleri hariç ayaz olur. Geç uyandım. Öğle saatleriydi. Gerindim. Haftasonu güneş çok tatlı ve gülümseyen yüzüyle, bizi karşılamıştı. Tatlı bir mahmurluk. Gevşeklik oluştu. Kahvaltıya geçme fikri varken birden birkaç arkadaşıma marketten kahvaltılık malzeme alıp öğretmenevi lokalinde kahvaltı yapma fikrini açtım. Kabul gördü bu fikrim. Kral Tv’den müzik ve tatlı bir sohbetin eşliğinde kahvaltı yapmaya koyulduk. Kahvaltının arasında kafamı kaldırdığımda Hayal’in beni seyrettiğini gördüm. Gülümsedi. Yanıma kadar geldi. “Hocam nerelerdesiniz yaa! Ohoo benden habersiz kahvaltıda yapıyorsunuz,” demez mi? Yanıma oturdu ve masaya bir çatal kaşık getirdik ve çay istedik. Bir güzel kahvaltı yaptık ama masa sessizdi az önceki koyu sohbete tezat biçimde. Hayal’se buna çok takılmadan, konuştukça konuşuyordu. Masa o hariç sessizdi demem daha doğru olacaktı esasında. Kahvaltı bitti, çaylarımızı alıp bahçeye çıktık. Sigaran var mı diye sordu. Artık sizli, bizli konuşmayı da bitirmişti. Neşeli ve samimiydi. Karşılıklı sigara içtik. O gece gözlerime derin ve aşki baktığını farkettim. Onu kıskanmam, onun hoşuna gitmişti.

II

Hayal’le Eylül ortasında başlayan ilk görüşte aşkımız, birden tutkulu ve büyük bir aşka dönüştü. Flört tarzı aşk ilişkimiz, benim evlilik teklif edeceğim beklentisine dönüştü. Hayal bunu benden çok istedi. Bense bir türlü buna yanaşamadım. Korkuyordum. Evliliği erken buluyordum ve dahası evliliğin aşkı öldürdüğünü düşünüyordum. Aslında genel olarak mutlu aşk yoktur. Mutlu bir evlilikse hiç yoktur. Luis Aragon’un o devasa şiirini kaç kez okumuşumdur:

 

 

“İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman

 

 

Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini

 

 

Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi

 

 

Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi

 

 

Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an

 

 

Mutlu aşk yoktur

 

 

 

Hayatı Bu silahsız askerlere benzer

 

 

Bir başka kader için giyinip kuşanan

 

 

Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan

 

 

Onlar ki akşamları aylak kararsız insan

 

 

Söyle bunları Hayatım Ve bunca gözyaşı yeter

 

 

Mutlu aşk yoktur

 

 

 

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim

 

 

İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi

 

 

Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri

 

 

Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri

 

 

Ve hemen can verdiler iri gözlerin için

 

 

Mutlu aşk yoktur

 

 

 

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye

 

 

Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek

 

 

En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek

 

 

Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek

 

 

Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine

 

 

Mutlu aşk yoktur

 

 

 

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin

 

 

Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara

 

 

Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda

 

 

Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da

 

 

Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin

 

 

Mutlu aşk yoktur ama

 

 

Böyledir ikimizin aşkı da”

 

Korkular; yersizdir ama yerlidir. Bir anda ortaya çıkarlar ama aslında bir anda çıkmazlar. Sevende korku olmaz, hayır seven en çok korkandır çünkü kıskanır, çünkü terk edilmekten korkar, çünkü sever. Ne zaman birini sevsem korkarım, sevilmemekten, terk edilmekten, aldatılmaktan; o yüzden sevildim, terk ettim, aldattım.

Bölüm : 02.11.2025 14:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...