
I
“O kuytu köşede beklerdim seni
Elinde kitaplar koşardın bana
Tertemiz duygular kaplardı bizi
Hiç unutulurmu okul yılları”
Penceremi açtım, kahvem eşliğinde sigara içip, uzaklara daldım. Kampüste öğrencilerin derse yetişme, dersten çıkanların da kendilerini kantine atma telaşı, birden beni o eski okul yıllarıma götürdü. Uzaklara, çok uzaklara, o güzel günlere döndüm birden. Sınıfın kapısı açıldı, o’ydu gelen. Yemyeşil gözleriyle Hayal, içeri girdi telaşlı biçimde. Geç kalmış, sınıfları şaşırmış, sınıfıma yanlışlıkla girmişti. O güzel yüzü, utançtan kıpkırmızı olmuştu. Özür diledi. Konuşurken şaşırdı, kekeleyerek, “şeyy affedersiniz” dedi ve sınıftan çıktı. Sınıftaki öğrenciler birden “ooooo hocaaammm” deyip gülüşmeleri beni sınıfta olduğumu hatırlattı. İlk o gün görmüştüm. O sahne zihnimi, uzun yıllar silinmeyecek şekilde kazındı.
Tam da o sahneyi düşünüp, sigaramı emerken ben, odamın kapısı çaldı. Misafirim gelmişti. Emniyet müdürlüğü Çocuk Şube’den Zerrin’di gelen. Zerrin, içeriye girdiğinde Cengiz Kurtoğlu çalıyordu. Elimde sigara kalakaldım. Hemen onu buyur edip, ona bir kahve koydum. “Sigaranız var mı” hocam dedi. Çıkardım verdiğim sigarasını yaktım. Pencere kenarına oturduk. “Hocam anlaşılan dertlisiniz” dedi. Sonra eski aşklarımızdan, eski günlerimizden konuştuk. Aynı zaman da doktora öğrencim olan Zerrin, otuzlarında çok güzel bir kadın. Bugün dersimde çocuk istismarı konusunu konuşmak üzere misafir konuşmacı olarak geldi. Dersin başlamasına vaktimiz de vardı. Aynı yaşlardayız. Onun da başından geçen aşk hikayelerini dinledim. Onun da başına birçok talihsizlik gelmiş. Sonra bana bir şarkıyı önerdi. Açtık ve birlikte dinledik. Sadık Gürbüz’den;
“Pencereyi kapama
Gök dolabilir içeri
Sen neyi görebilirsin canım
Islak bir bulutun ağışını mı
Pencereyi kapama
Kuş dolabilir içeri
Sen neyi taşıyabilirsin canım
Kırık bir dalının yükünü mü
Pencereyi aç
Soluğun çıksın dışarı
Sen büyütmedin mi canım
Ciğerinde onu
Soluğun hayatı canım yıkasın diye
Pencereyi aç
Sesin sarsın dünyayı
Duyulur elbet canım
Duyulur ta ötelerden
Duyulur elbet canım
Yürek tanır kendini...”
şarkısını dinlerken, bir taraftan da eski zamanları anlatıyorduk. Konuşmamız uzadı. Dersin saatini geçirmişiz. Sınıftan bir öğrencim “hocam derse gelecek misiniz” dediğinde, odadaki sigara dumanı ve dinlediğiniz şarkı dikkatini çekmiş olmalı ki, duraklayıp gülümsedi. Derse geçerken, aklımda o şarkı ve Hayal’in hayali gitmemişti. Zerrin, koluma girdi, “hocam overthinking’i çok uzatma” diyerek gülümsedi. Anlamıştı. Akşam bu konuyu tekrar konuşmak üzere sözleşip, o atmosferden çıkmamı sağladı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Marcus Bruce Marshall / HAYALDİ / İlk Görüşte Aşk [I]](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/drmert-hayaldi-975.png)
| 3.43k Okunma |
2.1k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |