11. Bölüm

Rüya'yı Kaybetmek [I]

Marcus Bruce Marshall
dr.mert

I

Tam umudumu kaybettiğim günlerden bir Ekim ikindisi, Tramvayın en arka koltuğunda uyuklarken yanıma bir öğrenci grubu geldiğini fark ettim. Yanım boştu. İtiş kakış oldu ve beyaz önlüklü kırmızı siyah kareli eteğiyle bir kız oturdu. Kollarımı birleştirerek üstüne koyduğum kafam, öndeki koltuğa dayanmıştı. Başım yere paralelken kızın hafiften beyaz gömleğini, eteğini, ayaklarını, ayakkabasını gördüm. Onun olabileceğini tahmin ettim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Toparlandım. Başımı sağa çevirdim ki ne göreyim: onu... O tatlı, esmer güzeli, maviş kızı.

İnanılmaz güzeldi. Bakar bakmaz kızın da bana baktığını ve gülümsediğini gördüm. İyice heyecanlandım. Kalbimin çarpışı tramvay uğultusunda kaybolsa da Rüya'nın duymaması imkansızdı. Hatta arkadaşları da. Hatta ön koltuktakilerin de. Şimdi bir sessizlik. O kız yanımdaydı. Elime aylardır boş boş gezdirdiğim Sofie'nin Dünyası kitabını rastgele açıp okuyor numarası mı yapacaktım yoksa onunla iletişim kurmanın yollarını mı arayacaktım.

Okumayı tercih ettim tabi ki. Daha doğrusu okuyor gibi yapmayı... Elime aldığım kitap tam da Kierkegaard'tan bahsediyordu. Boş boş bakarken birden "Aaa ben de bu kitabı okuyorum" demez mi? Demek yandan incelemiş ve benim ne yaptığımla ilgilenmiş. Bunu bir işaret olarak yorumlayıp, cesaretlendim. "Demek siz de okuyorsunuz?" dedikten sonra biraz duraklayıp, "Anlayabiliyor musunuz, Peki? dedim ve yüzüne baktığım da birden dediğime pişman oldum. Yüzünde hayal kırıklığı varmış gibi hissettim. Biraz düşündükten sonra, -öyle büyülü bir sesi vardı ki, onu saatlerce dinleyebilirdim ve ne söylediğinden bağımsız sadece onun sesini dinlemek için en ağır küfür ve hakaretlere bile razıydım.- "Şeyy, evet anlayabiliyorum, ben. İyi kitap okurum. Anladığım kadarıyla siz de kitap okurusunuz. Ne güzel." dedi çikolata sesiyle bana, o maviş gözleriyle bana, o tatlı duchenne gülümsemesiyle bana, o güzel ay parçası yüzüyle bana, çikolata yüzüyle bana.

İyi bir kitap okuruydum ne yalan söyleyeyim. Hemen kitaplardan söz açıldı ya o kalp çarpıntısı geçti bir özgüven geldi saatlerce konuşabilirdim. Bunda benim yeteneğim değil, Rüya'nın tatlılığının payı olduğu gibi esas etken yine Rüya'nın çok iyi bir iletişim yeteneğiydi. İyi dinliyordu ve sözü yerinde kullanıyordu. Allah neler yaratmış dedim içimden. Fiziğinin güzelliğini daha tanımadan anlatmıştım zaten Onu esas güzel yapan güzel bir kalbiydi. Kaldı ki kişisel fikrim, güzelliğin kalp güzelliğiyle ölçülebilmesi gerektiğiydi.

Durağına yaklaştığını birden toparlanması ve bana bile çaktırmama gayretiyle eteğinin boyunu uzatmasıyla anladım. Hızlıca plan yaptım. Bu kızı bir daha göremezdim belki. Nasıl iletişim kuracaktım ki. Telefon istemek garip olurdu. Ama nasıl?

Dedim ki: "Sizinle kitaplar hakkında daha da konuşmak isterim ama belli ki siz ineceksiniz. Nasıl konuşmayı devam ettiririz?" O da biraz istekli biraz çekingen olarak bir kağıda bir şey yazdı ve bana uzatarak: "Bu instagram hesabım" dedi.

Rahatlamıştım. Memnun oldum dedim sonra ne tanışmadığımızı fark ettim. Artık geçti. Gülümsedi. Ardından kapıya yöneldi ve durakta indi. İlk işim o an instagram hesabımı açıp bu hesabı eklemekti. Ne var ki. İlginç bir aksilikle karşılaştım. Yazısı berbattı. Okuyamadım. Ne yazdıysam çıkmadı. Offf

Bölüm : 05.08.2025 00:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...