3. Bölüm

3. Bölüm

Kılıcın Kalkanı
duslerkutuphanem

Koridordan döndüğüm sırada Saylıs ile karşılaştım.

Buz mavisi gözleriyle bana bakıyordu.

Saylıs, “Zamanın tükeniyor.”

Sözlerini tamamlarken sona doğru sesi tehditkar bir hâl almıştı.

Kalbimi dondururcasına bakan bakışlarını başka bir yöne çevirdi ve yanımdan geçip gitti.

Bu gücün bir ödüldense ceza olduğu bir eksende ağır adımlarla ilerliyordum.

Adımlarımı sıklaştırarak dolapların olduğu bölmeye doğru ilerledim. Anahtarı kilide takıp dolabı açtım.

Dolabın içinde mavi çizgileri bulunan siyah bir küp vardı. Küpü elime aldım.

"Bu da ne?"

Ne olduğunu anlamak için küpün farklı yüzlerini çevirdim. O sırada küpün alt tarafında bulunan 3 sayısı dikkatimi çekti.

"Niye 3?"

"Belkide bir şeyi gözden kaçırıyorumdur."

Bir kez daha dolaba baktım.

"Burada hiçbir şey yok ki."

Dolabın kapağını sert bir şekilde ittim.

"Dur! Sanki orada..."

Dolabın kapağını büyük bir hışımla açtım. Dolap kapağının arka tarafında bir çift bantla tutturulmuş kağıt parçasını çekerek aldım.

("Selam, eminim şu an bu kutunun ne olduğunu merak ediyorsundur. Ben senin gücüne ihtiyacı olan bir kişiyim. Senin yeteneğine güveniyorum. Belli sebeplerden dolayı çözmen için sana emanet ediyorum ama biraz acelem var. Bu yüzden 1 gün içinde çözmeni rica ediyorum.

Sana güvenen bir yoldaşın.")

"Bu ne biçim bir saçmalık?"

"Yohaaann!"

Kağıdın bulunduğu elimi sıktım. Buruşan kağıdın arkasında şu cümle yazılıydı: "Eğer verilen sürede görevi tamamlayamazsan başına kötü şeyler gelebilir."

"Hah! Başıma kötü ne gelebilir ki?"

O an zihnimde şu cümle yankılandı.

"Senin yeteneğine güveniyorum."

Kağıdı çöpe atmak yerine cebime koydum.

"Yohan bana bunun için güzel bir açıklama yapacaksın."

Dolabı kilitleyip adımlarımı bahçeye yönelttim. Bahçeye çıktığımda Yohan bankta tostunu yemeye devam ediyordu.

"Yohan bu şakayı yapan sen misin?"

Yohan bakışlarını tostundan bana çevirdi.

Yohan, "Okula girmemiş miydin sen? Neden geri döndün?"

Mark, "Hey sana soruyorum."

Yohan, "Ne şakası? Neyden bahsediyorsun?"

Bilmemezlikten mi geliyor? Yohan değilse kim?

Mark, "Her neyse, boşver."

***

Yohan'ın gözünden...

Mark gideceği sırada seslendim.

Yohan, "Mark."

Mark, "Şu an bekleyemem Yohan, acelem var."

Test sonrası okulda bir söylenti almış başını gidiyordu. Sınıfta da bu konu konuşuluyordu.

Akın, "Görevlilerden biri erkekler tuvaletinde fayanslarda küçük bir oyuğun oluştuğunu söylüyor."

Mert, "Geçen tenefüs gittiğimde bende gördüm."

Sam, "Yani söylentinin doğruluğu var."

Miles, "Görevli durumu müdüre iletmiş. Müdürde bu durumun neden kaynaklandığını anlamak için örnek numune yollamış."

Jake, "Birkaç güne nedeni açığa çıkar."

Endişeli bir şekilde Mark'a bakıyordum. Kendimi kurtarmak isterken onu tehlikeye atmıştım.

Sırasında başını öne eğmiş kara kara düşünüyordu.

Ailesinin bilim insanları olduğunu duymuştum. Onda sezdiğim tuhaflıkların nedeninin onunda benim gibi bir özel güç sahibi olmasından kaynaklandığını düşünüyordum.

"Şimdi ne yapmam gerekiyor?"

Mark, "Yohan bir sorun mu var?"

Bakışlarını bana odakladığında içten içe vicdan azabı çekmeye başlamıştım.

***

Mark'ın gözünden...

Kutuyu belki de babama göstermem gerekiyordur.

Son zilin çalışıyla derin bir nefes alarak çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım.

Yohan, "Mark, bekle."

Her ne diyecekse sonraya saklaması gerekiyordu. Sınırlı bir süreye sahiptim. Zamanı iyi değerlendirmem gerekiyordu.

Eve nefes nefese vardığım sırada - malum, kaykayı Miles ve Jake'e verdim.- kapıda annem karşıladı. Eve döndüğüm için mutluydu. Ancak daha bu ilk aşamaydı. Test sonuçları açıklanana kadar rahatlayamazdım.

Şu dakikaları değerlendirecek bir aktivite edinmiştim.

"Babam nerede?"

"Odasında yeni bir prototip üzerinde çalışıyor."

Kapıyı tıklatarak içeri girdim.

"Oo, gazi demek gelebildin. Günün nasıldı?"

"Koşturup durdum. Ancak şimdi bu kısmı atlayalım. Yardımına ihtiyacım var."

Çantamın fermuarını açtım. Elime aldığım siyah küpü ona uzattım.

"Bu cismin ne olduğu ile ilgili bir fikrin var mı?"

"Bu nasıl geçti eline? Son derece yüksek bir korumaya sahip bu kutuyu nereden buldun?"

Beklediğimden fazla tepki göstermişti.

"İnanır mısın bilemiyorum. Ancak kilitli dolabımın içine bırakmışlardı."

"Küpü ver bakalım. Herhangi başka bir şey var mıydı yanında?"

"Dolabın kapağında bir not vardı."

Cebimden aldığım buruşmuş kağıdı uzattım.

Küpü elinde çevirmeye başladı.

Mark, "Üzerinde bir sayı var. Ne ile ilgili olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

Küpün altındaki sayıya baktı.

"Geri sayımdan çok sadece durum belirten bir değere benziyor."

Geri sayım olmaması iyiye işaretti. Zaten yardımımın istendiği bir kutuda patlayıcı olması bir trajediye neden olurdu.

"İçinde bir çip olduğu belirtilmiş. Bilgiye erişim için kutuyu açmak gerekiyor. Tahminimce bir kurala göre dizayn edilmiştir."

Nedeni bırakıp kendini gizem çözmeye kaptıran babam bulunduğum durum karşısında tepkisiz kalmıştı.

"Al bakalım. Bir zaman kısıtlaman varsa ve üzerindeki bir geri sayım değilse deneme hakkı olduğu bariz. Bir diğer ihtimalde başka kutular olduğu."

Masanın altından bir kitap çıkardı.

"Gizem karşısındaki merakımı biliyorsun. Şifreli kitapları topladığım koleksiyonda okuduğum son kitabın sana yardımı dokunabilir."

Sanki bana fırından taze çıkarılmış bir tatlı sunan tavrı karşısında başımı olumsuz anlamda salladım. Yine de içtenlikle kabul ettiğim kitabı çantama koydum.

Odadan çıktığımda elimdeki küple mutfağın oradan geçerken annem seslendi.

"Elindeki ne?"

Mark, "Bir bumaca."

"Hadi elini yıkada yemeğe gel."

Yemekten sonra odama geçtim. Masanın üzerine koyduğum küpün gece karanlığında parladığını fark ettim.

Kitabı okumaya başladığımda 3 deneme hakkım olduğunu düşünüyordum.

İlk önce hareket ettirmeyi denedim. Ancak kıpırdamadı. Sonra kitaptaki birkaç uygulamayı küpte denedim. Yine olumsuz sonuç almıştım.

Notu bir kez daha elime alıp gözden geçirdim. Küpü sadece mantıkla çözemeyeceğimi kabullendiğimde harekete geçtim.

Küp ilk önce bulunduğu yerde sallandı. Sonrasında kendi etrafında döndüğü sırada parçaları istediğim doğrultuda hareket ediyordu. Dakikalar sonra parçalarına ayrılan küpün içindeki çip ortaya çıkmıştı.

Çipi bir beze sarıp ceketimin iç cebine koyduğum sırada geçen günden kalma tüpü sterilize olacağı alete koydum.

***

Bölüm : 05.10.2024 23:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...