4. Bölüm

4. Bölüm

Kılıcın Kalkanı
duslerkutuphanem

Okula girdiğim gibi etrafta sınıf sınıf dolaşan öğrencilerin olduğunu fark ettim. 2. katın koridorunda ilerlediğim sırada öğrencilerin aralarında fısır fısır konuşmaları dikkatimi çekti. Birkaç öğrenci siyah kapüşonlu bir kızı takip ediyordu. Kız durumdan habersiz, kendi halinde hayatına devam eder bir havası vardı.

Sam, “O kız bizi aşar Mark.”

Mark, “Neden?”

Sam, “Söylentileri duymadın mı?”

Mark, “Ne söylentisi?”

Sam, “Kız sıkıldıkça sevgili değiştiriyormuş. Sınıf sınıf geziyormuş. O peşinden koşturanlarda sevgilisini ne zaman bırakacak diye bekliyorlar. Bazıları da aynı anda birkaç kişiyi idare ettiğini söylüyor.”

Mark, “Kız bu söylentilere bir şey diyor mu?”

Sam, “Hiç konuşmadım. Ancak neşesi yerinde bir kız. Hayatından memnun gözüküyor. Benden sana demesi o kızdan hayır çıkmaz. Sonunda üzülen sen olursun.”

Mark, “Sam yanlış anladın sanırım. Öğrencilerin kümeleşmesi ve bir kızı bu kadar çok oğlanın takip etmesi dikkatimi çekti sadece.”

Sam, “Sen öyle diyorsan. Arkadaşın olarak uyarmak istedim.”

Dolabımın başına geldiğimde kilitli dolabı açtım. Beze sardığım çipi dolaba bıraktım ve tekrar kilitledim.

Sınıfa girdiğim sırada ortaokul öğrencilerinden biri bana çarptı. Elindeki bir ton kağıt yere saçıldığı sırada kolundan yakalamıştım. Bu sayede zeminle yüz yüze gelmekten kurtulmuştu.

Emre, “Sağ ol, abi.”

Hafifçe tebessüm ettim. Okul gazetesini dağıtırken bu kadar heyecanlı olmaları bana yıllar öncesini hatırlatıyordu.

Yere dağılmış gazeteleri toplamasına yardım ederken sayfanın sol alt köşesindeki haber, yüzümdeki tebessümün silinmesine neden oldu.

Elimden gazeteyi alan çocuk, “Teşekkür ederim abi.” diyerek gitti.

Sınıfa ağır adımlarla geçip sırama oturduğunda Yohan yüzüne karaltı çökmüş bir şekilde olduğum yönden başka bir yöne bakıyordu.

Öğretmen Yeri, sınıfa girdiğinde fazlasıyla telaşlıydı.

Sınıfta ise bir coşku vardı.

Sam, “Olabilir mi?”

Roselinda, “Olmaz olur mu?”

Lida, “Belki de yanımızdan geçmiştirde ruhumuz duymamıştır.”

Beril, “Nasıl bir yeteneği var ki ruhumuz duymadan yanımızdan geçiyor?”

Öğretmen Yeri, “Sessiz olun. Sessiz olun. Kapının başındakiler sizde yerinize geçin.”

Yohan'ı sessizce uyardım.

Mark, “Dikkat çekiyorsun. Sınıfın coşkusuna katılmalıyız.”

Yohan, “O nasıl olacak?” der gibi bir bakış attı. Lida'ya seslendim.

Mark, “Belki de görünmezdir ne dersin?”

Yohan'ı dürtüyordum. Kısa sürede kendini toparladı.

Yohan, “Sınıfa girmek için kullansa sınıfta görünür olsa kaos olurdu. Sınıftan çıkmak için kullansa sınıfta aniden görünmez olunca kaos olurdu. Pek faydalı bir yetenekmiş gibi durmuyor? Sizce…?”

Ne saçmalıyordu bu Yohan?

Burak, “Sadece girip çıksa casusluk gibi işine yarayabilirdi. Ben şahsen görünmez olmak istemezdim.”

Beril, “Neden bu yeteneği okulla sınırlandırıyorsunuz ki?”

Öğretmen Yeri sessizliğe bürünmüş masasına geçmişti. Kalemliğinin ilk masaya vuruş sesi sınıfta yankılandı. Sohbet devam ediyordu.

Roselinda, “Konudan sapmayın. Sizce kim?”

Miles, “Her kimse canına susamış.”

Kalemliğin masaya ikinci vuruş sesi sınıfta yankılandı.

Beril'in sırasından düşen silgiyi Arda büyük bir ustalıkla yere değmeden önce yakalamıştı. Herkes sırasına oturmuş sus pus olmuştu.

Öğrenmen Yeri elindeki kalemliği açtı ve yoklamayı alacağı kalemi içinden çıkararak yoklamaya başladı.

Yoklama sonrası ders kaldığı yerden devam etti.

Öğretmen Yeri, “Evet çocuklar bugün aramıza yeni bir öğrenci katılacak. Gelebilirsin.”

Bu kapüşonlu kız…

Sınıfa girdi ve tahtanın önünde durdu. Biraz çekingen bir hâli vardı.

Risa, “Merhaba, ben Risa.”

Öğrenmen Yeri, “Arkadaşınız bu dönem bizim sınıfımıza dahil oldu. Umarım iyi geçinirsiniz.”

Jake, “Tabi ki hocam.”

Sınıfta ufak çapta bir kahkaha koptu.

Öğretmen Yeri, “Risa istediğin sıraya geçebilirsin.”

Risa başını olumlu anlamda salladı. Arka sıralardan birine geçti.

Arada okulun bahçesine çıktım. Yohan'da peşimden geliyordu.

***

Yohan'ın gözünden…

Mark'ın nasıl bu kadar sakin kalabildiğini anlamıyordum. Sınıfa hızlı bir şekilde adapte olmuştu. Şimdi ise bir hararetle sınıftan koşturarak çıktı. Sonuçlar açıklandığında foyası ortaya çıkarsa onu burada bir dakika tutmazlardı.

Bende kullandığım ilacın olumlu bir sonuç verip vermeyeceğini bilmiyordum.

O anki tek seferlik kurtuluş biletini kapmış olmam biletin geçerlilik süresinin dolup dolmadığını söylemiyordu. Dahası doğru bilet olup olmadığını bile bilmiyordum.

Test sonuçlarının ikimizinde zararına sonuçlanması noktasında çaresizce bir bekleyiş içindeyken bir de suçluluk duygusuyla savaşıyordum.

Mark, “Yohan takip etmeyi bırakır mısın artık?”

Yohan, “Dün alel acele çıkıp gittin. Sonra diyerek geçiştirdin ama konuşmamız gerekiyor.”

Mark, “Yohan acelem olduğunu söylemiştim değil mi? Küple ilgili bilgin yoksa ben sana haber verene kadar beni rahatsız etme.”

Yohan, “İki de bir şaka, küp falan diyorsun. Biri seninle uğraşıyor değil mi?”

Mark derin bir nefes aldı.

Mark, “Evet, dersem beni rahat bırakacak mısın?”

(“...”)

Mark, “Peki. Yarın, geçen gün olanları kısa bir özet geçerim. Şimdilik gidiyorum. Sende fazla dikkat çekme.”

Yine hiçbir şey demeden gidiyordu.

Yohan, “Öğleden sonraki dersler ne olacak?”

Mark, “Devamsızlık yapacağım.”

 

 

Bölüm : 14.01.2025 01:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...