6. Bölüm

Mark durumun ciddiyetini yeni yeni idrak ediyordu. Mark belki onu uzun yıllardır tanıyordu. Kimseyle sonunu getirecek kadar yer değiştirmezdi. Ancak şu an şartlar Buğra içinde tehlikeliydi. İşin ucunda kuzeni vardı.

Buğra kızıl gözleriyle sorusunun cevabını bekliyordu. Zek'e olanlar aklına geldikçe kendini suçluyordu.

Saylıs'ın ellerinden buzul buharlar çıkıyordu. Her an kendini korumak için tetikteydi.

Mark ortalarına geçti.

Mark, “İkinizde durun. O benim kuzenim.”

Saylıs'a döndü.

Mark, “Savaşmaya gelmedik. Sana ihtiyacımız var.”

Saylıs, “Zek'e olanlardan sonra bir ruh çalanı buraya nasıl getirirsin?”

Mark, “Seni anlıyorum ama Buğra onlar gibi değil.”

Saylıs, “Farklı bir şey demeni beklemiyordum zaten. Bir ruh çalan her zaman bir ruh çalandır. Gidin buradan, bu kez görmezden geleceğim.”

Mark Saylıs'a doğru bir adım attı. Saylıs Mark'a doğru uzanan sivri dikitler yolladı.

Saylıs, “Yaklaşma Mark.”

Mark geri sıçradı.

Mark, “Zor durumdayız Saylıs.”

Saylıs, “Güldürmeyin beni.”

Buğra söze girdi.

Buğra, “Tek bir istek, sonrasında istersen görmezsin bizi.”

(Çok çabuk yumuşadın.)

Saylıs, “Ne oldu az önceki halinden eser kalmadı.”

Mark, “Saylıs yardım et. Buğra'nın çok zamanı kalmadı.”

Mark Buğra'ya işaret ediyordu.

Buğra eldivenlerini çıkardı ve kıyafetin kollarını geriye doğru çekti.

Buğra, “Gördüğün üzere istesemde şu an yenilenemem.”

(En azından yeni bir suçlu bulana veya biriyle anlaşana dek değil mi? Zor yoldan mı, kolay yoldan mı gideceksin? Merak ediyorum.)

Buğra içinden, “Hiç sırası değil.”

(Ne zaman sıramı bekledim ki…)

Saylıs, “Benimle dalga mı geçiyorsunuz?”

Öfke dolu gözlerle bakıyordu.

En güçlü ruh çalan, en aç olanıdır.

(Yakalandık.)

Buğra içinden, “Ha ha ha…”

Buğra, “Bir elmas hırsızının…”

(Yani senin…)

Buğra, “Öhm, kimliğinden onu bulmanı istiyorum.”

Mark, “Bu duruma gelmesine neden olan kişiyi bulmalıyız.”

Saylıs, “Bundan bana ne?”

Buğra, “Zek'in başına gelenler…”

Saylıs adeta kükrüyordu.

Saylıs, “Onun adını ağzına alma.”

Buğra, “Düşmanımız ortak.”

Saylıs'ın yüzüne gölge düştü. Soğuk bir tonda sordu.

Saylıs, “Safir'den mi bahsediyorsunuz?”

Buğra başını olumlu anlamda salladı.

Saylıs, “Size yardım edeceğim.”