
Evet canlarım, ben geldim. Malesef yazılılardan dolayı 2-3 hafta bölüm atamayabilirim. Beni affedin.
Yazım hatalarım varsada affola, iyi okumalarr bebeklerim 🐣💗🎀
💫✨💫
YAZAR'DAN BİR KAÇ SAAT SONRA
Birazda olsa yavaşlayan yağmur ile, Pars hafifçe perdeyi araladı.
Günce'nin kolundaki serumu onun canını acıtmadan çıkararak koluna peçete bastırdı.
Mırıldanan kıza bakarken yüzünü kendisine döndü.
Pars onun önüne gelen sarı saçlarını geriye attı önce.
Bir süre kolundaki elini çekmesede kanamanın durmasıyla peçeteyi ve serumları alarak ayaklandı.
Hepsini kapıda bekleyen Samet'in eline tutuşturmuştu.
"Ya abi valla bir şe-"
"Belli ki yaşadığı şeylerden dolayı korkuyor. Evde bir kız kalıyor Samet, hayvan gibi içeri bir anda girilirmi?" dedi Pars dişlerinin arasından sinirle.
Kapıyı onun yüzüne kapatırken, her ne kadar sert çarpmak istede Günce'nin uyanmaması için yavaş kapatmıştı.
Mutfakta ellerini yıkayarak, yandaki odaya girdi.
Lambayı yakarak dolabına ilerledi. Burdada üstleri vardı, evdeki dolabında da.
Bazen kavga ettiğinde veya uzaklaşması gerektiğinde buraya gelirdi. Pars abisiyle kavga ettiği için burdaydı.
Dolaptan Günce'nin her ne kadar bedenine büyük olacağını bilsede ona göre bir şeyler seçti.
Pars hiç bir zaman bir kızın yanında olmamıştı. Annesinden başka hiç bir kadına yaklaşmamıştı o.
Sonra annesi terk etmişti abisiyle, kendisini. Bir daha asla geri dönmemek üzere gitmişti anneleri.
Abisi yeri gelmiş ona anne olmuş, yeri gelmiş baba olmuştu.
Annesinin huzurevinde olduğunu öğrendiğinden beridirli giderdi oraya. Annesini uzaktan izlerdi sadece, yanına gidemezdi. Yüreğinden bir bir dökülen acılar gözlerini doldururdu onun. Oysaki Pars annesinin gidişinde ağlamıştı en son.
Sonra kendine bir söz vermişti. Çok güçlü olup kendi ayakları üzerinde duracağına dair bir söz.
Lambayı kapatarak odadan çıktı ve Günce'ye doğru ilerledi.
Ellerindeki kıyafetleri sehpaya koyarak Günce'ye baktı.
Bebek gibiydi. Onun masum olduğunun ve çok fazla zarar gördüğünün farkındaydı. Hayatı anlamaya çalışan bir bebek gibiydi sanki.
Hafifçe yanına çökerek onu izlemeye koyuldu.
Kalın ellerini onun burnuna götürürken Günce'nin bir şeyler mırıldanmasıyla elini geri çekti.
"Baba" dediğini duydu.
"Zarar verme" dedi sonra.
Acı çekiyordu, gözlerini sıkıca yumdu Günce.
Pars elini onun saçına götürerek hafifçe okşadı.
"Bir şey yok, bu sadece bir rüya. Ben yanındayım güzelim."
Yanaklarını okşadı birazda baş parmağıyla.
Günce sanki onu duymuş gibi burnundan derin bir nefes bıraktı...
Sercan ilk defa bu kadar kötü hissediyordu kendini. Daha tanışamadığı gerçek kardeşini görmeden kaybetmekten korkuyordu.
Onu bulursa asla bırakmayacağına söz veriyordu.
"Abi seninle bir şey konuşmam lazım!"
Sercan hızlı adımlarını durdurdu ve şirketten çıkmadan arkasını döndü.
Kaşlarını çatarak Alper'e baktı.
Alper odaya çıkmalarını söylerken, etrafınada bakıyordu tabiki. Babasına bunu söyleyemezdi ama abisine bunu söylemek zorundaydı.
Günce'yi belkide böyle bulacaklardı.
İkiside odaya gelirken derin bir sessizliğin ardından bunu bozan Sercan oldu. "Ne oldu, söylesene Alper? İşim var!"
Yutkundu Alper Sinan. Kardeşine söz vermişti kimseye anlatmayacağına dair ama anlatmak zorundaydı.
"Abi Günce şiddet görmüş önceki babasından. Küçüklüğünden beridirli o itten şiddete maruz kalmış. Söylemememi istedi ama dayanamıyorum, benim tek şüphelendiğim kişi o adam, baksana Kara'nın bile yeni haberi olmuş. Üvey babası kaçırmış olabilir!."
Derin bir nefes bıraktı. Elleri nedensizce stresten titremeye başladı.
Ya Günce'yi bulamasalar?
O zaman ne yapabilirdi?.
Sercan hızla Alper'in yakasından tutarak sinirle dişlerini sıktı.
"Şimdi mi söylenir lan bu, 1 gün oldu ve kardeşimiz hala ortada yok! Şimdimi söylemek aklına geldi!?"
Onu sertçe bırakarak derin bir nefes bıraktı.
"Bana hemen o adamın bütün bilgilerini buluyorsun. 10 dakikada bunu halledemezsen, seni buraya gömerim Alper, duydun mu?!"
Alper hızla başını sallayarak odadan çıktı ve koşarak Okan'ın yanına çıkmak için merdivenlere yöneldi...
🎀
GÜNCE'DEN
Gözüme vuran ışık beni rahatsız edince mırıldanarak gözlerimi araladım sinirle.
İçeriye vuran Güneş'i fark etmiştim. Yeni doğuyordu.
Pencereden gözlerimi ayırarak sıkı sıkıya elini tuttuğum Pars'a baktım. Sonra tekrardan ellerimizi buldu bakışlarım.
Hızla elimi ondan çekerken kapalı gözlerini bir anda açtı ve bana baktı.
"Ne zaman uyandın?"
Sesi yeni uyanmış birine göre oldukca dinçti. Yoksa uyumamışmıydı?
"Daha yeni" dedim pütürleşmiş bir sesle.
Ayağa kalkarak perdeyi biraz daha açtı ve mutfağa ilerledi.
Yavaşça doğruldum bu sırada. Düne göre oldukça iyiydim. Yanımdaki sehpadan gözlüğümü alarak taktım.
Başıma yavaşça dokunurken gözümün önünde bir bardak belirdi.
Su dolu bardağı alırken elimin eline değmesi tüylerimi diken diken etmiş ve midemi ayağa kaldırmıştı. İçimde bir şeyler kıpırdanmaya başlamıştı sanki.
Heyecandan aşkım.
Suyu içerek ona baktım ve gülümsedim. "Teşekkür ederim"
Bir süre öylece dudaklarıma bakarken yaptığım şeyi fark ederek hızla gülüşümü sildim yüzümden.
Aniden gülümsemiştim, kendimi tutamamıştım ne yapayım.
Gerçekten ona güvenmem gerektiğini hissediyordum. Hareketleri, bana karşı ince davranışları beni kendine oldukça bağlıyordu.
Gözlerini kırpıştırarak arkasını döndü ve sehpanın üzerinden aldığı kıyafetleri elime tutuşturdu.
"Şu odadaki banyoda ihtiyaçlarını giderip, üstünü değiştir. Mutfaktayım, bir şeye ihtiyacın olursa seslenebilirsin."
"Teşek-" dememe kalmadan, hızlıca mutfağa gitmişti.
"Odun" dedim somurtarak.
Yavaşça ayağa kalkmamla başımın zonklayıp, dönmesi bir oldu.
Bir süre ayakta öylece beklerken kendime gelmemle yavaşça gösterdiği odaya gittim.
Son kez arkası bana doğru dönük olan Pars'a bakarak odaya girdim.
Tamamiyle siyahın ve beyazın yoğunluğu olduğu bu oda daha güzeldi. Ama yinede bunaltıcı ve boğunuk bir havası vardı.
Diğer kapıyı açarken önce elimdeki kıyafetleri burdaki koltuğa bırakarak banyoya girdim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü çıkardım ve saçlarımın ucunu kafama değmeyecek bir şekilde yıkamaya başladım.
Dikişlerim yüzünden banyo yapamazdım. Bu beni üzüyordu.
Gördüğüm erkek şampuanını alarak biraz elime döktüm ve saçlarımı köpürttüm.
İyicene saçlarımı duruladım. Dikişlerimin olduğu pansumana gelmeyecek şekilde saçlarımı iyicene temizlerken derin bir nefes bıraktım. Şimdi kendimi dahada iyi hissediyordum. En azından biraz dahada temizdim.
Banyodan hızla çıkarak koltuğa koyduğum kıyafetleri aldım ve banyoya geri girdim.
En iyisi vücudumuda yıkamaktı.
Banyo kapısını kilitleyerek üstlerimi çıkardım.
İç çamaşırlarımı yine giymek zorundaydım.
Oldukça morarmış vücudum gözlerimin dolmasını sağlarken karnıma dokundum.
Elimi ateşe koymuşum gibi canım acırken hızla geri çektim. Canım acıyordu.
Gözlerimdeki yaşlarla gözlüğümü çıkartarak bir kenara koydum ve gördüğüm kadarıyla duşa kabine girip suyu açtım...
Pars'ın bana verdiği giysileri giymemle gülesim gelmişti.
Çok fazla uzun gelmişti bunlar bana.
Banyodan çıkarak çıplak ayaklarımın betonda çıkardığı seslerle odadan çıktım.
Mutfaktan gelen güzel kokularla karnım hemen guruldamıştı.
"Bittimi işin?"
Bana dönmesiyle başımı evet anlamında salladım.
Önce giydiklerimde göz gezdirip daha sonra ıslak saçlarıma baktı.
Mutfaktan bir şey alarak çıktı ve koltuğa doğru ilerledi.
"Gel" derken sesi emir verir bir şekilde çıktığı için hızla yanına gitmiştim.
Önüne oturmamı söylerken oturdum.
Kendimi babalarının saçını yapması için önlerine oturdukları çocuklar gibi hissediyordum.
Ona döndüm hemen.
"Ne yapacaksın?"
Sonra elindeki çantaya baktım. İlk yardım çantasını görmemle anlamıştım.
"Pansumanını yapacağım. Sonra güzel bir kahvaltı edeceksin ve seni ailene teslim edeceğim."
Her ne kadar aileme kavuşacağım için mutlu olsamda, nedensizce onun yanından ayrılmak istemiyordum.
Ben hayatımda ilk defa bir erkeğin yanından ayrılmak istemiyordum. Bir daha görüşemeyecektik ve bu beni üzüyordu.
Nedenini bilmediğim bir şekilde üzülüyordum.
Kalbimin atışları yavaşlamıştı sanki, içimdeki hareketlilik ölmüştü.
Her ne kadar onunla bir süre daha kalmak istesemde, gitmemin vakti gelmişti. Kim bilir ailem beni şuan nasıl merak ediyordu...
✨💫✨
Nasıl olmuuş??
2-3 haftaya bol bol bölümle görüşürüz aşkolarım, hepinizi öptümm kocamaann 🐣🎀..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 75.88k Okunma |
5.42k Oy |
0 Takip |
34 Bölümlü Kitap |