Başımdaki seslerden rahatsız olarak "Bir susun ya!" diyerek söylendim ve yorganı mı dizimin arasına alarak diğer tarafa döndüm.
"İkizim, hadi güzelim. Sen değilmiydin beni erken kaldırın diyen? O zaman gideyimde babama diyeyim uyanmıyor bu iptal etsin bu-"
Anında gözlerimi açarken yatakta doğruldum.
Babam dün beni herkese tanıtmak için bir organizasyon düzenletmişti. Yarın oraya gidicektik ve ben gerçekten heyecanlıydım.
Dün gece erkenden uyumuştum, beni herkese tanıtacağı için kendimi ayriyeten bir mutlu hissediyordum.
Heyecanımın yanında mutluluk duygumda kabarıyordu.
Gökay bu halime gülerek bana gözlüğümü uzattı ve yanağıma bir kelebek kondurarak odamdan çıktı.
Gözlüğümü takarak yataktan kalktım.
Önce elimi yüzümü yıkayarak tekrardan odama girdim. Yatağımı toplayarak, odamdan çıktım ve aşağıya indim.
Kahvaltı sofrasına otururken sonunda babamın gelmesiyle hepimiz yemek yemeye başlamıştık.
Annemle ben çok hızlı bir şekilde kahvaltımızı yaparken, herkesin bakışlarının bizde olduğunu fark etmeden ayaklandım.
"Çok güzel olmuş fatma ablam ellerine sağlık. Annecim hadi, biz ufaktan..."
Annemde son lokmasına ağzına atarak kalktı masadan.
İkimizde beylere bakıp şirince gülümsedik.
Annemle gözlerimizi kısıp bizimle gelecek bir kurban seçmeye başladık.
Annemle dün çarşıya çıkıp kendimize bir şeyler almaya karar vermiştik. İlk defa elbise alacaktım ve bu beni ister istemez yerimde duramayacak biri yapıyordu.
"Çınar mı gelse bizimle?" dedim sessizce kulağına fısıldayarak.
Alper abim masadan kalkarak güldü ve yavaşça kapıya doğru yöneldi.
"Hastanede randevum var, oraya gitmem lazım!"
Alper abime görüşürüz diyerek tekrardan annemle masada kurban seçmeye çalıştık.
Seni gidi seni, anlamadık sanki. Bir anda kalkıp gitti, odun!
"Çınar'ı boşver, başka biri olsun." diyen annemi onaylayarak koluna girdim.
"Ne fısıldaşıyorsunuz siz?" diyen Sercan abim ağzını peçeteyle silerek anlamazca bize baktı.
Anneme bakıp gülümserken, aynı anda Sercan abime baktık.
"Ne için?" diyen Sercan abim olayı gerçekten hala anlamadığını belli ediyordu.
Masadakilere bakarken Çınar ve Gökay'ın çoktan ortadan kaybolması gözüme çarpmıştı.
Vay hainler, bizimle gelmemek için hepsi kaçışmıştı demek ki.
"... o yüzden bizimle gelmek zorundasın."
Kutay zaten hiç yemek masasına gelmemişti, büyük ihtimalle uyuyordu.
"Tüh, benimde toplantım vardı?" diyerek ayağa kalkan babamda ortadan kaybolurken Sercan abimle yalnız kalmıştık.
Kapıya sıkıntılı bir şekilde bakarken, annemle bir süre gülüştük. "Kapıda seni beklediğimizde söyleriz canım!"
Annemde odadan çıkarken abime şirince bakarak, öpücük yolladım ve bende odadan çıktım.
Umarım gerçekten güzel bir şey bulabilirdim...
Üstüne mavi bir crop giymiş, altımada siyah ispanyol paça pantolonumu giymiştim.
Beyaz sporlarımı ayağıma geçirirken annemde merdivenlerden iniyordu.
"Sercan!" derken oda ayakkabılarını giydi.
Abim merdiven başında bize bakarken gömleğinin düğmesini takmadan aşağıya indi.
Askıda duran ceketini alırken, ayakkabılarına baktım.
Giymiş ama hala bağcıkları açıktı. Hızla eğilerek bağcıklarını bağladım ve ayağa kalktım.
Bir anda alnımdan öpülmemle gülümsedim.
"Teşekkür ederim sarı civcivim."
Seni gidi sarı civciv kılıklı mafya. Lafımı çalma lütfen..
Hepimiz evden çıkarken annemle bahçede beklemeye başladık.
Birde beyefendiyle bizmi gidecektik ayağına kadar, kendisi arabayla bir zahmet gelsin.
Annemi öne atarken bende arkaya binmiştim.
Abim son kez duygulu gözleriyle bize baksada annemle yüz vermemiştik.
Eee, kadın elinden kolay kolay kurtulamazsınız Sercan bey...
Anneme çok güzel mavi taşlı ama oldukça sadece duran bir elbise almıştık. Topuklu ayakkabısı ise önü kapalı taşlı ve süslü bir ayakkabıydı. Beyaz renkti.
Bana ise bir kaç tane takı alsakta henüz kendime ne elbise bulabilmiştim ne de güzel bir topuklu ayakkabı.
Kaç saattir gezdiğimizi bilmiyordum ama abim artık arkadan oflamaya başlamıştı.
Annem beni yine bir mağazaya çekiştirirken, bende oflamamak için kendimi zor tuttum.
Hep beraber bana kıyafet bakarken gözüme çarpan kıyafet reyonuna geçtim.
Pembe çiçek desenli, önü kısa ama arkası uzun çok güzel bir elbise bulmuştum.
Onu elime aldım denemek için, bu sefer diğer taraflara bakarken gördüğüm ten rengindeki elbiseye dokundum.
Çok güzeldi, boğazlı ve uzun kolluydu.
"Gerçekten çok güzel değil mi?"
Benim yerime askılıktan alarak elime tutuşturdu, bir kaç elbiseyi daha üzerime yüklerken beni giyinme kabinine doğru iteledi.
Ne olur buradan güzel bir şey alarak çıkayım ve yemek yemeye gidelim!.
İlk başta abimin elime tutuşturduklarını denedim.
Giydiğim açık mavi, pileli ve kol desenleri olan bir elbiseydi. Sırtı açıktı ama boyu bana oldukça uzun gelmişti.
O yüzden hiç kabinden çıkmayarak, anında elbiseyi çıkardım ve diğerini denedim.
Buda hafif bir toz pembe çiçek desenli önü kısa arkası uzun bir elbiseydi.
Ve gerçekten güzel olmuştu ama beni hafifte olsa sıkmıştı. Arka fermuarını zorla çekerek kabinden çıktım.
Şimdi işte o sıkma hissini veriyordu tamamiyle.
Sanki vücuduma batıyordu elbise.
"Vayy, çok güzel olmuş prensesime ama fazla kısa." diyen abime göz devirerek anneme döndüm.
Annem gülümsese de bu elbisenin beni rahatsız ettiğini anlamış ve daha rahat bir şey seçmemi söylemişti.
Bu sefer beyaz dantelli bir elbise giymiştim. Diz kapaklarımı geçen bir elbiseydi.
Ee, Sercan verdiğine göre kısa olmayacaktı elbette.
Göğüs dekoltesi aşırı havalı duruyordu ama beni yine rahatsız etmişti. Arkası ise kurdele şeklindeydi.
Kabinden çıkarak etrafımda bir tur döndüm ve anneme baktım.
"Yok ya, bunuda beğenmedim ben. Derhal çıkar!" diyen Sercan abim beni kabine geri iteledi.
Gülerek bunuda çıkardım ve kendi seçtiğim elbiseye geldim direk.
Diğerlerini daha deneyebilecek halim yoktu.
Boğazlı ve uzun kolluydu. Ayrıca uzun bir elbise olduğu için kendimi oldukça rahat hissediyordum içinde.
Arka fermuarını çekemediğim için kabinden öylece çıkarak abimin önüne geldim ve arkamı döndüm.
Saçlarımı önüme iterek elbisenin başından tuttu.
Fermuarı çekmesiyle tekrardan bir kaç adım uzaklaştım ve gülümseyerek etrafımda döndüm.
Gerçekten güzel bir elbiseydi bence. Ben bayılmıştım buna.
"Çok güzel olmuşsun hayatım." diyen anneme bakarak öpücük yolladım.
Abiminde onay verici sözleriyle bu elbiseyi almaya karar vermiştik...
Topuklu ayakkabı ve aynı zamanda bana çantada almıştık. Annemle birbirimize bir kaç takı da alırken sonunda yemek yemek için üst kata gelmiştik.
Ben tabikide çiğköfte dürüm gömecektim.
Şuan 2 tane çiğköfte dürüm gömesim vardı.
Aslında lahmacun yemek istiyordum ama anlık burnuma gelen kokularla hemen çiğköfteye dönüş yapmıştım.
Sonunda dürümü alırken bir masaya kurulmuştum.
Annemleri beklemeden paketi açarak, kocaman bir ısırık alarak dürümümü iştahlı bir şekilde yemeye başladım.
Karşı masada oturan çocuklardan birinin bana gülümsemesiyle anlamazca ona baktım.
Bu sefer göz kırpmasıyla "Ya sabır." önüme döndüm göz devirerek.
Birde bununla mı uğraşacaktım?
Abimde elindeki tepsiyle masaya otururken annemde peşinden gelerek oturmuştu...
(Yaptıracağı saçıda koydum, bunları seçmeme yardımcı olan arkadaşım kübişee kocaman bir öpücük!🎀)
Sonunda günün yorgunluğunu üstümden atmak için direk odama çıkmıştım. Yarın benim için büyük bir gündü.
Üstlerimi değiştirerek yatağıma girdim ve Pars'a yazmaya karar vererek telefonumu elime aldım.
Siz; Bugün annemle alışveriş yapmaya gittik.
İlk defa insanların içine çıkacağım 🤗
Kahramanım; Bende orada olacağım (:
Kahramanım; Niyeki, yoksa çok mu güzel olacaksın?
Ahh
Bendeki de soru sen hep güzelsin.
Anlık midemde çoşan kelebekler bana ihanet ediyordu şuan. Yanaklarım deli gibi kızarırken kendimi kocaman gülümsemekten alıkoyamıyordum.
Al işte, fethetti kalbimi. Gelde aşık olma şimdi buna.
Ne!
Hızla ne yazacağını beklemeden mesajlardan çıktım ve gözlüğümü çıkartarak yanımdaki masaya koydum.
Derin bir nefes alarak yüzümü elimle yelledim.
Bana bir kal geldi, su yok mu su!
Manyak herif, kalbimi yerinden fethetmişti işte. Şimdi nasıl uyuyacaktım ben?!
Yan tarafa dönerek pencereden bulutlu, siyah havaya baktım ve gözlerimi kapattım.
Kalbim hala küt küt atsada gülümseyerek uyuyakalmıştım...
Aniden yatakta doğrulurken, gözlerimden bir sürü yaşlar akmaya başladı.
Gürleyen gök gürültüsü yerimden sıçramamı sağlarken, gözlüğümü bile aramadan yataktan kalkmıştım.
Yine peşimi bırakmayan bir geçmiş, yine beni korkutan, hayallarimi altüst eden...
Kapıyı zar zor açarak dümdüz yürümeye devam ettim.
Önümdeki kapıyı aniden açarak Sercan abimin burnuma dolan kokusuyla derin bir nefes aldım.
Gözlerimdeki su damlalarını silerek, abimin yatağındaki boş yerine geçerek ona sokuldum.
Yine gelen bir gök gürültüsüyle abime daha da çok yapıştım.
"Günce'm?" dedi uykulu sesleriyle.
Gözlerim kapalı bir şekildeyken "Seninle uyuyabilir miyim?" dedim.
Saçlarımı okşarken, alnımdan öptü ve kolunu belime sardı.
"Tabi bebeğim, hadi uyu ve hiç bir şeyden korkma olur mu? Abin yanında güzelim."
Kendimce gülümserken bilincimin kapanması uzun sürmedi...
🎀
Yazım hatalarım varsa affola. Diğer bölümde yarın gelecektir bilginize.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
68.7k Okunma |
5.06k Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |