
Geç kaldım yine kusura bakmayın. İyi okumalar canlarım!
✨💫✨
Bugün okulda ilk günümdü. Oldukça heyecanlıydım. Beni üzen tek şey Gökay'la aynı sınıfta olmamamdı. Gökay A sınıfında bense B sınıfındaydım.
Alper abime bizi okula bıraktığı için teşekkür ederek arabadan indim ve derin bir nefes alıp bıraktım.
Gökay'la birlikte birbirimize bakıp gülümserken herkesin bakışlarını üzerimde hissettim.
Okula doğru ilerliyorduk. Artık etek giyebiliyordum çünkü dizlerimdeki morluklar geçmişti. Ufaklarda pek belli olmuyordu.
Tabi sabah eteği giydiğim için biraz kıskanılmış olsam da annem susturmuştu onları.
Canım annem..
Babam ise bana çoktan bir kart çıkartmıştı ve üstelik bana yeni bir telefonda almıştı.
Her ne kadar kabul etmek istemesemde yine ve yine almak zorunda kalmıştım.
Büyük hediyeler...
Okula girmemizle zilin çalması bir oldu. Gökay'la üste çıkarken hiç konuşmamıştık.
Beni sınıfıma getirirken "İyi dersler güzelim!" diyerek yanaklarımdan öptü.
"Teşekkür ederim, sana da iyi dersler."
"Bir şey olursa sınıfım üst katta, gelirsin."
Tamam manasında başımı sallayarak yanağından öptüm. Yavaşça uzaklaşırken buraya doğru gelen bir hocayı fark ettim.
Bana bakıp gülümsedi ve tam yanımda durdu.
"Hoş geldin Günce, hadi bekleme. İçeriye girelim."
"Hoş bulduk hocam." dedim.
Terleyen ellerimi eteğime silerken, gözlüğümü düzelttim ve açık bıraktığım saçlarımı geriye iteledim.
Yeni arkadaşlar edinmek zordu. Birde sevilebilecekmiydim?
Stres olmak ben.
Önden hoca, arkadanda ben girdim.
Herkes ayağa kalkarken gözler bendeydi.
"Oturabilirsiniz, bu yeni arkadaşımız. Kendini tanıtıp boş bir yere geçebilirsin!."
Derin bir nefes aldım. Allah'ım ben neden bu kadar stres oldum şimdi.
"Ben Günce" Dedim gülümseyerek.
Bir kaç mırıltı duysamda tek boş yer olan, pencere kenarındaki kızın yanına geçtim.
Hoca defteri imzalarken kız bana kocaman gülümsedi.
"Sonunda yanıma oturan biri!"
"Ben Aslı, hoşgeldin Günce!"
Uzattığı elini büyük bir mutlulukla sıkarak hoş buldum dedim.
Bingo.
En azından şimdiden biriyle tanışmıştım ve beni sevmişti.
"Çok güzel bir kızsın." dedi heyecanla.
Gülümseyerek onu inceledim.
Siyah kıvırcık saçlı, ela gözlü bir kızdı. Yanakları tombikti ve fazla kilolu olmasada göbek vardı biraz.
Düşünceme kendi kendime gülerken "Sende çok güzel bir kızsın." derken buldum kendimi.
Sonuçta kilo önemli değildi. Kendisinede yakışıyordu ayrıca.
"Bu mu güzel!?" arkamızdaki 4 lü erkek gülerken aralarından sadece biri gülmüyordu.
Onlardan gözümü ayırıp Aslı'ya bakarken suratının asıldığını ve önüne döndüğünü gördüm.
Dizlerinin üstündeki elini tutarak ona biraz daha yanaştım.
"Bu senin kendi hayatın, görünüşün önemli değil Aslı. Başka kişileri kafana takarak kendini üzme. Sen gerçekten çok güzel bir kızsın."
Elimi sıkarak başıyla hafifçe beni onayladı ve gülümsedi.
Bende ona karşılık verirken hocanın sesiyle hepimiz sustuk ve önümüze döndük.
İnsanların dış görünüşüyl dalga geçmek cahillikti. Kendini bilmezlik, sorumsuz kişilerdi...
Tenefüs zili çalarken ne ara dersin bittiğini anlamadım.
Aslı'yla birlikte ayaklanırken bana okulu gezdirmek istediğini söylemişti. Bende kabul etmiştim.
Onunla vakit geçirmek isterdim.
Sınıftan çıktığımızda bir anda koluma biri girerken hızla döndüm yan tarafa.
Kızıl saçlı bir kız bana kocaman gülümseyerek "Bensiz mi gidiyorsunuz? Ayıp!" dedi.
Enerjisine şimdiden hayran kalırken güldüm.
"Ben Belinay, seninle tanışmayı çok isterdim Günce."
Hepimiz sohbet ede ede aşağıya inerken, çoktan bana okulu gezdirmeye başlamışlardı.
Her yeri öğrenmiştim, ilk katta revir ve gerekli işlerimizi görebileceğim yerler vardı. 9'lar bu kattaydı ama pek fazla değillerdi zaten.
Alt katta kocaman bir yüzme salonu ve spor salonu vardı. Basketbol yeri ayrı, voleybol yeri ayrıydı. Tabi soyunma odalarınıda unutmamak gerekiyor.
Ben azda olsa voleybol oynamayı severdim, onlarda sevdiği için beden dersinde oynamaya karar vermiştik.
Bahçede de aynı şekilde futbol sahası ve diğer sahalar bulunurken koşma alanıda buradaydı.
Dışardan bakılınca gerçekten küçük bir yermiş gibi duruyor ama içi felaket.
İkinci katta 10. Sınıflar ve her öğretmenin kendine ait odası varken onun bir üst katında 11'ler ve bizim sınıf vardı. Birde öğretmenler odası bu kattaydı.
Bizim bir üstümüde ise A sınıfı ve kimya odası gibi odalar vardı. Birde kütüphane falan.
Gerçekten çok fazla yeri vardı, şimdiden unutmuştum.
Tekrardan sınıfa girerken daha kimse yoktu sınıfta.
Aslı ile yerimize otururken telefonunu çıkartarak bana uzattı.
"Telefon numaranı girsene!"
Elindeki telefonu alıp telefon numaramı tuşlarken kendimi kaydetmedim ona geri uzattım telefonu.
Aynı şekilde bunu Belinay'a da uygularken, ikiside beni çaldırdı ve kapattı.
Telefonu tenefüs harici kullanmamız yasaktı. O yüzden derste dolaba koymalı, tenefüste almak istersek almalıymışız.
Herkesin kendine ait bir dolabı olduğundan kendimi şanslı hissetmiştim.
Sürekli çanta taşımama gerek yoktu!.
Yavaş yavaş sınıf dolarken Belinay bu sırada en öne oturarak son kez bize gülümsedi ve önüne döndü.
Gerçekten güzel bir gün geçiriyordum.
En azından yeni arkadaşlarımı kolay edinebilmiştim ve kimse beni dışlamamıştı...
Öğlen arasına girmiştik. Bundan sonraki 3 ders boştu.
Öğretmenlerin hepsi toplantıya gittiği için okula sadece biz olacaktık.
Aslı ve Belinay beni kafeteryada beklediği için hızla kızlar lavabosuna girerek işimi hallettim. Ellerimi yıkayarak tam çıkacağım sırada açılan kapıdan giren kızlara baktım.
Geçmelerini beklerken, göz devirmemek için kendimi zor tutuyordum şuan.
"Çekilirseniz geçeceğim."
Kızlardan biri beni içeriye doğru itelerken diğeri kapıyı kapattı.
3 kişilerdi ve üçüde önüme sakız çiğneyerek durdu.
Güldüm.
Iyy, ergen patlaması yaşayacağız galiba.
"Gökay'dan uzak dur!" dedi ortadaki kız.
Kollarını göğsünde bağlarken, karın ağrısını anlamıştım.
Yanlarından geçeceğim sırada bana bağırmasıyla ve saçımı tutup çekmesiyle gidemedim.
"Sana bir şey söyledim! Duymadın galiba."
Ellerim titremeye başladı.
"Gel lan buraya!"
"Baba lütfen yapma!" Tuttuğu ve çekiştirdiği sarı saçlarımla canımı oldukça yakıyordu.
Bir anda arkadan tekme atmamla biri gelip yüzüme tokatı bastı.
Diğeride bana vuracağı sırada karnına tekmeyi atmamla yere düştü.
Saçımı çekiştiren kız tekrardan saçımı tutacağı sırada bu sefer ben onun saçını tutup aşağıya doğru çektim.
Çığlığı basmasıyla dudağım yana kıvrıldı.
Titreme Günce, titreme.
"Bana bak, istediğiniz zaman gelip benim önümü kesemezsiniz. Asıl sen Gökay'dan uzak duracaksın!"
Saçını aşağıya aniden çekerek onu yere düşürdüm.
Bana tokat atan kıza bir tekmeyi basarken yere düşerek kafasını duvara çarptı.
Ağzından acılı bir ses yükselirken tiksintiyle onlara baktım.
"Gökay'dan uzak durmazsanız, sadece böyle kalmazsınız. Sizin o döşenmemiş bir yerlerinize değişik şeyler döşerim. Birinizi onun yanında göreyim, okuldan atılmakla kalmaz hepinizi okula rezil ederim. Duydun mu lan beni!?"
Yerdeki kızın kolunu sıkıca tutup dönderdim.
Kolunu kıracağım zaman acıyla "Tamam!" diye bağırdı.
Onu sertçe bırakarak arkama döndüm.
Aslı ve Belinay telaşlı ve korkuyla bana bakarken başımın dönmesiyle sendeledim.
İkisi aynı anda koluma girerken lavabodan çıktık.
Beni değişik bir titreme sokarken, kalbim acımaya başladı.
"Günce'm, kendine gel!"
"Lütfen yapma baba!"
Kolumu tuttu ve çevirdi. Acıyla çığlık atarken bağırdığım için karnıma tekmelerini tekrardan geçirdi.
"Baba!"
"O...ona benzedim."
Sesim bana bile zor ulaşırken, beynimdeki ses benim üvey babam gibi olduğumu söyledi.
Yüzüme çarpan bu sözler kalbimi daha da çok ağrıttı.
"Ben ona benzedim. Ben ona benziyorum."
"Günce!"
Başım deli gibi zonklarken kafamı tuttum.
Ona benziyorsun Günce
Onun gibi kötü kalpli biri oldun
Ben onun gibi olmuştum.
"Günce!"
Gökay'ın sesi bütün sesleri sildi beynimden. Hızla göz yaşları içinde ona baktım.
Kızların kollarından ayrılarak, kararan gözlerime rağmen ona doğru koştum.
Boynuna atlamamla ağlamam şiddetlendi.
"Çok korktum."
"Ben yanındayım bebeğim, korkma."
🎀YAZAR'DAN🎀
Kızlar endişeyle sarılan iki kişinin arkasından bakıyordu.
Günce ile yeni tanışmışlardı ama ikiside sanki onunla 40 yıldır tanışıyorlarmış gibi hissediyordu.
Günce'nin saçlarını okşayıp sürekli öpen Gökay arkadaşlarına baktı.
Sıkıntılı bir nefes çekti içine.
9 lardan duyduğu şeyle kendini bu katta bulmuştu.
'11'lerin katındaki kızlar lavabosunda kavga var! Sarışın biri çok fena 3 kişiyi dövüyor!'
Sarışın diyince ilk olarak aklına kardeşi Günce gelmişti.
Ona bir şey olmasını istemiyordu. Üstelik birde daha ilk günden..
Gökay bu sefer Aslı'ya çevirdi bakışlarını. Ondan 4 senedir hoşlanıyordu ama hep içinde yaşamıştı aşkını. Ne sormuştu ona, nede söylemişti onu sevdiğini.
Gökay kollarındaki Günce'ye geri dönerek onu kendinden ayırdı.
Her yeri bembeyazdı.
"Aslı rica etsem, su getirebilir misin?" dedi Gökay.
Günce'yi koltuklardan birine oturttu ve kendiside önünde dizlerinin üzerine çöktü.
Kardeşinin göz yaşlarını silerek gözlüğünü düzeltti ve önüne gelen sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.
Aslı suyun kapağını açarak arkadaşı Günce'ye içirmek için uzattı. Günce hiç sorgulamadan titreyen elleriyle Aslı'nın elini tuttu ve suyu içti.
Belinay'da diğer yanına geçerken Günce ona bakarak hafifçe gülümsedi.
Yavaş yavaş kendine geliyordu.
Gökay derin bir nefes alarak hala Günce'ye bakmaya devam etti.
Bir anda açılan lavabo kapısıyla içerdeki 3 kişiye döndü.
Ortadaki kız kendisine acıyla bakarak ölümcül bakışlarını Günce'ye atmaya unutmadı.
Bu, burada bitmeyecekti. Aklına kazımıştı, Günce'yi öldürecekti.
Gökay sinirle ayağa kalkarak kızların önüne geçti. İkisi korkuyla bir adım gerilerken Eda onun gözlerinin içine baktı.
Eda ona elini uzatacağı sırada Gökay sinirle onun kolunu tutarak sıktı.
"Bir daha, sizi Günce'nin yanında görürsem okul hayatınızı unutun."
Eda acıyla inleyerek kolunu sıkan ele baktı.
Aralarında ne vardı da ikiside birbirini koruyordu?
Gökay'ıma benden başka kim yaklaşmaya cüret edebilirdi ki?
Aslı'yı bile uzaklaştırmıştı ondan.
"Çevremde ki insanlara zarar vermekten gurur mu duyuyorsun Eda? Seni doğduğun yere geri sokmama az kaldı, bu sana son uyarım. Eğer seni bir daha Günce'nin yanında görürsem, onun saçının teline bir zarar gelirse senden bilirim. Şimdi kaybol!"
Üçü de katı terk ederken Gökay derin bir nefes alarak koltukta oturan kardeşine baktı.
Daha ilk günden onun bunu yaşamasına ve üzülmesine gerek var mıydı?..
💫✨💫
Yazım hatalarım varsa affola.
Sarı civcivlendinizz!!
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 75.88k Okunma |
5.42k Oy |
0 Takip |
34 Bölümlü Kitap |