
İyi okumalaarr canlarmmm
..
💫✨💫
GÜNCE'DEN
Eve geldiğim gibi kendimi yatağa atmıştım. Tabi Aslı beni aramıştı. Onunla bol bol sohbet etmiştim.
Hem birbirimizi daha iyi tanımış, hemde günü konuşmuştuk.
Canım o kıza sıkılmamıştı. Benim canım o an kendimi kaybetmiş olmam ve üvey babaya benzememdi.
Tabiki de artık onu unutmam gerekiyordu ama, geçmişi hemen unutamazdık.
Yağmur yağmaya başlamıştı. Bense odamda yeni test kitaplarımla bakışıyordum.
Bütün zamanı 6 buçuk aya sığdırmam ve yoğun bir şekilde ders çalışarak iyi bir yere girmem gerekiyordu.
Eğer mezuna kalırsam yeni konuları çekmek istemiyordum. Bu konuları anlama kapasitem beni zaten zorlayacaktı. Bir de yeni şeyleri beynime toplayamazdım.
Derin bir nefes alarak kalemliğimden pembe kalemimi çıkardım.
Annemle ne ara bana kırtasiye alışverişi yapmıştık hatırlamıyordum.
Yaptık işte.
Evet.
"Hadi bakalım, bittin lan matematik şeysi seni!"
Test kitabını açarak yaptığım tekrarlara ve özetlere göz atıp testleri çözmeye koyuldum...
🎀
Yaklaşık 5 saattir ders yapıyordum. Babam odama gelip bana bir meyve tabağı verip ve birazda beni övmüş, gitmişti.
Az önce yaklaşık 2 saat matematik çözmüştüm. 2 saatimi tarihten bir konu ve özet çıkarmaya, üstelik birde yeni konuya ön bir şekilde hazırlık yaparak bu zamanıda böyle değerlendirmiştim. Şimdi bu 1 saatte ise tarih sorusu çözüyordum ama sıkılmıştım.
Zaten nasıl bu kadar hiç ara vermeden çalışmıştım bende anlamamıştım.
Motivasyonun gözü kör ola.
Nerden gelmişti anlık bu çalışma isteğim.
"Kafama taşmı düştü yarabbim?"
Annemde bir ara odaya gelip bana bakmıştı. Laf arasında Gökay'ın da arkadaşlarıyla oyun oynadığını söylemiş ve gitmişti.
Son soruyu da belirli bir cevabı işaretleyerek kontrol ettim.
Ya işte tarih gibi kızım diye boşa demiyordum.
"Full!"
Testin kapağını kapatarak oturduğum koltukta geriye yaslandım ve televizyonumu açtım.
Meyve tabağımıda dizlerimin üstüne alırken koltukla biraz geriye çekildim ve iyicene kurularak bir dizi açtım.
Paralarımı biriktirip kendime bir laptop alsam iyi olurdu. Nasıl olsa üniversitede de lazım olacaktı.
Telefonum artık kasmaya başlamıştı.
İçinde mal mal şeyler var çünkü.
Sus!
Meyvelerimi yavaş yavaş yerken istemsizce onu düşündüm, Pars'ı..
Gelmemişti o gün, oysaki orada olacağım demişti bana. İltifat etmişti.
Neden gelmediğini henüz sormamıştım, çünkü hiç konuşmamıştık. Ne o yazmıştı, ne de ben.
Onun yazmasını mı bekliyordum?
Belki de evet.
Aramızda bir şey yoktu, fazla abartmaktan korkuyordum galiba. Onun kalbini kırmaktan çekiniyordum.
Ona karşı hissettiğim şey normal değildi çünkü.
Yazmalıydım aslında, ufakta olsa belli etmeliydim bence ona olan sevgimi.
Anlarmıydı ki hemen?
Yaz kız.
Siz; Pars
İyi misin?
Görüldü
Yazıyor...
Kahramanım; Günce ben özür dilerim. O gün, senin en güzel gününde yanında olmayı çok isterdim ama olamadım.
Bir tanıdığım rahatsızlandı ve ben onunla ilgileniyorum.
Hatamı telafi edeceğim söz veriyorum.
Özür dilerimm.
Siz; Sakin ol, seni merak ettim.
Sadece nasıl olduğunu bilmek istedim, çünkü bende o gün seni bekledim.
Geçmiş olsun, ne zaman iyi olursan konuşalım.
Kahramanım; Teşekkür ederim güzelim (:
Siz; Rica ederim
İyi geceler
(:
Kahramanım; Gecen hep iyi geçsin..
Uygulamadan çıkarak azalan şarjıma göz devirdim.
"Sadece 2 dakika baktım ulan, hemende naz yaptı. Hızlı inme artık, çakacam!"
Sabır çekerek koltuktan kalktım ve tabaktaki iki meyveyide ağzıma attım.
Arkama dönerken kapıda beni gülerek izleyen iki abi beklemiyordum.
Alper abim ve Sercan abim.
Ağzımda iki meyve olduğu için yanaklarım şişti.
Şirince ikisine gülümseyerek terliklerimi ayağıma geçirdim ve ikisine doğru paytak adımlarla ilerledim.
Karnımda ağrıyordu nedensiz bir şekilde.
Umarım adet olmazdım, hafta sonu ilk gün olmak isterdim.
Okulda çekilmez oluyordu bu ağrı.
Doğru ya, ben karnımın ağrıdığını bile yeni fark etmiştim.
Salak.
"Naber abilerim?" dedim ağzımdakileri bitirirken.
İkiside birbirine bakıp güldü. Birisi saçımı karıştırırken diğeri elimdeki tabağı almıştı.
"Çalıştın mı dersine?"
Sercan abim yeni gelmiş olmalı ki üstünde hala takımıyla duruyordu.
Alper abim ise bu ara dediğim gibi yoğundu, pek görüşemiyorduk.
Ona bu gece bir sürpriz yapacaktım, yanında yatmam gibi.
Ohh, o hayran olunası kaslarını görecektik işte.
Ayol harika hissediyorum ya ben.
Günce'nin harika planları diye de başlık atacağım.
Süperiz.
Sercan abim üstünü değiştirmek için odasına giderken Alper abimde beni kolunun altına almıştı.
Aşağıya iniyorduk.
Elindeki tabağı almak için yeltensemde izin vermemiş ve mutfakta yıkayıp yerine koyarak tekrardan yanıma geldi.
"Yedin mi meyvelerini bakim?"
Sorduğu soruya göz devirmemek için kendimi zor tutarken "Yok yemedim, yarısı daha tabaktaydı!" gülmeye başlamasıyla, burnumu iki eline sıkıştırarak sıktı.
"Dalga geçme kızım abinle, ne var sanki anlık kafam dalmışsa?"
Salona geçerken yine her zamanki gibi Gökay ve Çınar kavga ediyordu.
Masada babamla beraber oturan Kutay önemli bir konu konuşuyorlar gibi duruyordu.
Annem ise koltuklardan birine uzanmış uyukluyordu.
Ne manyak bir aileydik bir böyle. Hepimiz farklı alemlerdeydik valla.
Yani şimdi 3 tane öküzün içinde nasıl uyuyorsun annem.
Vah annem, vay annem.
Abimden ayrılarak Gökay ve Çınar'ın önünde durdum.
"Yine mi kavga ediyorsunuz?"
İkisinin ortasına kendimi atarken karın ağrımla anlık sızlandım.
Ani hareket yapınca bıçak şaplanmış gibi ağrı girmişti, şakamığ!.
"Sana eşyalarıma dokunma dedim!"
Elimi alnıma vurarak ikisinin ortasına kurulduğuma pişman oldum.
Ne kıymetli eşyanız var sizinde amk.
Ay, pardon.
Siktir et.
Bozulma iç ses, bozulma.
Annem gözleri kapalı bir şekilde "Az ötede çığırın, sizi çekemiycem!" diye söylendi.
Hatta onunla kalmamış ayağa kalkmıştı bir anda. Gökay ve Çınar'ın kafasına bir tane indirerek başını tuta tuta çıkmıştı salondan.
"Ben bir bakayım, başı ağrıyordu." diyen babamda sinirle ikiliye bakmış ve salondan çıkmıştı.
Neden yorgun gözüktüğü anlaşılmıştı şimdi.
Dudaklarım ister istemez büzüşürken iyi olması için çoktan dua etmeye başlamıştım.
O çekmesindi ağrı, ben çekerdim.
O benim canım annemdi. Hayatımda bana tek anne olan kadındı o.
Hayatımdaki tek annem.
Biraz oturmuştuk salonda. Uykum geldiği için yatmaya karar vererek odama çıktım.
Televizyonumu kapatarak çantamı düzenledim ve lambamı kapatarak tekrardan odadan çıktım.
Adımlarn hızlı bir şekilde Alper abimin odadına ilerlerken kapıyı çalmadan içeriye girdim.
Tişörtsüz bir abi bana bir anda önünü dönerken yutkundum.
Yani ne yapayım abi, kas görüpte düşmeyen biri yoktur herhalde. Tabi biraz da çapkınsanız..
"Ne oldu güzelim?" diyen Alper abim yatağını açtı.
Niye bu kadar karizma duruyorsun be abi.
"Kardeşin olmasam, sana yürürüm yakışıklım!" diyerek yanağından parmak uçlarımda yükselerek makas aldım.
Bana saşkınca bakarken hızla yatağa girdim ve yana kaydım.
Kendine sonunda gelmiş olacak ki lambayı kapatıp yatağa uzandı.
Pencereden giren ışık bize yetiyordu.
Hava yağmurlu olduğu için kapalıydı.
Abime biraz daha sokularak, bir elimi karnına koydum.
Kasları doğrudan benimle iletişime geçerken orayı okşamamak için kendimi zor tuttum.
"Aşık mı oldun bana?" diyen abime baktım alttan alttan.
Dlaga geçtiği besbelli ortadaydı.
Sanada yakışıklı dedik hemen kudurdun.
"Egolandı."
Güldük ikimizde.
Saçlarımı derin bir şekilde öperek, okşamaya devam etti.
Uykum deli gibi bir anda bastırırken gözlerimi kapattım.
"İyi geceler minik kelebeğim."
"İyi geceler abiş!"
....
💫✨✨💫
Yazım hatalarım varsa affola. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlar.
İyi akşamlar yada iyi günler 🤭
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 75.87k Okunma |
5.42k Oy |
0 Takip |
34 Bölümlü Kitap |