29. Bölüm

🎀 28. BÖLÜM 🎀

Ebrar
ebrrqry

İyi okumalar canlarım 🤠

..

✨💫✨💫

YAZAR'DAN 🎀

Günce elindeki çorba kasesini ağzına kadar doldurarak tepsiye koydu ve mutfaktan çıktı.

2 kasede babaannesi ve dedesine götürmüştü. Bu çorbayı et suyuyla ve bolca sevgisini katarak yapmıştı.

Merdivenlerden yavaşça yukarıya çıkarak Gökay'ın odasına doğru ilerledi.

Arkasında onu izleyen bir baba ve anne farketmeyerek yapıyordu bunları.

Gökay'ın kapısını yavaşça açtı ve hala uyuyan Gökay'a baktı.

Lambayı yakarak kapıyı kapatmadan tepsiyi yavaşça masaya koydu.

Yatağa yavaşça gidip oturdu ve elini Gökay'ın alnına koydu.

"Ohh, çok şükür yarabbim. Ateşi dinmiş, korktum şapşal!"

Güldü kendince dediğine. Annesi ona büyük bir gülümsemeyle bakarken babasıda hayranlıkla bakıyordu kızına.

Kim bilir kendileriyle büyüse daha ne yaptığını göreceklerdi onun.

Günce gerçekten güzel bir hayatı hak ediyordu.

Gökay'ı uyandırdı sakince.

Gökay yarım yamalak gözlerini aralarken karşısında ona melül melül bakan bir Günce beklemiyordu.

Sabahkine göre daha iyi hissetsede vücudu hala ağrıyordu.

"Hadi kalk, sana çorba yaptım."

Gülümsedi Gökay ve "Yerim senin o kalbini." dedi.

Günce onun yanağından öperek yatakta doğrulmasına yardımcı oldu ve masadaki tepsiyi alarak tekrardan önüne oturdu.

Gökay'ın dizlerine tepsiyi koydu ve kaşığı üfleyerek Gökay'a uzattı.

Hiç sorgulamadan ağzına çorbayı almasıyla gülümsedi Günce.

"Nasıl olmuş?"

"Çok güzel olmuş bir tanem, teşekkür ederim."

Annesi dolu gözleriyle kapıdan hızla ayrılarak aşağıya indi. Daha fazla izleyemezdi onları, duygulanmıştı.

Metin beyde karısının arkasından ilerlerken kapıda Alper ve Kutay durmuş onları izliyordu. Çınar ve Sercan'da dahil olmuştu onlara.

Hepsi Günce'ye bakıyor ve asla ondan gözlerini ayırmıyorlardı.

Ne kadar da güzel bir şeydi bir kardeş sevgisi. Bir kardeşleri vardı onların, geçte bulsalar birbirlerini seviyorlardı Günce'yi.

GÜNCE'DEN 🎀

Son çorba kaşığınıda Gökay'a uzattım. Onuda içmesiyle tepsiyi önünden alarak masaya koydum. Arada ekmek bölerekte vermiştim karnı tok olsun diye. Sonuçta biz yemiştik akşam yemeği ama o yememişti. İçime sinmiyordu böyle olması.

Bende bu yüzden az yemiştik yemek masasında. Boğazımdan geçmemişti Gökay'sız.

Onun için getirdiğim ilaç kutusunu alarak etejerinde duran su bardağını ona uzattım.

"Buda grip ilacıymış, Fatma abla vermişti."

Gökay elimdeki ilacı alarak ağzına attı ve sudan bir yudum alarak yuttu.

Suyu komple bitirirken elindeki boş bardağı alarak tepsiye koydum.

"Ben bunları mutfağa gö-"

"İyi ki varsın güzelim. Gel yanıma boşver şimdi onu."

"Yaa" dedim heyecanla.

Kendimi yatağın diğer tarafında bulurken beni kendine çekerek yastığa kafasını koydu.

"Sende iyi ki varsın yakışıklım."

Burnuma vurarak "Çen büyüdünde abine mi bakıyoçun?" demesiyle sinirle kalktım göğsünden.

"Sana da iki ilgi göstermeye gelmiyo. Şımarıyorsun hemen, gidiyorum ben ya. Abiymiş, benden sadece 3 dakika büyüksün!"

Yataktan kalkacakken beni yine tutarak kendine çekti.

"Sus bakim, abilere cevap verilmez!"

Oflayarak göğsüne başımı koydum.

Söylesekte anlamıyordu ki, o yüzden daha bir şey demeyecektim.

"Seni çok seviyorum Günce'm."

"Bende seni çok Gökay'ım."

"Abi"

Koluna vurmamla gülerek başımdan öptü. Bunu birazda öksürerek yapmıştı. Bende güldüm ve elini sımsıkı tuttum...

🎀

Bugün okula tek gelmiştim. Gökay henüz tam iyileşmediği için okula gelmemişti.

Sabah beni bırakan kişi Kutay abimdi.

İlk defa motora binmiştim. O yüzden üzerinden indiğimde dizlerim titrediği için ayakta rahat duramamıştım. Korkmuştum ama bir yandanda çok heyecan verici olduğu için sevmiştim motoru.

Haftaya sınavlarımız başlayacaktı. Sonra 15 tatile kadar okulda etüt saatlerimiz olacaktı.

Kızlarla o hafta çalışmaya karar verdiğim için okula gidip gelecektim o haftada.

Dün 200 soru çözmüştüm. Bu yüzden abimin tabletide yanımdaydı. Test kitabım olmayınca internetten çözmüştüm tüm soruları.

Bugün öğlen arası kızlarla voleybol oynamaya karar vermiştik. Öğlen aramız bugün 1 saatti.

Daha sonra Aslı'ya biraz matematik çalıştırma konusunda söz vermiştim. Bu sefer Ömer ve Oğuz'da çalıştırmamı isteyince bizim evde toplanmaya karar vermiştim.

Ama tabi Cumartesi'ne ayarlamıştık bunu.

Gözlerim git gide kapanırken oflayarak sıraya başımı koydum.

Fizik dersini oldum olası sevmemiştim, neden böyle bir ders olurdu ki?

Aşırı saçmaydı!

Gözlerim kapanırken hocanın sesi kulaklarımda bulanıklaştı. Sesi tamamen giderken kendimi karanlığa bırakmam uzun sürmedi.

"Günce!"

Bir anda sıradan ani bir şekilde sıçrarken, hocayı seçmeye çalıştım.

"Gel buraya!"

Bu ingilizce hocasının sesi olmalıydı.

Anlık bir telaşla sıradan kalkarken ayağım takılmış ve yere düşmüştüm.

"İyi misin Günce?" Aslı'nın elini kollarımda hissederken ayağa kalktım.

Elime bir şey tutuştururken gözlüğümü taktım ve hocaya baktım.

"İyi misin?"

Başımı salladım Çisem'e.

İki ders uyumuş olmalıyım ki şuan İngilizce dersine girmiştik.

"Bir şeyin var mı?" dedi Zehra hoca.

"Özür dilerim hocam, uyuyakalmışım."

Zehra hoca anlayışla omzuma dokundu.

"Bir daha olmasın, oturabilirsiniz."

Saçlarını savurarak yerine geçmesiyle herkes oturdu.

Yere düşen kalemlerimi toplayarak bende yerime oturdum.

"İyi misin kız cimcime!?"

Ta öbür sıradan bana bağıran Vural'a bakarak gülümsedim.

Herkes gülerken "İyiyim" dedim.

Vural bana hep cimcime diyordu, lakabım buydu. Komik geliyordu böyle demesi ama alışmıştım.

"Ben fizik hocasının önemli dediği her yeri not aldım belki çalışmak istersin diye."

Aslı'ya döndüm.

Benim önüme koyduğu deftere bakıp gülümsedim.

Ya sen şapşikmisin!?

"Yerim kızım seni, yerr!!"

Hızla onun tombul yanaklarını sıkarak iki yanağından da öptüm.

"Kurban olduğum tipini yerim senin!"

Anlık yaşadıgım bu sevgi patlamasına alışık olmadığı için oldukça afallamıştı.

"Maymun tipli." Arkamdakiler bunu diyip gülerken Aslı yine sessizce önüne döndü. "Kes sesini!" dedim kendimi tutamayarak.

Üç kişide bir anda susarken Yağız'a göz devirerek önüme döndüm.

Geri kafalı, beynini siktiğimin götü.

Bir tane çakacam en sonunda görecek maymunun en alasını.

Tipine sıç-

Sakin!

Sonunda hoca derse başlarken derin bir nefes verdim ve dinlemeye başladım...

 

Soyunma odasından çıkarak dışarı doğru çıktık.

Hava güneşli ve çok soğuk olmadığı için dışarda oynamaya karar vermiştik.

Aslı bizi kenardan izleyecekti, oynamak istememişti. Bende her ne kadar oynamasını istesemde zorlamamıştım.

Biraz çalıştıktan sonra maç gibi bir şey yapacaktık kendi aramızda.

Belinay, Fidan, Çisem, Pelin, Tuana ve ben vardık şuan sahada.

Bizim sınıftan diğer 3 kız daha gelecekti şimdi.

Zeynep, Gizem, Eylül, Rana, Ceren ve Helin.

Fidan başı kapalı, siyah gözlü bir kızdı. Pelin ise en arkada oturan ve hiç konuşmadığım bir kızdı. Çok naif duruyordu. Önceden benim olduğum gibi, onunla sadece soyunma odasında konuşsakta iyi anlaşabileceğimizi düşünüyordum.

Tuana ise ağırlığını ortaya koyan bir karaktere sahipti. Koruma iç güdüsü oldukça açıktı ve herkese cevabı hazırdı. Oda bizim sınıftaydı ama onunlada konuşmamıştım.

Tıpkı Pelin'le olduğu gibi onunlada soyunma odasında tanışmış ve konuşmuştuk.

Rana, Ceren ve Helin'de bizim sınıftaydı. Diğer üç kişi ise C sınıfındandı. Rana ve Ceren'ın arkadaşlarıymış.

Rana kıvırcık, siyah saçlı bir kızdı. Ne yalan söyleyeyim onu hiç sevememiştim. Nedense itici gelmişti ama ön yargıylada yaklaşmak istemediğim için bir şey demiyordum.

Ceren'de Rana gibiydi. İtici gelmişti bana.

Helin'le ise azda olsa iyi anlaşmıştık. Oda gereksiz derecede ortamı germişti anlık ama şuan bir şey yoktu.

Diğer üç kişiyi tanımıyordum, sadece isimlerini Öğrenmiştim.

Biz kendi aramızda öylece paslaşırken çoktan ısındığımı hissetmiştim.

Diğerleride çalışmalarını bitirirken kendimizce takım kurduk.

Biz 6'lı onlar 6'lı bir takım olacaktı.

Biz yine aynı bu ekip şeklindeydik. Zaten onların takımında olmadığım için kendimi daha rahat hissetmiştim.

Maçı cidden kurallarına göre oynamayacaktık. Ama 3 pasta nettik. Fileye temas yasaktı onun dışındaki diğer kuralları es geçmiştik. 1 set olacaktı, biz bir tur oynayacaktık. 23 sayıydı işte.

Pasörümüz Belinay'dı. Smaçörümüz Tuana iken Pasör çarprazıda Fidan'dı.

Ben, Çisem ve Pelin ise orta oyuncuyduk.

Bu oyunda Liberomuz yoktu.

Dediğim gibi kuralların hepsini kabul etmemiştik. Sonuçta kendi aramızda oynadığımız bir oyundu.

Hakemimiz ise A sınıfından bir erkekti. Tarafsız olacağı için onu seçmişlerdi. Eşit olmalıydı sonuçta.

Herkes yerlerini alırken ben tam Belinay'ın arkasındaydım.

Derin bir nefes alarak, esnedim ve hakeme baktık.

Maçı başlatmasıyla oynamaya başladık...

Smaç gelen top tam önümde yere düşeceği sırada son anda ayağımla engellemiştim.

Top, Fidana doğru giderken manşetle topu yüksek bir şekilde Tuana'ya kaldırmıştı.

Hepimiz Tuana'ya bakarken derin bir nefes aldık, eğer bu sayıyı alırsak geriye sadece 2 sayımız kalıyor ve eşitliği bozuyorduk.

Tuana bir anda zıplayarak topa sert bir şekilde vururken, onların duvarlarından geçmiş ve topa atlayan Rana'ya rağmen yere değmişti.

Hepimiz sayıyı aldığımız için sevinmiş ve yine ortada toplanmıştık.

Bu seferki servisi ben atacaktım.

Herkes yine yerine geçerken topu elime alarak çizginin gerisine geçtim.

Direk sayıyı alırsam geriye son bir sayımız kalıyordu.

Cidden kapışmalı ve güzel bir oyun oynuyorduk.

"Yaparsın Günce!"

Ha bak unuttum. Biz oynarken okuldaki herkes bahçeye toplanmıştı. İzleniyor olmak beni bir tık daha heyecanlandırdığı için oynayamam diye korkuyordum.

Düdüğün çalmasıyla derin bir nefes alarak topu tek elimle havaya fırlattım ve adımlarımı sayarak havaya zıpladım.

Topa bir anda vurarken top çizgiye değerek yere düştü.

Düdük sesiyle sayı yine bize gelirken şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

Oha ben az önce ne yaptım?.

"Helal be sana kızım!" diyen Tuana bana sarılırken diğerleride sarılmıştı.

"Yapamam sandım!"

Tuana saçımı karıştırarak bana onayla gülümsedi ve tekrardan herkes yerine geçti.

Tuana ablam ol kurbanın olam.

"Helal kız cimcime!"

"Yürü be aslan parçam!"

İkizler bana övgü dolu sözler söylerken bizim erkekler komple ondan farksız değildi.

Güldüm ve onlara kalp işareti yaparak önüme döndüm.

Salaklar ya.

Yine benim atmam istensede bunu istemediğim için Tuana geçmişti.

Benim servisim bikerelikti. Şimdi ardarda yaparsam ikincisini atamazdım. Sonra zort...

Servisi kullandığı gibi yerine geçerken üç pas yaparak buraya göndermişlerdi.

Manşetle gönderildiği için kolay olmuştu.

Pelin arkaya doğru giden topa koşarak gelişi güzel vurdu ve yere düştü.

Anında kalktığını fark ederken bana gelen topu hızla karşıya gönderdim manşetle.

Oyun bu şekilde dönerken sayıyı almalarıyla ortada hızla toplandık.

"Son bir sayı, daha dikkatli oluyoruz kızlar. Bu oyun bizde!" diyen Belinay'ı onayladık.

Yine yerlerimize geçerken, düdük çaldı.

Gizem sert bir atışla servisini gönderirken, yüzüme gelecek olan toptan son anda kurtulmuş ve pasla karşılık vermiştim.

Sanki hayvana vuruyor ite bak.

Şerefsiz..

Pasım yerden gittiği için Fidan son anda kendini yere atarak topa elini değdirmişti. Çisem hızla manşetle karşılık verirken top karşıya geçti.

Smaç şeklinde atılan top duvardan geçmeyip tekrardan kendi sahalarında durdu.

Yine smaçla gelirken çizgiye doğru giden topa koşmuş ve son anda karşılık vermiştim. Belinay topu güzel bir şekilde Tuana'ya kaldırırken yine aynı şekilde ama bu sefer nefeslerimizi tutarak ona bakmıştık.

Herkes, izleyenler bile sessizce beklerken Tuana yerinde zıplayarak topa vurdu ve top rakip sahaya düştü.

"Yeeesss!"

Belinay deli gibi çığlığı basarken kendimi tutamayıp yerimde zıpladım.

Bizim sınıftan gelen erkeklerin büyük çığlıklarıda onlarında yerinde zıpladığını gösteriyordu.

Birbirimizi sarılırken maçı kazandığımız için büyük bir mutlulukla gülümsedim.

Uzun süren bir sevincin ardından birbirimizden ayrılırken "Güzel maçtı, tebrik ederim." diyerek yaklaştı yanımıza Zeynep.

"Teşekkürler, sizide tebrik ederiz. Ellerinize sağlık." dedim uzattığı elini sıkarak.

Gülümseyerek sahadan ayrılmalarıyla Belinay'ın beni çekiştirmesi bir oldu.

Onun dudaklarını anlımda hissederken bu yaptığına güldüm.

"Kurban olduğum, senin o gözlüklerinii gözlerini yerim kızım, yer!"

Kahkaha atsamda soyunma odasına doğru ilerlemeye başladık.

Önümde duran hocayla afallasamda yerimde durdum.

Bana gülümseyerek bakan Onur hoca elini uzattı sıkmam için.

"Voleybol takımına hoş geldin Günce!"

Ne?..

 

💫✨💫

Yazım hatalarım varsa affola.

Sizin için birde hem Gökay'ın hemde Günce'nin okul arkadaşlarını tanıtmamı istiyorsanız bir karakter düzenlemesi yapabilirim. Yapmamı istermisiniz yoksa biz kendi kafamızda düsünürüz diyor musunuz?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Öpücüklendiniz 🎀🐣

Bölüm : 06.05.2025 12:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...