8. Bölüm

Son Pişmanlık Neye Yarar

Ecem Civelek
ecemcivelek

Saat iyice geç olmuştu ve hava soğumaya başlamıştı. Furkan'ın dışarıda olmasına içim el veremiyordu. Hâlâ eve girmemişti odamdan arka bahçe gözüküyordu fakat oradaki oturduğu masada da yoktu. İnşallah düşündüğüm şey olmamıştır umarım arabada yatmaya kalkmamıştır.

 

Sessiz bir şekilde odamdan çıktım. Endişeliydim ve vicdanım sızlıyordu. Onu o şekilde görmeye hazır değildim. Hızlı adımlarla evden çıktım arabaya doğru ilerlemeye başladım. Derin bir iç çekerek arabanın kapısını açtım. Ve onu gördüm hızlıca kolundan tutup yavaşça dürttüm ama Furkan adeta onu dönmüşüm gibi bir tepki vererek kalktı.

 

"Hadi kalk odaya gidiyoruz."dedim.

 

"Yok sen yat sonra tehtid alıyorum milletten. Pardon sevgilinden."

 

"Furkan."dedim a harfini uzatarak ve saçmalama der gibi.

 

"Prensesliğin sırası değil Furkan onu sonra da yaparsın hatta yeni gloss almıştım yarın onu da veririm sana ama şu an kalk hava çok soğuk."dediğimde arabadan hızla indi sinirlenmişti erkekliğine yedirememişti beyefendi her prenses dediğimde böyle oluyordu. Aman ne var sanki prenses dediysem prenses olmak gayet güzel bir şey. Ay keşke bende birinin prensesi olsam ya ne kadar çok isterdim. Iı yani babamın prensesi olmam bana yeter sağ olun.

 

"Ne prensesi erkek adam üşümez sırf sen üzülme diye geliyorum o odun da bana bir tehtid daha savurursa parçalarım onu haberin olsun."

 

"Tabii canım ben üzüldüm diye geliyorsun hadi hadi canım yemezler. Hee ayrıca parçalarsın aşko hatta bende yardım ederim."dedim aşırı zevk alır bir şekilde. Odaya doğru sessizce çıkmaya başladık. Vardığımızda Furkan kendini olduğu gibi yatağa fırlattı. Bende yanına geçip yattım. Artık kimse üşümediğine göre rahat uyuyabilirdim derken Furkan "Bu ne ya at şunu fazlalık yapıyor."diyerek ayımı aşağı fırlattığında gözlerimi pörtleterek yataktan fırladım.

 

"Ne yapıyorsunuz be onun da bir canı var ayıp ayıp ben sana böyle mi terbiye verdim."diye bağırmaya başladım. Sanırım Furkan bu kadar tepki vereceğimi beklemiyordum şok oldu.

 

"Sadece bir ayıydı niye bu kadar abarttın ?"

 

"Sende bir ayısın ama bak ben sana değer veriyorum. O soruyor mu buna niye değer veriyorsun diye. Hayır."

 

Ayımı yerden alıp tekrar yatağa yerime geçtim. Ayıma sarılarak yatmaya başladım. Yani normal ayıma Furkan'a falan değil evet o da ayıydı ama ben gerçek ayımdan bahsediyorum. Birkaç dakika içinde ikimizde uyuya kalmıştık.

 

...

 

Furkan'ın canice dürtmesiyle harika uykumdan uyanmak zorunda kaldım. Uyanmamak için çok çabaladım fakat nafile.

 

"Ya sabahın köründe vır vır ne sayıyorsun başımda acaba bi susar mısın artık."diye sayarak uyandım anlayacağınız.

 

"Telefonunu sustur o zaman 2 saattir mesaj geliyor bende bu saatte uyanmaya meraklı değilim herhalde kalk kapat şunu."

 

"Telefonum mu bana biri yazmaz ki kim yazmış?"

 

"Ayça telefonunu alıp kimin yazdığına bakabiliyor olsaydım emin ol ilk başta sessize alırdım telefonunu."dediğinde elimi telefonuma uzattım.

 

Telefonunu açtığımda yazan Doruk'tu ne alaka ya. İçimden 1 fatiha 3 ihlas okuyarak mesaja girdim. Ve girmemle çığlık atmam bir oldu.

 

"NEE" diyen tepkimin üzerine Furkan.

 

"Noldu kötü bir şey mi var ?"

 

"Furkan bu ne ?"diyerek ona gece yatarken bizi çekip Doruk'a atmış olduğu resmi gösterdim.

 

"Fotoğraf nolmuş ki ?"

 

"Bunu bende anlayabiliyorum niye böyle bir şey yaptın?"

 

"Beni tehtid etmeden önce düşünecekti onu o."dedi gayet soğukkanlı bir şekilde. İnanamıyorum resmen ikisinin arasında oyuncak gibi bir şey olmuştum. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Telefonumu da alıp banyoya ilerledim. Furkan ise olduğu yerde öylece kaldı.

 

Biraz düşündüm ne demeliydim Doruk'a ?

Aslında bir nebze iyi olmuştu. Onu gıcık etmek hoşuma gidiyordu. Doruk'un en son yazdığı "Bu o lavuk dimi ? Ne oluyor orada. Neredesiniz ? Ne yapıyorsunuz ?"mesajına şu şekilde cevap verdim.

 

"Dağ başında bir evde Furkan ile aynı oda da beraber uyuyoruz. Sen ne yapıyorsun diye sorucam fakat hiç merak etmiyorum. Bana hesap sormayı da, Furkan'ı rahatsız etmeyi de kes lüzumsuz varlık." Bence gayet iyi bir cevap olmuştu. Banyodan çıkıp odama yöneldim.

 

"İzin verirsen üstümü giyeceğim o yüzden dışarı çık."dedim sert ve onunla konuşmayacağım belli eden bir tavırla.

 

"Ayça bak ben ya-" derken sözünü kesip.

 

"Dışarı çık üstümü değişeceğim."dedim. Tek kelime daha etmeden dışarı çıktı. Ona sinirliydim bana sormadan nasıl böyle bir şey yapardı !

Üstümü değişip dışarı çıktım. Beni kapının önünde bekliyordu fakat onun yüzüne bile bakmadan önünden geçtim. Yani yüzüne bakmama nedenim boyunun fazla uzun olması da olabilirdi fakat haticeye değil neticeye bakıyorduk. Mutfağa ilerledim ve annemleri gördüm inanamıyorum bu saatte kendi istekleri ile kalkmışlardı. Bu insanın kendine yaptığı en büyük işkence olabilirdi. Elif abla ile birlikte kahvaltı hazırlıyorlardı.

 

"Günaydın."diye bağıran enerjik annem ve Elif ablaya karşı "Sizede."diyebildim sadece. Mutfakta koltuk vardı evet ve o koltuğa oturup telefona bakmaya başladım.

 

Yaklaşık bir saat sonra kahvaltı hazırdım. Hızlıca sofraya yöneldim. Furkan da gelmişti, yanıma yaklaşarak "Ayça."dediğinde.

 

"Yemek yiyorum Furkan mümkünse başka zaman konuşalım."dedim. Ofladığını hissettim ama umursamadım böyle bir şey yapmayacaktı. Güzel ve sessiz bir kahvaltı olmuştu. Annemler sohbet etmekten bizim sessizliğimi fark bile etmemişti.

 

 

Kahvaltı bitmişti ben yine her zaman ki gibi hamağa gitmiştim. Telefonumla oynuyordum ki Furkan geldi.

 

"Ayça bak lütfen böyle yapma amacım böyle saçma sapan şeyler değildi gerçekten."derken bir nebze üzülmüştüm evet gerçek amacının böyle saçmalıklar olmadığını biliyordum. Sadece tehtid edilmeyi gururuna yedirememişti ama eğer tehtid edildiğini ilk baştan bilseydim buna izin vermezdim. Neyse sonuç olarak o da bir hata yaptı ve bunun sonucuna katlanacak.

 

"Furkan şu an konuşmakta seni dinlemekten istemiyorum."diyebildim sadece.

 

Beni rahatsız etmek istemediğini biliyordum aslında çok iyi biriydi ama konu erkeklik olunca her şeyi yapabilirdi. Hayır bu erkekleri de anlamıyorum ki tamam en erkek sizsiniz ya. Yanımdan üzüldüğünü belli ederek uzaklaştı.

 

Biraz vicdan acısı çeksem de umrumda değildi hava hafiften esmeye başlamıştı ne biçim yazdı bu ya. Üşüdüğüm için içeri girmiştim. Tekrar mutfakta ki koltuklarda oturuyordum annemler yürüyüşe çıkmış okmalılar. Koltuklarda oturup bu sefer kitap okumaya başladım. Ay Allah'ım bana rahat yoktu acaba Furkan'a onu affettiğin söylesem de beni rahat mı bıraksa ?

 

"Ayça müsait misin ?"

 

"Kitap okuyorum Furkan."

 

"Ne zaman müsait olursan gerçekten konuşmamız gerekiyor."

 

"Furkan kitap okuyorum."

 

Biraz nazlanmış miydim? Yoksa olması gerekeni mi yapıyordum çözemedim. Ama sanırım doğruyu yapıyordum. Akşama kadar Furkan sürekli beni bu şekilde yoklamıştı ve hepsinde de konuşmayı reddetmiştim.

Tekrar hamağa inmiştim orası ne kadar soğuk olsa da çok seviyordum. İyice mayışmıştım derken uyuya kalmıştım.

 

"Ayça kalk uyan hadi burada uyuyamazsın gel odaya gidelim."diyen Furkan'ın sesine uyandım.

 

"Olanlardan sonra rahatsız olma diye seni ben götürmedim."dedi. Ay bu çocuk bu kadar düşünceli olunca ben yumuşuyordum ya. Hayır, Ayça yumuşamaman lazım kendine gel diye uyardım kendimi. Daha uyku sersemiyken " Sağ ol ben giderim odaya sana gerek yok."dedim.

 

Merdivenlerden yavaş yavaş çıkmaya başladım. Zar zor da olsa odaya varmıştım ve kendimi olduğum gibi yatağa bıraktım. Furkan da peşimden gelmişti.

 

"Furkaan."diye seslenince Furkan heyecanla "Efendim Ayça ?"dedi.

 

"Ayım yere düşmüş versene lan."dedim.

Sabır çekerek ayımı bana verdi. Ondan sonra ne söylediyse de duymamıştım çünkü ben çoktan uykuya dalmışım bile.

 

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Sabahlarken bir bölüm daha yazayım dedim umarım beğenmişsinizdir.

Bu ara okumalar baya düştü umarım tekrar artar.

Oy verip yorum yaparsanız çook mutlu olurum şimdiden teşekkürler.

Ay bu arada ben Furkana üzüldüm yani yazık çocuğa ya evet hata yaptı ama sonradan baya pişman oldu.

Bölüm : 15.07.2025 06:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...