10. Bölüm

Tur

Ecem Civelek
ecemcivelek

Furkan'ın Anlatımıyla

 

Bütün gece gözüme uyku girmemişti. Ayça'nın bu kadar üzülmesi benide perişan etmişti.Ne yapıp edip o şerefsizle konuşmalıydım.Ayça'ya halledeceğimi söylemiştim ve artık kesin çözmem gerekiyordu bu işi.

 

Zar zor da olsa uyumuştum. Sadece birkaç saat uyumuştum daha ama Ayça uyanmıştı ve benimde kalkmam gerekiyordu.Yavaşça yataktan kalktım ne yazık ki hâlâ balkon bitmemişti. Aslında Ayça ile yatmak zevkliydi ama onu rahatsız etmekten korkuyordum.

 

Ayça banyoya gitmişti bende sıramı bekliyordum. Ayça çıktığında hemen banyoya ilerledim elimi ve yüzümü olabildiğince soğuk bir suyla yıkadım ve kendime gelmeye çalıştım.Kendi dolabımdan siyah bir t-shirt ve altıma ise siyah bir eşofman aldım tekrar banyoya ilerleyip hızlıca onları giydim. Banyoda ki aynadan son kez kendime bakıp biraz saçımı düzelttim ve çıktım.Hiç Ayça'ın yanına uğramadan kapıya doğru ilerledim.Kapının yanında duran mont dolabından annemin montunun cebinde olan arabanın anahtarını aldım. Daha bu sene 18 olmuştum bu yüzden ehliyetim yoktu ama araba kullanmayı biliyordum ve burası küçük bir yer olduğu için yazlıkta sürebiliyordum.

 

Ayakkabımı giyip arabaya doğru ilerledim Ayça büyük ihtimalle hamaktaydı. Direkt arabaya bindim ve hızla bahçeden ayrıldım. Kafam çok karışıktı ve bunların tek çözümü biraz yalnız kalıp kafamı dinlemekti. Burada küçük bir sahil vardı genelde sessiz olurdu o yüzden en mantıklı yerin burası olduğunu fark ettim. Sahile doğru gidiyordum çok bir yolum kalmamıştı.

 

Sahile vardığımda arabayı bulduğun ilk boş yere park ettim zaten park yeri bulmam çok zor olmuyordu burada, genelde insanlar yürüyüş yaparak gelirdi buraya ama ben kafamı dağıtacak şeylerden birinin araba olduğunu bildiğim için arabayla gelmiştim. Denizin karşısındaki boş bir yere oturdum ve uzun uzun denizi izlemeye başladım.

 

Ayça'yı düşünüyordum, onunla olan eski anılarımızı. Çocukken ne güzel yaşıyorduk annemizden zar zor aldığımız izinle buraya geliyorduk. Birlikte oturuyorduk denizi izlerken gelecekle ilgili hayal kuruyorduk annemlerde bizi bekliyordu tüm gün. Ayça ile çok güzel anlaşıyorduk birbirimizden sakladığımız hiçbir şey yoktu ama şimdi öyle değil. Aramızda bir soğukluk var eskilerde olduğu gibi sürekli sohbet etmiyoruz, beraber dans etmiyoruz ve şarkı söylemiyoruz.

 

Ayça küçükken bana verdiği sözleri unutmuştu hiçbir zaman aramız bozulmayacak hep aynı samimiyette olacağız demişti ama değildi benden sakladığı şeyler vardı. Belki de bunlar Doruk'a karşı olan hisleriydi, belki de onları bende saklıyordu. Ama Ayça'ya gidip bunların hiçbiri ile ilgili bir şey söyleyemezdim çünkü onu üzmek istemiyordum onu üzmekten korkuyordum.

 

Onu çok seviyordum kimsenin anlamayacağı kadar çok seviyordum. O benim kız kardeşimdi. Onu için yapamayacağım hiçbir şey yoktu ama şimdi bu Doruk denen adam onu benden alacaktı.Ve bunu istemiyordum bir şey düşünmeliydim onu kurtarmam gerekiyordu bu durumdan, gerekiyorsa kavga bile ederdim ama onu istemeyeceği bir ilişkiye sokamazdım.

 

...

 

Yaklaşık iki saattir Ayça ile olan anılarımızı ve onu bu saçma durumun içinden nasıl kurtaracağımı düşünüyordum aklıma bir şey gelmişti. Doruk'u buraya çağıracaktım ve burada konuşacaktım onun Ayça'dan uzak durması gerekiyordu ve en mantıklı seçenek buydu. O adamı düşündükçe sinirleniyordum. Ne yapacağımı bulmuştum bir nebze de olsa rahatlamıştım taa ki onu görene kadar. Yeliz buraya gelmişti ama nasıl olur onlar evlerini satmışlardı. Yeliz beni Ayça'dan kıskanıp öc alıcam uğruna aldatan eski sevgilimdi. Beni görünce yanıma geldi.

"Ne yapıyorsun yoksa Ayça'yı mı düşünüyorsun ?"

 

"Ayy çok pardon Ayça'nı mı düşünüyorsun ?" dedi dudaklarını büzerek.

 

"Ne saçmalıyorsun Yeliz ?"

 

"Ay ben ne saçmalayacağım sadece beni aldatan eximi görmüşken bir hâl hatır sorayım dedim."

 

"Sorma Yeliz. Sen bana hiçbir şey sorma."dedim. Ona hakaret etmeyecektim ne kadar ayrılmış olsakta bu adamlığa sığmazdı. Yerden kalktım ve arabaya doğru gitmek üzere arkamı döndüm. Önümde gördüğüm adam Yeliz'in beni aldattığı adamdı. İçimden oldukça güçlü bir sabır çektim bu herifin ne işi vardı burada biricik sevgilisini benden korumaya mı gelmişti ?

 

"Sen baksana bana brocum."

 

"Brocum ne lan zibidi defol git yoluna adamın asabını bozma."

"Bana he sen bana mı dedin onu hıh hıh."

 

Bu adam gerçekten salaktı balon gibi hava kaçırıyordu.

 

"Sana dedim zengin züppe defol diyorum sana, sevgilini benden mi koruyacaksın ?"

 

"Bak kaşınıyorsun Furki adını çıkartma şu yazlıkta."

 

"Çıkarsana lan, hadi benim bi adımı çıkar. Furkiymiş salak salak tavırları bırakta biraz adam gibi konuş."

 

"Sen bana adam değil mi diyorsun ?"

 

"Olum sende anlama kıtlığı mı var ? Çık git belanı bende bulma."

 

"Bro sen ne diyorsun ya ?"

 

"Sen takıntılı mısın kardeşim ? Bak kavga çıkmasın diye uğraşıyorum anan baban seni hastaneden toplamasın yıkıl karşımdan."

 

"Hah beni dövecekmiş. Kabul ediyorum komik şakaydı bro."

 

"Yoluna diyorum kardeşim yoluna. Bela mı arıyorsun sen başına."

 

"Ya beni bir dövsene hıh." dedi ve ceketini çıkarmaya başladı.

 

"Olum sen benle dalga mı geçiyorsun ?" diyerek öne adım attığımda araya giren Yeliz.

 

"Hadi Bağadır gidelim boşver."dedi ve kolundan çekiştirmeye başladı.

 

"Ya cici kız bekle nasıl dövecekmiş beni görelim bi hadi." dedi. Yeliz'in biraz daha çekiştirmesi sonucu gitmeye başladılar.

 

"Hadi cici oğlan adam ol hadi." dedim ve arabaya doğru ilerlemeye başladım.

 

Cebimden çıkardığım anahtarla arabayı açtım ve içine yerleştim. Eve gitmek istemiyordum bu sinirli halimle yanlışlıkla Ayça'ya patlamak da istemediğim için arabanın içinde sadece oturdum.Telefonumu arabada bırakmıştım, telefonumu açtığımda bir sürü bildirimin geldiğini gördüm. Ve aklıma direkt Ayça'nın panik atağı geldi. Telefondan hemen Ayça'yı aradım.

 

Ay Çiçeğ'im aranıyor...

 

"Alo Furkan nerdesin sen arıyoruz açmıyorsun ? "

 

"İşim vardı Ayça şimdi telefonu elime aldım iyiyim ben merak etme ama bugün geç geleceğim eve haberin olsun annemlere de söylersin."

 

"Furkan iyisin dimi ?"

 

 

"Evet Ayça iyiyim arabayla turluyorum sadece."

 

"Ee beni niye çağırmadın hem yemekte yemedin aç aç ne yapıyorsun o kadar saattir ?"

 

"Ayça'm aç değilim ve iyiyim sadece gezmeye çıktım."

 

"İyi tamam telefonunu sessize alma merak ediyoruz sonra."

 

"Tamam almıyorum. Hadi görüşürüz."

 

"Görüşürüz canımm."

 

Telefonu kapatıp yan koltuğa attım. Arabayı sürüyordum ama boş boş sürüyordum. Biraz ileride duran İsmail amcayı gördüm ve arabayı park edip aşağıya indim.İsmail abi buradaki simitçiydi çok iyi adamdı her geldiğimde yanına uğrardım.Küçükken Ayça ile hep sahile gitmeden önce İsmail amcanın yanına gelirdik. Çok küçüklükten beri tanıyorum onu sohbeti de çok sarardı.

 

"Oo naptın aslan parçası ?"

 

"İyidir İsmil amca koşturmaca hep. Sen neler yaptın ?"

 

"Ne yapayım ben oğlum hep aynı iş güç."

 

"Allah yardımcın olsun amca. Bana iki simit verebilir misin ?"

 

"Tabii oğlum hemen veriyorum."

 

 

İsmail amca simitleri poşetleyip uzatınca cebimden çıkardığım parayı uzattım.Simit poşetini de aldıktan sonra vedalaştık ve ben tekrar arabaya bindim.Arabayı biraz daha sürdükten sonra çocuk parkının olduğu yerde durdum burası çimenlik bir alandı ama ben arabadan çıkmamayı tercih ettim. Arabada İsmail amcadan aldığım simitleri yemeye başladım.

 

Artık hava kararmıştı, elimdeki simitleri bitirip eve doğru gitmeye başladım.Aklımda sadece tek soru vardı Doruk'u buraya nasıl çağıracaktım ? Benim oraya gitmem neredeyse imkansız gibiydi arabayı alıp şehire çıkamazdım tek çare onun buraya gelmesiydi. Artık onunda bir yolunu bulacaktım amacım en hızlı şekilde o çocuğa olan biten her şeyi anlatıp Ayça'nın hayatından defolmasını sağlamaktı.

 

Eve gelmiştim yavaşça bahçeye arabayı park ettim. Yan koltukta duran telefonumu elime alıp arabadan indim. Önce hamağın oraya doğru gittim Ayça genelde burada oluyordu. Ve evet, şimdi de buradaydı ama uyumuştu. Onu bu saatte uyandırıp uykusunu bölmek istemediğim için telefonumu eşofmanımın cebine koydum ve onu kucakladım.Hafif irkilsede uyanmamıştı, burası güvenli bir yer olduğu için kapıyı kilitlemiyorduk direkt açabiliyorduk zaten bahçenin girişinde bir kapı vardı o yeterliydi.

 

Eve girdiğimde yavaşça odanın kapısını açtım ve Ayça'yı yatağa koydum. Hava esiyordur belki de üşür diye üstünü de örttüm.Hemen dolabımdan pijamalarımı çıkarttım ve banyoya ilerleyip onları giydim.Tekrar odaya geçtim ama bu sefer Ayça'nın yanına yatmadım.Yorganların bulunduğu yatakta iki tane yorgan aldım birini yere serdim Ayça'nın yanında duran yastığımı alıp yorganın üstüne attım.Diğer yorgan ile de üstümü örttüm ve yatmaya başladım. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyordum ama yapmıştım işte. Bugün olanları düşününce kafam tekrar karışmıştı.

Yeliz neden buraya gelmişti ?

O çocukla aynı evde mi kalıyordu ?

Bunu düşünmek bana kalmamıştı ama ne kadar eski sevgilimde olsa o adam iğrenç pisliğin teki Yeliz'e bir zarar verir mi diye düşünüyordum. Bazı hatalar affedilmez ama bazı yaralar o hataları görmezden gelecek kadar kötüdür...

 

 

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Bölüm bittiiiiiii. 🎀

Umarım beğenmişsinizdir bu erkek ağzından yazdığım ilk bölümdü umarım güzel olmuştur.

Furkan hakkında ne düşünüyorsunuz ?

Sizce Furkan iyi biri mi ?

Kitaba oy vermeyi unutmayyım özellikle de yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Yorum da yaparsanız çok sevinirimm.🎀💝

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 25.07.2025 07:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...