Kapı hafif gıcırdayan bir sesle açılır ve içeriye siyah maskeli bir adam girer. Adamın sadece gözleri gözüküyordu karanlıkta başka hiç bir yeri gözükmüyordu.
Eren hemen beni geriye doğru çeker ve önüme geçer adama zümrüt yeşili gözlerini belertir.
Eren: Ne için soruyorsun bilader?
Adam Eren'e doğru sırıtır ve tehdit edercesine.
Adam: Sen yediğin dayaktan bir şeyler öğrenmedin galiba, iki gün daha dayak yemek ister misin?
Eren sanki beni korumak istiyormuş, benim zarar görmememi istiyormuş gibi adama tekrar diklenir.
Eren: İstersen beni tekrar iki gün döv, aç ve susuz bırak, istiyorsan en ağır işkenceleri et sesimi çıkartmam, ama söz konusu Azra olursa, elinden geleni ardına koyma Azra'nın saçının teline bile zarar gelirse işte o zaman sizin ağzınıza sıçarım!!
Şokla Eren'e bakarım böyle bir tavır sergileyeceğini tahmin bile edememiştim.
Adam: Çok iddalı konuşuyorsun delikanlı, aynı benim gençliğimsin valla.
Eren sertçe adama bakmaya devam eder.
Eren: Ben asla senin gibi başkasının köpeği olmam.
Adam dalga geçer gibi gülümser.
Adam: Yok sen harbi tam benim gençliğimsin ben de aynı senin gibi bu odaya kapatılmıştım, yanımda arkadaşlarım vardı;
Adam: Aynı şu senin korumaya çalıştığın kız gibi, aşık olduğum bir kız vardı ama bak şu an neredeyim?
Eren: Ben senin gibi testlim olacak iğrenç bir pislik değilim.
Adam: O kadar emin konuşma, baban da hep öyle derdi.
Eren sertçe adamın boynuna yapışır ve sıkmaya başlar.
Eren: Bir daha sakın o adamdan bahsetme, o benim babam değil ve asla da olmadı!
Çınar, Ebru ve Batu uyanır ve Eren'den adamı ayırmaya çalışırlar.
Çınar: Eren tamam öldürüceksin adamı!
Adam ise hiç bir şey yapmadan gururlu bir bakışla Eren'e bakıyordu. Eren ise en sonunda adamı bırakır ve zümrüt yeşili gözleri'ni tekrar bana diker, benim önümde beni korumak istercesine durur. Adam ise gülümsemesini devam ettirir.
Adam: Sana normalde acı çektirmek istemiyordum ama beni çok zorladın delikanlı.
Adamın arkasından iki adam daha çıkar ve ikisi de iki kolumdan beni sertçe tutar.
Adam: Götürün şunu boş bir odaya 3 gün yemek vermeyin sadece su o da ölmesin diye.
Adamlar sertçe beni çekerken Eren ise bana doğru atılmaya çalışır ama nafile Çınar onu tutar.
Çınar: Eren, bir şey daha yaparsan daha kötü olacak.
Eren sertçe ve ağlayarak kolunu çekiştirmeye çalışır.
Arkamdan sertçe ve acıklı bir şekilde bağırır ama Çınar onu bırakmıyordu.
Çınar: Eren, Azra'yı bir daha görmek istiyor musun?
Eren gözü dolu bir şekilde Çınar'a baktı.
Çınar: O zaman 3 gün sabret, sayılı gün hızlı geçer.
Eren çaresizce dizlerinin üstüne çöker.
Eren: Çınar ne olur yardım et bir şey yap, ben onu 3 gün değil 1 saniye bile görmeye katlanamazken nasıl geçecek 3 gün, kim bilir ne kadar korkacak orada?
Eren: Gelemem, yapamam, Azra o odada tekken ben burada rahat olamam.
Ben ise Eren ve Çınar'ın konuşmalarını hayla duyuyordum ve dışımdan ağlamasamda içim kan ağlıyordu.
Adam: Senin delikanlı seni baya seviyormuş.
Azra: Beni nereye götürüyorsunuz?
Eren'in feryatları hayla kulağımda yankılanıyordu ben ise sakin kalmaya çalışıyordum. Adam en sonunda beni bir odaya ittirir ve arkamda kapıyı kitlerler.
Azra: Ne ittirme sevdalıymışsınız ya, normalde girebiliyorum.
Odayı hafifçe gözden geçiririm, çok küçüktü sadece küçük bir pencereyle aydınlanıyordu oda başka hiçbir ışık yoktu. Yere otururum ve düşüncelere dalarım, aklıma Eren'in gözleri düşer ve huzur bulurum bir anda, bu çocuk yanımda var olmadığında bile bana huzur verebiliyorsa ben hakkaten çok kötü aşık olmuşumdur..3
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
10.42k Okunma |
941 Oy |
0 Takip |
34 Bölümlü Kitap |