21.bolum

1yıl sonra

Alp 

Koskoca biryıl geçmişti .

Hergün olduğu gibi . Açelayanın yanına gelmiştik kızımla . Mezarlığı resmen çiçek bahçesi gibi olmuştu . Hergelişimde çiçekelri budalar sulardım . Kızımız ise artık bir yaşındaydı . Bazı kelimeleri çıkarabiliyordu . Bapa gibi. Yürüyorduda. İlk zamanlar çok zorlandım ağaldığında ne istediğini anlamıyordum ama sonralardan daha iyi anlamaya başladım .

Yazarın anlatımıyla

İtalya'da küçük bı balıkçı kasabasında yaşıyordu eşi aslan ile 1 yıl boyunca her sabah olduğu gibi bahçesindeki çicekleri suluyordu .

Güller , papatyalar , sardunyalar , laleler ve Açelyalar

Açelya ona tanıdık geliyordu biryerden.

Eve girip mutfağın lavabosunda ellerinde yıkadı. Daha eşi uyanmamıştı.

Giyinme odasına gitti üstündeki pijamaları çıkarıp iç çamaşarıyla boy aynasının oraya gitti . Karnının üstünde bıçakla dikey bı şekilde çizilmiş yara izi dikişleri duruyordu. Eşinin anlattığına göre kaçırılmıştı bi adam tarafından ve tecavüz yoluyla hamile kalmıştı.

Onların onun beynini yıkamaya çalıştıgını ve ismi dahi herşeyi unutturduğunu söylemişti .

Ama Emily önceki hayatı ve kaçarıldığı Zaman dahi hiç birşey hatırlamıyordu .

Eşinin anlattiğına göre kaçırılmadan önce kendisinin annesi babası Türkiyeden İtalya'ya göç ettiğini ve ailesinin burda onu terk ettiğini söylemişti emiliye . Ve çok mutlu bı evliliklerinin olduğunu hatta bı kızlarının olduğunu ama kanserden dolayı ona kaybettiklerini söylemişti.

Emily onu kaçaran o türkün ölmesini istiyordu.

Üstüne en sevdiği kırmız elbisesini giyip kocasını uyandırmaya gitti.

Aslan her gece içiyordu.

Bu yüzden hep geç uyanıyordu.

İçtiğinde hep sarhoş oluyordu. Çok sinirli olduğu zamanlar emileye vurmaya kalkıştığı oluyordu. Emiliy kendisini korumak için çoğunlukla yatak odasına saklanıyordu.

Kocasını uyandırmadan önce kocasının ona verdiği ilaçları hergün uyandıktan sonra ve uyumadan önce içiyordu.

Melis 

Arabadan indim . Eve gelmiştim .

Bugün işte çok yorulmuştum. Eve girdiğimde .

Evde kimse yoktu sesiz ve karanlıktı. Meriç evde olduğunu söylemişti. Çantamı ve ceketimi kenara koydum.

Salona doğru yürüdüm. Salondan çok az olsada ışık geliyordu .

Salona giridiğimde meriç ayaktaydı siyah bı gömlek giymişti salonun irtasında bı masa vardı ve üzerinde mumlar ve güllar vardı. Tabaklarda lazanya koymuştu.

Meriç " hoşgeldiniz hanımefendi "

Melis " hoşbuldum beyefendi"

Meriç " oturmazmısınız?" Diyerek sandalyeyi geri çekti daha rahat oturabilmem için sandalyeyi arkamdan kaktırdı. Oda karsıma oturdu.

Meriç " güzelim seninle birşey konuşmak istiyorum"

Melis" tabii"

Meriç " evlenelimmi" bu öküzmü seni seviyorum bı hayat boyunca yaşayalım birlikte ölelim demicekmi

Melis " meriç birşey sorucam"

Meriç" sor "

Melis " sen oküzmüsün"

Meriç" nee"

Melis" bu kadar hazırlık yapıyorsun bide sadece evlenelimmi diyorsun hiç seni çok seviyorum bı ölene kadar sen ol yanımda yatağımın diğer tarafında sen ol çoraplarımı arkadan sen topla gibi bı cümle kurmayacakmısın"

Meriç" hayır kısa ve net olmak istedim çünkü sen benim için herşeysin seni bı kelimeyle anlatamam ben seni kitaplara bile sığdıramam sevgimi"

Melis " tamam kabul ediyorum evlenelim"

Oylar ve yorum yaparsanız sevinirimmmmm