Yeni bir kurguma hoş geldiniz. İlk defa gerçekten yazmak istediğim şeyleri yayınlayacağım için heyecan duyuyorum ve biraz da tereddüt. Bir önceki kitabım hiç iç açıcı olmamıştı ama bu sefer olacağına kalbimden destekliyorum. Özeti şöyle bir iki cümlede belirtmek isterim. Parla Konaklı yani bir diğer ismiyle Aysu Konaklı olan bir güçlü kızın yaşam hikâyesi. İyi okumalar...

"Ateşin öfkesi, suyun serinliğinde dinlenir." "Toprağın sessizliği, rüzgarın fısıltılarıyla konuşur." "Dört elementin dansı, evrenin kadim şarkısını oluşturur." "Rüzgarın dokunuşu, alevlerin tutkusunu ateşler." "Su, toprağın kalbine hayat verir." "Fırtına, doğanın gücünü ilan eder." "Toprak, rüzgarın izlerini saklar." "Ateş, karanlığın içinde bir ışık yakar." "Su, alevlerin öfkesini yatıştırır." "Rüzgar, özgürlüğün şarkısını söyler." "Toprak, evrenin hatıralarını saklar." "Fırtına, elementlerin öfkesini taşır." "Ateşin dansı, rüzgarın melodisiyle birleşir." "Su, toprağın içindeki yaşamı uyandırır." "Rüzgar, alevlerin tutkusunu körükler." "Bu dört element, ruhumun derinliklerinde yankılanır ve her birinin fısıldadığı kadim sırlar, kaderimi şekillendirir. Elementlerin bu sonsuz harmonisi içinde, ben de kendi yolumu bulurum."

Kırık Kalpler Mahkemesi: Bir Yürekten Gelen Feryat Kırık Kalpler Mahkemesi, içimizin derinliklerinde sakladığımız, kimseye anlatamadığımız o acıların gün yüzüne çıktığı yerdir. Burada, kalplerin en derin yaraları, sevgiye ve sadakate duyulan ihanetlerle karşı karşıya gelir. Her bir duruşma, bir başka kalbin acısını ortaya serer; bir başka yüreğin hıçkırıklarını yankılar. İhanetin soğuk nefesi, kaybın derin boşluğu ve sevgisizliğin karanlık gölgesi, bu mahkemede vücut bulur. Hakim, vicdanımızın sesi; savcı, unutulmuş anılarımızdır. Tanıklar, her gece rüyalarımızı süsleyen, her gün kalbimizde tekrar canlanan hatıralarımızdır. Bu mahkemede, masumiyetin savunması yoktur. Her yürek, bir şekilde suçludur; sevmenin bedelini ödeyen, güvenmenin ağırlığını taşıyan suçlular. Kırık Kalpler Mahkemesi`nde verilen cezalar, hapislerden daha ağırdır: Sonsuz yalnızlık, içi boş gülümsemeler ve bir daha asla iyileşmeyecek yaralar. Ancak, burada verilen en büyük ceza, yeniden sevmeyi denemektir. Çünkü kırık bir kalp, en büyük korkusuyla yüzleşmelidir: Yeniden parçalanmak. Ve her duruşma, her karar, yeniden başlamanın cesaretini yüreğimizde yeşertir. İşte Kırık Kalpler Mahkemesi, bizi bu cesaretle baş başa bırakır.