29. Bölüm

28. Bölüm

Mehube Elif İpek
eelliiffiippeekk

Zaman denen o şey neden bu kadar hızlı ve acımasızdı ki? Biraz yavaşlasa olmaz mıydı sanki?

 

"Feride! " Memduh öperek seslendi eşine. "Hadi uyan bakalım. " Feride hafif araladı gözlerini.

 

"Alarm çalmadı daha? " Diye mırıldandı.

 

"Sabah namazına daha var, şimdi sürpriz zamanı. " Feride hemen açtı gözlerini kocasının heyecan barındıran sesiyle.

 

"Ha şu on saat beklemem gereken sürpriz? "

 

"Şartlar ancak oluştu. "

 

"Vallahi çok merak ettim ne bu? Gece yarısı sürpriz olacak kadar ne Allah aşkına? "

 

"Kalk giyin o zaman ama çok sıkı giyin. " Feride hemen yerinden fırladı.

 

Memduh'un dediği gibi onu oldukça sıcak tutacak şekilde giyindi alelacele.

 

"Hazırım ben! " Onunla beraber hazırlanan Memduh o heyecanına gülümseyerek baktı.

 

"Fotoğraf makinesini unutma, çok üzülürsün sonra. " Feride yatağın yanındaki konsolun üzerindeki fotoğraf makinesini aldıktan sonra ikisi el ele odalarından çıktı. İkisi asansöre binerken Memduh en üst katın numarasına basınca Feride hafif çatılan kaşlarıyla baktı.

 

"Niye yukarı çıkıyoruz? "

 

"Çünkü sürpriz yukarıda. " İyice meraklanan Feride Memduh'un gözlerinin içine baktı.

 

"Sen ne karıştırıyorsun? "

 

"Ben hiçbir şey yapmadım bu kez. "

 

"Memduh! "

 

"Vallaha hiçbir şey yapmadım. " Memduh'un gülerek söylediğine Feride daha çok meraklanıyordu. O sırada asansör durdu. "Hadi gel bakalım. " Feride elinden tutan Memduh'la asansörden çıkıp bir kat daha merdivenle çıktılar. Ve çatıya açılan kapıdan çıktıkları an inanılmaz bir manzara vardı.

 

Gökyüzü rengârenkti. Kuzey ışıkları inanılmaz bir şekilde rengârenk dalgalanıyordu adeta. Feride büyülenmiş gibi gözlerini bir saniyeliğine bile ayıramıyordu.

 

Arkadan ona sarılan Memduh kulağına doğru fısıldadı.

 

"Beğendin mi? "

 

"Deli misin dünyadaki en mükemmel şey bu! "

 

"Dünyadaki en mükemmel şey ben değil miydim? " Ona dönen Feride gözlerinin içine aşkla baktı gülümseyerek.

 

"Sen mükemmelin de ötesinde bir şeysin, hiçbir kelime seni karşılayamaz ki! " Memduh, Feride'nin burnunun ucundan öptü.

 

"Çok seviyorum seni kadın! " Feride gözlerinin içine aşkla fısıldayan kocasının dudaklarına uzandı parmak uçlarına çıkarak. Ona doğru eğilen Memduh aşk dolu öpücüğüne karşılık verdi.

 

Memduh alnını Feride'nin alnına yasladı. İkisi birbirlerine gülümserken gözlerini yumdular.

 

"Zaman şimdi dursa, ikimiz sonsuza kadar burda, bu anın içinde kalsak olmaz mıydı? " Memduh'un yüreğinde koca bir cehennemle fısıladıklarına Feride aynı duygularla karşılık verdi.

 

"Bunun için her şeyi feda ederdim. " İkisi bir süre öyle beklerken ikiside her şeyini şu anı sonsuza dek yaşamak için feda ederdi bir an bile düşünmeden.

 

"Gel. " Dedi Memduh Feride'nin elinden tutarken. Feride'yi ardından yürüterek çatının kıyısına konulmuş ısıtmalı koltuklara götürdü. İkisi birlikte otururken Feride başını Memduh'un omuzuna koyarak gökyüzünü izlemeye başladı. Bir eli Memduh'un avucunda diğer eli karnının üzerinde gökyüzünü izlerken bir damla yaş aktı gözünden, yüzündeki acı tebessümle gökyüzünü izlemeye devam etti. Sesinin titremesine engel olabilmek için yutkundu.

 

"Sen, ben ve bebeğimiz... " Memduh sıktığı dişleriyle gökyüzünü izlerken aynı acı tebessümle Feride'nin şakağından öptü.

 

Bir vazgeçiş hiç bu kadar acı olmamıştı...

 

Feride için vazgeçtiği bir cennetti ama mecburdu. Kolunun altındaki Feride'ye daha sıkı sarıldı.

 

....

 

Yapılan tüm testlerin sonucu çıkmışken Memduh'un dışarıda olması sebebiyle Feride erkenden hastanenin yolunu tuttu. Memduh ile hastanede buluşacaktı. Ama Feride'nin erken çıkma sebebi Memduh'tan önce doktorla görüşmekti.

 

Feride elinin tersiyle tıkırdattığı kapıyı açtı.

 

"Merhaba, gelebilir miyim? " Feride'nin sesine gözünü bilgisayardan ayıran doktor Feride'ye tebessümle cevap verdi.

 

"Elbette. "

 

"Sanırım tüm testlerimin sonucu çıkmıştı. " Doktor eliyle oturması için yer gösterdi. Feride doktorun gösterdiği yere oturdu.

 

"Evet. Sonuçları inceledim ama beklediğimin çok üstünde maalesef sonuçlar. Oldukça agrasif bir tür hastalığınız tedavisi de bir o kadar çeşitli ve maalesef zorlayıcı olacak. Ağır bir tedavi süreci bekliyor sizi ve maalesef bebekle birlikte bu tedavi mümkün değil. "

 

"Daha önce de söylediğim gibi benim önceliğim bebeğim. Onunla beraber tedavi mümkün değilse o zaman o doğana kadar tedaviyi ertelemek zorunda kalıyoruz. "

 

"Bu karar hayatınıza mal olabilir. "

 

"Ben bebeğimden vazgeçemem. İstesemde yapamam. "

 

"Bir doktordan ziyade bir anne olarak sizi anlıyorum, elbette bebeğinizden vazgeçmek çok kolay değil ancak tıp çok gelişti, bedenen olmasa bile biyolojik olarak annesi olacağınız çocuklarınız olabilir taşıyıcı annelik yöntemiyle. Bu bir vazgeçiş değil aksine ileride belki de çocuklarınız olabilir. "

 

"Birçok makale, araştırma raporları, bu konuda yapılmış deneylerin raporlarını okudum, bu deneyleri yapan doktorlarla da konuştum, hemde birçoğuyla. Ama bana verdikleri yaşama şansı yüzde yirmi, bazılarına göre daha az bile, sizinde bundan fazla verebileceğiniz bir olasılık yok.

 

Eşim, çok küçük yaşlarda hem annesiz, hem de babasız kaldı, onu kimsesizliğe mahkum edemem. Onun benden sonra bir başkasıyla olma ihtimali de maalesef yok, değil bir başkasıyla olabilmek bakışlarını kaldırıp bakamaz bile. Aklını kaçırır, kendine zarar vermeye çalışır, istese bile yaşayamaz. O yüzden onun yaşayabilmesi için benim onu ayakta tutabilecek bir sebep bırakmam gerekiyor. Onu dipsiz bir çaresizliğe, yıkık, dökük, paramparça, toparlanamayacağı bir hayata ve sonu gelmeyecek bir yalnızlığa mahkûm ediyorum zaten kimsesizliğe mahkûm edemem.

 

Bu bebeği eşim için dünyaya getirmek zorunayım, onun yaşayabilmesi için buna mecburum. "

 

"Onun için yaşayabilirsiniz. "

 

"Yapmayın doktor, beni ancak bir mucize yaşatabilir. "

 

"Tedaviniz mucizeniz olabilir. "

 

"İyileşmek için her tedaviyi kabul ederim ama bebeğim doğduktan sonra. "

 

"Akciğer kanseri en çok metastaz yapan kanser türlerinin başında geliyor ve sizdeki kanserin agrasif bir tür olduğunu göz önünde bulundurursak bebeğiniz doğana kadar muhtemelen dağılma gösterecektir. "

 

"Bebeğim için göze alabileceğim bir risk. "

 

"Karar sizin nihayetinde. " O sırada odanın kapısı açıldı, Memduh kapı aralığında göründü. Memduh'u gören Feride acıyla dişlerini ve kucağındaki ellerini sıktı.

 

"Beni beklemeni umuyordum. " Diyerek içeri girdi. "Merhaba. " Dedi doktora Feride'nin yanına yürürken.

 

"Hoş geldiniz buyurun lütfen. " Memduh doktora hafif başını sallayıp Feride'nin yanına oturdu.

 

"Evet, sonuçlar nasıl? " Memduh'un sorusuyla Feride yutkunurken doktor üzgünce derin bir nefes aldı.

 

"Maalesef sonuçlar beklediğimizin üzerinde ve eşiniz tedaviyi bebeğiniz doğana kadar ertelemeyi tercih etmiyor. " Memduh sıktığı dişleriyle yutkundu. Yüzünde çektiği acıdan belli öfkeli bir tebessüm belirdi.

 

"Bu senin tek başına verebileceğin bir karar değil Feride, farkında mısın biliyorum ama sonuçlar umulandan bile kötüyken tedaviyi ertelemek gibi şansımız yok. "

 

"Bunu baş başa konuşalım lütfen. "

 

"Hayır! Biz hemen tedaviye başlayacağız, ne gerekiyorsa da onu yapacağız. "

 

"Memduh lütfen! " Feride gözlerinin içine bakarken Memduh gözlerinin içine adeta yalvardı.

 

"Ne lütfen? Ne? " Sesindeki çaresizlik yeri göğü ağlatıyordu. Gözlerinin dolduğu farkediliyordu.

 

"Lütfen bunu dışarıda konuşalım. Müsaadenizle doktor hanım, çok teşekkür ederim. " Feride yerinden kalkıp hızlı adımlarla odadan çıkarken Memduh öfke ve acıyla aldığı sert nefesi aynı şekilde verdi. Aynı öfkeyle yerinden kalkıp Feride'nin ardından odadan çıktı. Feride bir şey demeden asansöre binerken Memduh'ta hemen yanında yerini aldı. Öfkeyle soluduğu nefeslerle sanki her an patlayacakmış gibi çaresizliğinde boğuluyordu.

 

İkisi az sonra dışarı çıkarken Memduh zor sabrediyordu. Feride hızlı adımlarla önden yürüyerek arabaya bindi. Öfkeyle arabanın yanına varan Memduh aynı öfkeyle arabaya binerek arabanın kapısını sert bir şekilde çarptı. Çalıştırdığı arabayla gaza yüklenip süratle ordan ayrılırken Feride elini karnının üzerine koydu.

 

Asla ondan vazgeçmeyecekti...

 

Memduh da bunun farkındaydı o yüzden çaresiz kalıyordu.

 

Bir süre sonra Memduh arabayı sert bir frenle kenara çekip hızlı bir şekilde arabadan indi. Kapıyı tüm gücüyle çarpıp ilerideki ağaçlık alana doğru yürüdü. Feride gözyaşlarıyla arkasından baktı. Küçük birkaç hıçkırık kaçtı dudakları arasından. Gözyaşlarını elleriyle silerek usulca arabadan indi. Memduh'un gittiği yöne doğru yürüdü ard arda dökülen gözyaşlarıyla, her seferinde tekrar tekrar sildiği gözyaşları tekrar tekrar akıyordu.

 

Bulduğu Memduh bir banka dayanmış ağlıyordu. Usulca yanına yaklaşıp koluna dokundu.

 

"Memduh, " dedi sesi titrerken. Memduh ona çevirdi çaresiz bakışlarını.

 

"Ne... ? " Dedi tüm çaresizliği ve yıkılmışlığıyla. Gözyaşları ard arda yanaklarından aktı tek tek.

 

"Yapma böyle ne olur. " Feride onunda artık kabullenmesini istiyordu.

 

"Anlamıyor musun bu bebek yüzünden öleceksin. "

 

"Senin sıradan bir şey gibi bahsettiğin bizim bebeğimiz! "

 

"Ben onu değil seni istiyorum. "

 

"Kabul etmek zorundayız, iyileşebilme şansım çok düşük bunun için ondan vazgeçemeyiz. "

 

"Senin uğruna öleceğin bir çocuğa babalık yapamam, beni babamın kaderine mahkûm etme! Babamın bana yaptığını bana yaptırma...! Yalvarıyorum benim için yaşa... "

 

"Senin için onu yaşatmaya çalışıyorum. "

 

"İstemiyorum! " Diye bağırdı yüksek sesle. Acısı katre katre üzerine yıkılırken Feride'ye yalvardı adeta. "İstemiyorum, onu da istemiyorum başka hiçbir şey de istemiyorum! Allah rızası için vazgeç ondan, o olmadan da yaşarım ama sen olmadan yaşayamam. Yaşayamam Feride ben sensiz yaşayamam. Bunu anlamak bu kadar mı zor? "

 

"O yüzden benden geriye sana bir şey kalsın istiyorum, kimsesiz kalma istiyorum. "

 

"Benim her şeyim, herkesim sensin başka kimseyi istemiyorum. "

 

"İyileşme şansım yok, seni kimsesiz bırakmam. Ölüm hak, öyle yada böyle hepimiz öleceğiz, biz sadece bu dünyada birbirimize evet demedik ki. Sen çocuğumuzu en iyi şekilde yetiştireceksin, sonra da herkes gibi sende geleceksin. Ama çocuğumuzu hayırlı bir evlat, iyi bir insan olarak yetiştrmiş bir şekilde geleceksin. "

 

"Ya beraber yaşayalım, yada beraber ölelim. Senden sonra durur dünya ne çocuk ne de başka hiçbir şey umurumda olmaz. " Feride bir kere daha haklı çıkıyordu, ondan sonra Memduh kendine zarar vereceğini ayan ediyordu.

 

"Ne tedavi istiyorlarsa olurum ama önce bebeğimiz sağ salim dünyaya gelecek. Memduh, o bizim aramızdaki en güzel bağ. " Memduh, Feride'nin asla bebekten vazgeçmeyeceğini bir kere daha anlamıştı. Feride hıçkırıklarla ağlayarak sarıldı ona. İkisi paramparça birbirlerine sarıldılar hıçkırıklarla ağlayarak.

 

Memduh, Feride'nin yaşamasını istiyordu Feride ise Memduh'un yaşayabilmesi için bebeğini yaşatmaya çalışıyordu.

 

.... 

 

Memduh çaresizce Feride'nin tedavisi için bir çare bulmaya çalışıyordu. Feride bebekten vazgeçmeyecekse bebekle birlikte tedavi görebileceği bir çıkış arıyordu. Gitmediği doktor, hastane kalmamıştı. Tek umudu Houston'da bir doktordu.

 

On yedi saatlik uçak yolculuğundan sonra bitik durumdaydı, yine de dinlenmeyi aklından geçirmiyordu. Geldiği hastanede sabırsızlıkla doktoru beklerken oturduğu koltukta bile duramıyordu.

 

Nihayet randevu saati gelirken doktorun sekreteri Memduh'a doktorun odasına kadar eşlik etti. Memduh girdiği odada yaşlı bir doktor buldu.

 

"Merhaba. " Dedi Memduh yorgunca. Doktor onun o bitik halini hemen farketti.

 

"Şöyle otur. " Diyerek yer gösterdi.

 

"Teşekkür ederim. " Diyen Memduh yorgunca oturdu.

 

"Sen eşi kanser hastası olan şu gençsin. " Memduh hafif başını salladı. Feride'nin doktoru onunla görüşmüştü. " Doktor Morris ile görüşmüştüm, raporları da gördüm seninle açık konuşacağım genç adam, eşin doğru olanı yapıyor. "

 

"Onu yaşatmanın hiçbir yolu yok mu? " En ufak bir ihtimal için bile ölebilirdi.

 

"Şu sonuçlara göre yok ama bebeğiniz otuz haftalık olana kadar en azından hastalığın yayılımını engelleyebilirsek doğumdan sonra tek umut organ nakli. "

 

"Yani tedavi olabilir, yaşayabilir öyle mi? " Doktorun söylediklerinin hayal olmadığından, gerçek olduğundan emin olmak istiyordu.

 

"Bir garanti veremem ama metastazı engellemek için bebeğin sağlığını göz önünde bulundurarak kemoterapiye başlayabiliriz. "

 

"Bebeğe zararı olacaksa eşim asla kabul etmeyecektir. "

 

"Şu an gebeliği kaçıncı haftasında? "

 

"On iki haftalık oldu. "

 

"Üç hafta sonra durumuna uygun kemoterapi alabilir. "

 

"Eşimin hastalığı tedaviye cevap vermeyen bir türmüş, kemoterapi işe yarayacak mı? "

 

"Kemoterapi ile birlikte akıllı ilaçlar kullanacağız, durumunu sürekli olarak takip edeceğiz. Sonuçlara göre de tedaviye devam ederiz. Eşin nerde şu an? "

 

"New York'ta. "

 

"Onu en kısa sürede buraya getir, isteyeceğim bazı tetkikler olacak. "

 

"Tabi, teşekkür ederim. "

 

"Bu şekilde eşine yardımcı olamazsın, şimdi git bir şeyler ye ve güzelce dinlen daha sonra eşinle birlikte seni daha sağlam görmek istiyorum. " Memduh hafif bir tebessümle başını salladı.

 

"Teşekkür ederim. " Memduh yerinden kalkarak doktorla tokalaştı. Odadan çıktıktan sonra derin bir nefes aldı. Cebinden çıkardığı telefonla hemen Feride'yi aradı.

 

"Ömrüm! " Dedi ilk. " Doktorla görüşmem bitti, çok şükür bize tedavi sunabiliyor. Senin buraya gelmen gerekiyor. "

 

"Nasıl bir tedavi? " Feride'nin tek endişesi bebeğiydi.

 

"Hamileliğin on beş haftalık olduktan sonra bebeğin zarar görmeyeceği bir düzeyde kemoterapi ve ilaçlarla hastalığın yayılımını engelleyecekler. "

 

"Ne zaman gelmemi istersin? "

 

"Sen hazır ol, ben ev işini halledince gelirsin. "

 

"Tamam canım. "

 

"Seni seviyorum. "

 

"Bende seni hayatım. " Memduh kapattığı telefonu cebine koyarken bir yanı umut, bir yanı korkunç bir kabus gibiydi.

 

Hiç yoktan iyiydi bu umut kırıntısı. Eğer işe yararsa Feride yaşayacaktı. Yorgun ve halsiz bir şekilde hastaneden çıkarken gökyüzüne bakıp hafif tebessüm etti. Aylardır lk defa nefes alabiliyordu.

 

....

 

Feride alacağı ilk kemoterapi öncesi bebeğinin kontrolü için doktoru bekliyordu. İki hafta önce Seher ile Hamza'da gelmişlerdi. Onlarda yanlarındaydı. Memduh'un gergin bekleyişi hemen farkediliyordu.

 

Feride durmdan ileri geri yürüyen Memduh'un elinden tuttu.

 

"Artık biraz otursan mı? " Memduh, Feride'ye hafif başını sallayıp yanına oturdu. Kolunu sardığı Feride'nin şakağından öperken Feride ona yaslandı. Ölürcesine korkuyordu tedavinin işe yaramamasından. Feride kocası ve bebeği için yaşamaya umut ediyordu. İyileşebilmek için her şeyi yapardı.

 

Seher, Hamza'ya yaslanmış bekliyorken Hamza ona sürekli her şeyin iyi olacağını telkin ediyordu.

 

Az sonra bekledikleri doktor gelirken Feride nefesini tuttu. Bugün bebeğinin cinsiyetini de öğrenebilecekti.

 

İçten içe erkek olmasını istiyordu. Her çocuk anneye mutlak ihtiyaç duyardı ama bir kız çocuğu annesizlikte kaybolurdu. Erkek olursa babası gibi güçlü olurdu ama kız olursa gözü arkada kalırdı iyileşemezse.

 

Ayaküstü konuşmanın ardından Feride, Memduh ve Seher doktorun odasına girdiler. Daha fazla kalabalık olmaması için Hamza dışarıda bekliyordu.

 

Seher'in yardımıyla sedyeye uzanan Feride karnını açtı. Heyecanla aldığı nefesle doktora baktı. Doktor ultrason cihazını karnının üzerinde gezdirirken dikkatlice monitörden takip ediyordu.

 

"Gayet sağlıklı, hiçbir problem gözükmüyor. " Diyen doktor kalp atışlarını dinletti. Feride gözyaşlarına engel olamazken, Memduh sıktığı dişleri, dolu gözleriyle dinledi bebeğinin kalp atışlarını.

 

"Bugün cinsiyetini de öğrenebilir miyiz? " Feride'nin söylediğiyle doktor bir kere daha monitöre dönerken Memduh yavaşça sandalyeye oturdu.

 

"Şimdi bakalım sürpriz neymiş? " Doktorun gülümseyişi yüzüne yayılırken Feride'ye baktı. "Erkek! " Feride sevincinden ağlamalarına engel olamazken Seher sıkıca ablasının elini tutuyordu.

 

Memduh sessizce ağlarken elini sıkıca ağzına kapattı. İçinde derinlerde bir sevinç varken paramparça benliği ve dünyasıyla sevinemiyordu bile.

 

Ananın bahtı kızına çeyiz, babanın kaderi oğluna miras kalırmış ya onun kaderini yaşayacak bir oğlu olacaktı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 26.02.2025 16:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...