Ayfer Yıldırım
@efsade
YAZDIĞI KİTAPLAR
devam ediyor 2a önce güncellendi ASIRLIK EŞİM
@efsade
Okuma
394
Oy
23
Takip
10
Yorum
0
Bölüm
6
Mağaradaki hayatından kaçan bir kadın... Hayatının anlamını arayan bir adam... Adam ve kadının arasında duran koca bir ırk; kurtlar Kadın, onun yaptığını yaparak kollarını göğsünde bağladı. Rodos iki yana kıvrılmak için titreyen dudaklarını zapt etti. Ağzında dolanan mavi gözleri, gözlerine baktığında başını sağ omzuna doğru eğdi. "Buraya gel" dedi. İrice açılan gözlerin içine keyifle bakarken alacağı cevabı sabırsızlıkla bekledi. Sesini duymak duygularını körüklemişti. Burnundan soluyarak ayağa kalkan Anyk, karşısında duran adamın arsızlığına diyecek kelime bulamadı. Saatlerdir üzerinde dolaşan bakışları, ruhunu okuyormuşçasına keskindi. Bedenini değil, en derine ittiği düşüncelerine dokunuyordu sanki. Aralarında oluşan bağın farkındaydı. Öyle ki hiç kimsenin ona bir şey anlatmasına ihtiyacı yoktu. Herkesin zihni ona aitmişçesine tüm bilgilere istediği anda ulaşabiliyordu. Ne olduğunu, buraya nasıl geldiğini dakikalar içinde öğrenmişti. Ancak yaşananları hazmetmek bilgilere ulaşmak kadar kolay değildi.
tamamlandı 2a önce tamamlandı KUZGUNUN LANETİ 'YAĞMACI'
@efsade
Okuma
1.06k
Oy
105
Takip
16
Yorum
356
Bölüm
38
“Yağmacılar insan öldürmez mi?” “Nerede yaşıyorsun sen?” Prense küçümseyerek baktı Hüma. Nasıl olurda insanları avladıklarını düşünebilirdi. “Irkın savaşçı değil mi?” “Hayır! Biz yağmacıyız” Nhamo kimin doğru söylediğinden emin olamadı. Babası yani kral savaşçı olduklarını sık sık dile getirirdi. Hatta bu yüzden koyu, yağmacı kanını küçümsenmesinden haz etmezdi. “Aynı şey değil mi?” “Topraklarını korumamı değil de yağmalamamı istiyor olsaydın aynı şey olurdu” “Topraklarımı koru...” diyerek gülümsedi Nhamo “... Yağmalamaya gelince, ihtiyacın olduğunda beni yağmalayabilirsin” “Duvara benzeyen yüzünü özlemeye başlıyorum” diye söylendi Hüma.
devam ediyor 3a önce güncellendi PANZEHİR
@efsade
Okuma
21
Oy
3
Takip
1
Yorum
1
Bölüm
3
“Nasıl bir hayat yaşıyorsun sen?” Harika! Sonunda ilgini çekmeyi başardım. “Sırlarımı öğrenmek mi istiyorsun?” “Hayır. İnsanları taciz etmene sebep olan şeyi merak ediyorum” “İnsanları taciz etmiyorum. Öldürüyorum” “Beni ediyorsun” “İnsan olduğuna emin misin?” Kalın kaşları çatıldığında elini kaldırdı. Sağlam kaşının üzerinde parmaklarını dolaştırdı. Adam bileğini tutup yüzünden indirdi. Dudakları büzüldü. Kaç kez reddedildiğini saymalıydı. Böylece skor tutabilirdi. “Bana dokunmayı kesmen gerek. Bu işi neden yapıyorsun?” Sana dokunmaktan hoşlanıyorum. “Seviyorum” “Neyi? Bana dokunmayı mı, işini mi?” “Her ikisi için de cevabım evet”
devam ediyor 3a önce güncellendi NİN&Nİ
@efsade
Okuma
9
Oy
6
Takip
1
Yorum
4
Bölüm
12
Hayatı kocaman bir yanılgıydı. Eğer adamı öldürmemiş olsaydı bu yanılgıdan kaçabilir miydi? Rüyalarında ondan hayatını çalan kadını ararken onu diğer tarafta bekleyen birilerinin olmasını ummak... Peki ya ona ait olan bedeni bulduğunda infaz edilmek için uyanmış olmak... --------- Diğer kadının dünyası onun dünyasından daha mı medeniydi, diye düşünüyordu şimdi. Orada adalet için kimse kimseyi öldürmüyordu. En azından bunu yapan yöneticiler değildi. Ancak Prenses Lin’in dünyasında ki yöneticiler, balkona çıkmış ve sandalyelerine kurulmuşlardı. Onun ölümünü izlemek için en güzel nokta orasıydı. Basamakları çıkarken o balkondan kaç kişinin ölümünü izlediğini hatırladı. Bir kişiyi öldürdüğü için yanan vicdanı tozu dumana katmış ve kalbinden uzaklaşmıştı. Bir kişi neydi ki... Lin yüzlercesini gözünü kırpmadan öldürmüştü. Buraya, evine döndüğüne göre artık biliyordu. Dünya standartlarına göre Prenses Lin, azılı bir katil olarak yetişmişti.
devam ediyor 1a önce güncellendi KUZGUNUN LANETİ 'KUKLA'
@efsade
Okuma
388
Oy
54
Takip
7
Yorum
109
Bölüm
37
“Öyle kal!” Ondan uzaklaşacağını düşünmüş olmalı ki belindeki elini sırtına çıkarmış ve parmakları, kanatlarının açıkta bıraktığı tenine acımasızca değmişti. Rahatsızca kıpırdandı. Mahrem yerlerinde hissettiği dokunuşlar kadar haz vericiydi. Kanatlarının uzun çizgisinde gezen parmak uçları, tüm bedeninin kasılmasına neden oldu. Biraz sonra yaşayacağını düşündüğü duygusal çöküntüye engel olmaya çalışarak “Durmalısın!” Dedi. Şimdiden nefes nefese kalmıştı. “Neden?” “Bilmiyorum” dedi. Bir şey vardı, unuttuğu ama anımsayamadığı eksik bir parça. Ulaşamıyordu. Aslında onu neden durdurmak istediğini bilmiyordu. Sadece içinden yükselen endişeye mani olmalıydı. “Yapamıyorum!..” Acı içinde soluyan dudakları, yüzüne yaklaştıkça acıdı adama. Aynı arzuyu adamla birlikte hissetmeye alışmıştı. Ancak şimdi arzudan daha baskın olan bir duygu kaplamıştı göğsünü. Korku! Nefes almaya korkarak itti adamı. Göğsüne değen ıslaklık... Nerden gelmişti? Nasıl olmuştu? Nedenini görmek istiyordu. “Yapma!!!” diyerek onu daha fazla kendine bastırdığında endişe başını döndürecek kadar artmıştı. Parmak uçlarından toprağa yayılan su, imdadına yetişmiş gibi bedenlerini sarmaya başladı. Boşta kalan elini adamın göğsüne koymaya çalıştı. Ancak birbirlerine o kadar yapışık dururken parmaklarının araya girmesi imkansızdı. Bir kez daha uzaklaşmak için çırpındı. Ancak adam çoktan inleyen ağzını ağzına kapatmıştı. Daha fazla karşı koymadı ve kendini kaybetti. Tırnaklarını sıkıca kavradığı koluna geçirdi. Adamı öpmüyor adeta içiyordu. Dudaklarının arasında eriyen soğuk dudaklarıyla beraber onları saran suyun baskısının arttığını hissetti. Parmaklarının arasından eriyip giden varlığını açlıkla yudumluyordu. Onu yok ettiğini, tükettiğini biliyor ancak buna engel olmak bir yana daha fazlasını elde etmek için dudaklarına asılmayı sürdürdü. Sırtındaki iri ellerinin çekildiğini suya karıştığını hissetti. Son diye düşündü yutkunurken. Bu adamdan kalan son yudumdu.
Loading...