
Sesden dolayı herkes odaya gelmişti etraf çok sessizdi ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Ateş'i çok seviyordum ve amacı herzaman beni korumaya çalışmaktı o yüzden kızmadım ama Hakancan eğer vurmaya başlasaydı birdaha durmayacağını herkes iyi biliyordu çok geçmeden ortamdaki sessizliği bozan Willeam oldu. "Ne oldu o ses sizden mi geldi" Cevap veremedim hala o şokun etkisinde olmalıydım. Araya Derya girdi "Ben de anladım sevgilim, sanırım annesiyle bir sorun yaşamış olmalı" Eğer gine beni üzecek birşey derse onu kırmaktan çekinmeyecektim. "Tamam gine başlama Derya. Willeam sen Derya'yı al yukarı çık." Willeam tamam dercesine başını salladıktan sonra Derya ile birlikte yukarı çıktılar biz ise bodrum katında Ateş, Kıvılcım, Hakancan, Ilgın, Ilgay ve Amellia kalmıştık. Çok geçmeden Kıvılcım konuşmaya başladı "Gökçen sen iyimisin" Kıvılcımı çok seviyorum o da Ateş gibi hep beni korumaya çalışır onunla henüz fazla konuşmasakda ona kendimi çok yakın hissediyordum "Evet iyim sorun yok. Hadi yukarı çıkalım." Maskeli kadını aldığım gibi sandalye ye ittim oturduğunda elini ve ağzını bağladıktan sonra ona getirmiş olduğum yemeği geri aldım. Evet o kadının elini ve ağzını ona yemek getirdiğim için çözmüştüm ama o bunları başka amaçla kullanmıştı ve bu beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Çok geçmeden herkes yukarı çıktı saat geç olmuştu. Yatak odasına gidecekken Hakancan konuştu "Güzelim Kıvılcım'la Ateş'e baktığın 'kurtarıcımsın' bakışlarını kesecekmisin" güldüm "Kıskandın mı" Yine güldüm "Yani ben o kadar seni kurtarıyorum seninle ilgileniyorum insan birazda bana 'kurtarıcımsın' gibi bakmazmı yani" Kıskandın demek "Bakarım" mutlu olmuş gibi gülümseyince odalarımıza geçtik fakat benim hiç uykun yoktu banyoya sıcak bir su hazırladım ardından güzel bir duş aldım hızlı bir şekilde üsütüme bol ve kalın bir swet ardından eşofman giydim. Hava çok soğuktu bu yüzden kendimi yatağıma bıraktım ve gözlerimi kapadım uykuya dalmış olmalıyım fakat yarım saat sonra geri uyandım. Sessizce aşağı inerken bi andan da bodrum katındaki kadın aklıma geldi. Mutfaktan kendime sıcak bir kahve yaptıkdan sonra oturma odasına geçtim oturduğumda duyduğum ses beni şaşkına çevirdi ses bodrumdan geliyordu.O kadını almaya geleceklerinden emindim fakat bunu ben uyanıkken yapacaklarını tahmin etmemiştim elime silahı ve birde bodrumun anahtarını aldım. Korkuyordum ama onların bana zarar vermesinden deil. Ben, o kadının sözlerinden korkuyordum. Hızlı bir şekilde aşağı indim gine sessiz ve hızlı şekilde koridorun sonunda ki kapının önünde durdum ve sessizce kapıyı araladım gördüğüm şey korkmama sebebi oldu bu Kaan'dı maskeli kadını almaya gelmişti. Sinirle kapıyı açtım."Ahh bende tam seni soracaktım, görmeyeli nasılsın bakalım" şu sinir bozucu konuşmasını yapmazsa olmazdı deilmi "Daha güçlüyüm ve tekme atmayı biliyorum. Ben en son ki bıraktığın gibi deilim" Evet bana dövüş öğretmişlerdi ama ben hala dövüşemiyordum bu sadece yaptığım bir güç göstergesiydi. "Ahh ne kadar çok korktum bilemezsin" Sinir damarıma basmayı başarmıştı. O anki sinirle vurduğum tekneden ben bile korkmuştum çünkü vurduğum tekmeden dolayı kafasını duvara vurmuştu. "Birazdan beni sinir ettiğine öyle bir pişman olacaksın ki yer-" kapı çarptı ve içeri örgüt girdi "Ee nolacak sonra da yalvaracak mı? Ben güzelimi ufacık bile tanıyorsam o yalvarmaz buna adım gibi eminim" Evet gine o cıvık espiri geliyordu. "Senin adının ne olduğu çok belli sanki" Öğğ kusucam "Bence senin ne bok olduğunun belli olmamasından iyidir. Ayrıca biz aldığımızı vermeyiz, o kadını kaçıracağınızı mı sanıyorsun?" Lafı bittiğinde gıcık espirisinden dolayı Kaan'a bir yumruk daha indirdim. Sanırım bu işi çözmüştüm. "Vayy küçük hanım iyi ki bir yumruk öğrenmiş. Varmı daha şovun." Bitmezmiydi, hızlı bir şekilde kenarda duran silahı aldım ve korumasının kalbine isabet edip tetiği çektim. Bu onu şaşırtmış olmalı ki arkaya doğru bir adım attı. Güldüm ama bu gülmem çok kısa sürdü çünkü korumasını öldürdüm diye bu sefer silah doğrultan kişi annem olmuştu, beni vuracaktı. Herkes şok olmuş gibi hareketsiz bir şekilde beni izliyorlardı ancak ufacık bir yerime bile silah gelse hastalığımın devreye gireceğinden ve kalp krizi geçireceğimden haberleri yoktu. Ardından bir silah sesi. Son sözümü sesli bir şekilde söyledim. "Annelerde silah tutarmış."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 437 Okunma |
114 Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |