
- alındı biraz sanırım dedim düşünceli sesimle
- dayanamaz o barışır merak etme tanıyorum ben kızımı dedi Rümeysa hanım
- ben gideyim artık dedim ve kısa bir vedalasmanın sonucu şoför koltuğunda yerimi aldım. Sol elimin dirseğini açık olan cam yerine yaslayıp parmaklarımı çeneme getirdim . Sağ elimin avuç içiyle virajı aldıktan sonra aklıma yine Elif geldi
- en az bir hafta eğer Süleyman'ın anlattığı gibiyse trip yiyeceğiz dedim kendi kendime . Eve varıp arabayı park ettim. Çıkıp arkaya baktığımda duvara değmesine yine santimler kaldığını gördüm . Apartman merdivenlerini çıkıp evin kapısını çaldım.
- hoşgeldin oğlum erken gelmişsin
- seninle film falan izleriz dedim baba
- iyi etmişsin gel hadi dedi babam içeri geçip hemen üzerime eşofmanlarımı geçirdim .
- baba sen bir dizi bul ben evde ne varsa koyup getireyim
- tamam oğlum çok uğraşma ama yorgunsundur dedi babam. Mutfağa ilerleyip çerez için annemin yıllar önce aldığı kaseleri çıkardım . Elim kaselerin desenine gitti kaç yıl önce alınmasına rağmen çok güzel seçilmişti . Hala desende elimi gezdirmeye devam ederken
- şimdi hayatta olsaydın gelinine ne güzel şeyler alırdın dedim kendi kendime ve çerezleri kaselere boşaltmaya başladım..
Dizide boks torbasına vuran bir kızı izliyorduk şuan . Dizinin ana teması bu kız ardındaki adamlar ve onu koruyan bir erkekti .
- kızı yakalar mı dersin dedi babam
- sanmam dövüşü idare eder ve çevresinde bir ton koruma var ama tabi karşı adamların eğitimleride önemli dedim ve o gece öyle devam etti..
...
- anne hadi dedim sitem dolu sesimle çünkü ne zaman çıkmaya başlasak ay şu kaldı şunuda yapayım deyip duruyordu
- tamam kızım geldim bu sefer dedi annem . Bıkmış bir şekilde duvara sırtımı yasladığımda ellerimi göğsümde bağladım
- gelmedimi hala dedi şirin. Umutsuz bir vaka gibi başımı salladım
- annemin neyi var dersin
- kan tahlilleri çıkmadan birşey diyemem fakat bu normal bir durum değil . Daha önceden başlamış birşey olmalı yoksa tek seferde bu kadar ağır bir şekilde hasta olamaz dedim
- tarakta bu saçları buldum fazla değilmi dedi şirin avucunda ki saç birkintisini gösterirken . Annemin saçlarını özenle elime aldım
- belki de almamıştır taraktan birkaç gün toplanmıştır dedim
- annem her gün alır taraktan çünkü babam onun kopan saçlarını görmeye kıyamaz dedi şirin yüzümde oluşan gülümseme ile annemleri düşündüm . Babam annemin saçlarına hayran bir insandı ve bizde saçlarımızın genini genellikle annemizden almıştık .
- neyse sen bunu at zaten kan değerleri çıkarsa ben gerisiyle ilgilenirim dedim şirine . Avucunda ki saçlara bakıp
- abla anneme birşey olmaz değilmi diye sordu . Sulu göz olan kardeşimin tabikide gözleri dolmuştu . Omuzundan tutarak onu kendime çektim
- hiçbirşey olmaz annem güçlü insandır merak etme sen dedim . Belime sıkıca sardı kollarını güç istercesine birine dayanmak istercesine . Kollarını daha fazla sardım ona başımı eğip saçlarını kokladım sonrada öpücük bırakıp çenemi başına yasladım . Omuzun üzerinde duran elimin parmaklarıyla hafif hafif omuzlarını okşuyordum.
Aslında bir nevi hepimiz az çok tahmin ediyorduk fakat asla bunun olacağına inanmıyorduk çünkü biz annemi hep güçlü bir kadın olarak biliyorduk...
Sonunda gelen annem ile birlikte hastaneye vardık. Eski çalıştığım yer olduğu için hala değişmeyen doktorlarla selamlastım ve durumu anlattım. Hemen annemin şikayetleri alındı ve kan testi için kan vermeye gittik .
- Elif sen yapar mısın Büşra hoca acil beni çağırıyor dedi arkadaşım. Başımı sallayıp elimin en hafif olduğu haliyle gereken miktarda kanı farklı incelemeler için farklı tüplere doldurdum . Çekmeceden çıkardığım etiketleri üzerlerine yapıştırıp gerekli alana koydum . O sırada arkadaşım geldi
- halletin mi?
- hallettim kanları oraya bıraktım etiketlerinide yapıştırdım fakat organizer tamamıyla dolunmuş labaratuvara verseniz iyi olur bugün sen bı anons geç bunun hakkında dedim
- sen cansın ya diyen arkadaşım bana sarıldı . Annemle dışarıda birşeyler yiyip eve doğru annemin isteği üzerine yürüdük. Sırf yürümek için hastaneye arabayla değilde şehir içi ile gelmiştik ..
2 gün sonra
- efendim dedim arayan arkadaşıma karşılık
- elif annenin kan tahlil sonuçları geldi dedikten sonra sustu fakat bu suskunluk hiç hayra alamet gibi durmuyordu
- eee nasıl hiç bakamdımı hocalar ben bakarım diye dedim
- baktılar ama bazı şeyler çok ters gidiyor dediğinde kaşlarımı çattım
- ne gibi şeyler
- ben sana yanlış bilgi vermek istemem . Elif sen buraya gelsen Büşra hocayla konuşsanız dedi istekli çıkan sesi ile
- ben şuan askeriyedeyim Büşra hoca yarın sabaha kadarmı orada dedim
- evet ama ben 8 de çıkacağım
- tamam sana yetişmeye çalışırım fakat yetişemezse sen raporları Büşra hocanın yanına bırak ondan alırım ben dedim ve vedalaşarak telefonu kapattım ..
Yaklaşık 20 dakikadır gelen giden yoktu ve ben tek bir noktaya odaklanmış aşırı düşünceli bir şekilde duruyordum . Keşke arkadaşımdan raporların fotoğrafını isteseydim diye düşündüm . Oflayrak başımı ellerimin arasına aldım . Bugün abimi neredeyse hiç görmemiştim görsem bile konuşamamıştık . Sanırım yine bir operasyon vardı ve onun için tüm askeriye ile iletişim halindeydi . Kafam yoğun düşüncelerle dolu bir şekilde mesai saatimin bitişini bekledim...
- annenin sırtında bir kitle olduğundan şüpheleniyorum . Onun dışında kan değerleri çok düşük geldi Elif bunlar normal şeyler değil . Siz yinede daha iyi hastanelere bakın derim sonuç olarak hepimizin bir yanlışı bir kişinin hayatına mal olabilir dedi Büşra . Şok içinde ne yapacağımı bilemez bir haldeydim .
- eğer o hastalıktansana ağır bir şekilde yutkunup devam ettim . Stres yapmaması gerekiyor değil mi ?
- aynen öyle dedi Büşra üzgün sesi ile . Dolan gözlerimi gizlemeye çalışarak
- sen şimdilik kan değerlerini bana ver ve ona göre bı reçete hazırla başka hastane işini ben bir şekilde halledeceğim ve lütfen annemin asla haberi olmayacak dedim . Büşra da titreşen gözleri ile beni onayladı . Bu hastanedeki herkes annemi seviyordu . Ve ben annemin böyle bir hastalığa yakalanmasını istemiyordum .
- Elif eğer yardımcı olabileceğim birşey falan dediğinde Büşranın sözünü kestim
- olursa söylerim dedim ve ne halde bile olduğumu bilmeyerek çantamı ve montumu alıp hastane koridorunda yürümeye başladım . Görenlere ufak bir baş selamı verdikten sonra kendimi yangın merdiveninin kapısının önünde buldum . Bu kapı hastanenin arkasına açılıyordu ve orası sadece otopark olarak kullanılıyordu . Daha fazla düşünmeden sert kapıyı ittim ve dışarı çıktım .
Sırtıma kapıyı yaslayıp sanki yıllardır nefes alamayan makineye bağlı bir hasta gibi elimi göğsümün üzerine koyup derin derin nefesler almaya başladım. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamadan titreyen bacaklarımla merdivenlerden birine oturdum . Başımı ellerimin arasına aldım ve ağlamaya başladım . Sesimin fazla çıktığını farkedince elimi yumruk yapıp kendimi sakinleştirmek adına ısırdım .
- tamam tamam sakin ol sen bir doktorsun sen çok iyi bir doktorsun . Annene hiçbirşey olmayacak, tevekkül edeceksin elinden gelen herşeyi yapacaksın ama izin vermiyeceksin olmayacak birşey dediğimde dayamadım ve takrar ağlamaya başladım . Bu seferde yürümenin iyi olacağını düşünerek çantamı ve montumu basamakların üzerine bıraktım . Elimdeki telefon ile titrek adımlarla yürümeye başladım . Fakat asla yürüyemiyordum . Daha fazla dayanamayıp yere çöktüm . Hala gözlerimden akan yaşları elimle sildim ve sesimi ne kadar çıkarmamaya çalışmamda küçük bir çığlık attım . Şiddetli bir şekilde ağlamaya devam ederken buradan tek başıma geri dönemeyeceğimi anladım. Elimdeki telefonu alıp açtım .
Abimi arasam telaş yapacaktı ve beni bu halde görürse hastanedeki herkesin eceli olurdu biliyordum ailemden kimi arasamda yapacaktı . Arkadaşlarımı aramayı düşünsemde bunun duyulmasını istemiyordum . Daha doğrusu kimsenin anneme bir hasta gözüyle bakmasını istemiyordum çünkü annem iyileşecekti .
Gerekirse bizzat ben ilgilenecektim fakat annem iyileşecekti . Eğer o hastalığa yakalndıysa elimden gelen herşeyi yapacaktım. O hastalıkta sadece annem değil hepimiz savaşacaktık.
Tim için kurmuş olduğumuz gruba girdim . Şimdiye kadar az çok konuştukları için kimin kim olduğu biliyordum az çok . Mesajdan anladığım kadarıyla Yavuz'u aradım . Diğerlerinide aramayı düşündüm fakat neden bilmiyorum elim sanki onun ismini arıyormuş gibi yavuzun üzerine gitti . Aradığım telefon açılınca ilk duyduğum ses bana soru soran bir ses oldu
- sen kimsin . Buruk ve acı bir şekilde gülümsedim burnunu çekip ağlamamı durdurmaya çalışarak titrek ve neredeyse hiç çıkmayan sesimle Yavuz'un beni tanıyacağını düşünerek konuşmaya başladım . Zira ona kendimi tanıtacak konuşma gücünü asla kendimde bulmuyordum
- yavuz buraya gelebilir misin dedim sonlara doğru dayanamayıp ağzımdan küçük bir ağlama hıçkırığı firar etti . Titrek sesimle sorduğum soruya karşı
- Elif senmisin dedi . Sadece onu onaylayan mırıltılar çıkarmakla yetindim zira daha fazla cümle kurabileceğimi düşünmüyor ve o gücü kendimde görmüyordum.
- neredesin konum at bana hemen dedi endişeli sesi ile . Ne kadar o görmesede başımı salladım ve telefonu kapatıp az önce aradığım numaraya konum gönderdim ...
Hızla otoparka giren arabayla zorla geldiğim merdivenlerden ve başımı yasladığım korkuluktan başımı kaldırdım . Yavuzun siyah arabasını gördüğümde yerimden kalkmaya çalıştım.
- Allah'ım affet ama o kuluna şuan çok fazla ihtiyacım var dedim . Tekte arabayı park eden yavuz hızla arabadan indi . Kapıyı kapatarak bana doğru koptuğunda ağlamaktan kızarmış yüzüm, gözlerim ve halsiz vücudum ile ona doğru gitmeye çalıştım .
- Elif dedi naif şefkat dolu bir sesle . Askeriyede edip gürleyen asla duygu barındırmayan sesi şuan bana karşı şevkatle çıkmıştı. Yanıma gelip rahatsız olacağımı düşünerek durduğunda hiç beklemeden kollarımı boynuna doladım . Hareketin ile kasılan ve taş gibi sertleşen vücudu ile bana karşılık vermedi . Başımı boynuma gömdüm ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Ben hıçkırarak ağlarken sesimi duyduğu gibi kendine gelmiş olacakki elleri çok hafif bir şekilde belimi tuttu .
Tutuşu asla varlığını hissettirmiyordu çünkü rahatsız olacağımı düşünüyordu
- Elif dedi durdu ne oldu dedi naif şevkatli sesiyle kim yaptı dedi hafif sinirli çıkan sesiyle . Hıçkırıklarımın arasından
- annem diyebildim sadece devamı gelmedi cümlenin .
- tamam şşşş dedi bir elini omuzuma koymuştu ve parmaklarıyla bulunduğu bölgeyi okşuyordu .
- Elif buz gibisin dedi çünkü yüzüm daha doğrusu burnum hafif bir şekilde boynunu hareket ettirmesinden dolayı boynuna değmişti .
- gidelim buradan dedim . Çünkü ne burada bu halde görünmek nede daha fazla hastanede kalmak istiyordum .
Ben ilk defa hastanede kalmak istemiyordum
- gidelim dedi . Biraz geriye çekildiğinde boynundan çektim ellerimi . Yüzümdeki gözyaşlarını sildim . O sırada montumu ve çantamı aldı , bir eli ise kolumdaydı sanki düşeceğimi biliyor gibi kolumdan tutuyordu . Elindeki eşyalarıma baktım . Askeri üniforma siyah çanta ve krem trençkot . İster istemez yüzümde hafif bir tebessüm belirdi .
Gözleri benim baktığım yere ilişti . Oda hafifçe gülümsedi
- gidelim dedi en son . İki merdiven indikten sonra gücümün tamamiyle ağlamaktan dolayı tükendiğini hissettim öyleki yamuk yumuk yürüyüp duruyordum
- yavuz dedim yardım etmesini ister gibi . Bana baktı , süzdü baştan aşağı
- iyi değilsin hemde hiç dedi . Kucağıma alsam rahatsız olur musun diye sordu . Direk alabilirdide fakat bu adam bambaşkaydı . Ellerimi sanki onu ister gibi boynuna doğru uzattım daha doğrusu yukarıya doğru çünkü benden büyüktü . Yanıma eğildi hemen ben ellerimi düşmemek için boynuna dolarken o bir elini dizimin altına diğerini ise sırtıma koyup beni kucağına aldı ve elinde benim eşyalarım ile birlikte arabaya ilerledi .
Arabanın sağ koltuğuna beni bindiridğinde gözlerim resmen kapanmak için bana yalvarıyordu . Beni bıraktıktan sonra
- Allah'ım affet diye birşeyler mırıldandı . Haklıydı adamı günaha sokuyordum resmen . Şoför koltuğuna geçti
- nereye gidelim dedi
- herhangi boş bir eve dedim . Biraz düşündü sonra arabayı sürdü .
- birilerine haber ver dedi yoksa ben abini arayacağım. Yorgun ve bitmiş halim ile telefonu açtım . Yengemi aradım
- söyle kuzum dedi
- yenge ben yavuzun yanındayım eğer eve gitmezsem falan söyle abime dedim. Yengem birkaç soru daha sordu hepsine kısa cevaplar verdim
- elif birşeymi oldu doğruyu söyle dedi
- yengem birşey yok olsa demez miyim dedim
Halbuki dilimin söylemek istemediği fakat gerçekte var olan çok şey vardı . Annemin şüpheli olan ve beni şimdiden bitiren hastalığı gibi
Telefonu kapattıktan sonra koltuğa başımı yasladım ve gözlerim anın yorgunluğu ile kapandı ..
- Elif güzelim uyanmayı düşünüyor musun diye tanıdık bir ses duydum . Yavaşça gözlerimi aralamaya çalıştığımda bulanık bir şekilde karşımda duran yüze baktım . Görüşümün netleşmesi için gözlerimi bu kaç aç kapa yaptıktan sonra Yavuz'u ve bana ilgiyle bakan gözlerini gördüm .
- iyi misin uyandırmasamıydım acaba dedi
- iyiyim dedim esneyerek bu halime tebessüm etti . Geldik mi dediğimde başını salladı . Park etmiş olduğu arabadan anahtarı çıkardı ve arka koltuğa koyduğu eşyalarımı alıp arabadan indi. Bende kemerimi açıp indim ve yanına gittim .
- neresi burası dedim bir binaya yürürken
- arkadaşımın evi ondan rica ettim bugünlük başkasında kalıcak diye bir açıklama sundu ve cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı . Asansöre ilerlediğinde durdum . Bana bakıp neden gelmiyorsun der gibi bir hareket yaptı
- asansör sevmem merdiven çıksak dedim . Derin bir nefes alıp merdivenlere yöneldi. Ne yani böyle ofluyordu ki tamam birazcık onu işjnden etmiş olabilir ve asansöre bindirmemiş olabilirdim fakat bana oflamasına gerek yoktu . Pislik herif
Adam sadece nefes aldı
Ofladı sus
Açtığı kapıdan ilk önce postallarını çıkararak o girdi sonrasında bende spor ayakkabılarımı çıkarıp girdim . Üzerimde ki kumaş tarzı olan pantolon kırış kırış olmuş ve baya lekelenmişti . Bunu farkedince yüzümü buruşturdum .
İçeri baktığımda her eşyanın birbirinden farklı olan bir ev hayal etmiştim açıkçası fakat burası gayet hoş spor mobilyalarla döşenmişti. Yavuz elindeki bana ait olan eşyaları orta sehpanın üzerine koydu bana dönüp
- beğendin sanırım dedi . Hoşnutlukla başımı salladım . Elimdeki varlığını bile unuttuğum telefon çalınca ekranına baktım. Abim arıyordu biraz korku ve endişe ile Yavuz'a baktığımda oda ekrana baktı .
- herşeyi anlat birşey demez istersen onu ve yengenide buraya çağır hatta dedi . Yavuz'a daha hastalıktan bahsetmemiştim . Yengem hamileydi ve kendine stres yapacaktı biliyordum . Fakat abimin bilmesi lazımdı ve eğer o bilirse yengemde bilecekti . Telefonu açıp kulağıma götürdüm
- Elif neredesin Yavuz nerde siz neredesiniz ve ne oluyor bunların hepsini bana açıkla hemen şuan dedi kızgın olduğunu belli eden bir sesle . Yavuz bana bakarken gidip evin tüm odalarına baktım . Arkadaşı gerçekten evi temizleyip bize bırakmıştı . İki kişilik yatak ve iki koltuk vardı .
- herşeyi en ince detayına kadar anlatacağım fakat yengemi alıp buraya gelir misin abi dedim
- nereye dedi sakinleşen sesi ile . Sesim ne kadar daha iyi çıksa da hala tam anlamıyla iyi değildim ve o bunu telefondan bile anlamıştı.
- sana bir konum atacağım Yavuz ile birlikte oradayız fakat geceyi burada geçirebiliriz o yüzden yengeme söyler misin bana rahat birşeyler getirsin dedim . Sonra Yavuz'a baktığımda oda askeri üniformalarla uyuyamazdı ki . Sende Yavuz'a uygun birşeyler getirir misin dedim
- güzelim bana yalan söylemiyorsun değilmi dedi
- hayır abi sadece buraya gelmeni istiyorum dedim yengem ile . Sonrasında telefonu kapatıp ona konum attım . Aklıma gelenler yine gözlerimin dolmasına sebebiyet verdi ...
Bölüm bekliyormuydunuz bilmiyorum ama atıyorum. Bölümleri sırf yazmak için yazıyorum çünkü oy sınırları okumalar yorum sayıları falan asla istediğim gibi ilerlemiyor .
Şimdi bölümde elif neden keremi aramadı falan derseniz eğer orada ne kadar anlatabildim bilmiyorum fakat Elif gercekten ağlamaktan aşırı kötü bir durumdaydı ve Kerem Elif'i o şekilde görürse o hastaneyi oradaki herkesin başına yıkardı emin olun .
Bunun dışında merak edeceğiniz birşey olursa yorumlarda söylersiniz zaten . Oy ve yorum atmayı unutmayın.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |