
- hoşgeldiniz dedim yengem ve abime . Yengem hemen yanıma gelip
- birşeyin mi var Elif iyi görünmüyorsun dedi . Yanağımda duran ellerini tutarken iyiyim diye fısıldadım . Sonra gözlerim en çok korktuğum gözlere gitti . Abimin gözlerine kızgınlık , sinir , şevkat ve daha birçok duygu barındırıyordu gözlerinde. Haklıydı onu arayabilirdim fakat o an neden çağkanı aradım bende bilmiyordum . Abim hiçbirşey demeden yengemin elinden tutarak içeri girdi .
- evet neymiş bize söyleyeceğin o önemli şey . Hatta yavuz ile buralara gelmeme sebebiyet veren o önemli şey . Yutkundum çünkü sonuna kadar haklılardı. Onu arayabilir ve herşeyi en kısa şekilde halledebilirdim. Fakat ben Yavuz'u arayıp onu yanıma kadar getirtip hatta bir evi boşaltıktan sonra yeni abime haber veriyordum . Bizim hakkımızda ne düşünürse haklıydı çünkü o büyük zaman diliminden birçok şey çıkabilirdi .
- benim pantolonum kirli eşofman falan getirdiniz mi dedim yengeme bakarken . Ne kadar gözlerine bakmaya korksamda ben böyle diyince abim hemen üzerimi taradı . Pantolonumdaki kirleri yer yer incelmiş tabakayı görünce kasları çatıldı .
- neredeydiniz siz böyle dedi . Bu sefer gözlerinde hafif bir endişe peyda etmişti .
- ben hastanedeydim dedim . Abim sanırım Yavuz'u hep benim yanımda sanıyordu . Yengem yanıma gelip elindeki bir poşeti bana diğerini ise Yavuz'a verdi .
- ikinizede eşofman var dedi . Başımı sallayıp odalardan birine geçip hızlıca üstümü değiştirdim ve kirlileride poşete koydum .
- şimdi siz ikiniz bana herşeyi en ince detayına kadar anlatıyorsunuz . Sen neden askeriyeden erken çıkıp kardeşimin yanına gittin. Sen neden yavuz ile o kadar zaman geçirip beni hiç aramadın bunların hepsinin cevabını istiyorum dedi abim .
- ben askeriyedeyken beni Büşra aradı . Doktor olan arkadaşım tanıyorsun zaten dedim oturacağım sandalyeye giderken
- o niye seni aradı ne alaka dedi .
- geçen annem ,siz bize geldiğinizde fenalaştı . Bende onu bizim hastaneye götürdüm işte. Kan tahlilleri falan çıkmış onun için beni aradı dedim .
- eee nerede bu kan tahlilleri annemin birşeyi varmı dediğinde ağır bir şekilde yutkundum . Sesim her an ağlamak istermiş gibi çıkarken devam ettim .
- işte gittiğimde kan değerleri kötü çıktı ben gitmişken birkaç şeye daha baktırmıştım onlarda normal düzeyde değil dedim .
- nesi var annemin Elif lafı evirip çevirme dedi abim
- annemin o gün tüm yaptığımız değerlere göre sırtında bir kist olabilirmiş dedim
- nasıl yani zararlı bir kistmi bu dedi yavuz . Yavuzun sorusu ile abimde hemen bana baktı
- bilmiyorum işte tam kapsamlı bir kontrol yapılmadı o Yüzden şuanlık bunlar bir tahmin yada ihtimal işte
- başka ne dedi o doktor arkadaşın
- daha kapsamlı bir hastanede muayene dedi işte falan .
- yani annem şuan sadece risk taşıyor değilmi dediğinde başımı salladım . O zaman kanser olmayadabilir hem şu erken teşhis falan onlarda etki etmiyormu dedi abim
- ediyor ama... abi sırtında bir kissten şüphe ediliyor , kan değerleri düşük ve biraz sustuktan sonra devam ettim . Abi annemin saçlarıda eskiye oranla daha fazla dökülüyor dedim . Gözlerimin dolduğuna yemin edebilirdim . Abimin gözleri titreşti. Gözleri sonuna kadar doldu . Çünkü abim annemin saçlarını çok severdi . Küçüklüğünde hep oynar örmeye çalışırdı.
- anne dedi küçük kız benimde böyle seninki gibi saçlarım olucak dimi abim benimkinide sevsin . Rümeysa hanım kendisine doğru koşan kızı kucağına aldı ilgiyle yüzüne bakarken
- olur tabi hem de daha güzeli olur dedi Rümeysa hanım ve kızının kısa saçlarını ördü .
- annnneeee diye odaya girdi kerem babasıda arkasından girdi . Okuldan gelen küçük çocuk sırtındaki spidermanlı çantayı koltuğa fırlattı ve boyu kısa olduğu için annesinin bacaklarına sarıldı . Kerem küçüklükten beri bir kahraman olmak istiyordu
Fakat büyüyünce en iyi kahramanın kendisi olacağından henüz haberi yoktu
- oğluuşummu gelmiş benim okuldan hani baba dedi Rümeysa hanım soru soran sesi ile .
- birileri kocasınımı özlemiş acaba dedi Musa bey . Arkadan hem karısına hemde kızına sarıldı . Önce Rümeysa hanımın duş aldığı için açıkta kalan ıslak saçlarını kokladı uzun uzun
- bir ömür gibi korkuyorlar dedi . Genç kadın gülümsedi . Sonra kızının saçlarını hafifçe koklayıp bir öpücük kondurdu . O sırada içeriden bir bebeğin ağlama sesi geldi . Şirin uyanmış ve ağlıyordu .
- kardeş uyandı diye bağırarak kerem hemen şirinin beşiğinin yanına koştu . Babasıda peşinden giderek şirini alıp getirdiler .
- anne bu bebek bana benziyor dedi Kerem
- hayır bana benziyor dedi elif . Çocuklarının bu tartışmalarına tekrar şahit olan çift birbirlerine gülümsedi . Musa beyin kucağındaki şirin ,durduğu yerin rahatlığıyla tekrar küçük dudaklarını boşluk bırakarak ve ellerini iki küçük yumruk yaparak uyuya kalmıştı .
- acaba kim benim saçlarımı tarar aşkım sen tarar mısın dedi Rümeysa hanım aslında bu bir kavganın bitiş biletiydi .
Fakat çocuklar bunu ancak büyüdüklerinde anlayabileceklerdi
- tabikide hayatım ama önce şirini beşiğine bırakayım uyanmasın dedi Musa bey ve kucağındaki Bebek uyanmasın diye yavaş adımlarla odadan çıkarken Kerem hemen annesinin yanına gitti . Annesinin bir dizinde küçük Elif oturduğu için kendiside diğer dizine geçti ve
- anne ben tarayayım lütfen dedi .
- hmmm düşünmem lazım dedi Rümeysa hanım ellerini düşünüyormuş gibi dudaklarına görürürken .
- anne lütfen babam yapamaz dedi küçük çocuk . Gözlerinde olan yalvarış sesinede yansımıştı .
- pekala benim küçük oğluşum yapsın dedi Rümeysa hanım keremin başını öptükten sonra . Kerem koşarak TV ünitesinden bir tarak çıkardı ve hemen annesinin yanına koştu . Arkasına geçip tarakla yapmayı sevmediği için elindeki tarağı ilk kenara attı . Küçük elleri tarağı tutmaya yetmiyor bu yüzden tarak hemen elinden düşüyordu . Minik elleri ile aslında annesinin önceden taradığı saçlarını taradı ve Musa bey gelince ona asla yerini devretmeden işine büyük bir dikkatle devam etti .
Keremin en sevdiği şeyler bir kadının yumuşak saçlarıydı . Annesinin iki kız kardeşinin ve en çokta ilerideki eşinin saçlarını bu yüzden çok severdi
Aklıma bu anı gelince gözlerim son noktaya geldi . Gözlerimi kapatıp ellerimle akan yaşları sildim . Abim güçlü durmak istermiş gibi sorularına devam etti . Fakat herkesin bildiği bir gerçek vardı ki
Biz daha annenize teşhis konmadan yıkılan çocuklardık . Ya o teşhis konduğunda ..
Devamını getiremedim ve abimin sorusuna yönelmeye çalıştım .
- yavuz peki ne alaka dedi abim . Sesi askeriyedeki gibi duygudan yoksun çıkmıştı . Çünkü ağlamak için yer arıyordu fakat bunu burada yapamazdı biliyordu .
- ben yangın merdivenlerinde durup ağlamaya falan başladım işte dediğimde sözümü kesti
- o soğukta sakın bana bir saatten fazla orada ağladığını söyleme dediğinde yere baktım
- bir buçuk saat kadar sonrada onbeş dakika kadar sonra Yavuz'u aradım o geldi zaten
- senmi aradın Yavuz'u dediğinde başımı salladım
- neden beni aramadın .
- çok kötüydüm abi yemin ederim beni öyle görüp üzülme annemin haberini daha geç öğren diye yaptım . Arkadaşlarıma haberin yayılmasını kimsenin anneme o gözle bakmamasını istedim . Bu yüzden işte tim grubundan yavuzun olduğunu düşündüğüm numarayı tuşladım . Ama sana yemin ederim çok kötüydüm dedim ağlarken.
- sonra ne oldu Yavuz sen devam et zaten birlikteydiniz sende yanıma gel dedi abim ve kollarını açtı . Ağlayarak hemen yanına gittim kolları arasına girip göğsüne sokuldum . Yengem bir elimi tuttu dolmuş gözleriyle bana gülümsedi daha iyi olmam için abim ise kollarını bana sardı buradayım der gibi .
- beni aradığında sesi çok kötü geliyordu zaten doğru düzgün konuşmadı . Sonra bana konum attı işte ben geldiğimde yangın merdivenlerinde oturmuş ağlıyordu . Kerem beni biliyorsun ama sana yemin ederim ki Elif ayakta bile duramıyordu dedi yavuz
- niye buraya geldiniz peki
- kendisi istedi . Annemler beni böyle görmesin dedi. Birisine haber ver deyincede yengeyi aradı işte sonra biz buraya geldik haber sana ulaştı sen aradığında daha eve gireli iki saniye bile olmamıştı .
- sen neden bana haber vermedin dedi abim
- kardeşini o halde görmeni istemedim bide elif seni değilde yengeyi aradıysa senden korkmuştur bazı konularda diye düşündüm .
- sadece kardeşimi hastaneden aldın arabaya bindiniz ve buraya geldiniz zaten on dakika sonra biz geldik bu kadar dedi abim . Tamamiyle yavuz ile aramızda birşeylerin olup olmadığını anlamak için . Aslında ikimizide bizden iyi tanıyordu yani en azından beni . Böyle birşeyi yapmayacağımız8da iyi biliyordu fakat aklına ister istemez geliyordu . Yavuz ile başımızı sallayıp onu onayladık.
- şimdi ne olucak dedi yengem
- Şırnak şehir Hastanesi'ne gideceğiz . Orada çalışan bir arkadaşım var onun mesaisine denk getirtip yine kan aldıracağım fakat annem alınan kanların hastalığın doğrulanması için olduğunu bilmeyecek .
- o nasıl olucak dedi abim
- ben halledeceğim
- peki ya eğer o hastalıktansa dedi yengem .
- bilmiyorum fakat nerede en iyi doktor varsa oraya götüreceğim . Gerekirse bende geçici tayin isteyeceğim eğer bunu yapmazsam mazeret iznimden kullanacağım dedim .
- gittiğiniz yerde benim nasıl sizden haberim olucak ikiniz tek başına gidemezsiniz dedi abim
- ben her gün ararım hepinizi . Ayrıca sizin operasyonunuz falan yokmu askeriye içinde bile göremiyom seni be nasıl geliceksin bunca iş arasında dedim. Birşey demedi en son abimin kolları arasında ayrılıp ayağa kalktım
- neyse be bugün bence burada yatabiliriz . Siz ikiniz burada yatın ben ve yengem yatakta yatacağız dedim .
- sen birşey yedin mi diye sordu çağkan . Başımı sağa sola sallayıp
- aç değilim dedim
- olmaz öyle bı lahmacun falan birşeyler söyler hepimiz yeriz dedi abim
- ne gerek var aç değilim işte dedim fakat yengemin gözleri beğeni ile abime bakıyordu . Çünkü canı net bir şekilde lahmacun çekmişti .
- tamam sen yeme be . Aşkım sen boşver onu biz yeriz dedi yengem abimin koluna yapışıp melül melül ona bakarken.
- iyi söyleyin bakalım fakat cimrilik yapmayın ha dedim
- söyleyin derken hepimizi sen buraya topladım sen söyle dedi abim .
- evin erkeği ikinizsiniz bölüşüm aranızda dedim omuz silkerek . En sonunda çağkan ve abim şükürler olsun ki bize lahmacun söylediler ve lahmacunları yiyip sessiz sedasız odalara uyumaya çekildik...
Sabah kalktığımda yengem hala uyuyordu fakat abim ile yavuz büyük ihtimalle bizi uyandırmadan işe gitmişlerdi. Orta sehpanın üzerinde abimin arabasının anahtarı vardı . Yengemi uyandırmadan evde ne var ne yok diye mutfağa giriştim ve ne bulduysam bir kahvaltı sofrası hazırlayıp yengemi uyandırdım.
- neden kaldırmadın beni birlikte kurardık
- kıyamadım çok güzel uyuyordun bebişimle hem biraz kafa dağıtmış oldum dedim. Yengem ile birlikte evdeki bütün dağınıklığı topladık . En son kalan tüm eşyaları ve evin anahtarını aldım . Kapıyı kilitleyip üzerimdeki çıkarmadığım eşofmanlarla şoför koltuğuna geçtim ve lojmana sürdüm . İlk önce hem yengemi bırakacak hemde onun kıyafetlerinden birşey giyinip öyle işe gidecektim . Ve bu şekilde yola koyulduk...
- yengoşum çok güzel oldu işte bak vallahi benim içime sindi . Dedim yengeme çünkü kendi kıyafetleri bana birazcık bol geldiği için üzerimde güzel durmadığını söyleyip kendini üzüyordu
- güzel mi doğruyu söyle bak dedi
- ya güzel olmasa ben eve geçmeden direk buraya gelir miyim aaa dedim ve yanaklarını öptüm . Sonrada karnına bakarak izin varmı dedim . Aslında direk öpedebilirdim fakat bazı hamile kadınlar karınlarına başkalarının dokunmasından hoşlanmazdı . Bu yüzden küçük çocukken bile annemin beni böyle yetiştirmesi üzerine hep izin alarak dokunmuştum şişkin karınlarına .
- öp hadi sonrada git artık geç kalacaksın dedi yengem . Uzanıp küçük bir öpücük bıraktım karnına
- ben geç kalmam birşey olursa hemen beni ara yeğenlerimede iyi bak dedim ve askeriyeye doğru yöneldim...
Geldiğim gibi ilk isim birkaç hastaya bakmak oldu . O şekilde araya kadar bazı askerlerin yaralarına baktım . Aslında çok fazla yaralı asker gelmezdi çünkü hepsi eğitimli kişiler olduğu için kolay kolay yara almazlardı. Fakat ben içim rahat etsin diye hep molaya kadar hiç kimse gelmese bile odamda dururdum .
Yavuzun sabah evde bıraktığı anahtarı alıp ilk önce genellikle bizim timin toplandığı odalardan birine baktım . Burada olmadıklarını görünce abimin odasına doğru adımlamaya başladım . Kapıyı çalıp yavaşça açtığımda içerisi boştu . Kaşlarımı çatarak nerede bunlar diye düşünürken bu seferde yönümü yavuzun odasına doğru çevirdim .
Önüne geldigim kapının kulpunu araladım ve içeri girdim . Tüm tim buradaydı ve çok ciddi bir mesele hakkında görüştükleri yüzlerindeki ciddi ifadeden belliydi .
- ben rahatsız mı ettim dedim mahcup gülümsemem ile
- yok gel abicim bizde bir operasyon hakkında konuşuyorduk dedi abim . Duvara yansıttıkları haritaya baktım .
- ne operasyonu bu dedim
- yakaladığımız bir adamın verdiği bilgilerden yola çıkarak bir terör örgütünü bitirme işi gibi birşey dedi .
- daha fazla bilgi veremiyorsunuz sanırım dedim aslında daha fazla bilgi almak gibi bir niyetimde yoktu . Abim malesef der gibi başını sağa sola salladığında sadece gülümsedim ve yavuzun yanına doğru adımladım. Avucumda sakladığım anahtarı Yavuz'a verirken
- herşey için çok teşekkürler eminim abim zaten gerekeni yapmıştır ama dedim ve derin bir nefes alıp devam ettim herşey için saol . Yavuz eline aldığı anahtarla sadece bir baş hareketi yaptı . Abime bakıp
- izninle ben odama geçiyorum size kolay gelsin dedim
- sen bilirsin. Yengen nasıl dedi abim
- gayet iyi merak etme . Size kolay gelsin dedim ve çıktım. Abimin yengemi arayacağını biliyordum bu yüzdende sadece iyi demiştim ...
Buyrun efendim bölümünüz. Oy ve yorum atmayı unutmayın 🌺 ♥️
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |