
- çağkan senin sevgilin mi var ? Duyduğum sesle bileğime taktığım tokadan ilgimi çekip arkama baktım . Arkamda bana hesap soran bakışlarını gönderen Ayla vardı
- anlamadım?
- o kızla sevgili misin?
- hangi kız? Açık konuş Ayla dedim hafif sinirli sesimle. Çenesinin ucuyla Elif'in masasını gösterdiğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum
- doktor olan kızla sevgili misin?
- omu dedi sevgiliyiz diye
- kimin dediğinin bir önemi mi var ayrıca evet o dedi hatta evlilik planları kuruyormuşsunuz . Çağkan yok öyle birşey değil mi o kız ne dediğini bilmiyor
- Elif dediyse doğrudur dedim ağzım kulaklarımda . Bu sırada ayla dibime kadar girmişti. Ellerini boynuma atacakken kendimi geri çektim
- sakın Ayla sakın bunu deneme diyerek sinirle arkamı dönüp odadan çıkıyordum ki sesini duydum
- seni asla o sürtüğün eline bırakmam. Çağkan sen benimsin! Bı anlık sinir ve kızgınlıkla ona dönüp
- hayırdır, yürek falan mı yedin sen
Beni kullanılacak bir şey olduğumu sanmasına değil Elif'e sürtük demesine sinirlendim.
- yürek yedim çağkan keşke sende benim yüreğimi yesen diye sinirli sesime karşılık gülerek cevap verdi . Tam cevap verecektim ki arkadan oldukça sinirle bağıran bir ses duyuldu
- gel ben o yüreği çıkarıp yerim içinden ! Elif'in sinirli sesini duyduğumda onu görmenin mutluluğuyla gülümseyerek arkama baktım . Bana bakmadan aylaya doğru yürüyordu
Bana bakarsa siniri yok olurdu çünkü
- hah bunu senin gibi sürtük birimi yapıcak güldürme beni dedi Ayla dalga geçen bir sesle . Sinirle tekrar aylaya döndüğümde
- senin o kızıl saçlarını yolarım diye bağırdı Elif . Sinirle aylanın üzerine atlamak için hazırlanan Elif'i belinden tutup kendime çektim
- ayla çık!
- yavuz bırak , yavuz sana beni bırak dedim!
- ben en azından senin gibi heryerimi kapatmıyorum dedi Ayla dalgayla karışık bir sesle
- ben en azından senin gibi götümü başımı gösterip evli olmama rağmen birilerine yavşamıyorum! Diye bağırdı Elif . Şok içinde ve gülerek belinden tutup kendime çektiğim kıza baktım
- seni gebertirim! Bağıran aylayla birlikte ne zaman elimden kurtulduğunu anlamadığım Elif bir anda birbirine girdi . Gülerek bu ikili seyrediyordum ki ayla bir anda elini Elif'in eşarbının ucuna attı. Eşarbının boyun kısmı sıkılaşırken
- kızıl şeytan diye bağıran Elifte aylanın kızıl saçlarını tuttu. Gülerek izlediğim kavga sanırım biraz ileri gidiyordu . Elif eline doladığı saçlarla aylayı arkasından sürüklerken ayla çığlık çığlığa bağırıyordu .
- kusura bakma canım I dont speak yılanca dedi elif . Bunu demesiyle kendimi daha fazla tutamayıp kahkaha atmaya başladım. Elif sanki elinde aylanın saçlarını tutup yerde onu süründür müyormuş gibi birde gülümseyerek bana dönüp
- çok güzel gülüyorsun dedi gülümseyerek. Kahkaham dinerken fazlasıyla etkilenmiş bir şekilde Elif'e bakarken aynı zamanda gülümsüyordum . Fakat elifle bakışmamızı bölen şey aylanın saçını kurtarmak için elini Elif'in elinin üzerine atmasıydı. Elif tekrar sinirlenirken beklenmedik bir hareketle aylanın saçlarını bırakıp omuzlarından tutarak onu yere itti . Ayla yere boylu boyunca uzanmışken Elif üzerine çıkıp üzerindeki gömleğin yakasından tuttu. Başını hafif yerden kaldırırken
- şimdi ben sana ne yapayım diye sordu . Ayla pişmiş kelle gibi sırıtırken
- sen bana hiçbirşey yapamazsın dedi . Elif korkutucu bir şekilde gülümseyip ona cevap verdi
- beni hiç tanımamışsın diyip bir anda kafa attı . Ayla içli bir çığlık atınca yüzümü buruşturdum . Bu sırada bizim tim kapının önünde toplanmış kavgayı izliyordu .
- Bir daha seni yavuzun yakınında görmeyeceğim diye burnunu tutan aylanın kulağına fısıldadı .
- istediğin kadar uğraş ama çağkan benim diye bağırdı ayla son kalan gücüyle . Elif tem tekrar vuracaktı ki artık araya girmem gerektiğini anlayıp gülümseyerek izlediğim kavganın arasına girdim . Aylanın üzerinde dislerinden destek alarak oturan Elif'i tek hamlede çekip biraz uzaklaştırdım
- yavuz bırak yolayım şunu diye bağırdı . Elif'in belinden tutup kendime resmen sabitlemişken ellerime rağmen kurtulmak için çabalıyordu.
- Göktuğ , Ali aylayı çıkarın sizde bişi getirin temizleyin şuraları diyerek timden izleyenlere bağırdım
- komutanım ne güzel izliyorduk ya diye sitem etti Ali . Elif sinirle Ali'ye dönüp ters bir bakış attığında Ali sustu . Elif sakinleşmiş bir şekilde tüm vücut ağırlığı bana verdi . Yorulmuştu ve bunu kavgadan sonra fark etmişti .
- bu burada bitmedi diye birşeyler söyledi ayla giderken . Elif arkasından yılan işareti yaptığında gülümsedim . Elif'in belini bırakmadan onu kucağıma aldığımda hiç itiraz etmedi . Başını omuzuma yaslarken biraz ötede olan sedyenin üzerine yatırdım Elif'i .
- iyi misin diye sorduğumda gülerek
- hiç olmadığım kadar dedi fakat yorgundu eee iyi vurmuştu şimdi hakkını yememeyim hiç ara vermeden kavga etmişlerdi . Sedyeye yan bir şekilde yatıp kolunu başının altına yastık gibi koydu . Bacaklarını da dizlerinden kırıp tamamiyle yatış modune geçti . Yan tarafına baktığımda etrafı temizleyen bir tim görmeyi hiç beklemiyordum . Ciddi manada her yeri toplamışlardı.
- keremin haberi olmayacak şimdilik dedim . Hepsi beni onayladıktan sonra dışarı çıktılar . Elif'in sandalyesini alıp sedyenin yanına götürdüm ve ceketimi çıkarıp üzerine örttüm . Uyuyan yüzüne bakarken
- nasıl kurtulacağım ben senden dedim , sanki kurtulmak istiyormuşum gibi...
Yavaşça bulunduğum sedyeden kalktığımda üzerimdeki ceketi farkettim . Ceketi yan tarafa koyduğumda ise yanımda benim koltuğunda uyuyakalan Yavuz'u farkettim . İkimizde uyumudmuyduk gerçekten ya birileri gelseydi . Başını geriye yaslamış oldukça rahat bir şekilde yatıyordu. Gülümseyerek üzerimdeki kendi ceketini onun üzerine örttüm . Hareketimle birlikte hafif kıpırdansa da uyanmadı. Normaldi dün opresyondan gelmiş bugün sabah yine askeriyeye gelmişlerdi.
Saate baktığımda çıkış vaktimin çoktan geldiğini farkettim fakat filiz odada yoktu. Odanın kapısı hafifçe açıldığında içeri elindeki kupasıyla filiz girdi . Sessiz olmaya çalıştığı her halinden belliydi
- ayy benmi uyandırdım dedi telaşla
- yok uyanmıştım zaten sen ne zaman geldin
- siz yattığınızdan beri dediğinde gözlerim şok içinde açıldı
- nasıl yani diye sorduğumda omuz silkerek
- Ali aradı rica etti bende tamam dedim
- geldiğinde uyandırsaydın ya beni diye sitem ettim bende
- çok güzel duruyordunuz dediğinde başıyla Yavuz'u işaret etti. Aklıma aylaya yaptıklarım gelince utançla başımı eğdim fakat bu sırada uyuyan Yavuz'a baktım .
- utanma hemen, şuan bak yaparken utanmıyor şimdi utanıyor dedi filiz gülerek
- ya senin bana gardın falan mı var ya dedim. Sinsice gülümseyerek telefonundan bir fotoğraf gösterdi . Resmen yerime çivilenmiş tim
Çünkü fotoğrafta biz vardık
- ya sil onu dedim telefonu almaya çalışırken
- çok geç canım da sen istersen git uyanacak gibi duruyor, çocuğun yanında kızarma valla uğraşır senle dedi filiz gülerek. Yavuz'a baktığımda gerçekten her an uyanabilecekmiş gibi duruyordu . Başımı sallayıp eşyalarımı alıp hemen odadan çıktım ...
...
yattığım yerden doğrulduğumda bakışlarım hemen yanda duran sedyeyi buldu. Elif'i göremeyince kaşlarımı çatıp odaya baktım. Yana döndüğümde masada evraklarla uğraşan Filiz'i gördüm.
- Filiz? Başını kaldırıp bana bakan Filiz
- aa uyandın mı sen diye sordu . Bakışlarımı sedyeye çevirip
- Elif nerde ? diye sordum.Gitti mi? Filiz gülerek başını beni onaylar şekilde salladığında bende hafif gülümseyerek, yoksa kaçtı mı dedim
- ben oralara karışmam dedi ellerini havaya kaldırırken
- yok yok kesin o benden kaçtı değil mi?
- benden bu konuda tam laf alamazsın ama sanırım azıcık öyle gibimsi oldu dediğinde gülümsedim
- bu bence aramızda kalıyor ve ben gidiyorum dedim . Filize güvendiğim için çokta uzatmamıştım
- sanırım bende senlik birşey var dediğinde arkamı dönüp kaşlarımı hafifçe çatarak yüzüne baktım. Başımı hafifçe 'ne' der gibi eğdiğimde telefonunu açıp birşeyler aramaya başladı. Sonunda aradığı şeyi bulmuş olacak ki telefonu bana çevirdi. Ekrana baktığımda yüzüm hemen o soğuk halinden sadece Elif'i gördüğümde özellikle de son zamanlarda yüzümde oluşan o gülümseme tekrar yüzüme yayıldı. Ekranda elif sedyede, benim ise ona dönük bir şekilde sandalyede uyuyakaldığım fototğraf vardı
- bunu bana at numaramı girişteki hüseyin abiden alırsın diyip yüzümdeki gülümsemeyle odadan çıktım...
Babama sonkez pikniğe gelip gelemeyeceğini sorup evden çıktım. Arabaya binip piknik alanına doğru sürmeye başladım. Çalan şarkı durup yerini telefon araması aldığında arayan kişi Elifti. Aramayı cevaplayıp telaşlı sesimle
- Elif dedim , sonra devam ettim. İyi misin?
- şey... ben iyiyim ... yani şimdi şöyle.. aslında bi nevi değilim
- neden?
- şeyy... şimdi şöyleki ...ııııı ben şuan kapının önünde kaldım ve gelemiyorum dedi en sonunda. Aslında lafı gevelemesi ve bunu sadece bana karşı yapması hoşuma gitsede gelemiyorum dediği için dörtlüleri yakıp arabayı emniyet şeridine aldım
- gelemiyorum derken?
- arabada yer kalmadı dediğinde gülümsedim
- sende dedinki bi yavuz vardı onu arayayım o alsın beni ,dedim gülerek
- ya hayır...yani şöyle abimi arayacaktım ama onun evi uzak ya .. benimde aklıma sen geldin dedi aralıklı kelimeleri birleştirmeye çalışan çekingen sesiyle
- iyi ben bir düşüneyim eğer planım bozulmuyorsa gelir alırım seni yoksa artık taksiyle mi gidersin yürüyerek mi bilemem dedim eğlenen bir tonda
-ya yavuz ya napayım yalvarayımmı dedi tripli gibimsi sesiyle . Fakat o bunu söyleyene kadar ben çoktan onların evine doğru yola çıkmıştım.
- banane git kerem alsın seni dedim gülerek
- ya gell işte bana bak yolda durup otostop çekerim duran ilk arabaya binerim valla dediğinde sinirle
- binaya gir üşeyeceksin hava soğuk dedim .O ise zaferi kazanmış bir edayla
- gelecek misin yani şimdi dedi
- geliyorum cadı geliyorum , ayrıca bu ne özel şoför gibi kocan olsam bu kadar uğraşmam senle dedim
- defol git yavuz diyip telefonu kapattığında gülümsedim. Yaklaşık bir kaç dakika sonra evlerinin sokağına girdiğimde soğukta bekleyen kızı gördüm. Korna çaldığımda hemen arabaya bindi
- hoşgeldin prenses , ama sen en son sanki bana defol git diyordun dedim
- ne münasebet canım ağzımdan kaçmıştır dedi. Gülümseyerek önüme dönüp arabayı sürmeye başladım fakat beni izliyordu ve bu odağımı kaybetmeme neden oluyordu.
- yola bak Elif dedim
- ama benim canım sana bakmak istiyor dediğinde şok içinde ona döndüm. Bana gülümserken
- iyi bakalım soluğu nikah dairesinde alıncada bol bol bakarsın dedim ve tabi ki elifle uğraşmayı bırakmayarak nikah dairesine sürdüm.Aslında bu bir şakadan ibretti
ama gerçeği olsa belki de en büyük hayalimi gerçekleştirmiş olurdum...
- yavuz sen şaka mısın dedi şok geçirdiği belli bir sesle
- oldukça ciddiyim haydi in derken elimi kapıya attım
- yavuz ya diye sitem ederken elimden tutup haydi gidelim lütfen başka zaman geliriz dediği gibi söylediğinin farkına varmış olmalı ki yüzü hemen kızarmıştı
- hmmm yani başka zaman kocan olmama okeysin dediğimde ,kızaran yüzünü benden gizlemek için elimi bırakmadan yüzünü cama döndü.
- yavuz dedi sitemli sesiyle , lütfen hadi gidelim bak abim arar şimdi dedi yalvaran bir tonda
- yüzünü bana dön ben o yüzü bulmak için yıllardır bekliyorum dedim hüzünlü ama aynı zamanda sevinçli sesimle. Gülümseyen fakat oldukça kızarık ve tatlı duran yüzünü bana döndü.
- haydi gidelim lütfen derken tekrar utanmış olacak ki başını tekrar cam kenarına dönüp elini elimden çekmeye çalıştı. Elif elini elimden çekmişti ki elini tekrar tutup avuç içime gömdüm. Şok içinde bana dönerken nutku tutulmuş gibiydi ellerimizde ve benim yüzümde dolaştı bakışları
- yavuz demişti ki tuttuğum elin dış yüzeyini parmağımla okşamaya başladım .Bu hareketim ile resmen nefesi kesilmiş olan elifin elini yukarı doğru hafifçe kaldırıp gözlerimi gözlerinden bir salise olsun ayırmazken karşımda nefessiz kalışını izleyerek dudaklarımı çok hafif bir şekilde eline bastırdım ama tam olarak o sırada arabanın ekranından birisi aradı. Elif derin bir nefes alırken daha doğru düzgün öpemediğim elinden dudaklarımı tamamiyle çekip yerimde doğruldum . Arayan kişinin ismine baktığımda azıcık sinirlenmiş olabilirim çünkü arayan keremdi
gerçi böylesine basit fakat bizim için özel olan anı başka kim bölebilirdi ki
- abimm diyen elifinde sesini duyduğumda bakışlarımı kısa bir yanımdakı kadına değdirip ağzımın içinde
- başka kim olabilirdi ki diye söylendim . Elif söylediğimi duymadığı için kaşlarını çatıp bana bakarken aramayı onayladım
- neredesiniz lan! bana bak yavuz kardeşimle hiçbir şey yapmadan hemen buraya geliyorsunuz dedi sinirli ve bağıran bir sesle
- kusura bakmayın padişah hazretleri ışınlanma daha icat edilemedi dedim ters bir sesle sonrasında aklıma gelenle devam ettim ve gülümseyerek elife baktım
- ayrıca kardeşini yemeği planlıyorum dedim elife baktığım için mutlu olan sesimle
- 5 dakika içinde buraya gelip kardeşimi bana şağ salim teslim etmezsen seni gebertirim yavuz dedi yine sinirli sesiyle
- valla bi ihtimal 5 dakikaya orada oluruz ama kardeşinin kalbi o kadar hızlı atıyor ki gelene kadar durmaz dedim gülümserken . kerem karşı taraftan bana hafifçe sövüp gelmemizi söylediğinde en sonunda aramayı sonlandırdım.Aramayı sonlandırdıktan sonra dönüp elife
- bence abini şaşırtıp nikah için gün alabilririz dedim pişmiş kelle gibi sırıtarak
- pislik yüzbaşı diyerek bana sırtını dönmek için elini elimden çekecekti ki buna izin vermeyip elini sıkıca tutup elifin bana attığı bakışları umursamayarak , elifin eli altta kalıcak şekilde vitez topuzunu tutup yola devam ettim.Nikah dairesine Elif'le uğraşmak ve ona şaka yapmak için gelmiştik fakat gerçekten o kapıdan içeri girseydik şu zamanlardaki en büyük hayalime büyük bir adım atmış olacaktım...
yol boyunca elife küçük imalarda bulunduğum için yüzü tekrar kızarmıştı. Arabayı durdurup
- sn istersen bi yüzünü falan yıka dedim kızardığından dolayı çok tatlı görünen yüzüne . Bu kadar tatlı görünme , yani görün ama sadece bana dedikten sonra elif yüzüne bakmak için lavaboya ben ise keremlerin yanına gitmiştim
- kardeşim nerede lan!
- tuvalete gitti dedim dümdüz çıkan sesimle
- noldu özel anlarınızımı böldüm dedi kerem ağzı kuaklarında bir şekilde
- evet tamda nikah tarihi alıyorduk biliyormusun dedim bende . Keremin surat ifadesi önce ciddileşti sonra sinirlendi
- ne saçmalıyorsun lan sen dediğinde
- valla kardeşinle evlendiğimde görürsün ne saçmaladığımı dedim oturduğum sandalyeden oldukça rahat bir tavırla. Kerem üzerime saldıracaktı ki oya ona bağırdı
- kerem buraya gelir misin? Kerem eşine bakıp sonra bana döndü
- kardeşimden uzak dur yavuz valla kardeş falan demem parçalarım seni diyip oyanın yanına gitti
- valla bu çocuk seni döver dedi süleyman abi. Ona baktığımda gülümseyerek
- işin ucunda elifle evlenmek varsa herşeye razıyım dedim gülümseyerek . Sonra devam ettim zaten yakın zamanda söyleyeceğim
- ne zaman söyleyeceksin
- bugün bile olabilir eninde sonunda öğrenecek zaten dedim omuz silkerek
- elifin aileside burada şimdi demeye bi yerlerin yermi dedi süleyman abi gülümseyerek
- iyi ya hepsi birlikte öğrenmiş olur ayrıca ailesi beni seviyor kerem dışında dedim sonlara doğru yüzümü buruşturarak...
Mangal işi bir türlü bitmiyordu . Vardiya değiştirir gibi iki mangalada sırayla gidiyorduk ve erkeklerin sayısı oldukça fazla olduğu ve ben yeni yaptığım için baya bekleyecek beklerken de canım sıkılacaktı. Etrafa göz gezdirdiğimde önündeki kocaman leğen den salata için tek başına birşeyler alıp kesen elif takıldı gözüme . Annesi, yengesi , emirin ve Süleyman abinin eşi , kardeşi ve daha fazlası da vardı fakat bir kısmı sofrayı kuruyor , bir kısmı mangal için et biber kanat tarzı şeyleri soslayıp mangal şişine diziyor , bir kısmı ise çayı hazırlayıp aynı zamanda termosa bosaltırken de içip sohbet ediyorlardı .
Mangaldaki erkeklere baktığımda bensizde yapabileceklerine kanaat getirip Elif'in yanına adımladım .
- napıyorsunuz hanımefendi dedim centilmen bir erkek edasıyla gülümserken. Gülüşüme karşılık verip kısa bir an bana baktıktan sonra önüne dönüp kesmeye devam etti
- yemeniz için salata doğruyorum beyefendi dedi eğlenceli bir tonda . Gülümseyerek yanına oturdum
- izniniz olursa size bu konuda yardım etmek isterim . Zira önünüzdeki salata eşyaları epey fazla görünüyor dedim yine aynı ses tonuyla . Bu sefer normal sesine dönüp
- senin işin yokmu diye sordu
- yooo var seninle ilgilenmek dedim sırıtarak . Kısa bir an tekrar bana baktıktan sonra yüzündeki gülümsemeyi silmeden önüne döndü
- yavuz ben onu mu soruyorum . Mangal yapmıyor muydun sen ? Diye sordu bu sefer
- mangal yapıyordum evet ama şöyle ki orada çok fazla erkek var yani bensizde hallederler seni tek görünce yardıma geleyim dedim yandaki yedek kesme tahtası ve bıçağı elime alırken
- kesmeyi bilmiyorsan sakın salaramı bozma diye yükseldi .
- daha beni tanımamışsın dedim ucundan egolu sesimle ve leğenden aldığım domatesi dilimlemeye başladım . Annem ben 13 yaşındayken ölmüştü, onun dışında babama yemek konusunda hep yardım ederdim , asker olduğum için de dağlarda görevde hatta askeriyede bile yemek yapmışlığım vardı fakat Elif bunların hiçbirini bilmiyordu
- güzel doğruyorsun dedi doğradığım domatese bakarken . Gülümsedim
- askeriyede gözleme yapan birinden sakata doğrayamamasını düşünmen büyük ayıp dedim kınar gibi .
- vayyy demek yüzbaşım askeriyede gözleme yapmış . E bizede yaparsın artık dedi . Bunu şaka mahiyetinde dediğini bilsemde azıcık birşeyler ima etsem bence sorun olmazdı
- evlendigimizde beraber yaparız dediğimde bir anda acıyla tısladı.
- elif noldu. Elimdeki bıçağı ve yeni aldığım domatesi dilimlemeyi bırakıp Elif'e baktığımda Süleyman abinin eşi esmada yanımıza gelmişti
- güzelim iyi misin diye sorduğunda Elif'in parmağına bakıp devam etti . E kızım biraz dikkat etsene nasıl da kesmişsin bekle yara bandı vardı sanki bende dedi ve bebek arabasına doğru gitti
- bakayım derken elifin elini tutup kesiğe baktım . Çok derin olmasada kesmişti . Esma abla gelene kadar havlu kağıt koparıp eline bastırdım ve belki tutmamdan rahatsız olur diye elimi çekip onun tutmasını sağladım
- senin yüzünden oldu dedi üzgünce
- ben ne yaptım ya
- sen eğer evlenmek falan demeseydin kesmeyecektim
- hoppa sen beceriksizsen ben ne yapayım acaba . Ayrıca merak etme ben senin gibi beceriksizi almam dedim ağzım kulaklarımda sırıtırken
- yavuz seni gebertirim diye benim duyabileceğim bir şekilde bağırdı
- niye az önce evlenmem diyordun şimdi fikrin mi değişti güzelim dedim büyülü bir tonda . Elif etkilenmiş olacakki başını eğdi
- elin kan olmuş özür dilerim derken elimi gösterdi . Kan olmuştu fakat bunu çok fazla sorun ettiğim söylenemezdi . Yandaki havlu kağıttan bir tane daha alıp elimi sildim o sırada Esma ablada gelmişti zaten
- getir güzelim elini dedi Elif'in eline yara bandını yapıştırdı. Elif bıçağa tekrar uzandığında
- salataya devam etmeyi düşünmüyorsun değil mi dedim inanamayarak
- yavuz ben başladım ben bitireyim dedi inatla
- başkası yapsın derken etrafı taradım ve gözüme gülerek telefonuna bakan şirin çarptı.
- şirin buraya gelir misin abicim diye seslendim telefona bakan kıza
- ya bırak ben yaparım diye söylense de elif ,onu hiç duymuyormuş gibi yanımıza gelen şirine
- salatayı sen keser misin abicim ablan elini kesti ve hala devam etmek istiyorda dedim Elif'e karşı tavırlı sesle. Şirin önce ablasının eline baktıktan sonra bana dönüp
- ben hallederim abla sen geç otur dedi . Zaten yanımızda duran Esma abla gülümseyerek
- güzelim sen Asya'ya bakar mısın bende şirine yardım edeyim daha çabuk biter dedi . Elif başıyla onu onayladıktan sonra hasır piknik halısının üstünde oturan yaklaşık 2 yada 3 yaşındaki konuşmaya yeni yeni başlayan minik kıza baktı.
- olur dedi elif mutlulukla ve Asya'nın yanına gitti. Yerime oturup Elif'i seyretmeye başladım...
Yaklaşık 20 dakikadır adamlar mangalı, kadınlar ise diğer işleri hallediyordu fakat ben oyun oynayan Asya ve Elif'i seyrediyordum. Aysa eliyle Elif'e yanda ip atlayan çocukları gösterince elif Asya'nın elini tutarak ve yüzündeki kocaman gülümsemeyle o tarafa ilerledi .oyun oynayan en büyükleri tahminimce yirmili yaşlarda olan kızlarla biraz konuştuktan sonra iki kişinin tuttuğu ipin ortasına geçip asyayıda kucağına aldı
Çocuk kucağına gerçekten çok fazla yakışıyordu. Ve elif çocuklarla çok güzel ilgileniyordu .
Kucağında sıkıca tuttuğu küçük kızla birlikte atlamaya başladı gülerek. Yanlarında durup onlara bakan kızlar abla çok iyisin diye bağırıyorlardı . Elif yaklaşık 10 kere atladıktan sonra tekrar kucağındaki kızla olduğu yerde dönerek atlamaya başladı ve bu halleri gerçekten çok tatlıydı . Dudaklarındaki gülümseme bu ikiliyi izlerken telefonuma gelen bildirimle ekrana baktım
Doktor filiz kişisi size bir mesaj gönderdi*
Gelen bildirimi görünce kaşlarımı gözlerimin üzerine indirerek WhatsApptan gelen bildirimi açtım . Elifle birlikteyken çektiği ve bana askeriyede gösterdiği fotoğrafı atmıştı. Altınada' ben sözümü tutarım ' yazmayı ihmal etmemişti . Gülümseyerek teşekkür edip fotoğrafa baktım. Gerçekten tam bir çift gibi görünüyorduk doğrusu ve güzel bir açıdan çekilmiş çok hoş bir kareydi
- yavuz birlikte atlayalım mı ? Ne zaman yanıma geldiğini bilmediğim Elif'in sesini duyunca telefonu kapattım. Fotoğrafı görmesi sorun değildi fakat filizin gönderdiğini bilmemeliydi .
- ipmi atlayacağız dedim inanamayarak . Gülümseyerek ip atladığından dolayı hızlı hızlı nefes alırken başını salladı
- lütfenn diye istekle ısrar ettiğinde
- yok sen atla hem çok güzel atlıyordunjz dedim yerime yayılarak.
- ya haydi yavuz lütfen dedi tekrar istekle
- benim gibi bir askere , hele bu asker bir yüzbaşı ve sen ipmi atlatacaksın hayatta olmaz dedim hala inanamayarak .
- yavuz geliyor musun gelmiyor musun dedi sinirle
- sen atla ben izleyeceğim dedim . Meydan okurcasına bana bakarken geri iplerin olduğu tarafa gitti Asya'yı yanıma oturtup. Telefonum tekrar titrediğinde filizin birşey yazdığını düşünerek telefonu aldım
Prenses kişisi sizi engelledi*
Şok içinde baktığım telefondan başımı kaldırıp ipi sllayan aynı zamanda sinsice bana sırıtan Elif'e baktım . Sinirle yerimden kalkarken
- abla Asya'ya biraz bakar mısın ben geleceğim dedim ve çevik adımlarla Elif'in yanına doğru ilerledim
- engellemek ne ya dedim sinirli sesimle . Beni umursamıyormuş gibi bana bir bakış attıktan sonra tekrar ip atlayan kıza döndü
- benimle birlikte atlamadın
- abla çok yakışıyorsunuz dedi ip atlayanların arasında duran bir kız çocuğu . Gülümseyerek Elif'e bakıp kıza döndüm
- öyle ama yengen onunla ip atlamadım diye trip atıyor dedim bakışlarımı Elif'e değdirerek
- sende atla o zaman hem ablada mutlu olur dedi küçük kız . Tekrar Elif'e döndüğümde kız bile atla diyor sen atlamıyorsun öküz bakışı attı bana . Kıza dönüp
- ipi sen sallar mısın dediğimde hemen istekle başını sallayıp Elif'in elindeki ipi aldı
- gerçekten atlayacak mısın?
- mecbur bıraktın ne yapalım artık derken birlikte ortaya geçtik. Üçtan geriye doğru saymaya başladıklarında elifle aynı anda zıplamaya başladık . İkimizde gülüyorduk daha doğrusu elif güldüğü için bende gülüyordum .
- Asya . Eliften duyduğum sesle baktığı yöne yani yanımıza çevirdim bakışlarımı , az ötede duran minik asya ellerini ağzına götürmüş mutlulukla bizi seyrediyordu . Hala zıplarken Aysa değişik sevinç sesleri çıkarıp yerinde zıplamaya başladı fakat onu izlerken Elif ipe takılmıştı.
Düşecekken refleksle onu belinden tutttum. Omuzlarımı tutan kıza gülümseyerek
- dikkat et prenses dedim. Gülüşüme karşılık verip doğruldu . Asya daha çok bağırıp duran iple birlikte yanımıza koştu .yanımda durduğunda eğilip onu kucağıma aldım
- ne istiyormuş bakalım minik prenses dedim . Asya gülümseyerek tekrar ellerini çırptı.
- hani prenses bendim eflifin tripli sesiyle ona dönüp
- sen büyük prensessin dedim .
- abla haydi tekrar zıplayın . Başka bir kızın seslenişiyle Elif'e ortayı işaret ettim ve bu sefer kucğımdaki Asya ve sevinç çığlıkları ile biraz daha zıpladık,...
Ben geldimmm
Sİz nasılsınız, bölüm nasıldı, kusura bakmayın oruç oruç belkide size 3500 kelimelik bir bölüm okutuyorum 👉👈
Af görün efenim.
Diğer bölümün başında da yine piknik sahnemiz var hatta belkide tüm bölümü kaplar bilemiyorum . Pikniğe gelen kişilerin ağzından da anlatımlar olucak .
Bölümü nasıl buldunuz lütfen ve lütfen oy ve yorum atın sadece okumayın sevdiğinizin sevmedinizmi bilmiyorum hem siz nasıl seviyorsanız öyle devam ederiz. Bu yüzden lütfen yıldıza basıp oy atın olur mu ?🥺
Sizi seviyorum hayırlı ramazanlar💕❤️♥️🌺
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |