
Günümüz
- anne ya niye ben tek yapıyorum diye sitem ettim yanımda ki kadına
- şirin buraya gel kızım diye seslendi annem şirine. Oflayarak
- işi gücü süslenmek anne ya süslü şirin biraz çalışkan şirin olsa geberecek sanki dediğimde annem gülümsedi
- ablacım sen benim dedikodumu mu yapıyorsun dedi kapıdan yeni giren şirin
- gel buraya karıştır şunu derken eline çorbanın içindeki çırpıcıyı tutturdum
- anne valla ben çok yoruldum gidip yatayım mı diye anneme sorduğumda sırıtarak
- evlenince ne yapacaksın çok merak ediyorum dedi sonra ekledi . Yavuz ile nasıl gidiyor iyi mi çocuk. Yavuz ile nasıl gidiyor gerçekten güzel bir soru . Birkaç gündür yavuz ile askeriyede birbirimizi pek göremediğimizden dolayı mesaj atmıştı ve bu sayede artık telefondan da görüşüyorduk
- iyi diğerlerinden çok farklı ilerliyor dedim sanki önümde onun yüzü varmış gibi duvara bakarken
- anne geceleri onunla konuşup duruyor bırakmıyor yatayım diye şirin yanımda cırladığında saçını azıcık çekmiş olabilirim
- sanane be dedikten sonra yarım saat içinde uyanma sözü verip yatağa girdim...
Duştan çıktıktan sonra bildirim ışığı yanıp sönen telefonumu elime aldım . Artık kimden geldiğini bildiğim mesajlar ile yüzüm gülerken üst taraftan mesajları okudum
Yüzbaşım: kamelyam
Yüzbaşım: sakın yattım ve iftara kalkmadım deme bana
: yok kalktım duş aldım şimdi de saçlarımı kurutacağım
Anında çevrimiçi oldu ve yazıyor kısmı görüldü
Yüzbaşım: bana da nasip olurmu dersin
: ne nasip olur mu anlamadım
Cidden anlamamıştım çünkü
Yüzbaşım: birgün saçlarını görüp onları kurutup taramak diye yazdığında istemsiz bir heyecana kapılıp nefesimi tuttum
: bilmem olur mu dersin
Yüzbaşım: imkansız diye birşey olmadığına göre bence mümkün
Yüzbaşım: yarın iftara yanıma gelebilir misin? Yazdığı şeye aval aval baktım
BİR DAKİKA YAVUZ BENİMLE İLK DEFA BULUŞMAK MI İSTİYORDU HEMDE İFTAR VAKTİ!
: yani annemle falan konuşurum da yanına gelip ne yapacağım
Yüzbaşım: küçük bir piknik gibi düşün ama sadece ikimizin olduğu bir piknik
: peki ben saçımı kurutup anneme söyleyeyim bir sana yazarım
Yüzbaşım: hala kurutmadın mı
Yüzbaşım: hasta olacaksın havluyla falan uğraşma makine ile kurut
: makine yıpratıyor bence sevmiyorum
Yüzbaşım: ama ben sevdiğim insanın hasta olmasını istemiyorum hem benim için bu seferlik yapamaz mısın?
: yaparım ama sadece senin için:)
Yavuz ile mesajlaşmayı bırakıp söz verdiğim gibi saçımı makine ile kuruttum. Kalbime her konuştuğumuzda tekrar bıraktığı tomurcuklar sayesinde gülümserken yüzüm hala hafiften kızarıktı. Ellerimi saçlarıma daldırdığımda yavuzun mesajı aklıma geldi ve nedensizce kısa bir anlık soluğum kesildi çünkü yavuzun ellerini saçlarımın arasında hayal etmiştim ve hayal itiraf etmeliyim ki
Fazlasıyla güzeldi ...
- offf bu oldumu ki böyle diye yanımda durup beni sırıtarak izleyen kardeşime baktım
- oldu ablacım oldu da sen ne diye bu kadar heyecanlısın fazla heyecan kalp yapar bak dikkat et dediğinde köşede duran minik el kremini ona fırlattım
Bu fırlatma huyu kimden geliyordu acaba
Şirin gülerek çalan kapıyı açmaya gittiğinde abim ve yengemin geldiğini anladım. Aralık duran kapıdan şalımı düzeltirken abimin sesini duydum
- güzelim nereye böyle diyerek yanıma gelince hemen yengemin seside duyuldu
- hani sadece ben senin güzelindim tripli sesini duyduğumda şok içinde yengeme baktım çünkü şimdiye kadar abimin bana böyle hitap etmesini hiç sorun etmemişti
- yavrum , birtanem sen zaten hep benim güzelimsin ayrıca şuna bak bu sence senin yanında güzel mi kalır diyip bana oyunu bozmamam için göz kırptığında derin bir nefes alıp önüme döndüm
- değil, değil mi en güzel benim
- en güzel sensin dedi abim sevecen bir tonda . Benim kıskanç karım diyerekte ekledi
- abi oldumu diye etrafımda dönüp abime baktığımda başını beni onaylar şekilde salladı
- çok güzel oldu da nereye böyle dediğinde hafiften kızararak
- yavuz ile birlikte açacağız iftarı dedim
- abi görmen lazım gidip gelip birşeyler diyip duruyor sanki adamla evlenecek ne bu heyecan ya dedi şirin beni abime karşı ele vererek. Abim gülümseyerek bana baktı fakat sonra göğsünde duran karısına bakıp
- prenses dersem kıskanır mısın diye sorduğunda gülmemek için dudaklarımı dişledim
- deme diyen yengemin sinirli sesini duyduğumda abim onu onaylayıp
- benim kardeşim ne zamandan beri bir görüşme için heyecanlanıyor ayrıca nereye gidiyorsunuz diye sordu
- piknik dedi ama bilmiyorum derken omuz silktim. Ayrıca şirine inanma yalan söylüyor
- beş kere üzerini değiştirdin abla olmamış diye
- kapasana sen çeneni napayım olmamış kıyafetle mı gideyim adamın karşısına dediğimde abim gözlerini kısarak bana bakıyordu .
- ben seni şimdiye kadar hiç bu kadar özenli görmedim küçük hanım dediğinde iç çekerek
- abi nasıl oluyor bilmiyorum ama bu farklı . Yemin ederim çok farklı dedim ve devam ettim. Ben yavuz ile konuşmasam bile ona aitmiş gibi hissediyorum , onunla konuşmuşum gibi hissediyorum derken başımı kaldırıp abime baktım. Abi ben yavuzda çok farklı şeyler hissediyorum. Abim gülümseyerek bana baktığında telefonum çaldı ve arayan yavuzdu
- ay olmuş dimi valla bakın doğruyu söyleyin dedim panikle
- olmuş
- gayet güzel
- çok tatlı olmuş diyen yengemin de onayını aldığımda boğazımı temizleyip telefonu açtım
- efendim yavuz
- hazır mısın güzelim
Ama benim kalbim sekteye uğradı ki şuan neden güzelim diyorki
- hazırım iniyorum aşağıya
- bekliyorum
Ve telefonu kapattı bende binbir telaşla yeriz diye hazırladığım börekleri ve gece anneme zorla iç harcını yaptırıp sardığım sarmaları aldım ve çıktım. Bahçe kapısının önünde yavuzun olduğunu düşündüğüm dörtlülerini yakmış siyah arabayı görünce ön kapıyı açıp içine bindim
- tünaydın diyerek Yavuz'a döndüğümde zaten yoğun bakışlarının hedefi bendim
- seninle tünaydın dediğinde gülümseyerek önüme döndüm
- sürmeyi düşünmüyor musun
- prenses istediyse süreceğiz mecbur ama sanki bir şeyler eksik dediğinde ona baktım. Kucağımdaki poşetin üzerinde duran elimi işaret ettiğinde
- ramazan ramazan beni günahına alet etme dedim gülerek ama elimi tutmasını açıkça istiyordum doğrusu
- yakında evleneceğimiz için sorun etmiyorum ama evlendiğimizde bunun kat kat daha fazlasını yapacağım bilmiş ol dedi gülümseyerek
- sen tam bir gıcıksın yavuz dedim gülerek
- senin gıcığınım işte ne güzel ya başkasının olsaydım dediğinde neşeli ifadem kesilip yerine sinirli bir ifade takıldı sanki
- başkasının olsaydın seni gebertirdim . Şuan başkasına gidersen şuan da gebertirim dedim ve cama döndüm. Yavuzun Şen kahkahasını duyduğumda yüzümde bir tebessüm çiçek açmak istese bile kendimi tutup cama bakmaya devam ettim
- bana bakmayacak mısın kamelyam diye yumuşak sesiyle sorduğunda
- hadi bakayım bari dedim
- hadi bak bari diye beni taklit ettiğinde
- gıcık yüzbaşı diye tekrar söyledim...
Şuanda oturmuş yavuz ile piknik örtüsünün üzerine getirdiğimiz şeyleri yerleştiriyorduk. Yanımda getirdiklerinden biri olan sarmanın da kapağını açıp örtünün üzerine koyduğumda yavuzun gözlerinde değişik bir ifade geçti
- sen mi yaptın diye sorduğunda başımı salladım.
- annem çok güzel yapardı , bakalım sende onun kadar iyi yapabiliyor musun dediğinde hüzün barındıran ifadesini yerine getirmek için
- iyi annenden bekliyoruz bir sarma dediğimde gözleri ve ifadesi donuklaştı
- annem ... Öldü dediğinde şok içinde bakakaldım . Ben adamın ölmüş annesinden sarma mi istemiştim
- ben özür dilerim gerçekten bilmiyordum haberim yoktu dediğimde başını sorun yok anlamında salladı . Yüreğime düşün hüzün ve suçlulukla bir noktaya odaklanmış bakarken
- ayyy yetiştik değil mi iftarınıza diyen şirinin sesini duyduğumda yavuz ile aynı anda şok içinde kız kardeşimi baktık
- senin ne işin var burada derken şirin bizi umursamıyormuş gibi örtüdeki yemeklere göz gezdirdi
- abim gönderdi güzel anlarınızı mahvedecekmişim dediğinde inanmayarak ona baktım
- abim yapmaz ya derken yavuzun sen öyle san bakışları ile karşılaştım. Yapar mı
- off be sizede iyilik yaramıyor ne güzel geldim modunuzu yükselttim ayrıca abim birşey demedi ben evdeki iftar yemeğini beğenmediğim için kaçıp yanınıza geldim derken hınzır bir ifade ile Yavuz'a döndü
- iyi etmedim mi enişte ya şu ablama birşey şöyle dediğinde
- pis cadı diyerek koluna vurdum . Yavuz gülerken
- valla ablacığım kusura bakma ama gece sahur vaktinden önce kalkıp yavuz abi ile konuşurken iyiydi dediğinde gözlerimi kısarak ona baktım
- sen benimi dinliyorsun
- aynı odadayız ister istemez duyuluyor
- defol git kulaklık tak o zaman
- of yeter susun iki dakika kaldı diye kardeşim bana cırladığında nefes vererek diğer taraf döndüm
- sinirlendi mi birileri. Yavuzun yumuşak eğlenen ve fısıltı şeklinde çıkan sesini duyduğumda gülümseyerek
- alakası yok bir kere dedim. Dediğim ile geri eski halini alırken ezan sesi duyuldu...
Şuan , şirin ve yavuzun benimle uğraşmasını çokta umursamamaya çalışarak yemeği bitirmiş ve örtüyü toplamaya başlamıştım
- birileri kızgın mıymış bakalım bana diyen yavuzun sesini duyduğumda trip atar gibi arkamı döndüm
- haydi ablacım gidelim artık işimiz kalmadı burada dediğimde yavuzun kaşları çatık bir şekilde bana baktığında yemin edebilirim.
- abla fotoğraf lütfen diyen şirinin istekli sesini duyduğumda nefes verdim
- kim çekecek
- yavuz abi sen çeker misin diye şirin ona sorduğunda bilerek başımı başka tarafa çevirdim
- çekerim abicim diyen yavuzun sesini duyduğumda şirin sevinçle fotoğraf çekeceğiniz yere fırladı. Yavuz'a görüldü attıktan sonra elimdeki çantayı nereye koyacağımı bilmeden bende şirinin yanına geçtim. Yavuz kendi telefonunu çıkarıp tam çekecekken
- benimkinden çek dedim . Bana anlamaz bakışlarını gönderirken telefonumu ona uzatıp umursamaz davranmaya çalışarak geri şirinin yanına geçtim . Açık konuşayım onu fazlasıyla umursuyordum ve kendi telefonunda benim fotoğrafımın olmasını istiyordum .
- abla üzerindeki ceket ve çanta bozuyor diyen şirinin sitemini duyduğumda ona baktım
- ha sanki biz çok güzeliz birde ceket ve çantamı bozuyor hanımefendi işi derken üzerimdeki ceket ve çantayı çıkardım .
- bana ver onları yere falan koyma diyen yavuzun sesini duyduğumda uzattığı eline ceketimi çantamı uzattım bende . Tam geri şirinin yanına dönecekken kolumdan tutup beni kendisine çevirdi
- bana trip atıyor olabilirsin seve seve tribini çekerim fakat çok güzelsin el kızı bunu sakın unutma dedikten sonra içimdeki tribin böyle ucundan silip yüzümde bir gülümsemenin açmak istemesine neden oldu .
- bu seninle barışacağım anlamına gelmiyor derken havalı olduğunu düşündüğüm fakat havalı olmayan bir şekilde ona arkamı dönüp şirinin yanına geçtim . Yüzüne baktığımda bana gülümsediğini gördüm ve bizi şirin ile birlikte çekişini izledim . Bir kaç fotoğraf çektikten sonra şirin fotoğraflara bakmak için telefonu aldı
- bizde mi çeksek acaba derken tepkimi ölçmek istiyordu
- hayır ben seninle fotoğrafımın bulunmasını istemiyorum dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı
- öyle mi hanımefendi
- öyle beyefendi
- cadı kılıklı ne olucak diye bana söylendiğinde hışımla ona dönüp
- seni gebertirim yavuz dedim .
- offff ben sizin kavganızımı dinleyeceğim be haydi eve gidelim diyen şirine baktığımda onu dövmek istiyordum
- gelmeseydim Küçük cadı sana gel diyen mi var diye onada trip attıktan sonra sadece telefonumu alarak önden yürümeye başladım .
- üşüyeceksin gel buraya diyen yavuzun sesini duyduğumda esen havaya rağmen adımlarımı hızlandırdım. Arkamdan derin bir nefes aldı ve nasıl oldu bilmiyorum ama aradaki mesafeyi kapatıp beni bir anda kendisine çevirdi .
- ne yapıyorsun be
- rahat dur diyerek ceketi bana giydirdi . Önünü de kapatacak ti fakat azıcık ben izin vermemiş olabilirim
- bırak istemiyorum
- Elif biraz abartmıyor musun güzelim diye yumuşak ve eski halimi istediğini belli eden sesiyle sormuştu bu soruyu . Gözlerine baktığımda fazla uzun baktığımı hissederek başımı başka tarafa çevirdim .
- tamam durma bari böyle üşüyeceksin ceketin önünü kapat eve bırakayım sizi dediğinde hala elinde duran çantam dikkatimi çekmişti . Gülmemeye çalışarak ful siyah giyinmiş yavuzun elindeki krem çantaya baktım . Yavuzda benimle birlikte aynı yöne baktığımda
- sakın! Dedi
- çok yakışmış bence derken yanaklarımı dişledim gülmemek için .
- ya pardon rica etsem kız arkadaşımla fotoğrafımızı çeker misin? Yavuz'a bu soruyu soran boya olduğu belli olan sarı saçlı kıza baktım
- ben çekeyim olmaz mı
- olur derken sesi fazlasıyla samimiydi fakat yanındaki arkadaşının suratı düştü. Elimdeki telefonu ceketimin cebine koymak istemediğim için Yavuz'a uzatıp kızın elindeki telefonu aldım ve arkadaşı ile farklı açılardan fotoğraflarını çektim .
- çok teşekkür ederim gerçekten diyen sarı saçlı güzel yüzlü kıza gülümsedim ama bunu yaparken yanındaki göz ucuyla Yavuz'a bakan kıza da ne kadar görmese de ters bakışlarımı gönderdim
- gidelim mi sevdiğim? Evet bu soruyu ciddi anlamda Yavuz'a ben sormuştum ve sesim gereksiz bir şekilde fazla güzel ve oldukça samimi çıkmıştı
Canım nede olsa sevdiğimizdi değil mi adam yani bir zahmet sesimiz halimizden memnun çıksın
Yavuz şok içinde aralanan gözleri ile bakarken ağzı kulaklarında bir şekilde gülümsedi
- gidelim sevdiğim diyerek yanıma gelip önce ceketimin önünü kapattı sonrada yanımda belki soğuk olur diye getirdiğim yarım parmaklı eldivenleri ellerime geçirdi . Normalde o bunu yaparken hava çok soğuk değil falan diye itiraz ederdim fakat şuan bunu yapmadım . Sarışın kızın yanındaki kız bizi kıskanç ve sinirli bakışları ile izlerken arkadaşı ise yüzündeki samimi ve içten gülümseme ile izliyordu
Bu ikisi nasıl arkadaştı anlamıyorum nasıl anlaşıyorlardı
- çok güzel bir çiftsiniz inşallah hep mutlu olursunuz diyen sarışın kıza en içten gülümsememi yollayıp
- amin dedim . Ve yavuzun elindeki çantamı da sonunda alıp arabaya doğru yürümeye başladım .
- abla bu nasıl bir kıskançlık diyen şirinin sesini duyduğumda sakinleşmek için gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım . Bu kız neden herşeyden konuşmak zorundaydı
- neden ablacım ben yavuz abini sevmiyor muyum? Ben dediklerimde bir yalan yada kıskançlık göremiyorum sadece içimdekini dışa aktardım
- abla böyle olmadığını ikimizde biliyoruz
- şirin biraz daha konuşursan sana Şirinler deki Gargamel gibi davranır seni kazana atarım diyerek önüme döndüğünde yavuz hala gülüyordu
Yeter be adam gelen geçen gülüşüne bakıyor valla elimden bir kaza çıkacak
Neyse ki o pikniği elimden hiçbir kaza çıkmadan yavuzun bizi eve bırakması ile bitirdim ve eve gidince hemen kimsenin sorusuna maruz kalmamak için yattım...
Yavuzun anlatımıyla
Sabah uyandığımda artık ilk işim ilk mesaj attığım günden beri telefonuma bakmak oluyordu. Telefonuma herhangi bir bildirim gelmediğini öğrendiğimde saate bakıp Elif'e yazdım ama bunun öncesinde onun için de paylaşılan mesai saatine baktım
: uyanmayı düşünüyor musun sevdiğim? Yoksa dün çokmu yoruldun
Tamam kabul ediyorum dünkü trip işi o kızlar olmasa son bulmayacaktı ama elifle uğraşmayı seviyordum ne yapayım. Telefonu bıraktıktan sonra yeni yıkanan ütülenmemiş kıyafetleri alıp ütü masasının başına geçtim . Ne yapalım azizim eşimiz yokki ayrıca olsa bile yine yardım etmek lazım . Bunları düşünürken ütünün fişini prize taktım ve buhar düğmesine bastım fakat malesef ki birkaç gündür doğru düzgün çalışamayan kafasına estiğinde çalışan ütü beni yarı yolda bırakmayı tercih etti
- senin gibi ütünün . Ne yapacağım ben lan! Diyerek önümde duran askeri kiyafetlerime baktım . Yani ütüsüz de giyebilirdim fakat bı karizmamız vardı yani canım askeriyede değil mi? Hem kimde görülmüş ütüsüz asker kıyafeti bu şekilde asla tarihe geçmek istemiyordum. Telefonumu elime alıp en yakın terzilere baktım . Pek uğramadığım için konumları ilede ilgilendiğim söylenemezdi . En yakın terzi bile arabayla eliflerin evine kadar süren yol kadardı. Aklıma elif geldiğinde şansımı denemek isteyerek onu aradım. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı
- yavuz? Normalde bu saatte hazırlandığını bildiğim için aramazdım fakat bugün isim düşmüştü
- napıyorsun güzelim
- hazırlanıyorum. Şalımı bağlayacağım şimdi . Sen ne yapıyorsun? Çok güzel bir soru valla tebrik ediyorum
- hazırlanacaktım ama şöyle birşey oldu
- ne oldu
- ütü bozuldu ve ben dün askeri kıyafetlerinin hepsini yıkadım ve şuan ütülü kıyafetim yok
- ütüsüz giy zaten oturuyor üzerine çok belli olur mu ki
- yani ütüsüz üniforma giyerek adımı tarihe geçirmek istemem derken derin bir nefes aldım . Diyorum ki sen bana azıcık yardım mı etsen
- nasıl yardım edeceğim ben sana diye sorduğunda kaşlarını çattığına emindim . Benmi yapayım ütü anlamadım
- şöyleki bugün ben seni bırakayım almaya geldiğimde iki dakika bir ütü çek dedikten sonra ümitsiz ve çaresiz bir ses tonuyla olmaz mı diye sordum
- tamam gel geç kalmayalım
- ya sen varya sen , sen tam bir cansın valla bak derken bir sevinç patlaması ardından bir kıskançlık yaşadım. Ama benim olanından diye konuştuğumda telefonun diğer ucundan güldü
- bir kıskançlık seziyorum sanki beyefendi
- valla sizin dünkü kıskançlığınızın yanında bizimki az kalır . Biz daha çaylak sayılırız hanımefendi dediğimde neyse gel artık diyerek hem konuyu hemde telefonu kapattığında hızla üzerime birşeyler geçirip askeri kıyafetlerimin hepsini de bir poşete koydum
Azizim tekte hepsi elden çıkarsın uğraşmayalım yani şimdi
Hızla arabaya binip eliflerin evinin önüne geldiğimde bana bina kapısını açtı ilk önce sonrada evlerinin kapısında beni karşıladı
- ver hemen yapayım gidelim
- insan bir günaydın der be odun diyerek yine ona bulaştığımda
- yavuz bu formaları senin kafana atarım ayrıca bu poşetin içinde kaç tane forma var
- bilmem saymadım ne varsa getirdim
- yavuz hepsini ben mi ütüleyeceğim derken sesi hafif sitemliydi
- evde ütü yok elimlemi ütüleyeyim Elif hem yakında karım olacaksın zaten ön hazırlık olur dedim pis pis sırıtarak .
- pislik herif . Birini yapayım şimdi diğerlini gelince halledeyim kal burada dedi ve bı odaya girdi . Yaklaşık 5-10 dakika sonra çıktığında elinde ütülemiş bir çift asker üniforması vardı
- nerede giyineceksin
- askeriyede dediğimde yüzü düşüp hemen itiraz etti
- olmaz ya burada falan giy oraya gidene kadar ütüsü bozulur o kadar özendim dediğinde gülümsedim
- var mı boş oda dediğimde başını beni onaylar şekilde salladı ve içeri girmemi bekledi . İçeri girdiğimde bana az önce girdiği odayı gösterdi ve ben kıyafetlerimi giyinene kadar odaya kimse girmedi kendiside benim çıkmamı bekledi . Elimde buraya gelirken giydiğim kıyafetlerle odadan çıktığımda kapının önünde telefonuna bakıyordu . Elimdeki kıyafetleri görünce
- poşet falan bişi getiriyim ben, sen ayakkabını giyin çıkalım diyerek mutfağa yöneldi bende o sırada a postallarımı giyindim. Azizim güzel ütülemişti şimdi gerçekten kızın hakkını yemiyeyim.
- abla? Şirin çatık kaşlı yeni uyandığını belli eden suratına baktığımda doğrudan bir bana bir ablasına birde Elif'in elindeki kıyafetlere bakıyordu.
Küfür etmeyeceğim ama yanlış anlayacak lan bizi
- ablacım günaydın. Elif'in yumuşak sesi ile ona çevirdim bakışlarımı
- yavuz abi neden burada ve o kıyafetler neden sende .
Evetttt hocam bomba patladı gelde inandır şimdi
- ütüsü bozulmuş bende kıyafetlerini ütüledim . Benim rafımda yer yoktu senin rafa koydum da kalanları onlara ben gelinceye kadar dokunma olur mu bitanem. Ne kadar da güzel diyordu öyle birtanem falan keşke bizede dese hanımefendi. Şirin Elif'i başıyla onaylayıp bana bakmadan direk odasına gittiğinde Elifte elinde duran kıyafetleri poşete yerleştiriyordu
- isteyince ne kadar da güzel birtanem diyorsun öyle dedim bozulmuş sesimle . Elif gülümseyerek bana döndü
- birileri kıskandımı bakalım beni
- kıskandım varmı yapacağım birşey , benden başkasına birtanem dedin diyerek arkamı dönüp merdivenlerden inmeye başladım
- sanada mı diyeyim aa şuna bak diyerek arkamdan gelince çapkın bakışlarım onu buldu.
- eh bence fena olmazdı yani düşününce mantıken benim senin birtanen olmam gerekiyor ama sen bana hiçbirşey demiyorsun
- ttttt ramazan ramazan bizi günaha sokacak defol git yavuz diyerek benimle ugraştığ9nda ona bakarak gülümsedim . Birbirimizle uğraşmayı sanırım birazcık fazla seviyorduk . Bina kapısından dışarı çıktığımızda Elif'e dönüp
- yarış yapalım mı arabaya ilk varan kazanır dedim .
- nesine
- nesine istersen diye söylediğimde yüzünde şeytani bir sırıtış oluştu
- başla diyerek benden önce koşmaya başladığında arkasından bilerek olabilir daha yavaş şekilde koştum.
- bu haksızlık ben daha hazırlanmamıştım
- alakasız yorum yüzbaşı diyerek arabaya dokunup bana döndü .
- kazanan benim telefonundan Instagram hesabını açıp bana ver dediğinde kaşlarımı çattım
- Ne! Hesabım ne alaka dediğimde omuz silkti
- kazanan ben değil miyim istediğimi yaparım
- ne yapacaksın hesabıma
- ayla seni takip ediyor ama sen etmiyorsun onu takipten çıkaracağım dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım . Cebimden çıkardığım telefonu açıp hesabıma girdim ve Elif'in yanında durarak telefonu ona verdim
- sözüm söz diyerek yanında durduğumda cidden aylayı takipten çıkardı ve üstüne birde engelledi.
- bunlar kim! Diyerek daha dün takip isteği atan iki kızın hesabını gördüğünde sormuştu bu soruyu
- bilmem tanımıyorum dedim omuz silkerek
- senin yüzünden ramazanda katil olacağım pislik herif dediğinde gülümseyerek ona baktım
- bu benim suçum deil yüce rabbim vermişte vermiş yani
- o konuda birşey diyemem vermiş yani şimdi dediğinde ne dediğinin farkına vararak hızla kızardı
- bu konuda hemfikir olmamıza sevindim dediğimde arabaya binecekken ona selam veren yaşlı kadınla duraksadı
- elif nasılsın kızım
- iyiyim teyzem sizi sormalı nereden böyle diye cevap verdi elif yaşlı kadına
- pazardan be kızım kaç tane çocuğum var biri gelmiyor onları geçtim gelinlerde de hayır yokki diyerek sitem etti yaşlı kadın. Elif gülümseyerek
- e onlar yoksa biz varız derken gülümseyen yüzüyle bana baktı . Yardım edeyim size
- yok kızım gerek yok işinden gücünden etmeyeyim sizi
- ne münasebet size yardım etmezsek işinizden gücümüzden olacağız diyerek araya girdim ve kadının elindeki tüm poşetleri aldım . Elif onaylayan bakışlar ve gülümseyen yüzüyle bana baktığında gülümsedim o ise yaşlı kadının koluna girerek yürümesine yardımcı oldu
- sağolun kızım Allah razı olsun ,kusura bakmayın oruç oruç belki de taşıtıyorum size böyle diyen yaşlı kadın yere baktı
- olur mu öyle şey Hanife teyzem ne zaman istesen buradayız biz dedi elif . Binadan girip birinci katta oturan kadının evine vardığınızda eşyaları yere koymadan önce
- isterseniz mutfağa götüreyim sizin için de uygunsa tabi dedim
- yok evladım yok yormayayım sizi Allah razı olsun dedi ve bakışlarını benden çekip Elif'e baktı . Dalyan gibi delikanlı maşallah Allah bir yastıkta kocatsın dediğinde ağzım kulaklarımda sırıtarak Elif'e baktım .
- amin dedim gülen bir tonda
- şey biz evli değiliz daha dedi Elif çekingen sesiyle .
- düğün ne zaman? Kızım bak benden demesi ben anlarım bu çocuk iyi çocuk kaçırma dediğinde hay ağzınla bin yaşa dememek için dudaklarımı birbirine bastırdım
- teşekkür ederim teyzeciğim siz öyle diyorsanız kesin öyledir derken bakışlarım elifteydi
- sende kaçırma oğlum bu kızı dedi yaşlı kadın bana bakarak
- kendi gelmiyor ben evlenmeye dünden razıyım dediğimde Elif başını şiddetle çevirip bana baktı . Bu sus artık demek oluyordu
- ama kızım neden öyle yapıyorsun ki bak çocuğun maşallahı var nazar değmesin . Bulmuşsun ne güzel delikanlıyı
- çok teyzem o ondan değil boşver sen
- sen yinede evlen bak pişman olmazsın dediğinde Elif kaçmak için
- biz işe geç kaldık teyzem haydi sana iyi günler dikkat et kendine diyerek merdivenlerden son sürat inmeye başladı
- görüyor musun teyzem anca kaçıyor diyerek bende selamet diledim ve arabada beni bekleyen Elif'in yanına şoför koltuğuna bindim
- ne diye kaçıyorsun kadından ne güzel konuşuyordu
- ya bana resmen evlen dedi ya bize dediki Allah bir yastıkta kocatsın. Yavuz biz daha nişanlı bile değiliz dediğinde gülerek ona baktım
- bence olmamız için önümüzde bir engel yok . Sadece sen istemiyorsun şimdilik dedim . Her zaman olduğu gibi bakışlarını yola çevirip konuştu bende daha fazla gecikmemek için arabayı çalıştırıp askeriyeye sürmeye başladım
- bilmiyorum seni daha tam tanıyamadım . Mesela çayı şekerlimi içiyorsun , nasıl birisin , eşine nasıl davranırsın bunların hiçbirini bilmiyorum ki dedi bakışlarını camdan çevirip yine elleriyle oynarken
- bana neden sormuyorsun mesela bu soruları dedim bende gülümseyerek
- bilmem utanıyorum sanırım . Başkası ile görüşüyor olsan sorardım ama seninleyken başkasıyla rahatlıkla yapabildiğim şeyler çok zor geliyor dedi omuz silkerek
- zor geliyor derken bizim ilişkimiz mi zor anlamadım?
- hayır öyle değil. Şimdiye kadar geçirdiğim en güzel anlar, en güvende hissettiğim anlar hep senin yanında . Ben bir başkasının yanında hiç bu kadar mutlu , güvende ve rahat hissetmedim ama bu kadar çekingende hissetmedim derken bu huyunu sevmiyormuş gibi yüzünü buruşturdu sonlara doğru
- benim yanımda güvende hissetmene sevindim kamelyam ama benden çekinme olurmu bunu aşmaya çalış derken gözlerine baktım . En azından benim yanımda
- kamelyam ne demek yüzbaşı? Neden bana kamelyam diyorsun? diye bana sorduğunda tekrar yola bakarak cevapladım onu
- Middlemist ' in kırmızı kamelyası dünyadaki en nadir çiçek olarak kabul ediliyor . Bu bilgi ne kadar doğru bilmiyorum ama sen dünyadaki en nadir çiçeksin Elif derken sırıtarak yüzüne baktım . Ayrıca rengi kırmızı tam yüzünün renginde o yüzden çok uyumlusunuz kalbimin çiçeği dedim
- pislik herif benim rengim kırmızı değil!
- benim yanımda hep kızarıyor nedense ...
Tamam kabul ediyorum ramazan boyunca sanırım bölümleri cuma yerine cumartesi attım ama bunda benim bir suçum yok sınavların suçu
Ben masumum
Bölüm nasıldı? Sevdiniz mi ?
Bence azıcık kaos olmalıydı ama neyse hadi bu bölüme koymayayım dhskndks
Bölüme oy atıp bölüm hakkında yorum yapmayı unutmayın seviliyorsunuz 🌺💕💞
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.66k Okunma |
1.87k Oy |
0 Takip |
56 Bölümlü Kitap |