
Anlaşmalar herzaman vardır. Önemli olan bunu devam ettire bilmek ve sadık kalmaktır.
Toplantıdan sonra odalara geçmiştik "böyle yapmamalıydık nil açık hedef oldun" diye sistemle konuştu Marcus, "şimdi değilse ne zaman Marcus, git gide çakallar etrafımızı sarıyor şimdi tam zamanı" diye konuştum.
"Şu kurtardığımız kişi de ordaydı" salihin konuşmasıyla bakışlarımı ona yönelttim "sana karşı oy verdi tarafımızı tuttu büyük ihtimalle bunun bir çıkarı olacak" salihin dediklerini düşündüm ve "masaya yeni oturmuş, bize oy vermesi ise haklısın işin içinde bir çıkar olacaktır" dedim.
Kendime mutfaktan kirazlı şarap alıp kadehime doldurdum. "Yarın ola hayır ola " dedim ve kadehimle birlikte odama geçtim, kadehten bir yudum alıp masanın üstüne koydum ve banyo'ya girdim.
Üstümdekilerden tek tek kurtludum ve kendimi sıcak suyun altına koydum, kendime geldikten sonra kurulandım ve ipeksi bornozumu giyip banyodan çıktım. Masada duran kadehi kafama diktim ve saçlarımı kuruttuktan sonra, odadan çıkıp mutfaktan yeni bir kadeh aldım.
Diğerleri kendi odalarına çekilmişlerdiler, düşüncelerimin arasından gidip gelirken odamın kapısı tıklanmıştı, oda servisi sanarak "buyrun" diyerek kapıyı açtım lakin karşımdaki kişi nufku tutulmuş bir şekilde bana bakıyordu, ben olsam bende öyle bakardım. "Çelik bey bu ziyaretinizi neye borçluyuz" dedim ve bakışlarını gözlerime çevirdi "seninle konuşmak istediklerim var Nil"dedi sadece açıklama yapması için ona baktım ama o sustu.
"Dinliyorum" diyerek kestirip attım, aramızda iki adımlık bir mesafe vardı onu kapatarak "ortalık yerde konuşulacak bir şey değil" dedi erkeksi sesiyle. Parfümünün kokusu sarhoş edici kadar buram buram geliyordu. "Buyur geç, konu uzunmuş" diyerk kenara çekildim ve içeri girdi. Çift kişilik koltuğa oturdu, karşısındaki tek kişilik koltuğa oturdum ve bacaklarımı üst üste attım.
"Birlik olalım güçlerimizi birleştirelim" sözleri keskin ve netti, "bunu neden istiyeyim, masada bana oy vermenin karşılığında mı" dedim. Bana baktı ve bıyık altı gülümsedi "hayır bu sebepten dolayı değil, emin ol dediklerimden sonra sende isteyeceksin bunu" dedi. Ayağa kalktım ve ona yaklaştım bir ayağımı koltuğa koydum bunu yapmamla pürüzsüz bacağım ortaya çıktı, kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı "neymiş beni ikna eden şey" fısıldayarak konuştum alnındaki damarları belirginleşmişti "timsah çok değer verdiğin kişileri almış senden ve her yerde onları arıyorsun" dedikleriyle tek kaşımı havaya kaldırdım "beni'de kıymetlim olan birinden kopardı, ikimizde ondan intikam almak istiyoruz" ondan uzaklaştım gözleri bir türlü göz temasını kesmiyordu ve bu beni ona çekiyordu.
Ayağa kaltı ve ellerini ceplerine koydu "bunu düşünücem ama bir sorum var" dedim. Bu sefer ben ona yaklaştım ve "timsahı ne kadar uzun tanıyorsun" dedim. Kafasını bana doğru eğdi dudaklarımız arasında bir milim vardı "oldukça fazla nil" dedi , geri çekilmedi ne o nede ben . Beni bu adama iten bir şeyler vardı fazlasıyla ilgimi çekiyordu.
"Dediklerinden daha güzelmiş sin" dedi.
"Salyaların aktı, aşık mı oldun yoksa" diyerek onu dalgaya aldım. Benden uzaklaşarak kapıya yöneldi ve çıktı. Beni öpmesini istemiştim ama bu hissin neden bu kadar özellikle bu adama karşı oldukça arttığını anlamıyordum. Çelik benim farkında olmadan ayarlarımla oynuyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu özellikle kokusu hem çok tanıdık bi okadarda çok yabancıydı.
Kınalı kuzularım benim, sizce Nil gerçeği ne zaman öğrenecek.
Düşünceleriniz yorumlarda belirtin.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |