Sırlar kimileri için yaşam kimileri için ise ölümdür. bazıları mezara gider bazılarımız ise insanların kölesi oluruz, hayatın zinciri böyle ilerler,sırrını kiminle paylaşırsan onun kölesisindir...
Etrafta kimseler yoktu buda planıma başlamanın en uygun zamandı, saat gece üçe geliyor. Arabadan inip bagajı açtım ve üstümü değiştirmeye başladım maskemi taktıktan sonra hedefim olan malikeneye doğru ilerledim, en ıssız tarafa geçtim ve duvarın üstünden bahçeye atladım gelen hışırtı sesi ile kendimi karanlık ile bütünledim.
Hışırtı sesini çıkaran kişi köpekti, oradan hemen uzaklaştım ve mutfak kapısını açtım. Maliknenin tüm güvenlik sistemine sızıdığım için içeri kolaylıkla gire bilmiştim. Maskem'de gece görüşünü açtım ve hedefime doğru adım adım ilerledim merdivenlerden avımın olduğu odaya çıktım ve içeri girdim. Yatağında hiçbir çocuğun kanına girmemiş gibi huzurla uyuyordu onu öldürmek istedim lakin ölümü o kadar kolay olmayacaktı.
Kapıyı kilitledim oda'da ses yalıtımı vardı ve dışarıya hiçbir ses gitmiyordu tıpkı çocuklara yaptığı kirli İşler'in sesi çıkmadığı gibi, Arthur Conan bugün bugüne kadar yaptığı bütün pisliklerin ve bana olan sadakatsizliğinin ihanetini ödeyecekti...
Kelepçe ile onu yatağa bağladım ve ağzını bantladım, masa başında olan alkollü üstüne boşlatım ve bağırmaya başladı ama bağışları birer inilti gibiydi. Ağzındaki bantı sertçe çekerek "timsah nerde" diye sordum "nerede olduğunu bilmiyorum" nefes nefese konuştu, öleceğini kabul etmiş bir şekilde. "Kaset nerede" diye buz gibi sesimle sordum . Konuşmadı bıçağımı öfkeyle erkekliğine batırdım, ikinci bıçağı batıracağım sırada "onunla en son karşılaştığın yerde" öfkeme hakim olamadım, bıçağı göğsüne batırdım . Acıya daha fazla dayanamayarak öldü
İşimi bitirdikten sonra oradan ayrıldım, üstündekilerimi değiştirip arabaya attım. İlerideki motoruma bindim ve uzaklaştıktan sonra uzaktan kumanda ile arabadaki bombayı patlattım, patlama sesi duyulmuştu lakin hiçbir kanıt bulamayacaklar.
.....
Saat sabahın yedisiy'di 4 saat uyuya bilmiştim, yataktan kalktım üstümü değiştirdim ve aşağı indim.
Ivan beni görünce "adamların gece eve geldiğini söyledi" konuştu, yoğun rus aksanıyla, koltuğa oturdum ve "işlerim vardı" dedim. Bana yaklaştı ve "Conan evinde ölü bulunmuş ve makinenin ilerisinde ise bir araba patlamış sen değilsindir umarım" dedi
Ona baktım ve "öylemi listemden azalma olmuş ben öldürmek isterdim" dedim ıvana bakarak "saçmalama Nil başına neler gelir biliyor musun sen" diyerek öfkeyle konuştu. "Merak etme ıvan nil başının çaresine bakmasını bilir" Salihin öyle demesiyle ıvan "ya öyle olmazsa" dedi. "Nil o onu kontrol edemezsiniz o seni kontrol eder" diyerek konuşmaya dahil oldu ve ıvan Murat'ın sözleriyle hiçbir şey demedi.
"Nil ortalığı ateşe vermiş" tarığın konuşmasıyla kafamı fotoğraftan ayırıp ona baktım "o yaptı Canona bunu yapan o" dedim. Tarık başıyla beni onayladı ve koltuğa oturup bir sigara yaktı "delilleri yok etmek için gittik ama her zamanki gibi temiz çalışmış" derin bir iç çektim ve elimde olan fotoğrafa bakmaya devam ettim.
Eflalin gelmesiyle fotoğrafı cebime sıkıştırdım "Nilin yaptığını duydunuz mu bakın bizi arıyor, vazgeçmedi bizden" eflalin umut dolu konuşması onu hala nilin eskiyi hatırlayacağını düşünüyordu . "Eflal abicim bunu senle kaç defa konuştuk ha" diyerek konuştum lakin eflal "gidip yalan ile yanına yaklaşırsan bizi tabiki hatırlamaz, tarık gitti ama izin vermdin" sağ gözünden bir damla yaş aktı "sarrafın ne dediğini unutma eflal hepimizin iyiliği için" beni dinlemeyerek yanımızdan ayrıldı, elimi saçıma götürdüm ve sıkıntıyla karıştırdım. Sasha "hepimizin Nİl'i ne kadar çok sevdiğini biliyoruz, elçinin onun yanında olması onun olamaması canını yakıyor" dedi. "Biliyorum sasha ama onu korumalıyız haini öğrendikten sonra tekrardan eskisi gibi olacağız ama eflal bunu anlamak istemiyor" dedim bıkkınlık la
"Kim bize ihanet etmiş olabilir oğlum aklım almıyor lan insan ailesine nasıl ihanet edebilir" tarığın öfke dolu sözlerine karşılık "bilmiyorum ama bedelini çok ağır ödeyecek" dedim. "Sasha eflal'le bak yanında kal onun" dedim. sasha yanımzdan ayrılarak eflalin yanına gitti. Kendimi tekli koltuğa bıraktım ve fotoğrafı cebimden tekrardan çıkardım.
Aradan geçen bir zamanla telefonum çalmaya başladı, Nildi anlaşma için arayacağını biliyordum ama kabul edecekmi işte onu bilmiyordumm lakin benim tanıdığım nil ailesi için herşeyi yapardı. Aramayı yanıtlandım "sabah saatleriniz bol olsun çelik umarım aramayı geç açmada bir gerekçen vardır" diyerek konuştu hiç değişmemiş burnu hala havadaydı , "önemli işlerim vardı" "yalnız ortağımın tek önemli işi ben olmalıyım" evet kesinlikle bu nildi bu onun arsızlıydı nerde olsam tanırım. "Anlaşmayı kabul ettiğine sevindim". "Anlaşmayı kabul ettim evet lakin bazı isteklerim olucak" "isteklerin dinliyorum" dedim. Derin bir iç çekti o iç çekişi için kurşun yer kurşun atardım "telefonda konuşulacak istekler değil konum atacağım oraya gel" "bekliyorum" dedim ve aramayı kapttım.
İsteklerin benim için birer emir Nil sen benden dünyayı iste ayaklarına sereyim. Telefona mesaj bildirimi düştü konum atmıştı, ceketimi aldım ve tarıkla beraber çıktım evden.
Sonunda yeni bölümü atabildimmmm
Bazı sebeplerden dolayı atamadım ama en kısa zamanda tekrardan bölüm atıcam
Sizce nilin istekleri neler olacak ve hain kim?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |