
Heyecandan yanağında duran ellerim titremeye başlamıştı. Dudaklarımı oynatmadan geri çekilip utançtan kıpkırmızı olan yanaklarımla suratına baktım. Şoktan olsa gerek hiç şeklini bozmadan dümdüz karşıya bakıyordu.
"Barlas"
Adını seslendiğimde hiçbir tepki vermemişti. Hala yanağında duran elim ile hafifçe ona vurdum. Yine bir tepki vermemesi ile bu sefer daha hızlı bir şekilde vurdum.
"Tuna!?"
Endişeli çıkan ses tonumla nihayet bana bakabilmişti. Göz bebekleri büyürken yavaşça işaret parmağını kaldırarak beni işaret etti.
"Sen.. Ben.. Beni?"
Şaşkınlıktan cümle kurmayı unutması ile dayanamayarak kahkaha attım. Ben gülmeye devam ederken o gülüşümü seyrediyordu. Gülmemi biraz olsun bastırdığımda yüzüne biraz yaklaştım. Hala gülümsemeye devam ederken,
"Ben.. Sen.. Seni?" diyerek onu taklit ettim.
"Beni seviyor musun?"
Masumca sorduğu soru ile önce etrafıma baktım, görünürde kimse olmasa da elimi dudaklarımıza siper ederek tekrar minik bir öpücük kondurdum.
"Seni seviyorum"
Sessiz fısıltımdan sonra hala titreyen ellerimi kendi titreyen elleri arasına alarak sıkıca tuttu ve bu sefer o dudaklarımdan öptü. Ard arda kondurduğu öpücükler ile tekrar kahkaha attım. Bu sefer gülmekten gerilmiş olan dudaklarıma gülümseyerek bakıp tekrar öpücük kondurdu. Sanki bebekmişim gibi tüm yüzümü aynı şekilde öperken ben kahkahalarla gülüyordum.
Son kez alnıma öptü ve bana sıkıca sarıldı. Sarılmasına karşılık vererek kollarımı boynuna doladım. Boynuma yakın olan dudaklarını biraz daha yaklaştırarak önce derince kokladı sonra ise öptü. Hissettiğim huzur ile gülümseyerek gözlerimi kapattım.
"Seni asla bırakmayacağım Kiraz"
Kulağıma doğru aniden fısıldaması ile irkilmiştim. Kollarımı biraz daha sıkılaştırıp kafamı omzuna yasladım.
"Sen bıraksan bile ben bırakmam, bu saatten sonra helalimsin"
Omuzlarının titremesinden dolayı güldüğünü anladım. Bende gülümserken boynundaki elimle hafifiçe ensesine vurdum.
"Gülmesene, ilklerimi aldın benim, tabi helalim olacaksın"
Hala gülmeye devam ederken benden biraz uzaklaşıp yüz yüze gelmemizi sağladı. Burnumun ucunu öperken,
"Ne ilkini almışım bebeğimin?" diye sordu.
Son kelimesinden sonra kafamdaki tüm kelimeler yerle bir olmuştu. Şaşkınlıkla ağzım beş karış açılmışken bön bön suratına baktım. Mutlulukla ve soran gözlerle bana bakarken gözümü kırpıştırarak,
"Unuttum" diye fısıldadım.
Halime kahkaha attığında ilk başta ne olduğunu anlamamıştım. Çünkü gülerken de ayrı yakışıklı olduğunu için dalmıştım. En sonunda jetonum düşerek kafamda 'çın' sesi yarattığında şaşkın halimden çıkıp, sinirle kaşlarımı çatarak kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Çok mu komik Tuna?!"
Sert sesimle konuşup kafamı başka tarafa çevirdim. Evet, iki dakika önce başlamış olan ilişkimizin ilk tiribini atıyordum. Biraz olsun dinmiş olan kahkahası benim yaptığım hareket ile tekrar şiddetlenmişti.
"Ulan ömrü hayatımda bu kadar gülmemişimdir, ne tatlı bir şeysin sen"
Ellerini yanaklarıma koyup sıkmaya başlaması ile gözlerimi büyüterek ona baktım.
"Bebek mi seviyorsun Barlas? Bıraksana, yanağımı koparttın"
Gülümseyerek tipime baktı ve ellerini biraz daha sıkılaştırıp dudaklarımın büzülmesini sağladı. Büzülen dudaklarıma sıkı ve sert bir öpücük kondurarak gözlerindeki parıltıyla tam gözlerimin içine baktı.
"Bebeksin, benim bebeğimsin"
Sözlerimden sonra derince yutkundum. Çenemdeki eli gevşediğinde ani gelen hızla kollarımı boynuna sardığım gibi ikimizde geriye doğru düştük. Barlas yerde bende onun üzerinde uzanıyordum. Kulağımın altında hızla atan kalbi ile küçük bir tebessüm edip ona daha fazla sırnaştım.
"Seni seviyorum"
Mırıltılı çıkan sesimle derin bir nefes alarak sıcak ellerini belime sardı.
"Seni seviyorum Kiraz'ım"
Belki dakikalar belki ise saatlerdir orada öylece birbirimize sarılı şekilde uzanmıştık. Güneş batmış, hava kararmış ve çoğu insan sahili terk etmiş olsa da umurumuzda değildi. Şuan olduğumuz yerde konuşmadan, sadece kalp atış seslerimiz ve nefeslerimiz duyulsa da huzurluyduk. Hemde hiç olmadığımız kadar.
-------------------------------------------------
Barlas ile olan güzel akşamdan sonra eve gelmiştim. Heyecandan hala yerimde duramadığım için gecenin körü olmasına rağmen Bulut'u uykusundan uyandırmış ve evime çağırmıştım. Ama sanırım büyük bir hata yapmıştım.
Çünkü şuan oturma odasının ortasında Bulut'un küçük (!) sevinç çığlıklarını dinliyordum. Evet, ona Barlas ile olan ilişkimi söylemek gibi bir hata yapmıştım ve şimdi onun kahrını çekiyordum.
"AĞLAYACAĞIM, BAYILACAĞIM, BACIM'IN SEVGİLİSİ VAR LAANN"
Sabah'tan beri bu tarz cümleler ile mutlulukla etrafımda dört dönmüştü. Ben ise yaptığı hiçbir şeye karışmamıştım. Çünkü biliyordum ki eğer ağzımdan tek kelime dahi çıksa beni sarsa sarsa, aynı şeyleri yüzüme karşı bağırarak söylerdi. En iyisi kendimi bu tehlikeye atmadan sakince oturmaktı.
"ŞAKA GİBİ RESMEN, NASIL OLDU? NE ZAMAN OLDU? BEN NEDEN YOKTUM?"
Son sözünden sonra kısa bir an sustu. Ben bu susmayı iyi bilirdim, fırtına öncesi sessizlikti bu. Korku ile gözlerim büyürken yavaşça oturduğum yerden kalkarak odadan çıkmaya hazırlandım. Hedefime az kalmışken Bulut hızla bana döndü.
"BENİM NEDEN HABERİM YOKTU PİÇ"
Bana doğru koşmaya başlaması ile korkuyla çığlık atıp son sürat odama koştum. Umarım canım komşularım benden şikayetçi olmazdı.
"Kaçma lan"
Yakından gelen bağırışı ile bir çığlık daha atarak odama girdiğim gibi kapıyı kapattım. Ancak elini kapının arasına koyması ile hızla kapattığım kapı direkt olarak eline çarptı ve eş zamanlı olarak Bulut'tan büyük bir çığlık koptu.
Elini hızlıca çekerek yere diz çöktü. Korkuyla kapıyı açarak elini sıkıca tutmuş Bulut'a doğru eğildim.
"İyi misin?"
Endişe ile konuşup bir yandan da eline bakmaya çalışıyordum. Ancak beklemediğim bir hamle yaparak bir anda üzerime atladı. Şaşkınlığın getirisi olarak onu engelleyemediğim için ikimizde yeri boylamıştık.
"Elimi kırdığın içinde ayrı döveceğim seni"
Ben daha ağzımı açmamışken o vücuduma gelişi güzel yumruk atmaya başlamıştı. Kırık olduğundan şüpheli olduğum eli ile yine de güzel vuruyordu şerefsiz.
"Lan dur"
Nefes nefese durmasını söylerken beni dinlemeden vurmaya devam ediyordu.
"Bulut mal mısın elin kırık, dursana!"
"Sen sus şırfıntı"
Onu üzerimden atmaya çalışırken bir yerden titreme hissediyordum. Umursamadan Bulut'u itmeye devam ederken titreme de durmuştu.
"Kırık eline bir vurdum mu aklın şaşar, çekil lan üstümden!"
Bir yandan küfür edip bir yandan da üzerimde duran öküzü ittirirken o titreme tekrar başlamıştı.
"Bulut benim bir yerim titriyor"
Korku ile konuştuğumda vurması biraz azalmıştı ama hala vuruyor ve de küfür ediyordu. Titreme hala devam ederken korku ile bağırmıştım bu sefer.
"Bulut ne yaptın lan götüm titremeye başladı!"
Sonunda duran Bulut nefes nefese yüzüme baktı. Korkulu bakışlarımı gördüğünde anlamayarak kaşlarını çattı, gözleriyle kısaca hasar kontrolü yaptı.
"Nasıl kızım, ben koluna ve karnına vurdum sırf"
"Ay tekrar başladı"
Korkuyla tekrar konuştuğumda hızla üzerimden kalktı. Ben de yan dönerek gerginlikle götümü yokladığımda elime telefonum değmişti. Cebimden çıkarttığımda aslında titreyen şeyin telefonum olduğunu anlamamızla Bulut az önceki ruh halinden çıkıp birden anırmaya başladı. Ben ise ona çaktırmadan rahat bir nefes verdim. Götümün felç olduğunu düşünmüştüm.
Bulut kendini yerden yere atıp rezilliğime gülerken, ben tekrar çalan telefon ile nefes nefese cevap verdim.
"Alo"
Karşı taraftan bir süre ses gelmeyince tekrar konuşacaktım ki Barlas'ın soru sorar tonda,
"Kiraz?" dediğini duyduğumda put gibi kalmıştım.
Allah benim belamı versin, yer yarılsın ve ben şuan içine gireyim lütfen. Arkadan anıran bir adet Bulut ve nefes nefese kalmış bir adet ben ile rezil bir haldeydik. Ancak ben bununla yetinmeyerek oturduğum yerde dikleştim ve şaşırmış gibi gülerek,
"Aha Barlas sen miydin?" diyip biraz daha rezillik kattım.
Yanımdaki Bulut artık gülmekten moraracak kıvama gelmişti. Salak üstüne bir de nefessiz kaldığı için kendini titreşim moduna almış öyle gülüyordu. Gülmemek için ondan tarafa bakmamaya karar verdim.
"İyi misin? Nefes nefese geliyor sesin. Dışarı mı çıktın?"
Meraklı ve endişeli ses tonunu duyduğumda hemen aklımdan bir yalan uydurdum.
"Bulut bana gelmişte, komik bir film izliyorduk gülmekten öyle oldu"
"Telefonu neden açmadın beş kere aradım seni"
Ben şimdi nasıl diyeyim ki telefonun titreşimi yüzünden götümün felç olduğunu sanıp korkudan altıma sıçtığımı ve bu yüzden açamadığımı?
"Diğer odada kalmış da gülme sesimizden duyamadım"
"HAHAA"
Sözlerimden sonra Bulut'un artık normal olmayan kahkahasını duyduğumda o tarafa dönmek gibi bir hata yaptım.
Yerde uzanmış artık mor denecek bir yüz ifadesi ile titreşim modunda gülüyordu. Durduğu pozisyon o kadar komikti ki kendimi tutamayarak kahkaha attım. Sesim gitmesin diye sessizce gülmeye çalışırken kahkaham daha saçma bir hal alıyordu. Hattın diğer ucundan da gülme sesi geldiğinde bir tur da rezil oluşumuza güldüm. Nefes alamayacak kıvama geldiğimde Barlas,
"Ben kapatıyım o zaman, iyi geceler" dedi.
"Bekle"
Bulut'un yanından kalkıp odama girdim ve gülmemi biraz olsun bastırmaya çalıştım. Ben derin nefesler alıp sakinleşirken Barlas sessizce beni bekliyordu.
"Bu kadar gülünülecek bir film ise bir ara bana da söyle bende izleyeyim"
Eğlenen ses tonu ile yanaklarım hafiften kızardı. Bir filme değil kendi yüzümüze gülmüştük o kadar saat. Mahçupça başımı eğerek,
"Barlas kusura bakma konuşmadım da seninle" dedim.
"Sorun değil bebeğim, keyfini bozma sen. Yarın buluşuruz ne de olsa"
"Gerçekten mi, kızmadın değil mi doğru söyle"
"Bebeğim niye kızıyım ki, eğlenmen ve böyle gülmen beni mutlu ediyor"
İçimden olduğum yerde mutlulukla tepinmek geçse de daha fazla rezil olmamak için sadece güldüm. Gülerken aklıma gelen şeyle dondum kaldım.
Lan.
Bulut'un eli kırılmıştı ya.
"Bulut beni çağırıyor gitmem lazım"
Yüzüm sirke satsa da normal ses tonumla konuşmaya çalıştım. O ise utandığımı sandığı için kısıkça gülmüştü.
"İyi geceler bebeğim"
"İyi geceler sevgilim"
Bir anda ağzımdan çıkan kelime ile bu sefer gerçekten utanmıştım. Gözlerim kocaman olurken Barlas'ın sessizliğinden faydalanarak telefonu yüzüne kapattım. Gözlerimi sıkıca kapatıp yavaşça kafama vurduğumda yine Bulut'u unuttuğum aklıma geldi.
"Siktir"
Kapıyı açtığım gibi hala elini tutup yerde gülen Bulut'u görmüştüm.
"Kalk çabuk hastaneye gidiyoruz!"
🌸
Ay çok komik oldu, yazarken aklımda canlandı resmen dkdkdmkd.
Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı vermeyi unutmayın bebişler.
İyi okumalar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 25.09k Okunma |
1.26k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |