
Sabah uyandığımda Barlas'ı yanımda yatarken gördüm. Benim yüzümden uykusu mahvolmuştu. Hatırladığımda suratım düştü, dün korkudan 15 dakikalık yolu 5 dakikada gelmişti.
Dün gece hepsini alel acele uyandırıp buraya çağırmıştık ve hala benim evimdelerdi. Hepsine anlattığım gerçekler ile ilk başta inanmamış daha sonra ise hep beraber ağlamıştık. Saat sabah 4 sularına geldiğinde, onların haline acıdığım için planı yarın yapmaya erteleyip hepsini zar zor uyuttum. Barlas ve ben aynı odada, kızlar Bulut'un odasında, diğer ikisi de salonda yatmışlardı.
Onlar uyuduktan sonra Mardin'e artı 5 bilet daha almıştım. Hep beraber gidecektik. Film ve dizilerdeki kızlar gibi tek giderim gururuna girmeyecek ve beraber, bu işi tamamen bitirecektik. Ayrıca tek gidersem beni kurşuna dizlerlerdi de orası ayrı.
Ben uyuyamadığım için aklımda bir kaç plan kurmuştum. Aslında basitti sadece biraz araştırma istiyordu. Kafamda tüm herşeyi toplayıp en son, saat 7'ye yakın uyumuştum ve şuan saat 11.00'a geliyordu.
Barlas'ı uyandırmamaya çalışarak yataktan kalkarken beni belimden tutup kendine çekti. Daha yeni uyumuyor muydu bu adam?
"Uyuman lazım Delfin, çok geç yattın zaten"
Yeni uyandığı ve yüzünün yarısı yastığa gömülü olduğundan sesi boğuk çıkıyordu. Yüzümü ona çevirip,
"Uykum yok ama" dedim.
Dediklerime aldırış etmeden beni iyice kendine çekti. Kafasını kaldırıp sırt üstü yattı ve gözünü açarak başını bana çevirdi.
"Mardine gitmeye, gerçekten hazır mısın?"
Dünden beri sorduğu tek soru buydu. Teyzem gibi benim de başıma birşey gelebileceğinden endişeleniyordu. Ama bu endişenin yersiz olduğunu onlara göstermeliydim.
Ona taraf dönüp tam gözlerinin içine baktım. Endişeliydi. Hatta her an gidecekmişim gibi beni belimden sıkıca tutuyordu.
"Barlas bana gerçekten hiçbir şey olmayacak, hem sizde varsınız yanımda. Eğer kendime zarar vermek isteseydim en başından kimseye haber vermez tek başıma giderdim"
"Biliyorum ancak endişe etmeden yapamıyorum. Sonuçta dediğin gibi annen ve babanın peşini yıllarca bırakmadılar, ya sana da aynısını yaparlarsa?"
Gözlerim dolduğunda onu saklamak adına kocaman gülümsedim. Ellerimi yanaklarına koyarak hafifçe okşadım. Eğer duygusala bağlarsam beni bırakmayacaktı.
"Sevgilim, lütfen böyle yapma. Kimliğimi kimse bilmeyecek, hiç biri de beni tanımıyor. Annemin gençliğine benzesem de beni görünce kimse bu onun kızı demez. O yüzden şimdi bunları düşünmeyi bırak ve hazırlanalım"
Dudağından kısaca öptüm ve hızlıca ayağa kalktım. Dolabımdan birkaç kıyafetimi alıp banyoya girdim ve üzerimi değiştirdim. Barlas da ben çıktıktan sonra banyoya girdiğinde, önce kızlardan başlayıp herkesi uyandırdım. Büyük bir yolculuk ve intikam bizi bekliyordu.
---------------------------------------------------
Kontrollerimizle toplamda iki buçuk saatte mardine gelmiştik. Saat akşam 9'u geçtiğinde uyumak için taksiye binip önceden rezervasyon yaptırdığımız otele gittik. Teyzem sayesinde hangi ilçe ve mahallede olduklarını bulmuştuk. Fazla dikkat çekmemek için uzak bir otele gidiyorduk. Çünkü evlerinin konumları yıllar içinde değişmiş olabilirdi.
Ayşe ailesinden zar zor izin alsa da diğerleri ona oranla daha rahat bir şekilde gelmişti. Kimse böyle birşey yapacağımızı bilmediği için izin almak biraz zor olmuştu. Hepsinin ailesi bir kaç günlüğüne tatil yaptığımızı sanıyordu.
Otele vardığımızda hemen kontrolleri yapıp ikili ikili, üç ayrı oda aldık. Birinde Barlas ve ben, diğerinde kızlar, ve sonuncuda ise beyler kalacaktı. Yani klasik oda ayrımı yapmıştık.
Odaya geçtiğimizde bavulu bir kenara atıp, yorgunlukla kendimi hemen yatağa attım. Uçak vize falan derken kendimi yorulmuş hissediyordum.
"Kiraz'ım bunlar yaşanıp bittiğinde tekrar eskisi gibi olacağına söz verir misin?"
Kapattığım gözlerimi açıp başımda dikilen Barlas'a baktım. Bunu eninde sonunda soracağını tahmin edebiliyordum ancak cevabı ben bile bilmiyorken ona nasıl yanıt verebilirdim?
Derin bir nefes verip ayağa kalktım ve tam karşısında durdum. Son zamanlarda sürekli olduğu gibi, endişeli ve gergin duruyordu. Onun o haline inat kocaman gülümsedim ve yanağından makas aldım. Şakayla karışık,
"Sen sevgilinin böyle insanlar için değişeceğini mi düşünüyorsun fıstık?" dediğimde önce şaşkınca baktı, sonra ile gülmeye başladı.
"Fıstığa benzer halim mi var benim?"
Şakama ayak uydurduğunda bende kahkaha attım.
"Hıhı hemde tuzlu yer fıstığısın"
Aramızda gülüşüp eğlendiğimizde kendimi motive olmuş gibi hissediyordum. Bir anda enerji gelmiş gibiydi. Aklımdakilerden biraz olsun uzaklaştığımda Barlas'a sıkıca sarıldım.
"Barlas, hep yanımda olduğun için teşekkür ederim sevgilim"
O da kollarını sıkıca bana sardı.
"Asıl hayatıma neşe kattığın için ben teşekkür ederim Kiraz'ım"
Biraz ileri adım attığında ikimizde beraber yatağa düşmüştük. Bunu beklemediğim için ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Barlas ise bu halime gülüyordu. Altta ben kaldığım için ve üzerimde 1.87 bir deve olduğundan sırtına hafifçe vurup,
"Sanırım nefes alamıyorum" dedim.
Sesim kısık çıktığı için hemen üzerimden kalktı. Kendince kısa bir kontrolden sonra beni yatağa yatırıp yanıma uzandı ve sıkıca sarıldı. Zaten üzerimizde eşofman olduğu için üstümüzü değiştirmeye gerek yoktu.
"İyi geceler bebeğim"
Kendime rahat bir konum bulup kafamı ona yasladım ve sesini taklit edip onun gibi,
"İyi geceler bebeğim" dediğimde kısıkça güldü ve sarmaş dolaş biçimde uyumaya başladık.
--------------------------------------------
Yaptığım kısa araştırmalar sonucu iş yaptığım ve de sevdiğim iki müşterimin onlarla iş yaptığını öğrendim. Bu benim açımdan iyiydi. Sarkançlar ailesi sandığımdan daha zengin çıkmıştı.
Yurt dışında iş yaptığım Bay Sheldon ile çalıştıklarını öğrenmek beni mutlu etmişti. Onlardan yardım alarak ortaklıklarının bitmesini sağlayabilirdim. Onların sayesinde yurt dışında beş farklı şirkete sahiplerdi. Eğer Bay Sheldon'ı ikna edebilirsem onları batırmak daha kolay olacaktı.
Diğer kişi ise benim sayılı çalıştığım türk müşterilerimden biriydi. Onun da beni yanıltmayacağını biliyordum çünkü geçmişimi biliyordu. Hatta bir ara araştırma bile yapıp ailemin ölümünden kimin sorumlu olduğunu bulmak istemişti. Tüm bunları yapma sebebi, yıllar önce kızının ve karısının öldüğünü ve benim de küçük kızına çok benzediğimi düşündüğü içindi.
Tabi bu araştırmaları Barlas'ın bir arkadaşından rica etmiştik. Onun sayesinde bu bilgilere sahiptik. Şimdi ise tüm bilgileri toplayarak bir plan oluşturduk.
Selen ve Murat mahalleye karışıp biraz bilgi toplayacaktı. Bulut ve Ayşe de başka bir yere gidip dedikoducu teyzelere Sarkançlar'ı soracak ve onlarda biraz bilgi toplanacaktı. Ben ve Barlas da hala oteldeydik çünkü benim müşterilerimi aramam ve onları ikna etmem lazımdı.
İlk önce İhlas Bey'i arayacaktım. Onu hallettikten sonra da Bay Sheldon'ı arayacaktım. Telefondan numarasını bulduğumda derin bir nefes verdim.
"Sakin ol, ben yanındayım"
Barlas destek olmak istercesine omzumu sıvazladığında ona gülümsedim. O da kendi avukat, polis arkadaşlarını arayıp bilgi almaya çalışıyordu.
"Gerildim sadece sorun yok"
Arama tuşuna basıp telefonu kulağıma koydum ve beklemeye başladım.
"Alo, Delfin kızım?"
"İhlas amca nasılsın, iyi misin?"
Evet bey demiyordum ona çünkü o nasıl beni kızı olarak görüyorsa ben de onu amcam olarak görüyordum.
"İyiyim kızım seni sormalı?"
"Bende iyiyim İhlas amca"
"Bir şey mi oldu, sesin durgun geliyor? Yoksa o kerata seni üzüyor mu?"
Ah geçen iş yaptığımız zaman arkada Barlas'ın sesini duymuştu ve bende mecbur söylemek zorunda kalmıştım. Bu yüzden Barlas'ın benim sevgilim olduğunu biliyordu.
Sözlerine gülerek yandan Barlas'a baktım. O da duymuş olacak ki sırıtarak bana baktı ve kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hayır amca, sadece sana küçük bir işim düştü"
"Hay hay kızım, sen ne istersen yaparım"
Onun bu haline tekrar güldükten sonra biraz durdum ve,
"Sarkançlar ailesini tanıyor musun amca?" diye sordum.
"Sarkançlar mı?"
Benden böyle bir soru beklemiyor olacaktı ki sesi şaşırmışa benziyordu.
"Mahir Sarkanç, tanıyor musun?"
Bu adam annemin babası olacak o kişinin ismiydi. İhlas amca biraz düşündükten sonra hatırlamış olacak ki,
"Hatırladım, benim üç şirketime ortak olan adam o. Ama sen nereden tanıyorsun onu?" dediğinde tüm herşeyi kısa kese kese anlatmaya başladım.
Sözlerim bittiğinde sinirle soluyarak,
"Nasıl böyle bir şey yapar! Bunun bir cinayet olduğunu sezmiştim zaten ama ondan beklemezdim! Hemen ortaklığımı kesiyorum onlarla, bir katille çalışamam" dediğinde gözümden resmen mutluluk akıyordu.
"Çok teşekkür ederim amca"
Barlas'a bakarak başımı onaylar anlamda salladığımda kocaman gülümseyerek bana sarıldı.
"Ben şimdi kapatıyorum kızım, sen o adamı düşünme ben arkadaşlarımı da ikna edip hepimiz tüm ortaklığımızı keseriz. Sen üzülme biz halledeceğiz"
"Tekrar çok teşekkür ederim amca, görüşmek üzere"
"Görüşürüz kızım"
Telefon kapandığında mutlulukla çığlık atıp Barlas'a daha çok sarıldım. Planın yarısı hatta belki daha fazlası başarılı olmuştu. Ondan uzaklaşıp sevinçle yüzüne baktım. Bana gülümseyerek bakıyordu.
"Barlas ikna oldu, şaka gibi bu kadar hızlı olmasını asla beklemezdim"
"Sen inandıktan sonra herşey olur bebeğim, ben arkadaşlarımı da aradım hepsi birlikte araştırma yapıyorlar. Onları kurutacağız"
Başımı onaylar anlamda salladım. Barlas elini yanaklarıma koyarak gözümden düşen yaşları sildi. Gözlerim kendiliğinden kapandığında dudaklarını göz kapaklarımda hissettim. Daha sonra ise alnıma kısa bir öpücük bıraktı.
"Hadi şu son işleride halledelim ve bu işi kökten bitirelim"
Onu tekrar onayladığımda bu sefer Bay Sheldon'ı aradım. Kısa bir merhaba faslından sonra arama sebebimi anlattım.
"What! How is this possible?! Have we been partners with a murderer for years?"
"Ne! Bu nasıl mümkün olabilir?! Biz yıllarca bir katille mi ortaklık yapıyorduk?"
Çıldırmış gibi bir tepki vermesi ile sırıttım, bu iş de olmuştu.
"I know it's hard to believe but these are true. I ask you to stop being partners with them. I want to sink them for my family's revenge, please help"
"Biliyorum inanması güç ancak bunlar doğrular. Sizden ricam onlarla ortak olmayı bırakır mısınız? Ailemin intikamı için onları batırmayı istiyorum, lütfen yardım edin"
Konuşmam bittikten sonra kısa bir sessizlik oldu. Gergince beklediğim bir kaç saniye sonunda istediğim cevabı almanın mutluluğu ile çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.
"Of course I will help. I can't remain indifferent to this. After all, I am a father too. Don't worry, I will do whatever is necessary"
"Tabiki de yardım edeceğim. Buna kayıtsız kalamam. Sonuçta bende bir babayım. Ne gerekiyorsa yapacağım merak etme"
Telefonu bir iki saniyeliğine sessize alıp çığlık attım ve Barlas'ın üstüne atladım. Geri sessizden çıkarıp minnetle konuştum.
"Thank you, you have no idea how much this means to me. See you later, kiss your daughter for me"
"Teşekkür ederim, bunun benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Görüşmek üzere, kızınızı benim yerime öpün"
Ha bu arada kızları sağlıkla doğmuştu ve ismi gerçekten de Delfin'di.
"You're welcome Miss Delfin. See you later"
"Rica ederim Bayan Delfin. Görüşmek üzere"
Telefonu kapattığımda Barlas'a baktım. Yüzümdeki kocaman gülümseme ile gözlerimden yaşlar akarken,
"Başardım" diye fısıldadım.
Benim gibi gözleri dolduğunda alnını alnıma yaslayarak o da fısıldadı.
"Başardın güzelim"
🌸
Valla ben rahatladım ha mdmmdmd.
Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
İyi okumalar.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 25.09k Okunma |
1.26k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |