
6.BÖLÜM
'Ben giderim. 'Kimseden korkmuyordum. Başarabilirdim. Sonuçta 5 ay boyunca eğitim almıştım, ki öncesi de vardı. 'Asla olmaz. Sen gidemezsin. En azından tek başına beni öldürsen göndermem.' Ona neydi ki? Bana hangi sıfatla karışabilirdi. Tabii komutanımdı ama bu şuan konumuz değildi. 'Tamam o zaman ben de Felda ile giderim.' Bak bu güzel olurdu. Nisa ile göreve çıkmak son yıllarda hayallerimin listesinde en baştaydı. Buna çok mutlu olurdum. 'Sen de asla gidemezsin. siz üçünüz evde oturun biz komutanım ile gideriz. Değil mi komutanım?' 'Semih'e katılıyorum. Siz evde durun bizden haber bekleyin. Hatta gelmenize bile gerek yok. Biz hallederiz. Değil mi Semih?' Nisa biraz sinirlenmişti. 'DEĞİL! Değil mi SEMİH?' Nisa Semih'in gözünü bayağı korkutmuştu. 'De-değil ta-tabi ki komutanım. Kızlar da halledebilir. Fakat ben siz yorulmayın diye şey etmiştim.' 'Şey etme Semih. Sen otur evde biz Felda ile gideriz. Değil mi Felda?'
Nisa Semih'in gözünden gözünü ayırmıyordu. Kesin bunların arasında bir şeyler vardı. 'Gideriz tabii. Ben zaten gitmek istiyordum. Time katıldığımdan beri hiçbir göreve gelemedim. Artık iyileştiğime göre ben de görevlerde bulunabilirim.' Nisa beni onaylar şekilde başını salladı. Aynısını Nisa'dan sonra Semih de yaptı. Giray istemese de kabul etmek zorunda kaldı. Durumdan gayet mutluydum. Fakat Giray için aynısını söylemek pek mümkün değildi. akşama doğru artık hazırlıklarımızın hepsi tamamdı. Nisa ve ben ikimiz gidecektik. Birlikte çıktığımız ilk görevdi. Hatta benim çıktığım ilk görevdi. Giray da Semih de gayet huzursuz duruyorlardı. Semih'in sebebi gayet açıktı ama Giray neden bu kadar huzursuzdu.'Komutanım bir şey sorabilir miyim?' 'Sor.' Sanki trip yiyordum.
'Neden sanki gitmemizi istemiyormuşsunuz gibi davranıyorsunuz?' 'Çünkü gitmenizi istemiyorum. Sen daha yeni dikişlerinden kurtuldun. Sana bir şey olursa Nisa nasıl seni koruyacak? Diyelim ki sağ salim bize haber verebildiniz. Ya biz gelene kadar size bir şey olursa? Biriniz yaralanırsa nasıl diğeriniz hem kendini hem de yaralıyı koruyacak?' 'Peki ya sizden biri yaralanırsa hem yaralıyı koruyup hem saldırganı yakalayıp hem de kendini koruyacak?' Tabi ki cevap veremedi. 'Ben de öyle düşünmüştüm. Neyse size iyi günler. Göreve çıkacağım da hazırlanmam lazım.' Ben arkamı dönüp giderken sadece arkamdan homurdandı. Bildiğiniz kadın düşmanlığı yapmıştı. Nisa'nın yanına gittiğimde o da neredeyse hazırdı. Karanlıkta dikkat çekmemek için ikimiz de tamamen siyah giyinmiştik.
Bu halimizle kesinlikle hırsıza benziyorduk. Artık çıkmamız gerekiyordu. Son hazırlıkları yaptık ve dışarı çıkmak üzere kapıya yöneldik. O sırada Semih Nisa'nın kolundan tuttu. 'Sizinle gelmemi istemediğinize eminsiniz değil mi?' 'Merak etmeyin zaten adamı gördüğümüz anda size haber vereceğiz. Bu dinleme cihazlarını boşuna almadık herhalde.' Nisa bu durumdan biraz sıkılmıştı. Haklıydı da. Sonuçta biz de onlar kadar eğitim almıştık, biz de sonuna kadar asker olmak için savaşmıştık. Sırf kadın olduğumuz için neden kendimizi koruyamayacağımızı düşünüyorlardı. Bu bildiğin kadın düşmanlığıydı.
Fakat belki de sadece bizi korumaya çalışıyorlardı. Ama hiç gerek yoktu. Bunu onlara gösterecektik. Ayakkabılarımızı giyip artık sonunda binadan çıkabilmiştik. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Tamamen karamadan hareket edemezdik. Sonuçta evimizi bulmuşlardı. Kimliklerimizi bulmak da onların açısından çok zor olmasa gerek. Hava kararana kadar bir kafe de oturmaya karar verdik. Bunu evdekiler de memnuniyetle onayladılar. Kafeye geçtiğimizde kafe gayet sessizdi. Çok az kişi vardı. Onlarda kulaklıkları takılı bir şekilde bilgisayar yada telefonlarıyla ilgileniyorlardı. Hemen kendimize bir yer bulduk. O sırada garson geldi. 'Buyurun siparişlerinizi alabilirim.' Nisa hemen atladı. Çok aç olduğu kesindi. 'Ben bir soğuk kahve bir de çikolatalı pasta alayım.' 'Ben de sadece bir sütlü kahve istiyorum.'
Sadece bir kahve şuan benim için yeterliydi. 'Tabii hemen getiriyorum siparişlerinizi. 'Bu adamda bir sıkıntı vardı. Gözüm tutmamıştı bu adamı. 'Nisa sen de fark ettin mi adamdaki değişikliği yoksa ben mi çok kuruntu yapıyorum?' Nisa da tedirgin olmuştu. Bir değişiklik vardı ama ikimiz de çözememiştik. O sırada Nisa'nın telefonu çaldı. 'Efemdim Semih. Tamam tamam siparişlerimiz gelsin kalkarız. Tamam dedim ya Semih Allah Allah. Kalkıyoruz şimdi.'
'Ne olmuş yine?' 'Buradan çekmiyormuş. Bizi görüp duyamıyorlarmış. Hemen buradan çıkmalıymışız. Yoksa başımıza bir şey gelebilirmiş.' İkimiz de gülmüştük. Bu adamlar gerçekten de çocuk gibiydi.
Biz konuşmaya devam ederken bizim oturduğumuz yerin arkasında oturan bir adam Nisa'nın arkasından bize doğru yaklaşmaya başladı. Bir şey söyleyecek gibi duruyordu. 'Buyurun' Dedim adama soru soran gözlerle. Tam başka bir şey daha söyleyecektim ki birden ağzım sert bir şekilde bir mendille kapatıldı. Aynı şekilde Nisa'nın da. Daha ne olduğunu anlayıp da kendimi savunamadan vücuduma felç inmiş gibi hareket edemeden öylece kaldım. Gözlerim git gide kapanıyordu. Buna karsı koymak istiyordum. Gözlerim kapansın istemiyordum ama başaramadım. En sonunda bir noktada gözlerim kapandı. Sanki bir daha açılmayacakmış gibi...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |