
HERKESE MERHABALAR YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM
BÖLÜMÜ DÜZENLEMEDEN ATIYORUM YAZIM YANLIŞLARIM VARSA ŞİMDİDEN ÖZÜR DİLERİM
KEYİFLİ OKUMALAR
Çalan alarmımla beraber uyandım hastaneye gitmeme bir saat vardı kalkıp banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra dün kendime pijama takımı almayı unuttuğum için meleğin bir daha eve gitmiyim diye kendi dolabından verdiği pijama takımını çıkarıp kendi kıyafetlerimi giyindim yatağı toplayıp çıkardıklarımı da güzelce katlayıp yatağın üzerine bıraktım ve telefonumu alarak odadan çıktım.
Benden hemen sonra yan odadan poyraz çıktı beni görünce selam verip günaydın dedi bende aynı şekilde karşılık verince ben önde o da arkamda aşağı indik.
Aykut hariç herkes aşağıdaydı hepsine günaydın diyerek meleğe yardım etmeye gittim ve beraber sofrayı kurmaya başladık. Sofrayı kurduktan sonra hep beraber oturduk o sırada içeriye neşeli bir şekilde aykut girdi herkese günaydın diyerek o da sofraya oturdu. Sohbet ederek kahvaltı yaparken hastaneye gitme saatimin yaklaştığını farkedip ayağa kalktım.
"Ben artık gidiyim geç kalıcam yoksa"
"Tamam kızım dikkat et giderken"
"Tamam serap teyzecim ederim beni bugün ağırladığınız için de teşekkür ederim hepinize"
"O nasıl söz kızım bizim kapımız sana her zaman açık"
"İstersen ben seni bırakabilirim hem daha iyi tanışmış oluruz" aykutun konuşmasıyla ona döndüm
"Yok teşekkür ederim benim arabam var zaten daha sonra tanışırız"
"Peki o zaman o günü sabırsızlıkla bekliyor olucam" diyerek göz kırptı o sırada poyrazın ona kaşlarını çatmış bir şekilde baktığını gördüm kurcalamadan herkesle vedalaşıp evden çıktım.
Bugün de her zamanki gibi hastane fazla yoğundu nefes alacak vaktimiz yoktu ama işimi severek yaptığım için yorulsam da umursamıyordum.
Hastalar bittikten sonra odamdaki koltuğa oturup ayaklarımı uzattım bugün nöbete kalacaktım o yüzden kendimi toparlamam lazımdı kantine inip kahve almaya üşendiğim için telefonla arayıp sema abladan kahve rica ettim.
Bir taraftan kahvemi yudumlarjen diğer taraftan da önümdeki raporları kontrol ediyordum. O sırada dışardan sesler duyunca hemen kalkıp odadan çıktım sedyeyle yaralı bir kadını getiriyorlardı vücudu berbat haldeydi belliki şiddete uğramıştı hızlıca ameliyata aldık.
Ameliyat sırasında iki kere kalbi durmuştu hepsinde geri getirmeyi başarmıştık ama bir kere daha durursa bu sefer kaybedebilirdik. Ameliyat bitmişti ama hayati tehlikesi hala olduğu için yoğun bakıma almıştık yakınlarından da sadece kocası olduğunu düşündüğüm bir adam vardı.
Durumu araştırınca da kadını bu hale getirenin kocası olduğunu öğrendik hangi yüzle acaba burda oturmuş bekliyordu. Yoğun bakımda kontrolleri yapıp dışarı çıktım benim çıkmamla o adam da ayağı kalktı.
"Karımın durumu nasıl doktor?"
"Hala kritik saatlerdeyiz hayati tehlikesi henüz geçmiş değil bir süre daha yoğun bakımda kalması gerekiyor"
"Ben o kadar bekleyemem karımı hemen iyileştirin gidelim biz"
"Beyefendi karınız henüz hayati tehlikeyi atlatmadı diyorum siz çıkalım diyorsunuz karınız hala kendinde değil"
"Ben anlamam bugün iyileştiriceksiniz karımı"
Ben tekrar cevap verecekken yoğun bakımdan sesler gelmeye başladı hemen içeri girdik tekrardan kalbi durmuştu ne yaparsak yapalım geri getiremiyorduk
"Hadi hadi lütfen"
Ne yaparsak yapalım geri getiremedik maalesef kadını kaybetmiştik örtüyü üzerine örtüp dışarı çıktım adam hemen bana döndü
"Başınız sağolsun hastayı kaybettik"
"Ne demek kaybettik karımı iyileştir demedim mi ben sana nasıl kaybettik" adam yüzüme karşı bunların suçlusu o değilmiş gibi bağırmaya başlayınca bende dayanamayıp aynı şekilde bağırdım.
"Hem kadını bu öldüresiye dövmüşsün hem de gelmiş burda bana bağırıyorsun bari karının cenazesine saygılı olup burda bana boş boş bağıracağına son görevini yerine getir"
"Sanane lan ister severim ister döverim benim karım değil mi" karşımda daha fazla konuşmasına dayanamayıp bir zamanlar da aldığım savunma derslerine güvenerekten sinirle yüzüne yumruk attım beklemediği için geriye doğru savruldu kalkıp bana karşılık verecekken hastane güvenliği araya girip dışarı çıkardılar.
Bende orda daha fazla durmadan odama geçtim ve kalan dosyalarımı düzenlemeye devam ettim. İşi bittikten sonra hava almak ve uykumu açmak için bahçeye çıktım hastanenin önündeki banklardan birine oturup etrafı izlemeye başladım.
Orda ne kadar kaldım bilmiyorum biraz üşüdüğümü hissedince içeri geçmek için ayaklandım
"Doktor!"
Ben hastaneye doğru ilerlerken gelen sesle birlikte arkamı döndüm. Yine o adamdı dışarı atılmasına rağmen yine neden gelmişti ki şimdi bu ona cevap vererek sinirimi yine bozmamak için umursamadan arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
tam içeri girecekken bir anda kolumdan tutulup çekilmemle karşımdaki adamın karnıma bıçak saplaması bir oldu. Acıdan dolayı iki büklüm olup dizlerimin üzerine çöktüm kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda keyif alarak bana baktığını gördüm
Ben daha fazla kendimi taşıyamayıp yere yığılırken adam da hemen koşarak ordan uzaklaştı. Gözlerim kapanmaya başlarken yanıma koşan adım seslerini ve bağırışan sesleri duydum beni kaldırıp bir sedyenin üzerine koyduklarında daha fazla dayanamayarak ağırlaşan gözlerimi kapattım.
********
Gözlerimi zorlukla araladığımda gözüme vuran ışıkla bir daha geri kapattım bir süre öyle bekleyip tekrar gözlerimi açtım. Ne zamandır yatıyordum burda acaba biraz hareketlenip oturmaya çalışınca sızlayan yaramla inleyerek bir daha geri yattım.
O sırada odanın kapısı açıldı ve içeri hemşirelerden biri girdi.
"Doktor hanım geçmiş olsun bizi çok korkuttunuz ağrınız var mı?"
"Hafif sızlaması dışında bir şey yok"
"Çok şükür ki herhangi bir sorununuz yok bıçak çok derine girmemiş bir hafta boyunca her gün pansuman yapmamız gerekiyor ki zaten siz bunu benden daha iyi bilirsiniz ben size bir ağrı kesici daha yapiyim"
Bir şey demeden sadece gülümseyerek kafa sallayıp tavanı izlemeye başladım bu insanlar neden böyle hiç anlamıyorum bunun gibiler yüzünden mesleğimizi diken üstünde yapıyoruz her an biri canımıza kastedebilir diye.
Düşüncelere dalmışken odaya polisler girdi
"Geçmiş olsun doktor hanım ifade verecek durumdaysanız eğer ifadenizi almaya geldik"
"Teşekkür ederim tabi ifade verebilirim"
"Bize olayı baştan anlatır mısınız?"
Kafamı sallayarak olayları en baştan anlatmaya başladım en son bitirdiğimde onlar da iyi günler dileyip gittiler umarım o adam bir an önce yakalanıp hakettiği cezayı alır.
Geçen saatleri bir uyuyup bir uyanarak geçirdim. Yine bir uykunun ardından gözlerimi açtığımda sabah olduğunu gördüm burda yatmaktan sıkıldığım için ne kadar doğru olmasa da zorla çıkışımı yaptırdım tabi başhekim kızsa da vazgeçmeyeceğimi anlayınca kabul etmek zorunda kaldı ve bana iki gün izin verdi.
Bu aralar fazla izinli oluyordum sanırım napiyim yani elimde olan bir şey değil sonuçta bıçaklanmayı ben seçmedim. Normalde başka hastaya olsa izin vermeyeceğim şeyi şu an kendim yapıyordum odamdan eşyalarımı alıp arabama doğru gitmeye başladım.
Biraz zorlanacağımı bilsem de arabaya binip emnşyet kemerşmş taktım ve yola çıktım arkadaşlar siz bana bakmayın bu durumda biraz kötü örnek oldum galiba siz benim dediğimi yapın yaptığımı değil.
Yavaşça arabayı kullanarak sonunda eve gelmeyi başardım. Umarım serao teyzeler beni görmez bide onlara durumu uzun uzun açıklamak istemiyorum hemen girip uyumak istiyorum.
Arabayı evin önüne park edip içeri girdim montumu asarak odama çıktım duş almak istediğim için kıyafetlerimi alıp banyoya girdim iyi ki çıkmadan su geçirmez bandajla yaramı sardırtmıştım..
Duş aldıktan sonra üzerimi giyinip yatağa uzandım ve anında uykuya daldım.
Çalan zille beraber istemeyerek de olsa uyanıp aşağı indim kapının önündeki aynadan tipimi düzelterek kapıyı açtim ve bana gülümseyerek bakan serap teyzeyle karşılaştım.
"Günaydın kızım uyandırdım mı seni kusura bakma sen galiba din nöbetteydin az önce arabanı gördüm gelmişsindir diye gel bizimle kahvaltı yap demeye geldim"
"Çok sağol serap teyze ben çok aç değilim zaten ufak bir şeyler hazırlayıp atıştırırım"
"Olur mu kızım öyle şey hadi hadi itiraz kabul etmiyorum bekliyorum hadi"
Serap teyze gidince bende yukarı çıkıp kendime çeki düzen verdim yarama da pansuman yapıp üzerimi değiştirdim ve telefonumu alıp evden çıktım artık benimde onları yemeğe davet etmem farz oldu her gün her gün onlardayım.
Kapının önüne gelince zili çalıp beklemeye başladım biraz sonra kapıyı poyraz açtı gülümseyerek hoş geldin diyerek içeri davet etti bende hoş buldum diyip içeri geçtim. İçeri girmemle herkesin bakışları bana döndü hepsine gülümseyerek selam verip masaya oturdum gözüm meleği aradı sorunca dışarda olduğunu birazdan geliceğini öğrendim önüme döndüğüm sırada yanımdaki boş sandalyeye de poyraz oturunca kısa bir an göz göze geldik sonra ikimiz de bakışlarımızı çekip önümüze döndük ve hep beraber sohbet ederek yemek yemeye başladık.
Benim çok iştahım olmadığı için az yemiştim kahvaltı bittikten sonra kendimi zorlayarak serap teyzeye yardım ettim şimdi etmesem ayıp olurdu ve durumu açıklayıp onları da boşuna telaşlandırmak istemiyordum.
Yaramı fazla zorladığımı anlayınca koltuğa oturdum umarım dikişlerim patlamamıştır. Biz oturmu sohbet ederken kapı açıldı ve içeri melek girdi beni görünce sevinçle boynuma sarıldı
"Ayy mavi hoş geldin bende seni arayacaktım bugün pijama partisi yapalım mı diye"
Galiba bu sefer dikişlerim patlamıştı farkettirmemeye çalışarak gülümsedim
"Tabi yaparız neden olmasın" hafiften kasılmaya başlayınca herkes bir terslik olduğunu anlayıp kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı
"Hii mavi üzerinde kan var" meleğin bağırmasıyla tişörtüme baktım evet tam da tahmin ettiğim gibi dikişlerim patlamıştı herkes telaşla yanıma koştu poyraz kolumu tutup dengemi sağlamaya çalışıp br taraftan da bir şeyler söylüyordu ama ne onu ne de diğerlerini anlamıyordum. En son gözlerim kararınca düşmeden son anda poyraz beni tuttu gözlerim kapamadan önce son gördüğüm poyrazın beni aceleyle kucağına almasıydı.
BÖLÜM SONU
HERKESE MERHABA UZUN ARALARLA BÖLÜM ATIYORUM AMA KUSURA BAKMAYIN LÜTFEN KİTAP OKUYACAK VAKTİM OLSA BİLE YAZACAK VAKTİM ÇOK OLMUYO OLDUKÇA YAZIYORUM
UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR
OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN BİR DAHAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |