7. Bölüm

7. Bölüm

Elif Koçan
eliff.4_

 

HERKESE MERHABALAR

 

YENİ BÖLÜME HOŞGELDİNİZ

 

ARKADAŞLAR OKUDUKTAN SONRA OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN

 

İYİ OKUMALAR

 

 

 

Mavi sabahın erken saatinde uyanmış elin yüzünü yıkayıp aşağı inmişti. Evdeki sessizlikten anlaşılacağı üzere henüz kimse uyanmamıştı. Hava almaya ihtiyacı olduğunu düşünüp üzerine bir hırka geçirerek bahçeye çıkmıştı. Etraftaki tek ses kuşların cıvıltısıydı bahçeden çıkıp nereye gittiğini umursamadan yürümeye başladı. Bir taraftan da içindeki düşüncelerle savaşıyordu. Poyrazın dünki itirafından sonra ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Hislerinden nasıl emin olabilirdi, poyrazın onu sevdiği gibi o da onu sevebilir miydi?

 

 

 

 

Bir süre daha yürüyüp düşündükten sonra saatine bakınca iki saate yakındır dışarda olduğunu anladı evdekiler çoktan uyanmış olmalıydı telefonunu da odasında unutmuştu. Hızlı adımlarla geldiği yoldan geri eve yürümeye başladı.

 

 

 

 

Bahçeye geldiğinde evin önünde telaşla ordan oraya yürüyüp duran poyrazı gördü elindeki telefonla birisini arıyor, ulaşamayınca sinirle etrafa tekme atıp duruyordu.

 

 

 

 

"Poyraz"

 

 

 

 

poyraz gelen sesle beraber olduğu yerde kalıp sesin geldiği yöne döndü, maviyi görmesiyle hızlı adımlarla ona doğru yürüdü, tam önünde durarak onu kendine çekip sıkıca sarıldı. Mavi başta tereddüt etse de çok beklemeden o da ellerini beline dolayıp sarılmasına karşılık verdi.

 

 

 

 

Bir süre sarıldıktan sonra ilk ayrılan poyraz oldu mavinin yüzünü avuçlarının arasına alıp başına bir şey gelme ihtimaline karşı sevdiği kadını incelemeye başladı. Sabah uyanıp da onu hiç bir yerde bulamayınca ilk kendini suçlamış benim yüzümden gitti diye kendini yiyip yiyip bitirmişti.

 

 

 

 

"Mavi nerdesin sen erkenden kalkıp kimseye bir şey söylemeden gitmişsin, telefonunu arıyorum çalıyo çalıyo cevap vermiyorsun, bir şey oldu sandım"

 

 

 

 

Mavi karşısındaki adamın ne kadar endişelendiğini gözlerinden anlıyordu. Poyraz onun için bu kadar endişelenmişken bu kadar düşüncesiz olduğu için kendine kızdı.

 

 

 

 

"Ben sadece biraz hava almak için çıkmıştım öyle dalıp gitmişim seni bu kadar endişelendireceğimi düşünmemiştim. özür dilerim"

 

 

 

 

"Özür dileme. sadece bundan sonra beni habersiz bırakma olur mu?"

 

 

 

 

"Tamam" daha fazla orda durmadan beraber içeri geçtiler, mavi herkesin telaşlı bir şekilde salonda oturduğunu görünce kendi kendine söylendi keşke haber verseydim diye.

 

 

 

 

Onların içeri girmesiyle herkesin gözleri onları buldu hemen yanlarına gidip sırayla maviye ​​​sarıldılar. Mavi defalarca özür dileyip bir daha onları habersiz bırakmayacağını söyledi, onlar da başta kızsalar da konuyu orada kapattılar.

 

 

 

 

Maviden

 

 

 

Kahvaltıdan sonra dinlenmek için odama çıktım erkenden kalktığım için şu an çok uykum vardı biraz uyumak iyi gelecekti, yatağım hâlâ bıraktığım halde durduğu için direk kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapatır kapatmaz kendimi uykuya bıraktım.

 

 

 

Saatler sonra gözlerimi araladığımda saat 4' e geliyordu ne kadar uyumuştum böyle

 

 

 

 

Hemen kalkıp banyoya girdim işlerimi halledip odaya geri döndüm ve kenarda duran çantadan kıyafetlerimi aldım. Ne kadar iyim desem de serap teyze beni göndermediği için dün melekten benim evimden bir kaç kıyafet getirmesini rica etmiştim çıkardığım pantolon ve tişörtü giyindikten sonra üzerimden çıkardıklarımı çantanın içine koyup yatağı da düzenledim ve odadan çıkıp aşağı indim.

 

 

 

mutfaktan gelen seslerle beraber o tarafa yöneldim serap teyze ve melek tartışıyordular

 

 

 

 

"Ya anne zaten çok kalmiyicam ki lütfen gidiyim"

 

 

 

 

"Kızım olmaz dedim, akşam akşam başına bir şey gelir Allah korusun sabah yapamıyorlar mı şu partiyi"

 

 

 

 

melek oflayarak bana doğru döndü beni görünce aklına bir şey gelmiş gibi heyecanla tekrar annesine döndü

 

 

 

 

"Mavide benimle gelir tek gitmem" ben neyden bahsettiğini anlamaya çalışırken serap teyze de varlığımı farkedip önce bana sonra meleğe baktı

 

 

 

 

"Olmaz kızı hasta hasta nereye götürüyorsun sen?" melek hak vermiş olacak ki bir şey demeyip morali bozuk bir şekilde arkasına yaslandı. Sanırım bir partiye gitmek istiyordu akşam olduğu için de izin alamıyordu. Düşününce benimde canımın sıkıldığını farkettim biraz değişiklik iyi gelirdi evde kös kös oturmaktan iyidi sonuçta

 

 

 

 

"Aslında ben gayet iyim yani melekle gidebilirim"

 

 

 

 

melek heyecanla doğrulurken serap teyze gözlerini kısıp bana baktı. İyi olduğum ikna edebilmek için gülümsedim en sonunda ikna olmuş olacak ki pes edip kafasını olumlu anlamda salladı

 

 

 

 

"İyi bakalım ama bana bakın, gece geç saatlere kadar kalmak yok bir bilemedin iki saat durup geliyorsunuz anlaşıldı mı?"

 

 

 

 

melek hızla kalkıp annesinin yanağından kocaman öptü "anlaşıldı sultanım" diyerek gelip bana da sarıldı ve hazırlanmak içi yukarı koştu. Gülerek kafamı salladım ve yukarı çıkıp odadaki çantamı da alarak akşam için kıyafet almaya kendi evime geçtim melek al gel beraber hazırlanalım diyince dolaptan elbise seçmeye başladım aslında çok sevdiğim mavi elbiselerimden birini giyinme fikri vardı aklımda ama gözüme en son bir arkadaşımın düğününe giderken aldığım kırmızı elbisem çarpınca içimden onu giyinmek geldi ve dolaptan alıp yatağın üzerine bıraktım. Melekte hazırlanmak için gereken diğer malzemelerin olduğunu düşünerek sadece elbisemi ve ayakkabılarımı alarak evden çıkıp tekrar yan tarafa gittim.

 

 

 

 

Bir saatin ardından ikimiz de hazır bir şekilde aynaya bakıyorduk saçlarımı hafif dalgalı yapıp omuzlarımdan bırakmıştım ve hafif bir makyaj yapıp hazırlığımı bitirmiştim.

 

 

 

 

Melekte üzerine lacivert bir elbise giyinip saçlarını at kuyruğu şeklinde bir model yaparak benim gibi hafif bir makyaj yapmıştı. İkimizde hazır olduğumuzda çantalarımızı aldık ve odadan çıkıp aşağı indik

 

 

 

 

(giyindikleri elbiseleri bu şekilde hayal edebilirsiniz)

 

 

 

 

aşağı indiğimizde topuklularımızın çıkardığı seslerden dolayı herkesin gözü bize döndü. Bir süre öylece yüzümüze baktıktan sonra sessizliği kuzey bozdu.

 

 

 

"Kızım bu elbisenin gerisi nerde?"

 

 

 

"Saçmalama kuzey kısa mı sence elbisem?"

 

 

 

"Evet bana göre kısa git değiştir çabuk"

 

 

 

"Baba şu oğluna bir şey söyle"

 

 

 

 

"Karışma kuzey sen benim kızıma ne giyinip giyinmemesi gerektiğini bilecek yaşta" melek koşarak babasına sıkıca sarılınca kuzey ve onun ardından da koray homurdanıp söylenmeye başladılar. Baba ve kızın sarılmasını izlerken ister istemez gözlerim doldu keşke benim de böyle arkamda duran, beni çok seven bir ailem olsaydı diye düşünmeden edemedim.

 

 

 

 

Onlardan gözümü çekip poyraza baktım kaşları çatılı bir şekilde beni inceliyordu içinden geçenleri az çok tahmin edebiliyordum ama muhtemelen bana söylemeye cesareti yoktu.

 

 

 

 

Murat amca ikimize de dönerek "Çok güzel olmuşsunuz kızlarım boşverin bu haytaları siz" diyince ikimizde gülümseyerek ona sarıldık ve artık gitmemiz gerektiği için evden çıktık. Serap teyze yüzüncü kez kendimize dikkat etmemiz gerektiğini söyledikten sonra bizde dikkatli olacağımıza karşı onu ikna edince gitmek için yola çıktık murat amca kuzey, koray veya poyraz sizi götürsün dese de biz oraya gidince peşimizden ayrılmayacaklarını bildiğimiz için kabul etmedik ve benim arabamla yola çıktık.

 

 

 

 

 

 

******

 

 

 

 

 

 

Yaklaşık yarım saattir parti alanındaydık ama beklediğim gibi eğlenceli geçmiyordu ne oldu diye sorarsanız da şöyle anlatayım

 

 

 

İçeri girdiğimizde melek direk arkadaşlarının olduğu masaya doğru beni sürükledi hepsiyle teker teker tanıştık 3 kız ve 2 erkekten oluşan bir gruptular Gamze, Aleyna, Ecrin, Arda ve Emre.

 

 

 

Meleğin bakışlarından anladığım kadarıyla emreden hoşlanıyordu tabi Emre'nin de ona olan kaçamak bakışlarını farketmiştim.

 

 

 

Bunların dışında arda da sürekli bana bakıp duruyordu ve bu beni aşırı derecede rahatsız ediyordu, o bana bakıp dursa da ben onun olduğu tarafa bakmayıp etrafı inceliyordum.

 

 

 

İçki kokusundan midem bulanmaya başlamıştı ben ağzıma sürmesem de melek ben farketmeden biraz içmişti ve muhtemelen ilk içişi olduğu için o kadarı bile sarhoş olmasına yetmişti artık gitmemiz gerektiğini farkedince ayaklandım ama ondan önce lavaboya gitmem gerekiyordu.

 

 

 

 

Onu burda tek bırakmak istemesem de arkadaşları yanında olduğu için biraz rahattım hızlıca gidip gelebilirdim meleğin koluna dokunup lavaboya gideceğimi söyledim sarhoş olduğu için tam anlamasa da kafasını sallamakla yetindi.

 

 

 

 

Kalkıp kusma isteğimi bastırarak lavaboya doğru yürüdüm. Makyajım olduğu için sadece boynuma su vurup kendime gelmeye çalıştım biraz da olsa iyi hissedince lavabodan çıkıp masaya doğru yürüdüm.

 

 

 

Kolumdan tutulup çekilmemle çığlık atacakken ağzıma kapanan eller buna izin vermedi. Gözlerim irice açılmış karşımda bana gülerek bakan ardayla karşılaşınca elinden kurtulmak için çırpındım ama işe yaramadı

 

 

 

"Şşşş sakin ol güzelim, bir şey yapmiyicam şimdi elimi çekiyorum bağırmak yok anlaştık mı?"

 

 

 

konuşmasından anlaşılacağı üzere sarhoş olmuştu elini çekmesi için kafamla onu onaylayınca çeker çekmez tekrar bağırmaya ve kaçmaya başladım, ama ben kaçamadan tekrar duvara yapıştırdı.

 

 

 

"Bağırma demedim mi ben sana az önce! hem bağırsan bile kimse bu seste seni duyamaz yani boşuna çırpınma."

 

 

 

onu dinlemeden avazım çıktığı kadar bağırmaya devam ettim. Beni belimden tutup kendine yapıştırınca ellerime vurup ayrılmaya çalıştım bu sefer de tek eliyle ellerimi başımın üzerinde birleştirip buna engel oldu. Başını boynuma doğru eğip dudaklarını boynuma bastırınca midem bulandı ve daha çok çırpınmaya başladım. O beni umursamadan boynumu öpmeye devam ediyordu diğer elini de bacaklarıma atıp elbisemi sıyırmaya çalışınca tüm gücümle bacak arasına tekme attım.

 

 

 

İnleyerek geri çekilince hemen ordan koşarak uzaklaştım arkamdan bağırmasını umursamadan az önce oturduğumuz masaya gidip meleğin kolundan tuttuğum gibi masadan kaldırdım ve çıkışa doğru peşimden sürükledim. Herkes anlamsız gözlerle bana bakarken onları umursamadan parti alanından çıktım geriye baktığımda ardanın sinirli bir şekilde bu tarafa doğru koştuğunu gördüm.

 

 

 

Arabanın kapısını açıp meleği bindirdikten sonra hızlıca emniyet kemerini takıp kendi tarafıma geçtim ve o bize yetişmeden son anda gaza yüklenip ordan uzaklaştım. Kalbim korkuyla çarparken ellerim de titremeye başlamıştı dikiz aynasından arkaya baktığımda peşimizde kimsenin olmadığını görüp derin bir nefes aldım.

 

 

 

Meleğe doğru bakınca çoktan uyuduğunu gördüm. Eve gidince evdekilerin bize, özellikle de alkol kullandığı için meleğe ne kadar kızacaklarını düşününce oflayarak arabayı sürmeye devam ettim.

 

 

 

Eve gelince arabayı park edip önce kendim indim onra da meleği indirip kolunu omzuma atarak destek oldum ve içeri yürüdük. Işıkların henüz açık olduğunu görünce derin bir nefes alarak kapıyı çaldım.

 

 

 

Serap teyze kapıyı açınca elini ağzına koyup korkarak konuştu.

 

 

 

"Hiii kızım noldu size ne bu haliniz sizin"

 

 

 

Korkum hala geçmediği için bir şey demeden içeri geçtim içerdekiler bizim girmemizle telaşla ayağı kalkınca meleği koltuğun üzerine yatırıp gözümü, benden açıklama bekleyen aile üyelerine çevirdim.

 

 

 

"Ş-şey melek biraz alkol aldı da o yüzden böyle oldu, ama çok değil yani merak etmeyin ilk olduğu için çarptı biraz"

 

 

 

Herkes endişeyle bize bakarken serap teyze meleğin kendine gelmesi için kahve yapmaya gitti. Ne kadar sinirlendiklerini farkediyordum ama endişeleri şimdilik sinirlerinin önüne geçti.

 

 

 

"Mavi senin bu halin ne peki titriyorsun resmen, noldu biri bir şey mi yaptı?" poyraz söyleyene kadar böyle titrediğimin farkında değildim. Hem ne diyicektim ki taciz edildim mi

 

 

 

Olanlar aklıma gelince gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve kimseye bir şey söylemeden evden çıkıp kendi evime koştum. Arkamdan seslenip koşsalar bile kimseyi dinlemeden eve girdim ve kapıyı kilitleyip önüne oturdum ve içimden geldiği gibi ağlamaya başladım.

 

 

 

Arkamdaki kapının vurulma sesini ve birilerinin adımı seslendiğini duysam da ağlamaktan başka bir şey yapamadım.

 

 

 

Onlarda pes etmiş olacak ki bir süre sonra sesler kesildi ben ordan nasıl kalktım nasıl yatağa girdim bilmiyorum. Tek bildiğim kafamı yastığa koyar koymaz uyuduğumdu.

 

 

 

 

 

********

 

 

 

 

Gözlerimi başımdaki keskin ağrıyla beraber açtığımda odamda olduğumu farkettim en son ne olmuştu, ben buraya nasıl gelmiştim? biraz da olsa kendime geldiğimde olanlar aklıma gelince gözlerimin dolmasına engel olamadım. Yataktan kalkıp üzerimdeki elbiseden kurtulup duşa girdim ve o pisliğin dokunduğu her yeri kazırcasına yıkadım.

 

Duştan çıktıktan sonra kendimi biraz daha iyi hissedince üzerime kazak ve pantolon giyinip odamı topladım ve aşağı indim. İştahım olmasa da bütün gün hastanede yorulacağımı bildiğim için ufak bir şeyler atıştırdım. Ne kadar bugün izinli de olsam hastaneye gitmek istiyordum yoksa kafamın içindekiler beni rahat bırakmazdı bir şeylerle oyalanırsam en azından kafam dağılırdı.

 

 

Mutfağı topladıktan sonra montumu ve çantamı alarak dışarı çıktım, ama bahçedeki sandalyelerin üzerinde uyuyakalmış bir poyraz beklemiyordum.

 

Muhtemelen akşam ben kapıyı açmayınca o da eve gitmeyip burda uyumuştu, üzerinin açık olduğunu görünce eve dönüp battaniye aldım ve onu uyandırmamaya dikkat ederek üzerine örttüm.

 

Uyanır gibi olsa da şükür ki uyanmamıştı ona son kez bakıp arabama bindim ve hastaneye doğru yola çıktım.

 

 

Gün boyu ordan oraya koşmaktan ayaklarımı hissedemez duruma gelmiştim bugün acil baya yoğun olduğu için herkes oraya toplanmıştı, hastalar bitince herkes derin bir nefes almış ve dinlenmeye gitmişlerdi. Saatin 10'a geldiğini görünce odama çıktım bugün nöbetim olmadığı için şanslıydım eve gidip direk uyumayı düşünüyordum.

 

Odama girince poyrazı görmeyi beklemiyordum bir süre birbirimize bakınca kendime gelip konuştum

 

"H-hoşgeldin, noldu neden geldin?"

 

"Seni almaya geldim"

 

"Beni mi, neden?"

 

"Çünkü dün için hesabını sormam gerekenler var tabi sadece benim değil"

 

"Ben gelirdim sen niye geldin ki?"

 

"Gelmezdin dün olduğu gibi anlatmamak için kaçardın yine, o yüzden beraber gidiyoruz hadi hazırlan bekliyorum aşağıda seni" diyerek odadan çıkınca koltuğa oturup başımı ellerimin arasına alıp oflamaya başladım. Nasıl söyleyecektim ki ben dün olanları. Biliyorum burada utanması gereken ben değilim ama yine de bunu anlatmak çok zor napıcam ben.

 

 

biraz daha öyle kaldıktan sonra artık çıkmam gerektiğini farkedince ayağı kalktım eşyalarımı alıp odadan çıktım ve aşağı indim. Poyraz kapının önünde arabaya yaslanmış beni bekliyordu elimdeki anahtarla kapıları açınca ikimiz de bindik ve yola çıktık.

 

Yol boyunca ikimiz de konuşmadık onun arada bana baktığını görsem de ben ona bakmamaya çalıştım. Eve gelince istemeye istemeye arabadan indim poyraz önden yürürken ben bir süre öyle kaldım. Arkasını dönüp "Hadi mavi" diyince peşinden ilerledim, o kapıyı çalınca kapı serap teyze tarafından açıldı ikimize içeri girince serap teyzeyle sarılıp içeri geçtik.

 

Herkes salonda oturmuş bizi bekliyordu anlaşılan, meleğin yüz ifadesinden anlaşılacağı üzere benden önce ona baya kızmışlardı.

 

"Gel kızım otur sende" geçip meleğin yanına oturunca herkes gözlerini üzerimize dikmiş anlatmamızı bekliyorlardı. Kimseden ses çıkmayınca murat ama söze girdi

 

"Evet kızlar anlatın bakalım dün gece noldu, melek kızım sen niye alkol içtin ve senin mavi akşamki halin neydi öyle? anlatın bakalım"

 

Ben konuşmayınca melek anlatmaya başladı.

 

"Şey baba biz dün oraya gittik oturuyorduk işte arkadaşlarımla masada onlar çok ısrar edince sadece bir bardak içtim gerçekten fazla içmedim. Özür dilerim söz bir daha olmiyicak öyle bir şey"

 

"Peki sana güveniyorum ilk ve sondu anlaştık mı?"

 

"Anlaştık"

 

"Peki sonra oldu?"

 

"Ben sonra noldu tam hatırlamıyorum ben oturuyodum orda mavi bir ara bir yere gitti sonra da birden gelip kolumdan çekerek dışarı çıkardı gerisini hatırlamıyorum"

 

Herkesin gözü bana dönünce derin bir nefes alıp zorla konuştum.

 

"Ş-şey ben midem bulandığı için lavaboya gitmiştim ordan çıkınca şey oldu"

 

"Ne oldu?"

 

"Meleğin arkadaşı arda bana zorla do-dokunmaya kalktı-"

 

"NE!" Herkes bir ağızdan bağırınca irkildim ama başımı yerden kaldırmadan konuşmaya devam ettim "Sonra da işte bir şekilde elinden kurtulunca meleği de alıp eve döndük"

 

Kafamı kaldırınca herkesin sinirden kıpkırmızı olduğunu gördüm serap teyze ağlamaya başlamış, melekte pişmanlık ve korkuyla yüzüme bakıyordu.

 

"Yürüyün çocuklar gidiyoruz" murat amcanın konuşmasıyla telaşla ayağı kalktım

 

"Nereye gidiyorsunuz murat" beni sormak istediğim soruyu serap teyze sorunca murat amca hepimize bakıp meleğe döndü

 

"Bu çocuğun evi nerde biliyor musun?" melek korkuyla kafasını sallayınca murat amca konuşmaya başladı

 

"Tamam bize söyle gidip soralım bakalım benim kızıma böyle bir şey yapmaya nasıl cüret edebildiğini bize de anlatsın" korkuyla onlara bakarken serap teyze ayağı kalktı

 

"Murat saçmalamayın kavga edip başınızı belaya mı sokucaksınız polise haber verelim onlar gereğini yapar ona" serap teyze ne kadar dil dökse de onlar dinlemeden evin adresini alıp dışarı çıktılar. Bizde peşlerinden gittik ama bize dışarı çıkmayın diye tembihleyince orda kalmak zorunda kaldık ve tekrar salona döndük

 

Melek özür dileyip ağlayarak bana sarılınca bende kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Serap teyze de yanımıza gelince ikimize birden sarılıp öptü ve odamıza yolladı. Evet belli ki bugün yine burdayım.

 

Odaya çıkıp bir süre yatağın üzerinde oturup gelmelerini bekledim saat gece yarısını geçince daha fazla beklemeden yatağa uzandım. Bugün murat amcanın beni kızım diye sahiplenmesine çok sevinsem de benim yüzümden başlarına bir şey gelme ihtimaliyle daha çok korktum.

 

Yatakta bir sağa bir sola dönüp uyumaya çalışırken en sonunda yorgunluktan gözlerim kapandı ve uyudum.

 

 

BÖLÜM SONU

 

NASIL BULDUNUZ BÖLÜMÜ?

 

BİR DAHAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE

 

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 15.01.2025 15:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...