19. Bölüm

19. Bölüm : Acının ilk Arzusu

Elif Özen
elifozen.224

Eruto

 

Yavaş yavaş gözlerimi açmaya başladım.

Gözüme camdan kaynaklı bir ışık süzmesi giriyordu fakat uzun süredir baygın olduğumdan kaynaklı hiçbir şey göremiyordum.

En son hatırladığım şey Erifu'nun bayılıp şiddetli bir şekilde yere düşmesi ve ona yardım etmek için çabalarken bir anda gözlerimin kapanmasıydı.

Gözlerim yavaş yavaş işlevini yerine getirmeye başladı ve bulanık olan nesneleri görmeye başladım.

Sağ tarafımdaki koltuk takımında abim Odayakana ve Aren oturuyordu.

Sol tarafımdaki tekli koltukta ise Sensei oturmuş yumurta yiyordu.

Hareket etmeye çalışırken diz kapağımdaki acı ile bir anda inledim.

Odadaki bütün gözler üzerime döndü ve büyük bir heyecanla üzerime koştular.

Abim bana büyük bir içtenlikle sarıldı ve suratıma hüzünle baktı.

Sensei'n suratında çok pişman olmuş ve korkmuş bir ifade vardı.

Aren ise yine her zamanki soğuk ifadesi ile bana bakıyordu.

Ne hissettiğini tam anlayamıyordum.

Abim "Eruto size ne oldu!? " Dedi sinirli bir sesle.

Gözlerimi Sensei'ye çevirdim.

Sensei süt dökmüş bir kediye dönüşerek battaniyem ile suratını gizlemeye çalıştı.

Abime döndüm ve "Klasik görevler... Endişelenecek bir şey yok" Dedim zar zor.

Odayakana "Eğer o kız köye gelip bize haber vermeseydi olacakları hayal bile edemiyorum! " Dedi öfkeyle.

Bir anda kafama dank etti.

Erifu yoktu!!

Abime panikle dönüp "Erifu nerede!? O iyimi! " Dedim.

Odayakana " O hala yoğun bakımda Şah damarı zedelenmiş ve durumu kritik" Dedi hüzünle.

Ardından odanın içini büyük bir sessizlik sardı.

Battaniyemi hafifçe üzerimden çektim ve bıçak saplanmış dizime baktım.

Sargıya almışlardı ve yoğun kanamadan dolayı sargının altındaki kan kendini belli ediyordu.

Odayaka "Birazdan Seni Deri taşıyıcısı olan cerrahlar ameliyata alacak. Suratın ve kesilen yerlerin eskisinden daha iyi olacak " Dedi hafif bir tebessüm ile.

Bende tebessüm etmek isterdim fakat zavvallı Erifu aklımdan çıkmıyordu.

Umarım ameliyatı iyi geçer ve bir an önce iyileşir.

Aren uzanmama yardımcı oldu.

Suratına bakarak "Teşekkürler" Dedim.

Aren "Özür dilerim Eruto böyle bir şeyin yaşanacağını bilsem sizi asla yalnız bırakmazdım" Dedi.

Aren hayatımda gördüğüm en temiz kalpli insanlar arasındaydı.

Kendi hatası olmamasına rağmen özür dilemesi gerçekten büyük bir olgunluk örneğiydi.

Onun gibi olmak için neler vermezdim ki.

Abime gösteremediğim tebessümü tuhaf bir şekilde Aren'e gösterdim.

"Senin bir suçun yok bütün hata bizdeydi eve daha erken dönmeliydik" Dedim.

Aren çok hafif bir şekilde tebessüm etti.

Ohaa lann!! Aren'i ilk defa gülümserken görmüştüm.

Bunu görebilmem gerçekten nadir kimseler arasında olduğum anlamına geliyordu.

O asla duygularını kimseye belli etmeyen biriydi!

Aren tekrar soğuk ifadesine büründü ve "Bunun hesabını çok ağır ödeyecekler" Diyip odadan çıktı.

Sensei hala iştahla yumurtasını yemeye devam ediyordu.

Yumurta demişken Anka kuşunun yumurtasına ne olmuştu lan!

En son Erifu'nun çantasındaki özel kutudaydı.

Abime dönüp "Abi Erifu'nun çantasındaki Anka kuşunun yumurtasına ne oldu? " Dedim.

Odayakana'nın gözleri açıldı.

"NE! o Anka kuşunun yumurtasımıydı!???" Dedi bağırarak.

Gözlerim açık bir şekilde kafamı salladım.

Odayakana "Onu Hwajin Pişirip yedi!!" Dedi bağırmaya devam ederek.

Gözlerimi Sensei'ye çevirdim ve onunda gözlerini açmış bir şekilde bana baktığını fark ettim.

AMK YAA!!! Ağzında çiğnediği yumurta Anka kuşunun yumurtasıymış!!!

Sensei hiç bir bok yapmamış gibi gülümseyerek suratıma baktı.

Bir anda kahağa atmaya başladım ve koluma bağlı olan serumu çekip kopardım.

Yataktan yere atladım ve hızla Odayakana'nın kılıcını aldım.

Sensei kalktığımı görür görmez bağırarak odadan kaçtı.

Hiç zaman kaybetmeden peşine takıldım.

"Amk gel buraya!!!" Diye öfkeyle bağırıyordum sensein arkasından.

Sensei ise bir yandan şerefsizce gülüyor bir yandan da bağırıyordu.

Sensei bebek bakım odalarının olduğu koridora daldı.

Şansımı sikim ya!

Bu koridora girdiysek çok sessiz olmamız gerekiyordu yoksa hastanedeki bütün bebeler uyanırdı.

Parmak uçunda koşmaya başladım.

Köşeyi döndüğümde koridorun sonundaki Sensei fark ettim.

Sensei beni farkedince panikledi ve koşmaya devam etti.

Sensei en son gördüğüm yere varınca çıkmaz sokak olduğunu fark ettim.

Aha şimdi elime düştün Sensei bu odalardan birine girmiş olmalıydı.

Yavaş adımlarla ilerledim fakat dikkatimi cam duvarın arkasında beşikte yatan bir bebek çekti.

Cam duvara biraz daha yaklaştım ve bebeğe daha dikkatli baktım.

AMKK!!! BU SENSEİ!!!

O beşiğe nasıl girdi bu adam!

Sensei beni görünce ağzındaki emziği fırlattı ve arka kapıdan koşarak kaçtı.

Öfkeyle ve sessiz adımlarla arka kapıya doğru koştum.

Kapıdan geçince yoğun bakıma girdiğimizi fark ettim.

"Lan buraya girmemiz yasakkk!!! " Diye bağırdım Sensei'n arkasından ama adam zihinsel engelli.

Mecbur onu yakalayıp dışarı çıkarmalıydım.

Peşinden koşmaya başladım.

Ah Sensei seni bir yakalıyım liğme liğme edicem!

O kadar sinirliydim ki vücudum acı hissetmiyordu.

Anka kuşunun yumurtasını nasıl yerdi!!!?

Biz onu almak için az daha ölecektik!

Dua etsin ki Erifu'ya bişey olmasın.

Koridorda büyük bir hızla Sensei arıyordum.

En sonunda Onu koridorun sonunda cam duvardan içeri bakarken buldum.

Büyük bir öfkeyle Sensei'ye doğru koşmaya başladım.

Kılıcı tam havaya kaldırmıştım ki bir anda durdum.

Cam duvarın arkasında Erifu ve Hemşire vardı!

İnanamıyorum uyanmıştı!, yaşıyordu!...

İçimi büyük bir mutluluk sardı.

Erifu abimlerden sonra yaşayan tek akrabağamdı.

Her şeyden öte o benim kız kardeşim gibiydi.

Onun başına bişey gelse bunu kaldıramazdım.

Yan gözle Sensei'ye baktım.

Sensei de çok mutlu görünüyordu.

Şerefsiz adam yaw. Önce götünden görevler uydur sonra bizi ölümden dönder en sonunda da Anka kuşunun yumurtasını zıkkımlan.

Sensei bana döndü ve "Tadı çok lezzetliydi" dedi sırıtarak.

şimdi ebesine girecektim ama dua etsin Erifu'nun hatrına saldırmayacaktım.

Hemşire Erifu'ya bir şeyler söyledi ve odadan dışarı çıktı.

Bizi görür görmek "yoğun bakımda ne işiniz var! Çabuk çıkın! " Diye bağırdı.

Sensei kaslarını gerdi ve daha belirgin hale getirdi ardından cam duvara çok karizma bir şekilde yaslandı.

Hemşireye döndü ve yine o yavşak surat ifadesini yaparak konuşmaya başladı.

"Sizin gibi güzel bir bayanı gördükten sonra tansiyonum düştü. Beni muayene edermisiniz? " Dedi.

Kadın cebinden telefonunu çıkardı ve "Yoğun bakıma güvenlik ekibini gönderir misiniz! " Dedi öfkeyle.

Sensei " Aa naz naptın anlamadık sanki. Beş dakika durup gideceğiz öğrencimin iyi olduğundan emin olmak istiyorum" dedi.

Hemşire öfkeli sesiyle "Öğretmeni olabilirsiniz fakat buraya girmeniz yasak. Hastalar mikrop kapacak! " Dedi.

Sensei "İstersen sanada hocalık yapabilirim kıskanma " Dedi sırıtarak.

Hemşire "Birazdan güvenlikler size gösterecek dalga geçmeyi" Dedi.

 

Sensei "he he bende zaten kalkıpta 70 kilo adamdan dayak yemem" Dedi ve gülmeye başladı.

Sensei ile sırtımıza değen sert cisimler ile irkildik.

Arkamızı döndüğümüzde bütün sıfatımız mosmor oldu.

Karşımızda siyahi 2 metreden uzun kaslı iki tane adam duruyordu.

Sensei öküz gibi olmuş tek koluyla ensesinden tuttu ve havaya kaldırdı.

Amk sensein boyu 190 dan uzundu zaten!!

Bu adamlar 2.30 vardı herhalde!

Özel güçlerle bu kadar uzun olmuş olmalılar yoksa doğal olarak bu imkansız.

Adam Sensei alıp kaslı omuzlarına attı ve çıkış kapısına yöneldi.

Diğer adamda beni yakaladı fakat bana çok narin davranıyordu.

Hastanedeki hastalardan biri olduğumu biliyor olmalıydı.

Adam suratıma baktı ve "Doktorlarımız ameliyat için sizi bekliyorlar" Dedi.

Aaa tabi ya ameliyat saatim gelmiş olmalıydı!

Adam beni ilk yattığım odaya götürdü ve telsizden "kayıp hasta bulundu tamam" Diye haber gönderdi.

Dev adam odadan çıkınca odaya beş adet hemşire geldi ve yatağımı dinlenme odamdan çıkardılar.

Abim nerdeydi la acaba? En son peşimden benimle birlikte çıktığını görmüştüm.

Sensei de umarım şuan iyidir.

2.30 metre siyahi abi ile çok iyi anlaşıyor gibiydiler.

Aman her neyse iyidir iyidir.

Hemşireler beni ameliyat odasına getirdi ve kapıyı kapattılar.

Ardından anestezi işlemi uygulamak için koluma iğne vurdular.

Gözlerim tavanda asılı duran lamba eşliğinde kararmaya daha sonra kapanmaya başladı...

 

***

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 22.10.2024 16:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...